Ýyi bir aþk mektubu yazmak için, neler yazacaðýný bilmeden oturman, kalktýðýnda da ne yazdýðýný bilmemen gerekir. -Rouesseua |
|
||||||||||
|
Dünyanýn herhangi bir ülkesinde sosyal sorunlar baþta olmak üzere tüm olumsuzluklar, her ülkenin kendine has kültürel, coðrafi, ekonomik, siyasi ve eðitim yapýlarýna göre çözümler üretildiði bilinen bir gerçektir. Ancak her devlet, sorunlarý çözme ve ele alma noktasýnda farklý siyasi felsefeden baktýklarý için, bazýlarý daha erken sonuç alýrken, bazýlarýysa býrakalým sonuç almayý, aksine daha da içinden çýkýlmaz hala sokmaktadýrlar. Ýfade edilen çerçevelerden yola çýkýlarak toplumsal sorunlarý gerçekçi temelde çözmek isteyen devlet yönetimleri, her þeyden önce þu bilimsel ilkeleri temel alarak hareket ettikleri görülmektedir. Her türlü baðnazlýk ve üstünlük kompleksinden arýnmýþ devlet yönetimleri, “Nüfus Bilimini” (Demografi) temel ilke edinerek, ekonomik açýdan ülkenin maksimum kaç kiþiyi insanca yaþatabileceðinin hesabý yapýlarak iþe baþlamýþlardýr. Ve ayný þekilde çaðdaþ modern Eðitim standartlarýna uygun 5- 10- 20 ya da daha uzun yýllarý kapsayan plan ve programlarý uygularlar. Böylece hem kültürel seviye yükseltmektedir hem de ileride doðabilecek siyasal ve sosyal sorunlarý % 90 oranýnda çözmüþ bulunmaktadýrlar. Belirtilen felsefi anlayýþa göre hareket eden ülkelerden Avrupa ve diðer Batýlýlarý rahatlýkla örnek gösterebiliriz. Bir devlet yapýsýnda toplumun güvenli, saðlýklý ve mutlu yaþamasý, insanýn ve de devlet yönetenlerinin kendi ellerinde olduðu halde, dünya toplumlarýnýn büyük bir çoðunluðu neden mutsuz, saðlýksýz ve sürekli sorunlarla boðuþarak yaþamaktadýrlar? Bu tür sorularýn cevabýný vermek için, toplumlarý yöneten devlet sistemlerinin siyasi felsefelerine bakarak söylemek en doðru olanýdýr. Bilindiði gibi her toplumda siyasal ve sosyal sorunlar, içerisinde yaþanýlan çaðýn koþullarýna paralel olarak ortaya çýkmaktadýr. Çözümü de ayný þekilde o çaðýn diline uygun olan bilimsel yöntemlerle ancak mümkündür. Herhangi bir devlet yönetimi temel siyasi felsefesinde, insan ve temiz doða anlayýþýndan uzak, yalnýzca metafizik felsefenin maneviyatýna dayanan mübarek kiþi, kutsal devlet, üstün millet ve ayrýcalýklý sýnýf egoizmine göre þekillenmiþse, o devlette hiçbir sorun gerçek anlamda asla çözülemez. Hele de trafik kazalarý ve kadýn cinayetleri gibi rahatlýkla önlenebilecek sorunlarýn, bu tür devlet yönetimlerinde daha da içinden çýkýlmaz hal almasý demek, sistemi yürütenlerin, belirli çýkar gruplarýnýn menfaatinin dýþýnda baþkalarýný düþünmedikleri gerçekliði ortaya çýkmaktadýr. Bu genel deðerlendirmeden hareketle, Türkiye devlet sisteminin nasýl bir siyasi felsefeye sahip olduðunu, bu siyasi anlayýþýn “Trafik Kazalarý ve Kadýn Cinayetlerini” neden önleyemediðini þu kaynaklarda aramak gerekir. Kim ne þekilde düþünürse düþünsün, Türkiye Cumhuriyeti (TC) kurulduðu günden bu zamana kadar, sosyal sorunlarýn çözümünde sürekli Orta Çað mantýðýndan kalma metafizik düþüncelerle hareket ettiðini rahatlýkla söyleyebiliriz. Örneðin her zaman devlet yönetimini belirleyen “Bürokrat ve Ticaretçi Burjuva Sýnýfý” kutsal kiþilik, eþsiz din, üstün ýrk, ayrýcalýklý sýnýf ve erkek egemenlikli gücü kutsallaþtýrarak toplumu yönetmeye devam etmektedirler. Ve böylece kutsanan din ve devlet yapýsýnda, baskýcý ve babacý polisiye mantýkla erkek egemenlikli (Eril) düþünceye sahip olmasý neticesinde, ailede ve toplumda kadýn, erkeðin her türlü emrinde olacak þekilde toplumsal bir algýnýn oturtulmuþ olmasý. Ayný þekilde yasalar baþta olmak üzere devletin tüm uygulamalarý, erkeðe her türlü tolerans ve ayrýcalýk tanýmasý yüzünden eþine, niþanlýsýna ve sevgilisine kýzan birçok erkek, katliam yapmakta en ufak bir çekince ve korku duymamaktadýr. Kadýn katliamlarýnda olduðu gibi trafik kazalarý da ayný mantýðýn bir diðer ürünüdür. Ýþte Türkiye devlet yönetimi yaþama bu çerçeveden baktýðý için, çok kolay þekilde önlenebilecek olan trafik kazalarý ve kadýn cinayetlerini, önemsiz ve sýradan bir olaymýþ gibi düþünmesi neticesinde, her gün yüzlerce insan ölmektedir. Çünkü sisteme hâkim olan oligarþik sermeye güçleri, ülkede yaþanan bu tür olumsuz sosyal olaylarda, temsil etmiþ olduklarý üst düzey sýnýftan olanlarýn zarar görmesi ya da etkilenmesi çok istisnadýr. Onun için kadýnlarýn öldürülmesi ve de toplumun kaos ve karmaþa içerisinde býrakýlmasý, Burjuva sýnýfýnýn umurunda bile deðildir. Bu düþüncelerimizi kanýtlayan örneklerse, Türkiye’de hâlâ “Nüfus Planlamasý ve oturmuþ bir Eðitim Sisteminin” varlýðýndan” bahsetmenin mümkün olmamasý. Aþýrý nüfus yoðunluðu, iþsizlik, saðlýk, ekonomi, huzur, güven ve siyasi sorunlar dað gibi büyüyerek, toplumu içten ve dýþtan çürüterek hýzlý bir þekilde yok olmaya doðru götürmesi. Benzer þekilde ekonomi çöktü çökecek, eðitim her yýl yaz boz tahtasý gibi sürekli mantýk dýþý müdahalelerle, Arap Ýslam Þeriatýna dönüþtürülmeye çalýþýlmasý. Saðlýk ayný þekilde kimin ne yaptýðý belli olmayan, insanlarýn deney malzemesi (Kobay) olarak kullanýlmasý. Trafik kazalarý ve kadýnlara uygulanan katliam raporlarý ise, Türkiye devlet yapýsýnýn gerçek iç yüzünü net bir þekilde ortaya koymaktadýr. Örneðin, Dünya Saðlýk Örgütü Trafik Kazalarý Raporu; Dünya genelinde her yýl 1. Milyon 240 Bin kiþi trafik kazalarýnda ölmektedir. Afrika’da her 100 Bin kiþiden 24.1 ile trafik kazalarýnda ölümlerin en yüksek yaþandýðý bölgedir. Türkiye ve Doðu Akdeniz 21. 3 ile ikinci sýrada yer alýrken, Avrupa ise kaza oranýnýn en düþük olduðu bölgedir. Yine Bianet’in Haberine göre; dünyada 2009 yýlýnda 1. Milyon kazada 10 000 kiþi ölmüþtür. 200 000 kiþi ise yaralanmýþtýr. Ölümlü iþ kazalarýnda ise Türkiye dünya üçüncüsüdür. Türkiye’de her yýl öldürülen kadýn sayýsý ise þöyledir: 1995 yýlýnda 564 kadýn. 2000 yýlýnda 810 // 2001 yýlýnda 1313 // 2002 yýlýnda 1399 // 2003 yýlýnda 1315 // 2004 yýlýnda 1368 // 2005 yýlýnda 1281 // 2006 yýlýnda 1202 // 2007 yýlýnda 817 // 2008 yýlýnda 802 // 2009 yýlýnda 1051 // 2010 yýlýnda 1010 // 2011 yýlýnda 1083 // 2012 yýlýnda 1015 // 2013 yýlýnda 1038 // 2014 yýlýnda 294 // 2015 yýlýnda 414 // 2016 yýlýnýn ilk üç ayýnda ise 94 kadýn öldürülmüþtür. Belirtilen yýllarda katledilerek öldürülen kadýnlarýn toplamý 16 776 kiþidir Kaynak: 2013 döneminde Aile ve Sosyal Politikalar Bakaný, Fatma Þahin’in soru önergelerine vermiþ olduðu cevaplardan elde edilen sonuçlardýr. Bu sayýya trafik kazalarýnda ve siyasi iç çatýþmalarda ölen insanlarý da eklediðimizde, adeta Türkiye büyük bir dünya savaþýný yaþamaktadýr. Ýþte Türkiye insanlarý adý konulmamýþ böyle bir savaþ içerisinde mutlu olmaya çalýþmaktadýrlar. Ve buna raðmen, halkýn büyük bir çoðunluk hâlâ mevcut sistemi yönetip idare edenleri sorgulamak yerine, arkasýndan tapýnýrcasýna gitmesi, Türkiye’ye her zaman kaybettirecektir. Bu yüzden tek çare, devlet yönetiminde babamýzda olsa eleþtirip sorgulamalýyýz. Ve kadýn erkek eþitliðini temel alan Anayasa ve kanunlarýn yapýlmasýnda ýsrar edilmelidir. Unutmayalým ki, samimi olmayan devlet yöneticilerini alaþaðý etmek insanlarýn kendi ellerindedir. Burada en büyük görev yine kadýnlara düþmektedir. Her kadýn kendi mahallesinde, erkek egemelikli yaþama karþý örgütlenmelidir. Çünkü bu gidiþle en fazla 500 yýl sonra doða baþta olmak üzere insan iliþkileri tamamen dibi vuracaktýr. Nasýl ki 15 000 yýl önce Neolitik çaðda insanlýðý kadýnlar icat etmiþse, Bilgi ve Teknoloji çaðýnýn sonunda yaþanacak büyük yok oluþta da yeniden yine kadýnlar insanlýðý inþa edeceklerdir. “Kadýnýn kurduðu dünyada barýþ olur, erkeðin kurduðu dünyada ise savaþlar vardýr.” Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |