Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Ýkinci bir en önemli yan da böylesi donanýmlý bu kiþilerin El adaletine fikren iman baðlýlýðý içinde inanmýþ inþacýlar olmalarýydý. El tasarruflu özel mülkiyetçi söylem içinde; El söylemli vaatler, hayli albenili söylemlerdi. Bu söylemler içinde ittifaký zenginlik kaynaklarý üzerindeki bir hesapla çalýþmadan takdirle mal mülk sahibi olunacaðýnýn telkinleri, vardý. Telkin edilenlerle kavranýr olan þey; El vaatli rýzk verme kavramý üzerindeki sahiplik içinde kazanýlacak, muktedirlikti. Ön ittifak içinde kovulup göçenler bu muktedirliðin cazibesini kendi üzerine yansýtmanýn büyüsüne kapýlmýþ olan kiþilerden oluþmaydý. Bu tür manaya iman (ahdi kavil-sözleþme- baðlýlýk yemini) etmiþ kiþilerdi. Yani kendi emekleri ile ortaya koyacaklarý mülkü, bu telkinlerden bekler olmanýn kolaycýlýðý nedenle kolektifin mülkünü El’in mülkü saymaya, çoktan yatkýndýlar. Eðriyi gözetiyorlardý ki, El terazisine göre doðrultunlardý. Bu eðrilik El adaletiyle mülke temel olsun ki bu temele göre hýrsýzlýklar, kötülükler cezalandýrýlma ve caydýrýcýn, oluþunlardý. Bu iþtah açýcýlýkla El mülkü saydýklarý ön ittifaklý kamusal zenginliðe sorgusuz sualsiz emek güçlerini sunacaklardý. Yani köle emekleri, mülk ve mülk hakkýydý. Emekler kulluk ödevi ile bu emek ürünleriyle birlikte bu iþtahla El’indi. Ve dolaysýyla da El sözcüsü olanlarýndý. Mülk, El’indi. El, mülkü olduðu için konuþuyordu. Ve El mülk sahibi olduðu için de sizin sahibiniz olan SAHÝPTÝ: . O halde El tarafýndan kendilerine mal-mülk verilen mülk sahipleri de; bu nedenle hem sizin sahibinizdi. Hem de mülk sahipleri El gibi El’in aðzýnda konuþuyordular. Telkin olanýn hayallerine kapýlmakla inanmýþ olanlar; bu inanýcýlarýyla, El sözcülerinin sömürü iðfaline uðramýþ; yapý süreçleri ortaya çýktý. Geriye bu yapý sürecinin, sözcüler eliyle; salgýn bir virüs hareketine dönüþüp, yayýlmasý kalýyordu. Tüm Dünya giderek bu tarz El yapýlý virüs salgýný içinde kasýlýp kavrulmanýn; köleci sisteme icazetle olan imparatorluk oluþumlarýnýn elinde olacaktý. Bu yapýlar; bað, bahçe, tarla, avadanlýk kýlýnmýþ ortak mülkiyetli ölü emeklerin; El takdiri üzerinde sahipleriydiler. El’in nasipçe kýldýðý Gýlgamýþ, Dumuzi, Hamurabba, Nemrut, Abraham, Sargon gibi söyletilen El icazetli genel sahiplikler; bu sahipliðin hükmüne baðýt olmanýn El mührü olan kiþileriyle; bu kiþiler El sözcüsü kiþilerin mutlak hükmü sayýldý. Ýster istemez bu som bencillik üzerine olan çaðrýya uyup gelen vaat ve biat içindeki kiþiler, öðrendikleri yeteneklerini El mülkü içine sunup; emek gücünü El’in malýna mülküne sarf etmekle, El’i zengin edip sömürülecektiler. Sömürülenin kendisi de umut beklentisi içinde vaat kâr olacaktýlar. Kâfirler toprak ekip biçen, ekici, tarýmcý tahýl üretimi yapan gruplardý. Tohumun üzerini toprakla örtüp; tohumu toprakla gizlemelerinden ötürü bu çiftçi gruba tohumun üzerini örten; örtüp gizleyen anlamýna kâfirler denirdi. Ýyi de El inançlý imancýlar niçin kâfirleri özel bir atýfla anýyordular? Kâfirler El takdirine karþý çýkýp týnmamakla El’in mana gücünün yok sayýp El iradesinin üzerini; týpký bir tohumun üzerini örter gibi örtmüþ oluyorlardý. Sömürüyü meþrulaþan Ele göre ekici kâfirler; El ittifaklý tevhidi çaðrýya katýlmamalarýyla; ekiciler El takdiri olan gerçeðin, üzerini örtüyorlardý (kâfir oluyorlardý)! Kâfirler El takdirini görmezden geliyorlardý. Yani kâfirlik en eski totem mesleklerinden biriydi üstelik kâfirler kendi ortak emeklerine sahip çýkýyordu. Kâfirler ortak emeklerini El kaptýrmamakla birlikte bunu El’in seçilmiþ kullarýna verilmesine razý olmayýp, direniyor olmalýydýlar. Hâlbuki El’in kendisi ön ittifaklý ilah ortaklaþmalý iradeyi ve kâfirlerin emek güçlerini yok saymasýyla El; kendisinden önceki gerçeðinin üstünü örtmekle; kendisi kâfir oluþ ayný olan iþini yapýyordu. Tabii ki El müminleri, bu geçmiþ süreci bilmediklerinden; ekicilere, ekicilerin sýrf El karþýtý olmalarýný kâfirlik olmakla söylediler. Kâfir emekli tarýmcýlarý, kendi sözcük kullanýmlarýnýn anlamý îçinde yeriyordular. El imanlý anlayýþýn ilk mücadelesi içinde direnen gruplar, tarýmcý olan tohum ekici kâfirlerdi. El, ilahi dönem içindeki tüm mücadelesini mesleði kâfir olan gruba karþý, vermiþti. Kutsal metinlerin kâfirleri bu denli aþaðýlamayla anmasý bundandý. Bu tarz yergice anma içinde olmalarý, bu ilk büyük aný mücadelesi içine yapýlan bir göndermeydi aslýnda. Daha sonraki eylemli sürecin içinde bir El erki olan monark, kendi çevresindeki diðer El erki olan bay erkleri dediðimiz monarklar üzerine doðru bir egemenlik ihracýna baþladýlar. Diðer El takdirli monark (lugal) egemenler de, istilacý El’in egemenliðini tanýmýyorlardý. Bu nedenle istilacýlara direniyorlardý. Ýlah egemenliðini tanýmayan El’ler, þimdi de kendi gibi El olanlarýn üzerine kendilerinin El olma ihraçlarýnýn (Tagutluklarýnýn) iradesini tanýmayacaktýlar. Ýþte böylesi süreç aþamalarý içinde bir El diðer El’in egemenlik takdirini tanýmayýp; onu yok sayýp; onlarý da kendi El egemenliðinin hükmü altýna almak istiyordu. Bu hareket hem diðer El egemenliðinin üzerini örtücü kâfir bir hareketti. Hem de karþý El ve El yanlýlarý, týpký eski tohum ekip, tohumun üzerini örtüp; tohumu gizleyen meslek erbabý ekici kâfirler gibi ihraççýlarýna direnmekle egemenliklerini kaptýrmak istemeyenler de, birer kâfirlik içinde olmaný, gibiydiler. O halde istilacý tekelci olan El’e karþý direnç koyan her El hareketi bir kâfir hareketi olmakla, yapýlanlar yine bir kâfirlikti. El, oluþa gelen süreci ne kadar kâfirlik olurla görürse görsün; süreç bir tez-anti tez oluþuyla veya sentez ve ayrýþma oluruyla doðal yasalar çerçevesinde deðiþip dönüþerek geliþiyordu. Egemenlik ihraç eden El ile egemenlik ihracýna direnen El, ilk Elden oluþan El’diler. Bu nedenle bir El diðer bir El’e; ilk takdirde bulunan mana El gibi olmayý yani, El gibi olmanýn (Tagut olmanýn) iddiasýnda bulunmasý oluyordu. Yine de buna raðmen El ve El’e iman edenler; kâfirleri ve kâfirlerin El takdirine karþý çýkýþlarýný dillerine dolamýþlardý. Kâfirleri kötülüyorlardý. Kâfirler El takdirini tanýmýyor olmalýydýlar. Kafirler yýlýn büyük bölümünü emek zoruyla; yaðmurda, yaþta; sýcakta soðukta çalýþýp hasat eden insanlardý. Bu nedenle kâfirler emeðine, iradesine sahip çýkanlardý. Elbet çobanlar da yaðmurda, yaþta; sýcakta-soðukta oluyorlardý. Çoban sýk sýk oturup dinlenebiliyordu. Çoban kaval çalacak vakit buluyordu. Yine çoban sakin sakin düþünmeye zaman ayýrabiliyordu. Oysa kâfirler çalýþmada arta kalan zamanda kendi koþum hayvanýný da kendi doyurmak zorundaydý. Kâfir meslek, çift sürdüðü araç gerecin bakým onarýmýný yapýyordu. Alt süreçlere organize olmuþtu. Çoban gibi süreçlere deðiþmezlik gözüyle yalýn bakmýyordu. Tarlayý sürüyordu. Tohum ekiyordu. Tohumun üzerini itina ile örtüyordu. Tarlayý suluyordu. Tarladaki yabani otlarý ayýklýyordu. Ürünü hasat ediyordu. Hasadý eve taþýyor. Ürünü deðirmende ya da taþla öðütüyordu. Bunlarýn her biri her bir ayrý süreçler olmasýna raðmen tohum gizleyici kâfirler üzerinde bitiþik süreçler olmakla yorucu ve uzun erimli süreçlerdi. Karþý gelme dirençleri de bu nedence, adaletleydi. Tarihin bilinci unutmaz olmakla; kesikli sürekli seçme ayýklamalarýyla; deðiþme, dönüþme, birikme üzerinedir. Bilmezi olan; unutan; unutturulan insan bilinciydi. Toplumun hafýzasý da tarihi hafýza olmakla kesikli sürekli unutmayan hafýzadýr. 10.05.2017
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |