..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) > Kâmuran Esen




20 Ocak 2003
Yeðenime Yaptýðým Peynirli Börek Tarifi  
Kâmuran Esen
Önemli not: Böreðin yalnýzca tarifiyle ilgilenenler, parantez içine aldýðým bölümleri okumasýnlar.O bölümler börek tarifi ile ilgili deðil nasýl olsa. Üstelik, sizin için sýkýcý olabilir.Yine de karar sizin.


:FGAD:
Önemli not: Böreðin yalnýzca tarifiyle ilgilenenler, parantez içine aldýðým bölümleri okumasýnlar. O bölümler börek tarifi ile ilgili deðil nasýl olsa. Üstelik, sizin için sýkýcý olabilir. Yine de karar sizin.

Geçenlerde yeðenimden bir e-mail aldým. Kendisi çok güzel bir genç kýz. Þöyle diyordu bana: ” Teyzeciðim! Sizin peynirli böreðiniz çok güzel oluyor. Bana o böreðin tarifini gönderir misiniz? Ben yapýyorum; böreðin altý- üstü kýzarýyor, içi hamur kalýyor ya da kupkuru oluyor. Sanýrým bir püf noktasý var.”....... Ýþte böyle bir e-mail.

Gerçekten de peynirli böreði çok güzel yaparým. Her yiyen çok beðenir. Birçok kiþi; “ Ben yapýyorum sizinki gibi olmuyor.” der. Hamur börek deðil, yufkadan yapýyorum. Þimdi; “ Aaaaa! Biz de hamur börek sandýk. Yufkadan börek yapmaya ne var ! ” diyebilirsiniz. Öyle demeyin. Yaðda piþirilen yumurtanýn bile “Eh! Þöyle böyle” si vardýr, bir de parmaklarýnýzý yedirtecek kadar güzel olaný. Onun için yufka börek deyip geçmeyin. Sonuçta o da emek istiyor, özen istiyor. Hatta, yeðenimin dediði gibi tarifin bir püf noktasý bile olabilir.

Hemen yeðenime börek tarifini yazdým, gönderdim. Birine, içeriði yemek tarifi olan e-mail göndereceðim hiç aklýma gelmezdi doðrusu.
Size de göndereyim(!) aynýný. Belki gerekebilir:

Merhaba Zeynep;

Ýstediðin böreðin tarifi þöyle: Tepsiyi erimiþ sana yaðý veya herhangi bir margarinle yaðla. ( Ben gençliðimden beri sana yaðý kullandýðým için, margarin deyince aklýma hemen sana yaðý gelir. Bir de margarinle yaðlarsan, börek tepsiye yapýþmaz. Tepsiyi yýkarken, tepsiye yapýþmýþ ve kurumuþ yufka parçalarýyla savaþmak zorunda kalmazsýn. Zaten herkes son haftalarda “Savaþa HAYIR!” deyip duruyor....Bana, börek yapmasý zor gelmez de tepsiyi yýkamasý zor gelir. Neyse ki bir arkadaþým sayesinde böreðim tepsiye yapýþmýyor artýk. Çünkü arkadaþým, börek tepsisini margarinle yaðlarsam, yapýþmayacaðýný söyledi. Gerçekten de yapýþmýyor.) Bir yufkayý yaðlanmýþ tepsiye koy veya yay iþte. Býrak fazlasý taþsýn tepsiden. O taþan kýsmý en son kullanacaksýn. (Kýrk gün durak, bir gün gerek.” demiþ atalarýmýz.)

Bir kilo yufka için, yarým kiloya yakýn sütü, bir çay bardaðý kadar sývý yaðla karýþtýr. Bir tane de yumurta kýrabilirsin, ama ben koymam yumurta. Tepsiye yaydýðýn yufkanýn her yerine kaþýk kaþýk gezdir yaðlý sütü. Yufka iyice ýslansýn. Ýkinci yufkayý ve her yufkayý buruþturarak tepsiye döþe. Her yufkanýn üzerine yaðlý sütten kaþýk kaþýk dök. Veya bir fýrçayla sür. Diyelim ki altý yufka var elinde; üçüncü yufkadan sonra, peynirli içi koy. Böylece her kat için kullandýðýn buruþturulmuþ yufkayý yaðlý sütle ýsla. (Ýç dedim de aklýma geldi; ben peynirli börek yaparken, öyle iç falan hazýrlamam. Sýra iç koymaya gelince bak ne yaparým : Elime alýrým rendeyi, peyniri böreðin üzerine rendelerim. Þöyle rendeyi tepsinin üzerinde gezdire gezdire. Bolca rendelerim yufkanýn her noktasýna. Bazen de bir avuç ceviz içi ilâve ederim. Yine yaðlý sütten gezdiririm. Sonra da maydanozu kýyarým. Kýydýðým maydanozu, iç’in üzerine serpiþtiririm. Böyle yaparsan “Ýç az geldi, çok geldi.” derdinden kurtulursun. Bir arkadaþým börek yaparken gördü de beni, þaþýrdý. ”Ay ! Ne pratiksin.” Dedi. Yýllardýr - çalýþtýðým yýllarda yani - , hem iþ hayatýný hem ev hayatýný nasýl baþarý ile sürdürdüm sanýyorsun ! Ýþte bu pratikliðim sayesinde.)

En son yufkadan dörtte bir büyüklüðünde bir parça kes. Onu ne zaman kullanacaksýn, biliyor musun? Yufkalarýn tamamýný tepsiye döþedikten sonra. En baþta tepsiye yaydýðýn ilk yufkanýn tepsiden taþan kýsýmlarýný bohça gibi kapat böreðin üstüne. Ki, böreðin kenar kýsmý falan olmasýn ya da kurumasýn diye. Ýþte o zaman tepsinin orta kýsmý açýkta kalýr genellikle. Kenara ayýrdýðýn parçayý, o açýðý kapatmak için kullan. (“ Sakla samaný, gelir zamaný.” misali.) Ondan sonra bohçalama iþini yap.( Açýkta kalan kýsmý kapatmaktan söz edince, bak aklýma ne geldi: Bütçem hemen her ay açýk veriyor. Bu açýðý kapatmak için ne gibi bir yöntem uygulamam gerektiði hakkýnda bir önerin varsa ya da aklýna gelirse bana yaz. Keþke pratik olduðum kadar hesaplý da olabilseydim. Birazcýk müsrif bir kadýným ben. Umarým sen bana benzememiþsindir. Zaten “Kýz halaya, oðlan dayýya çeker.” derler. Genel olarak yani. Ben senin halan olmadýðýma göre, bana benzemen zayýf bir ihtimal....)

Böreðimizin iþi bitti. Güzel kýzarmasý için üstüne erimiþ sana yaðýyla çýrpýlmýþ yumurta sarýsý sür. Bir çimdik de tuz at, yumurta sarýsý ve sana yaðý karýþýmýna. Güya daha iyi kýzarýrmýþ tuz koyunca. (Bak gene “sana yaðý” dedim. Çünkü o “Annemin margarini.” Hani reklâmda öyle diyordu ya; hem de alýþkanlýk iþte. Alýþkanlýklardan kurtulmanýn yolu yok. Ya da çok zor diyeyim. Zaten her alýþkanlýktan kurtulmaya gerek de yok. Ama hepimizin en az bir kötü alýþkanlýðýmýzýn olduðundan eminim, kurtulmamýz gereken. Örneðin eniþtenin; “Karným çok aç, çabuk masayý hazýrla.” deyip de, sofra hazýrlamak için beni telâþlandýrmasý ama ben çorbalarý tabaklara koyarken, ne yapýp edip ortadan kaybolmasý veya tv’de izleyecek bir program bulmasý gibi. Çoraplarýný çýkarýp, koltuðun veya halýnýn üzerine bebek yatýrýr þekilde özene bezene uzatmasý gibi...... Bebek dedim de Enes aklýma geldi. Enes oldukça büyüdü. Onbir aylýk oldu. Neredeyse okula baþlayacak(!). Onu “Eþek sýpasý” diye seviyordum, artýk “Eþek” diye seviyorum büyüdü diye. O da bana gülüyor zavallý ! Kendisine güzel bir þey söyledim sanýyor. Büyüyünce eþeði görüp, onun ne olduðunu öðrendikten sonra; ”Anneannem neden beni eþek diye seviyor? Oysa ben eþeðe hiç benzemiyorum.” diye çok þaþýracak.)

Böreði iyice ýsýtýlmýþ fýrýna sür.150 derecede piþirmek yeterli olur sanýrým. Ama fýrýnýn üstü, altýndan daha çabuk kýzartýyorsa , önce fýrýnýn altýný çalýþtýr. On dakika falan sonra da, hem altýný - hem üstünü çalýþtýrýrsýn. ( Ben böyle yapýyorum. Çünkü fýrýným böreklerin altýný kolay kolay kýzartmýyor. Böreðin üstü nar gibi kýzarýyor, altý bembeyaz duruyor, peynir gibi. Ya da yazýn, ilk kez plaja inmiþ beyaz vücutlu tatilciler gibi. Senelerdir böyle benim fýrýn. Kansere çare bulunacak neredeyse, ama benim fýrýnýmýn arýzasý bir türlü giderilemiyor. Bunu servis elemanýna söylediðimde bana ne dedi biliyor musun? ”Ablacýðým! Siz de tepsiyi en alt rafa koyun, rezistansa yakýn yani. O zaman böreðin altý da güzel kýzarýr.”.....Çok sinirlendim. “Oðlum!” dedim. ”Ben otuz senedir börek piþiriyorum, bunu akýl edebilirim.”.....Bu densizliði yapan çocuk, - çocuk dediðime bakma; sakallý, býyýklý bir genç- bulaþýk makinemin arýzasýna bakmaya gelmiþti bir gün. Çünkü bardaklarý çiziyordu makine. O zaman da ne dese beðenirsin! Aynen þöyle: ”Ablacýðým! Yumurta kabuklarý suyun tazyiðiyle makinenin içinde hýzla dolaþýrken, bardaklara çarpýyor, çiziyor.”......Fesüpsanallah! Ne iþi var yumurta kabuklarýnýn makinenin içinde?...Tabi verdim cevabýný. Benden fýrçayý yiyince de þöyle dedi: ”Ablacýðým! Sularýnýz kireçli de ondan çiziliyor olabilir bardaklar.”....Bak sen !.....Yýllardýr ayný suyu kullanýyoruz. Sanki durup dururken bizim suyun kireç oraný mý arttý!...Bir gün de çamaþýr makinem için geldi ayný delikanlý. Joker gibi, her iþe bu delikanlý koþuyor. Ama hiç bir arýzadan anlamýyor. Makinem J programýnda takýlýp kalýyordu. O zaman da bana; ”Ablacýðým ! Bu makine J programýnda aðýr yýkar. Biraz durur, sonra yeniden çalýþýr, bu modeller böyle. ” demesin mi ! Sanki ben, aðýr yýkamakla takýlmanýn farkýný bilmiyormuþum gibi. Onbeþ yýllýk makinem. Nasýl yýkadýðýný, hangi programda dura dura yýkadýðýný çok iyi biliyorum. Eþimi tanýdýðým kadar makinemi de tanýyorum nerdeyse. Velhasýl ne fýrýnýmdan memnunum Zeynepçiðim ne bulaþýk makinemden, ne çamaþýr makinemden. Halý yýkama makinem de öyle. Beþtir tamire gidiyor, arýza aynen duruyor. Ýkide bir tamircide. Bende durduðundan çok tamircide duruyor makine. Misafir gibi geliyor arada bir, sonra tekrar gidiyor, bekle ki gelsin. Neymiþ efendim, makinenin artýk hiçbir arýzasý yokmuþ. Sanki ben tamir parasý vermeye çok meraklýyým. Normal çalýþýr makineye neden ”arýzalý” diyeyim! Hani bir fýkra var. ”Salamon ölüm döþeðindeymiþ.....Doktorlarýn biri geliyor, biri gidiyormuþ. Her gelen doktor, “Kalp saðlam, ciðerler temiz, böbrekler iyi çalýþýyor, tansiyon normal.” falan diyormuþ. Ama bizim Salamon nerdeyse ölecek. Sonunda güç belâ baþýný yataktan kaldýrmýþ Salamon. ”Desenize Doktor Bey öbür dünyaya sapasaðlam gidiyorum.” Demiþ....... Bizim makine de , tamircinin dediðine göre sapasaðlam. Ama çalýþmýyor iþte. Bir gün kucaklayýp dereye atacaðým, sinirimi yenmek için. Nasýl olsa dere, evimizin hemen önünden geçiyor. Aslýnda fýrýný atacaðým da, çok aðýr, kaldýramam onu. Hiç olmazsa halý yýkama makinesini bari atayým, belki sinirim geçer. Hem de çatý katýndan atacaðým ki; attýðým taþ, ürküttüðüm kurbaðaya deðsin.)

Zeynepçiðim, iyice kýzardýktan sonra böreði fýrýndan çýkar, üzerine gazete kâðýdý ört. Tepsiyi çok soðuk zemine koyma. Yoksa tepsinin altý terler, böreðin altý ýslak ýslak olur. (Gazete ört dediysem, öyle sýký sýký sarýp sarmalama bebek kundaklar gibi. Yoksa çok yumuþar börek, hamur gibi olur....Kundak......Bu kelimeyi duyunca hep vicdan azabý duyarým. Çünkü kýzýmý büyütürken, büyüklerin yönlendirmesiyle, onu nasýl sýký sýkýya kundakladýðým aklýma gelir. Zavallý çocuk ! Þimdiki aklým olsaydý, hiç ona böyle eziyet eder miydim ! Výz gelirdi büyüklerin verdiði akýl. Sen sen ol Zeynepçiðim, öyle herkesin dediðine bakma. Kendi aklýnca git. Ne güzel söylemiþ atalarýmýz: “ Bir bebeðin kýrk ebesi olursa; ya kör olur, ya topal.” Ya da ; “Kalabalýkta eþek kuyruðu kesme; kimi uzun olmuþ der, kimi kýsa.”.....Baþkalarýnýn yönlendirmeleriyle annelik görevimi yerine getirdiðim için, bazen kendimden utanýyorum. Yirmi yaþýnda anne olan birinden ne beklersin baþka ! Bir de ilk bebekler, annenin acemiliðine rastlýyor. Güya bir çocuk, annesi ona benim gibi yanlýþ þeyler yapmýþ olmalý ki, þöyle demiþ: ”Annemin ilki (ilk çocuðu) olacaðýma, daðlarda tilki olsaydým.”...Ne kadar haklý !)

Ýþte hepsi bu kadarcýk!.....Gördüðün gibi bu böreðin hiçbir püf noktasý yok. Ama böreðin her katýna sürülen yaðlý sütü iyi ayarlamak, püf noktasý olabilir. Yani ne çok fazla ýslat, ne de az. Ne kadar mý? Caným orasýný sen ayarla iþte. (Hani bir fýkra var......Yaþý henüz evlenme çaðýna gelmemiþ bir kýza dünürcü gelmiþ. Annesi de dünürcülere, “Benim kýzým daha tarhana çorbasý yapmayý bilmez.” Deyince; kýz atýlmýþ : ”Amaaan Anne! Ne var bilemeyecek ! Koyu olursa su koyarým ; curu (sulu) olursa tarhana koyarým.” Deyivermiþ..... O hesap, sen de baktýn yaðlý süt az geldi, biraz daha süt ilâve et. Yaðlý süt arttý mý, yoðurtlu çorba falan yaparsan, ona karýþtýr gitsin. Hakkýnda ayet yok ya!)

Kýsacasý, börek yapmak bu kadar kolay Zeynepçiðim. Ama, yapmasý onbeþ dakika ancak süren bir böreðin tarifi neden bu kadar uzun sürdü, anlayamadým........Fýrýnlanmýþ sütlacýmý da çok beðenirler. Eðer istersen, bir çýrpýda , birkaç cümleyle onu da tarif edebilirim.

Afiyet olsun.
Öpüyorum.
Kâmuran Teyzen


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Harikasýnýz!!!
Gönderen: Derya Çölkesen / Ankara/Türkiye
27 Mart 2006
Yazmakta olduðu gibi yemek yapmada da çok beceriklisiniz anlaþýlan.Yine döktürmüþsünüz her iki anlamda da.Okurken annemin böreðini bayýlarak yerkenki tat kaldý aðzýmda. Yüreðinize kaleminize saðlýk Hocam Sevgi ve saygýlarýmla...

:: olamaaaaaaaaaaaz
Gönderen: ömür perdahçýoðlu / Bolu/Türkiye
29 Mart 2005
olamaaaaaaaaaz...Ben de tam mantý tarifi isteyecektim..arkadaþlarým gelecek...ama vazgeçtim..:)

:: peynirli börek
Gönderen: Nells / ist
11 Þubat 2004
Kamuran Hocammmm :) Son bir aydýr gözümde, peynirli börek hayali yaþayýp duruyorum zaten :(((( (Hamur iþi yasak olduðu için yiyemiyorum) :((( Þimdi önümde bir tepsi sýcacýk börek olsa, hepsini yiyip kalkacak kadar çok özledim :)))) Evet ...Kýzmakta haklýsýnýz, siz çok davet ettiniz gel diye ama kýsmet olmadý :((( Ýnþallah bu yýl sizdeyim :)) Öpüyorum peynirli börek kelimelerini yazan ellerinizden :)))

:: Edebiyat mý, yemek tarifi mi!....
Gönderen: Ceren Emre / Ankara
21 Aralýk 2003
Kamuran Hn., Sevinir misiniz üzülür müsünüz bilemem ama, maalesef yazýnýz bir yemek tarifinden daha çok, edebi yaný aðýr basan gerçek, güzel bir deneme yazýsý olmuþ:)) Lütfen bundan sonra yemek tariflerinizde daha dikkatli olur musunuz? Ýyi bir börek tarifi alacaðýz diye, bir de üstüne edebi bir eseri enine boyuna tartarak okumak zorunda kalýyoruz:))

:: harikaaaa(curu)
Gönderen: ayþe / istanbul
12 Mart 2003
kamuran haným bu yazýnýzda baþka bir ömür ne diyebilirimki ama ben biyerde takýldým curu(sulu )kelimesini senelerce eþime anlatamamýþtým ne ne demiþ durmuþtu burda görünce çok hoþuma gitti bak benim kelimeler nerelerdede sen bilmiyosun kabahat benimmi bilmiyosa ama degilmi:))))))

:: muhteþemsiniz
Gönderen: didem aykaþ / ist
21 Ocak 2003
kamuran haným þiirlerinizi beðenerek okuyordum.yazýlarýnýzýda bol tebessüm ve kahkahayla.ama bu yazýnýz muhteþem olmuþ.tarifinizide akþam uygulayacaðým.ve bir itiraf - yað deyince benimde aklýma hep sana gelir-.hoþcakalýn.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Her Ayýn 28'i ve Kayýnvalidem
Fatma Nine'nin Mektubu
Üþüyen Ve Aðrýyan Sol Ayaðým
Ýzedebiyat Hastalýðý, Teþhis ve Tedavisi - Yeni Düzenleme
Evli Bayanlara Öðütler
Mudurnulu Fatma Nine Jimnastiðe Gidiyor
Kayýnvalidem Bir Ömür - 4
Ya Bakan Olucam Ya Baþbakan / Mizah
Sinir Olduðum Tipler - 1
Dün Gece Bir Rüya Gördüm - 11

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kýzým Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
Ýstanbul Sizin Olsun
Ben Birazcýk Deli miyim?
Öðretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Biþim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirþeyi Olmayana / Ölüm...
Caný Sýkýlmak Nasýl Birþey?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dönüþü Olmayan Gidiþ [Þiir]
Seni Özlemenin Kitabýný Yazabilirim [Þiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Þiir]
Ýþte Gidiyorsun [Þiir]
Gelseydin Eðer [Þiir]
Ne Zaman Seni Düþünsem [Þiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Þiir]
Çek Beni Ýçine Bir Nefeste [Þiir]
Sýðýnacaðým Baþka Yürek Yok [Þiir]
Uykularýnda Sev Beni [Þiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdýklarýmý okuyucularla paylaþmak amacýyla buraya gönderiyorum. Yýllardýr, yerel bir gazeteye haftalýk köþe yazýyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalýþýyorum. Yayýmlanmýþ Kitaplarým: -Þiirlerle Öyküler - þiir / Milli Eðitim Bakanlýðý Öðretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumaðý - þiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlýðý Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalým Uðurcuðum- deneme , aný / --Senfoni Yayýnlarý ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüðü - Baskýya hazýrlanýyor

Etkilendiði Yazarlar:
Okuduðum her yazardan veya yazýdan etkilenirim. Bende bir etki býrakmayacak, herhangi bir þey öðretmeyecek bir yazý düþünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.