..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðýn hangi filizi köreltilmek istenmiþse, tersine o filiz daha gür büyümüþtür. -Freud
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




24 Eylül 2016
Göçe Göçe - Göçmenlerin Kadýn Kahramaný Aþþe Ana - 37  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Aþþe Ana esmer, uzun boylu, korku nedir bilmeyen bir kadýn. Ölümüne az bir zaman kalýncaya kadar hep at sýrtýnda gördüm onu. Zaten bizim burada ata binen tek kadýn oydu.


:AAGE:



Kosvolu'nun kahvesi, Terziara yokuþunu çýktýktan sonra Topçularýn Çayýrý denilen yerde; duvarlarý kerpiçten, çatýsý kiremit; altý-yedi masa alabilen küçük bir mekan. Zemini kýrmýzý toprakla, iç duvarlarý kireçle sývanmýþ. Kahvenin tavanýnýn tam orta yerine, gece hava karardýðýnda aydýnlatmak için kullanýlmak üzere bir löküs(lüks lambasý) asýlmýþ. Kahveden içeri girince aslýnda ilk dikkati çeken; masalarýn üzerindeki kül tablalarýnda ve yerlerdeki sigara izmaritleridir. Bunlar akþamdan ya da birkaç gün önceden kalmýþ olabilir. Çünkü buranýn sahibi temizliðe önem vermez; zaten müþteriler de buna pek aldýrýþ etmez!
Sahibi, kahvenin yanýna bir de bakkal dükkaný eklemiþ. Bakkalda sigara (üçüncü ve ikinci; bazen de bafra sigarasý bulunur. Çünkü en ucuzlarý bunlardýr. Tabii en çok satýlan paketinin üzerindeki yazýlarý yeþil renkli olan üçüncü sigarasýdýr), kibrit, mum, gazyaðý, biraz lokum, biraz püsküvüt, leblebi tozundan baþka bir þey bulunmaz. Bir gün ninem, bana bir yumurta verip, bakkaldan kibrit almamý söylediðinde þaþýrmýþtým. Para yerine neden yumurta veriyor, diye. Buna raðmen götürüp bakkal amcaya yumurtayý vermiþ ve bir kibrit almýþtým. Ben þaþýrmýþtým, ama para yerine yumurta verince bakkal amca hiç þaþýrmamýþtý. Þimdilerde anlýyorum, köy yerindeki insanlarda para ne gezerdi! Sonradan at arabasýyla üzüm satan bir satýcýya ninemin yarým teneke buðday verip üzüm aldýðýný görünce, bu ticaret þekli bana normal gelmiþti. Hatta bir keresinde de eski, yýrtýk lastik ayakkabýlarý götürüp, bunlarýn karþýlýðý olarak bir satýcýdan leblebi almýþtým.
Kosvolu'nun kahvesinin tam karþýsýna sonradan Kerimler'in kahvesi açýlmýþtý. Burasý daha büyüktü, geniþ camlarý vardý; Kosvolu'nun kahvesinin camlarý küçücüktü ve içerisi adeta bir izbeydi. Ayak alýþkanlýðýndan olmalý insanlar gene çoðunlukla Kosvolu'nun kahvesine gidiyorlardý. Kerimler'in kahvesinin sahibi müþteri çekmek için sihirbaz bile getirmiþti, ama gene de umduðunu bulamamýþtý. Bunlardan baþka Köy Kahvesi ve Komitler'in kahvesi de vardý; ama bunlar hakkýnda benim fazla bir bilgim yoktu.
Yaz mevsiminde Kosvolu'nun müþterileri, öðleden sonra eski tahta iskemlelerini alýp dýþarýda gölgede oturup çaylarýný içer ve sohbet ederlerdi. Ýskemleler oturunca gýcýrdamaya baþlar, kýrýlacaðýndan korkardý insan. Kilolu müþteriler oturduðunda, bu iskemlelerin nasýl kýrýlmadýðýna hayret ederdim. Kahve sahibi, eþek arabasýný koþup bazen Çerkezköy'e mal almaya giderdi. Bu gidiþlerinde sadece bakkalýn kapýsýný kilitler kahveyi açýk býrakýrdý.
Bir gün amcamý, kahvenin dýþýna oturmuþ üç kiþiyle sohbet ederken gördüm. Bana eliyle iþaret etti, yanýna gittim. Oturmamý istedi ve bana bir çay söyledi. Çayýmý içerken konuþmalarýna kulak kabarttým:
-A(h)met, senin o Domuzderedeki tarlada gündöndüler nasýl, ben (H)anýmingenin Kapýsý Önüne ektimdi, kafalarý küçücük kaldý.
-Bu sene ma(h)sülün tadý yok beyau. Benimkiler de üyle. Býrakayým tarlada, gündöndü kafasý kesmeyle ne uraþacam, deyem ama seneye toumluk nerden bulucam!
-Býldýr büle dildi. Bu sene yamur da yamadý. Baçedeki domatiz, biber, kumpil ne varsa epsi kurudu.Geçen gün kýzdým epicini kökünden söküp fýydýrayým dedim, tam baþladým karý (y)etiþti. Çeþmeden su getirip sulayacakmýþ... Taa oradan, su nasýl gelir be ya?
-Dere kenarýna ekecen su isteyen þeyleri.
-Üle de, ba(h)çede ekelim de canlarý istedikçe kýzanlar koparýp yesin, dedik.
-Bre A(h)met, o cambaza verdin inecikleri ucuz ucuz...
-N'apayým? Elde avuçta bi þey kalmadý.
-Þu velespit aydayan kýzan kimin? Ayaðýnda þýlak papuçlar, elinde bir þiþirgen, (h)em de velespit...
-Tanýmadýn mý? Sadi Alilerin Recep o. Çok þevik bir kýzandýr.
-Ta bu ka büyüdü mü o kýzan ba?
-Saa olan büyür. Bunun Türbedere'de büzüktaþlarý var. Benim talikayla Türbedere'ye yaalýtuumlara giderken çok rastladým ona. Bi keresinde velespiti bozulmuþ, býzýklayýp durur yapsýn diye. Gel pin arabaya götüreyim dedim. Ýstemedi susak aazlý. Dönüþte baktým velespiti sýrtýna vurmuþ köve gidiye.
-Bunun tevekkel anasý, geçen gün barýrdý: Biree gavürün encee, er sülenene kanmasana, erkese velespitini vermesene!.
-Bununla o kýzan tarlaya bile gidermiþ.
-Bu týrýþka velespit Abdulla(h) yamayý çýkar mý? Þiþer kalýr yamanýn baþýnda; (h)ayvanlar bile çýkacam deye nasýl zorlanýr.
-Þindi aklýma düþürdünüz beyaa. Türbedere'ye gidince bi tükrük küftesi yeycem. Er gün lana aþý yemekten artýkýn yürem bulandý valla.
-Yanýna bi de hayran sülersin, tam olur.
-(H)Oþ geldin Rami aga.
-(H)Oþ bulduk beya.
-Gel bi çay iç.
-Sýcak (h)avada çay mý içilir?
-Ýnsanlar bir alem valla! Suuk olur sýcak ister, sýcak olur suuk ister.
-Napiyisin (H)Aydar agam?
-Nabayým be Rami, sabaatan gelirim kaveye aaþama kadar otururum.
Bu sözü duyan biri kahvenin içinden seslendi:
-Oturmaa mý geldik beya, (h)adi kaat oynamaa!
-Ýbraam kýzdýrma adamý, çarparým bak somaðana bi tane. Bu iskemle de gýcýrdar durur. Abe Kosvolu aga, çak þuraya bir enser beyaa...
-Elin neden sarýlý senin?
-Yaarýk(yaðrýk-kütük) üzerinde odun keserken nacak fýrladý anacýný satayým.
-Senin böle setren var mýydý? Eskiye benzer biraz ama... Kopçasý da kopmuþ.
-Bu setreyi de pantulu da sefte giydim valla...
-Setren de pantulun da (h)ayýrlý olsun üleyse.
Amcamdan gitmek için müsaade istedim.
-Tamam o(ð)lum, güle güleyin. Dedi.

● ● ●

-Dede, senin konuþtuðun þive ile bizim köylülerin konuþtuðu birbirinden farklý. Ben onlarýn birçok konuþmasýný anlamakta güçlük çekiyorum. Dedim.
-Dediðin doðru. Ben hem Ýstanbul Türkçesi ile hem de bizim oranýn þivesiyle konuþurum, yani yerine göre. Ýstanbul Türkçesini Yörük Dedemden öðrendim. Bizim köyümüzde kullanýlan Türkçe, maalesef Bulgarca'dan etkilenmiþ ve bozulmuþ. Beþ yüz sene içiçe yaþamýþýz Bulgarlarla; o nedenle buna hayret etmemek gerekir. Sana gelince, senin bizim köyde konuþulanlarýn bazýlarýný anlamaman normal. Çünkü sen, çok küçük yaþta buradan ayrýlýp þehre gittin.
-Biz Kýrþehir'e geldiðimizde, buranýn çocuklarý bizim konuþmalarýmýza gülerlerdi. Annem bir komþuda konuþurken, çocuklar için “kýzan” sözcüðünü kullanýnca, oradakiler anneme çok bozulmuþlar. Çünkü Kýrþehirliler, köpeklerin çiftleþme dönemlerindeki durumlarýný anlatmak için bu sözü kullanýrlarmýþ.
-Bak, aklýma þimdi geldi, daha önce söylemeyi unutmuþum. Göç sýrasýnda yaþanan bazý önemli olaylar Yörük Dedenin notlarýnda yer almamýþ. Yazmayý mý unuttu, bilerek mi yazmadý, ya da yazdý da sonradan bunlarýn yazýlý olduðu sayfalar defterden koptu mu? Orasýný bilemeyeceðim. Mesela, Türkiya'ya gelinceye kadar açlýktan ölenler de olmuþ. Beþ kiþi. Bunlarýn iki tanesi çocukmuþ. Aylarca süren bir yolculukta yiyecek bulmak o kadar kolay bir iþ deðil... Ayrýca bizimkiler, bir de sayýlarý yüzden fazla olan bir Rus birliðinin saldýrýsýna uðramýþlar. Bu saldýrý sýrasýnda Ruslarla göðüs göðüse, boðaz boðaza çarpýþmýþlar ve iki taraf da çok sayýda zayiat vermiþ. Bunu ben Ahmet Ýlmiler'in Sabri dedesinden ve Aþþe Ana'dan dinledim. Aþþe Ana Komitler'den yani senin baban tarafýndan akrabanýz. Daha açýk söyleyeyim, senin babaannenin ninesi. Babaannene Aþþe adýný ninesinden dolayý vermiþler. Aþþe Ana esmer, uzun boylu, korku nedir bilmeyen bir kadýn. Ölümüne az bir zaman kalýncaya kadar hep at sýrtýnda gördüm onu. Zaten bizim burada ata binen tek kadýn oydu. Bunlarýn anlattýðýna göre, Ruslar saldýrdýðýnda bizim kafile ormanlýk bir alandan geniþ bir ovaya çýkýyormuþ. Hava kararmak üzereymiþ. Kafilenin yaklaþýk üçte biri ormaný terk etmiþ ki, Rus saldýrýsý baþlamýþ. Ruslar, kafilenin büyüklüðünü hesaplayamamýþlar. Çatýþma baþlayýnca ormandaki bizim savaþçýlar, Ruslar'ý arkadan kuþatmýþ. Boðaz boðaza bir savaþ. Erkek, kadýn bizde herkes gavura saldýrmýþ. Aþþe Ana, “Bizimkilerden biri bir gavurun kafasýna vurdu. Gavur önüme düþtü, kalkma çalýþýr. Taktým oraaý gýrtlacýýna, pýrt diye kopardým kafasýný. Ýki gavur geberttim. Öteki iri yarý, deþkel bir gavur. Arkasýndan yanaþýp onun da gýrtlacýýna oraaý taktým, kopardým kafasýný. Gözleri pörtlek pörtlekti.” diye anlatmýþtý yaþadýklarýný.
Dedemin bu anlattýklarýndan sonra babaannemin küfrüne “Gýrtlacýýna....” diye baþlamasýnýn nedenini de öðrenmiþ oldum. Dedem devam etti:
-Bizden de onlardan da çok sayýda ölen olmuþ. Tam rakamý öðrenemedim. Anlatanlarýn ikisi de yaþlý insanlar olduklarý için, farklý farklý rakamlar söylüyorlardý. Kayýplar daha fazla olabilirmiþ, ama bereket versin çatýþma baþladýktan bir saat sonra hava iyice kararmýþ ve Rus askerleri geri çekilmek zorunda kalmýþ. Bizimkiler, Ruslarýn gün aðarýnca takviye güçlerle, onlarý yolda yakalayýp tekrar saldýracaklarý ihtimalini göz önüne alarak, yollarýný deðiþtirmiþler. Zifiri bir karanlýk varmýþ. Ne ay ne de gökyüzünde tek bir yýldýz görünüyormuþ. Koyu karanlýk bizimkilerin iþine yaradýðý gibi, tabii yol bulmada zorluklar da yaratmýþ. Bu çatýþma sonrasýnda Aþþe Ana da Sabri Dede de, bizim ölülerimizi gömmeden savaþ yerinde býrakmak zorunda kaldýðýmýzý aðlayarak anlattýlar. Ölüleri gömmek, zaman kaybettireceði için mecbur kalmýþlar. Daðlýk, taþlýk, dar bir yoldan sabaha kadar gitmiþler. Ortalýk aðarýnca durmuþlar. Kötü yol bitmek üzereymiþ. Geri dönüp geçtikleri yerlere bakýnca korkudan titremiþler. Çünkü yolun kenarý derin bir uçurummuþ. O gecenin karanlýðýnda kim bilir daha nice uçurumlarýn kenarýndan geçmiþlerdi, ama fark etmemiþlerdi. Bu uçurumlu yolda, içindeki insanlarýyla birlikte kafileden iki araba kaybolmuþ. Baþka bir yola mý saptýlar yanlýþlýkla, yoksa bir uçuruma mý yuvarlandýlar? Bu konuda kimsenin bir fikri yokmuþ. Belki geride kalmýþlardýr, ya da içinde bulunduklarý tehlikeli durumdan kurtulup ileride bir gün kafileye yetiþebilirler diye umsalar da, bu umutlarý boþunaymýþ.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.