..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Seyfullah ÇALIÞKAN




29 Mayýs 2017
Kara Tren  
Seyfullah ÇALIÞKAN
Kara tren çocuk gözlerimizde dev gibi bir makineydi. Her tarafýndan buhar çýkan, su ve yað damlayan öfkeden delirmiþ kocaman bir canavardý. Bazen Aðustos aylarýnda bacasýndan püskürttüðü kömür korlarýyla yol boyundaki kuru otlarý tutuþtururdu. Dere içindeki sazlýklar, yol boyundaki otlar anýzlar gibi kapkara olurdu


:AFAG:
KARA TREN
“Sakýn gitme oraya. Çocuklarý altýna çeker dili dilim doðrarmýþ. Çok çocuk ölmüþ orda. Parçalarýný raylardan toplamýþlar. Sakýn gitme emi oðlum. Sana bir þey olursa ben ne yaparým sonra.” Yasak olan her zaman çok çekicidir. Hem anamý çok severdim hem de arkadaþlarla gizli gizli istasyona giderdim. Çok yaklaþmazdým gerçi. Sadece uzaktan bakardým. Arkadaþlarýmdan bazýlarý tren tam hareket ettiðinde basamaða atlayýp, kapýnýn yanýndaki demire tutunurlardý. Hýzlanmaya baþladýðýnda ise yeniden yere atlarlardý. Ben hiçbir zaman onlar kadar cesur olamadým.
Kara tren çocuk gözlerimizde dev gibi bir makineydi. Her tarafýndan buhar çýkan, su ve yað damlayan öfkeden delirmiþ kocaman bir canavardý. Bazen Aðustos aylarýnda bacasýndan püskürttüðü kömür korlarýyla yol boyundaki kuru otlarý tutuþtururdu. Dere içindeki sazlýklar, yol boyundaki otlar anýzlar gibi kapkara olurdu. Bir tek karamýklar (böðürtlen) yeniden yeþerir, diðerleri sonbaharý ve gelecek yaðmurlarý beklerdi.
Tren sözcüðünün beynimdeki karþýlýðý kara trendir. Mototren, mavi tren, oturay gibi dizel makineleri tanrým sevdiklerine baðýþlasýn. Ben istemiyorum. Buharlý düdüðünün býçak gibi ýslýðý ovada yankýlanmayan bir makineyi ne yapayým. Tren dediðinin illa ki bir bacasý olmalý. Pap pap diye üflediði zaman dumanlar minare boyu yükselmeli. Hele o buhar vanasýnýn açýlýp foþt diye kaynar su saçarak pistonun ileriye ilk hareketi yok mu? Büyülenirim. Makinist bazen tekerlekleri birkaç kez olduðu yerde döndürür, tren raylar üzerinde hiç ilerlemeden patenaj eder. Yakýnýnda olmak gerçekten yürek ister. Elbette sevmediðim bir ki þey de ar. Tuvaletler direk raylara akardý. Büyük küçük hiç fark etmez. Hepsi ayný yere. O zamanlar bu durum bize olaðan gelirdi. Þimdi ise akla mantýða sýðmýyor.

Yaz akþamlarý tren Akhisar‘a doðru gözden kaybolup giderdi. Treni görmesek bile ardýnda býraktýðý dumana bakýp geçip gittiðini anlardýk. Demiryolu üzerinde yükselen o siyah kalýn bir çizgi on dakika veya biraz daha fazla öylece dururdu. Geceleri genelde Ankara Ekspresi geçerdi. Ve yük katarlarý… Kocaman bir gürültü ile gelirdi. Ve geldikleri hýzla karanlýkta kaybolurlardý. Karanlýða saklandýklarýnda hala sesi gelmeye devam ederdi. Kara trenin geceyi býçak gibi kesen ýslýðý uykularýmý bölerdi. Ama bu ses bizi tedirgin etmezdi. Her þey yolunda, uyumana devam… Sokaklarda yankýlanan düdük sesi bütün köpekleri uyandýrýrdý. Onlar tren geçip gittikten bir süre sonra bile huzursuzca avlamaya devam ederlerdi.
Tren köylünün ne iþine mi yarardý? Bu soru bir kitapta karþýma çýksa “ulaþým sorunlarýný çözerdi,” gibi kliþe bir yanýt verirdim, Ama ulaþým var, ulaþýmcýk var. Hayýr, köyümüzden genelde trene yük verilmezdi. Ýstasyonumuzda yükleme yapýlacak uygun bir rampa da yoktu. Öðrenciler okula giderdi. Köylüler Akhisar veya Manisa’ya alýþ veriþe giderlerdi. Evlenecek olanlar elbise kesmeye, çeyiz alamaya gidilirdi.. Örneðin çoluk, çocuk, genç, yaþlý, kadýn erkek Mesir Þenlikleri’ne giderdik. Hastaneye ve doktora gidenler de olurdu. Ama ben Ýzmir Fuarýna giderdim. Sabahýn yedisinde bindiðim tren Ýzmir’e saat on ikide varýrdý. Beþ saat sürmüþ kimin umurunda? O vagon senin, bu vagon benim deyip dolaþýp dururdum. Sýrasý gelenler trenle uzak memleketlere, askere giderdi. Bütün köylünün yaþamýnda mutlaka kara tren vardý. Rüyalarýmýzda bile yolculuklara hep trenle çýkardýk. Trenler denizden de geçer demiþlerdi. “ Ama batmaz mý? ” diye sormuþtum. “Vagonlarý içine alan büyük gemiler varmýþ. Tren gemiye bindirilip götürülürmüþ. Akýllara ziyan, fen iþte…

Manisa’ya okula giden öðrenciler için tren tam bir þamata yeri ve eðlence kaynaðýydý. Þakalaþmalar, kahkahalar, acayip bir þamata… Onlarý görünce Manisa’ya okula gitmediðim için üzülürdüm. Çünkü asýl eðlenceyi kaçýrdýðýmý hissederdim. Öðrencilerden bazýlarý hareket etmesini bekleyip sonra trene koþarak binerlerdi. Kapýsý açýp sarkan, bilet alamayarak kondüktöre yakalanmadan köye kadar gelmeye çalýþanlar da olurdu. Biletçi gelince tuvalete saklanýr, vagondan vagona geçerler, istasyonlarda vagon deðiþtirirlerdi. Daha onlarca akla hayale gelmedik numaralar denerlerdi. Oysa çoðunun pasosu vardý. Ama baþka nasýl genç olunur ki? Kara Tren Manisa Ýstasyonunda on beþ yirmi dakika beklerdi. Su alýr, kömür yükler, hatta kül boþatýrdý. Yolcular bunu fýrsat bilerek trenden inip gevrek alýrlardý. Veya sigara, kibrit… Ýstasyonda küçük bir kahve vardý. Ben ikindi vakti orada oturup Ýzmir’den gelip Soma’ya giden treni beklerdim. Genellikle o küçük çay bahçesinde Spor Akademisi öðrencileri takýlýrdý. Hem kýzlar hem oðlanlar taze fiden gibi taptaze gençlerdi. Boy pos onlarda, kaþ göz dersen o da öyle… Gülüp konuþurlardý. Treni beklerken bazen bir çay içer onlarý hayranlýkla izlerdim.
Tren Karaaðaç istasyonuna gelmeden önce Gediz Nehri’ni geçerdi. Demir köprü ve raylarýn sesi birden deðiþirdi. Gözlerim kapalý bile olsa nehri geçtiðimizi anlayabilirdim. O yýllarda nehir suya eðilmiþ söðütlerin arasýndan girdaplar yaparak deli gibi akardý. Söðütlerin dallarýnda suya doðru sarkan örgücü (çorapçý) kuþlarýn yuvalarýný görülürdü. Ben ilk kez treni beþ buçuk yaþýmdayken gördüm. Yugoslavya’dan Ýstanbul’a kadar kara trenle geldik. O yolculuk ile ilgili aklýmda kala kala üç beþ soluk fotoðraf kaldý. Çok korktuðumu anýmsýyorum. Ve çok sallandýðýný... Sürekli annemin eteklerine tutunmak istemiþtim. Oðlum ilk kez üç yaþýndayken kara treni gördü. Ve yýllarca tren þoförü olmak istedi. Garibim tren þoförünün makinist olduðunu ne bilsin.

Bursa Mayýs 2017
Seyfullah



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gökçeada 3
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Fatma Öðretmen Beni Severdi
Biyografimin Coðrafyasýnda Gezintiler
Ramazanýn Ötesi Bayram
Gökçeada 1
Börekçi Þükrü - 2 (Son)
Gökçeada 5 (Son)
Toto 1
Bul Karoyu Al Parayý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Raký Þiþesine Ejderha Olduk
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Nataþa, Mavra ve Raký
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Güvercinli Yazý - 1
Emekleye Emekleye Emekli
Acemi Çapkýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


Seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.