"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Böylece El, kendi öncesinin adaleti olan ortaklaþma denkliði içindeki sürecin eþitliðini, bozmuþtu. Bozulanla oluþan eþitsizliðin de sürdürücüsü de El olmuþtu. Yani yeni adalet ya da El’in adaleti kolektif eþitliði bozan ve bu bozulmayý adalet diye sürdüren olmakla, özel mülke meþruiyet, anlamasý olmuþtu. El de öðreniyordu. Çünkü El keyfine göre daðýtma yaptýðý sonuçtan önceydi. Ve takdirde bulunduðu süreç sonucun ne olacaðýný da bilmiyordu. Elbette bilmediði sonuca göre de önceden konuþamazdý. Sonuç yansýmalar ortaya çýktýkça konuþacaktý. Önce keyfi takdir iradesini kullanmakla keyfi takdirine ‘ben adalet olana göre davrandým’ diyordu. Tabidir ki bu söylem El mantýðý içinde yanlýþ deðildi. El’in adalet dediði þey ilahi sistemin içinde þeytani söylem olmakla çoktandýr fikir jimnastiði yapýlandý. Fikri söylemler üzerinde algýlarýn oluþmasýydý. Ýlahi yapý içinde bu türden fikri söylemlerin yapýlýr olabilme yansýmasý çoktan oluþmuþtu. Ýlahi düzen ölçeði içinde ortaklýða karþý olanlar, ilahi söyleme göre münafýklardý. El de kendisine karþý olanlara münafýk diyecekti. El söylemi üreten totem meslekli ortaklaþma yapan gruba göre, genel olana karþýydý. El, kiþisel olandý. Gruba göre eylem herkese göre saðlama olmaktý. El düþüncesinde mal mülk kimi kiþilere nasip, þans talih kýsmet olmakla lütuf olarak verilendi. Yani keyfe göre daðýlan kamu malý ve kamu ortaklýðý þeyler El’in dilinde rýzk, El’in daðýtmasý içinde hak olandý. Hak olana göre davranma da adaletti. Bu nedenle El daðýtmasýna göre adaletliydi. Herkese göre deðil daðýttýðý kiþilere göre adaletliydi. Günümüze kadar kabul ettirilecek görüþ El’in herkese göre adaletli olmasýydý. Böyle eþitsiz olmasýnda bir hikmet vardý biz bilemezdik! El sebebi olduðu yansýmalarýn sonuçlarýndaki kendi rahatsýz olmasýyla; iþin ucunun mal mülk talanýyla cinayetlere dönüþmesi içinde köleleri, fakirleri, acý çekenleri, acizleri de görmesi oldu. Keyfine göre olaný deðil de, özlüðe göre iyeliðin zorunlu yasa olmasýndaki geri baðlanýmlarýný gördü. Bu nedenle eylemle deðil de, sadece herkesi öðüt, vaat ve uyarma içinde görmesiyle adil oldu. Adaleti özlüðe göre somut eylemle deðil de ölüm ötesine vaatleri yoksullara iyelik kýlmakla artýk El; El Adil olmuþtu. El, rahmeti bol olandý. Herkese acýyandý. El þefkatli olmakla çok gürlüyordu; ama þefkatli olmasý gerekenlere hiç yaðmýyordu. El, neden rahmeti bol olan, acýyan olmak zorunda kalmýþtý? El köleci sistemle ortaya çýktý. Haliyle köleci sistem öncesini kendi iradesi olmakla görmedi. El’in görmezden geldiði þey olan ortaklýk eylemi ve söylemi, özel mülk uygulamasý içinde El’in en çok gözüne batan þey oluyordu. Sümer El’i aciz feryatlardan rahatsýz oluyor en yüce arþa kaçýyordu. Buna raðmen, arþa ulaþan feryatlarý El, yine de duyup, görüyordu. El’in kaçabileceði uzaklýk totem alanla sýnýrlýydý. El’in gözüne batan rahatsýzlýk; artýk El’in kaale alýnmasý gereken durum olmuþtu. Önceden beri herkese göre olmakla, herkese yeter olanlarý El, herkese göre tasarruf etmeyip, rahmeti kýsma ýsrarý içinde oldu. Herkese yeter olaný herkese yetmez yapmanýn çeliþkileri, El’i adil olmaya iten þeydi. El keyfi takdirli somut eylemle rýzk verdiklerine karþý rýzký kýsýlanlara da öðüt verip; vaatler edip; onlarý doðru yolda (sefaleti olanda) ayrýlmamalarý için sakýndýrýp uyarýyordu. Sefalete katlanýn deniyordu. Bir zenginin cennete gitmesi, devenin iðne deliðinden geçmesinden daha zor diyordu. El’i rahmet olmaya getiren ve El’i þefkatli olmaya iten neden bu uyuþmaz; zýt çeliþkilerin ortaya çýkmasýný da; berbat ettiðini de El’in düzenlemek zorunda kalmasýdýr. Bu benim takdirimdir diye övündüðü süredurumla, kendi sorumsuz davranýþýnýn yansýmalarýydý El’in þefkati. El merhametiyle, lütfu keremi sonsuz olma vaadiyle vs. þefkatliydi. Bu benim takdirimdir deyip taraf tanýmamakla burnunda kýl aldýrmayan El; þefkat söylemiyle imaný sözleþme olan iman ahdinin içine El; taraf olmakla katýldý. Böylece süreç keyfi el takdiri olmasýnýn yanýnda þefkati olan El ile tek yanlýlýktan kurtuldu. Böylece El, her öze iliþkin iyece belirsizlik kavramlarýna da þefkati, merhameti, acýmasý olmayý söylemekle onlarý da içerir oldu. Gerçeði karartan imaný sözcüklerin altýnda böylesine bir tarihi geçmiþin bilinci vardý. Ýttifaklar üreten grup emeði üzerinde totem mesleklerini birbirleriyle takas ediyorlardý. Grup emeði eksenli sahipliðin takasça denkleþmeleri üzerindeki, ilahi ittifak eþitliði; El tarafýnda bozulmuþtu. El tarafýnda bozulan; ittifak ortaklý, dengeler olan eþitlik düþüncesi; El tarafýndan muhataplýk oluþla yeniden ele alýnacaktý. Ön ittifak içinde üreten iliþkileriyle denk olmanýn muhataplýðýný bozan El, ilahi düþünceyi ne kendisine muhatap tanýyordu; ne de kendisine takdirce ortak tanýyordu. El mal mülk sahipliði gücü elinde tutuyordu. Yani sürece bir sýfýr önde baþlýyordu. Kendisini benzersiz oluþla tanýmlýyordu. Ama kendisi vücut bulmazdan önce benzersiz oluþuyla ilahýn takdiri vardý. Bu nedenle ilk köleci imaný sözleþme El basýnçlý tek yanlý güce boyun eðiþ olmakla; El’in bu seslenmesi bir sözleþme olmaktan çok malsýz mülksüz olanlarýn “isteyerek ya da istemeyerek” bu çaðrýya geldikleri körü körüne bir biatti. Mal mülk sahipliði olanlarýn gücüne biatti. El sonraki süreçte yine kendi sahipliði içinde olan mülkten, kullarýna eþit (ortak) yararlanma takdirini de ortaya koyacaktý. Çünkü ortaklýklar olmadan ortak tanýmazlýk ta olmuyordu. Tek yönlü olan adalet ve adil oluþ þimdi çift yönlüydü. Adil oluþ sýrf El adaletini gözetmek deðildi. El’in adaletine fren koyan þartlarýnýn içindeki, çift yönlü durumlarý da gözetmekle en uygun kararý almaydý. Bir ana ve baba sahibi olduðu malýný mülkünü miras ederken nasýl çocuklarýný birbirinde ayýrmazsa; El de kendi mülkü üzerinde kullarýnýn yararlanmasý konusunda, kullarý arasýnda ayrým gözetmezdi! Pekiyi de El’in bu ayrýmý nereden geliyordu? Gruplar bazýnda her bir totem meslekli gruplar; üreten iliþki yükümlüðü içinde takdiri kararlar almada üreten karþý gruplarý da kendilerine taraf ortaklar olmakla tanýmýþlardý. Kararlar ortaklaþmasý demek, El’in keyfi takdirine karþý takdir olan ortaklar tanýma demekti. El birikmiþ zenginlik kaynaðýna göre konuþuyordu. Birikmiþ zenginlik kaynaðý içinde gruplarýn ölü emekleri ve takdirleri görünmüyordu. Bu nedenle El kendisine muhatap, taraf ve denk olan ortaklar tayin etme iþine öyle kýzýyordu ki. “Öfkede arþý titredi” diye bunu mecaz ediyordu. “Her hangi bir delilleri yok” diyordu. Muhatap tanýmýyordu ama sorulara verilen cevapla, soru soranlarý muhatap alýp; onlara muhatap (taraf) olmasýyla kendisinin sorgulanýr olduðu ve ortak tanýdýðý çok çok açýktý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |