Ýnsan kendini bilmeli. Gerçeði keþfetmeye yaramasa da, yaþamayý öðretiyor. Ve bundan daha güzel birþey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Çoban gruplar sýk sýk sürüyü otlatma ve sýk sýk otlak alanlara göçme eyleminde de bulunuyorlardý. Bu nedenle bu eylemler tekrarý ittifaký bir arada tutan kuvvet baðlarýnda gevþeme yapýyordu (birlik yapýcý baðlarýnda tavsamalar oluþuyordu). Ýttifakýn kült merkezinden uzaklaþmakla; ittifak kazanýmý olan donanýmlarla grup sahiplik ve kiþi sahiplik duygularý arasýnda savrulmalar oluþuyordu. Pekiyi de bu düþün sel savrulmalar nedendi? Çoban gruplar ittifak içinde gelmekle kazandýklarý alan etkisi, ittifak öncesi gibi deðildi. Ýttifak içine gelenler üzerindeki alan etkisi ittifak öncesindeki gibi bir düzeyde kalmadý. Meslek erbabý gruplarýn ittifakýn içine gelmeleriyle totem meslekli gruplarýn ve kiþilerin dünya görüþlerinde, yaþama dek düþünce ve algýlarýnda pek çok deðiþmeler, olmuþtu. Ýþte çoban gruplar þimdiki göçlerin de bu ittifaký alan kazanýmla düþünceler içindeki etkilenmelerinin düþünsel fýrtýna ve çalkantýlarý, içindeydiler. Yani sudan çýktýktan sonra ýrmak kýyýsýnda gezerken ýslak düþünüyorlardý. Ýttifak yaptýktan sonraki grup ve kiþi düþünceleri ittifaktaki deneyim ve yaþantýlardan ilhamla düþünce ve eylemler, oluyordular. Düþen yýldýrýmý kendi tepesine düþecek yýldýrým gibi algýlayan kiþimiz, otlaktaki görüntü durumuyla da sürüyü; kendisininmiþ (çobanýnmýþ) gibi görüyordu. Kiþi, sürünün sahibi gibi bir duyguya kapýlýyordu. Çobanýn yanýnda, bir iki yardýmcý kiþisi olabileceði gibi zaman zaman çoban yalnýz da olabiliyordu. Ama bir ekici grubun efradý iþ dayanýþmasý gereði, pek pek yalnýz olamazdý Söz gelimi çobanýn sofrasý; çobanýn iþi gereði olmakla sürünün yaný baþýnda ve yalnýzdý. Çoban sofrasý özel ve ayrý bir sofra olmakla azýk diye kiþiye göre hazýrlanýr. Çobanýn beline baðlanýrdý. Çoðu zaman tek kiþi olan çobana sofra tek kiþilik olmasýyla kurulurdu. Buralardan kiþisi sahiplik düþüncesine göçmek bilinçli yapýlan düþünsel eylem deðildi. Þartlarý içinde sýkça tekrarý olandý. Bu durumun kiþi özne dünyasýna yansýmasý da, kiþinin tekil bilinçli heveslenme niceleyiþleri olmaktaydý. Çobanýn sýk sýk, ortak yapýlardan ayrý sofraya oturmasý ve yalnýz yeme içme yapmasý; çoban kiþinin iç dünyasýnda “ben oluþu” öne çýkaran desteklenme oluyordu. Bu nedence durumlar çoban kiþimizde; bencil sahipliði oluþan isteði körüklüyordu. Böylesi vehimlere kapýlan kiþideki hevesler kiþinin; zihin ve fikir yürütme jimnastiðini oluþuyordu. Çoban kiþimiz ya da kiþilerimiz baþ baþa olduklarý durumlarýyla, kiþisi sahiplik düþüncesini herkesten önce anlayýp içlerine sindirir olmuþtular. Bu egzersizler çoban durumlu þartlarýn inziva egzersizleriydi. O aþamalar itibarý ile çobanlar bu firari (belirip kaybolan) düþünmelerini, ittifak içinde sessiz düþünce olarak taþýmaktan baþka çobanlarýn yapacaðý daha ileri bir þey yoktu. Ta ki bu fikri oluþumlardan El düþüncesi çýkana dek. Eli asalý (sopalý) bir tek çobanýn sürüyü yönetir olma deneyimi, çobaný; El düþünceli kiþi sahipliði içinde olan durumlarý da, yönetir olmanýn düþüncesine götürdü. Çobanýn kiþisel sürü sahibi olucu düþünceler içinde olmasý demek; sahipliði içinde olanlarý da, sürü yönetir gibi yönetir olmasý demekti. El mana anlayýþý buydu. Bu kez çoban komple olur yansýmayý sahiplenemiyordu. Yalýn olaný sahipleniyordu. Akatlý, Kenanlý, Ýbrani olan Ba-el, El-Þadday, El-oh, Siyon daðý sahibi Rab olan El'ler kendi inanýcýlarý olmakla; kendi milleti olan kesikli durumlara; "ben sizin sahip çobanýnýz olan El'im" diyerek duruma süreklilik veriyordular. Söz ve buyruklarýnýn altýna Ýsaggu, gal-lu-gal, Ha-mu-ra-ba, Sargon, Cihan padiþahý diye ekleme yapan damgayý vuran El temsilcisi kiþiler bu kiþisi kral halleriyle kesikli ve oligarþi; halef hanedan krallýðý yolu içindeki geçiþmeleriyle de sürekli oluþtu. Önünde otlattýðý koyun malý olmakla; elindeki asa ile yönetir olmanýn irade görüsü içindeki çoban, sürüsü ve sürüleri olandý. Sürünün çoban önünde olmasý ve sürünün çoban sahipliðinde olmasý sürüyü yönettiriyordu. Çoban tarafýndan korunan; çoban tarafýndan güvenli yerlere götürülen; kýrpýlan; parazit temizliði yapýlan koyun da kendisi zamanlý alan eðimine göre olan bu tutumla, güdülmeye uyan iradesi olma dýþýnda; irade ve irade sahipliði yoktu. El; "Ben sizin çobanýnýz olan El'im" derken; "ben sizin irade sahibiniz ve sizin iradesiyle (sahipliðiyle) sizin güdeniniz olan El'im”, diyordu. Nasýl çoban sürüyü istediði gibi istediði bir yere döverek, söverek veya sürü eðimine uyan akýþa uygun yönelimle; istediði irade ile istediði yöne, istediði gibi götürürse; El de, ben de sizi istediðim irademle; istediðim doðrultuya (hayýr olana da þer olana da) götürürüm diyordu. Bu takdir çobanýn ve El’in adaleti oluyordu. Adalet bir gerçekleþmeydi. Gerçekleþmenin nasýl olacaðý da El takdirli kaderdi. Ne den kaderdi? Girilen yolun kendine özgü yol süreçleri vardý. Bu süreçler yola giren kiþinin (El’in de) istek ve bilinci olan iradesinden baðýmsýz bir var oluþtu. Mal, mülk sahibi olmakla; mal mülk sahibi olamamanýn; kendisine özgü yol süreçleri ve alan giriþmesi vardý. El istese bile bu yol süreçlerini deðiþtiremiyordu. El mal sahipliðini takdir ediyordu. Yol süreçli olan yolun alan etkisine de hayýr þer diyerek; o da benden demesiyle El’e göre takdirle kaderler vardý. Girilen yol neydi. Kiþisi mal mülk sahibi olmanýn yolu. Ve maldan-mülkten yoksun olanlarýn mal mülk sahiplerinin, malý mülkü üzerinde çalýþacak olanlara sahip olmalarýydý (malsýz mülksüz olanlarýn emek gücüne sahip olmaktý). Yani zengin olmakla, zengin olmayacaklarý hedeflemekti. Ýþte takdir buydu. Girilen yolun mülk sahibi olup olamama giriþme þartý, bu alan etkisi içine girdikten sonra kiþi dýþýnda kiþinin var oluþundan ve kiþinin bilincinden baðýmsýz zýtlarýn varlýðý ve birliði olmakla süreç kiþilerin “neyleyim ki kader böyle” dediði þeydi. Böyle bir gerçekleþme ve bu gerçekleþmeye göre yol alýþ ta adaletti. Hem de El takdirli El adaletiydi. Siz, su içinde olursanýz suyun þartlarý farklýydý ve zaman farklý akardý. Siz ormanda olursanýz ormanýn þartlarý baþkaydý; ormanýn zaman, mekân, devimleri farklý akardý. Ki bu durum aslýnda çobanýnda kendi þartlarý dýþýnda iradesinin olmadýðýdýr. Çobanýn amacý sürüyü otlatmakla, sürüyü tehditlere arþý korumakla, çobanýn sürü üzerinde egemen oluþudur. Evet, çoban sürüyü istediði yere istediði gibi götürecektir. Ama amacý sürüyü otlatmak olan çobanýn, sürüyü her istediði yere deðil de; ot olan yere; sürünün güvende olacaðý yere ve sürüyü bataklýk, uçurum olmayan bir yere götürmek te çobanýn kaderiydi. Ot olan, bataklýk ve uçurum olmayan yere sürüyü götüren çobanýn iradesi de kendi dýþýndaki nedenle istediði gibi olmayýp kýsýtlanýr. Böylece çoban sürüyü istediði yere götüremez. Yönetici istediði gibi yönetemez. El de keyfi takdir yaptým dese de istediði gibi takdir edemez. Girilen yolla gerçekleþenleri takdir eder. Otlu yere gitmek El’in sürü üzerindeki iradesi gibi söylenir. Otsuz yeri sürüye yasaklamak ta çobanýn (El’in) bir baþka iradesi olur çýkardý! Bu her iki tasarruf üzerinde El ya da çoban iradesi alan eðimine uygun olurdu. Akýþa uygun olanlarý söylemekle El ve çoban kendi iradelerine uygun olaný söylemiþ olurlardý. Çoban ya da El koyunu otlu yere götürürken; aksayan hasta koyunu isterse kucaðýnda otlaða kadar taþýrdý. Ýþte bu onun, koyunu kucaðýnda taþýr olup olmamak gibi hiç bir zorunluluk içinde olmamasýyla; davranýr olacaðý durumdur! Yani çoban; “öyle veya böyle olmak zorunda olmadýðý anlayýþýyla koyunu kucaðýnda taþýyýp, taþýmama iþi; El’in iradi olarak verdiði karar, kendi isteðini yapýyor olma eðilimidir!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |