..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Fatma Kara (Fatoþ Kara)




30 Temmuz 2016
Topraðýn Þemsiyeleri  
Fatma Kara (Fatoþ Kara)
Markete ya da pazara her gittiðimde gözlerim önce mantarlarý arar. Bakýnýrým uzun uzun, mutlaka bulurum sonunda. Öylece dururum karþýlarýnda, gözlerimde çocuk gülüþlerimle, dalarým çocukluk anýlarýma. Büyümenin acýlarýda büyüteceðini, bizleri birbirimizden uzaklaþtýracaðýný bilmediðimiz yaþlardaydýk o zamanlar.....


:ADJH:

Markete ya da pazara her gittiðimde gözlerim önce mantarlarý arar. Bakýnýrým uzun uzun, mutlaka bulurum sonunda. Öylece dururum karþýlarýnda, gözlerimde çocuk gülüþlerimle, dalarým çocukluk anýlarýma.
Büyümenin acýlarýda büyüteceðini, bizleri birbirimizden uzaklaþtýracaðýný bilmediðimiz yaþlardaydýk o zamanlar. Çocuklarýn vazgeçilmeziydi sokaklar. En güzel arkadaþlýklarýný, en büyük kavgalarýný, ilk icatlarýný, düþe-kalka koþuþlarýný, avaz avaz baðýrýþlarýný yaþadýklarý özgürlük alanýydý orasý onlar için. Gördükleri her aðaca salýncaklar kurar, ip atlar, top oynar, yeni oyunlar uydurup kurallar koyar; kendi oyuncaklarýný kendileri yaparlardý.
Topraktan yaptýklarý tabak çanakla arkadaþlarýný aðýrlarlardý. Minik elleriyle yaptýklarý devasa fincanlara su koyup bunu çay sayar, misafiri daha ilk yudumu almadan el çabukluðu ile yoðurduklarý topraklardan kurabiyeler yaparlardý. Geliþi güzel yolduklarý otlarý yaptýklarý tabaklara özenle yerleþtirip küçük misafirlerine ziyafetler hazýrlarlardý.

Bazen zamansýz bastýran yaðmurla hepsi evine koþuþurdu. Dýþarýda bardaktan boþalýrcasýna yaðmur yaðýyorken, çocuklar pencerenin ardýnda yaðmurun dinmesini, dýþarýya oyun oynamak için çýkacaklarý aný sabýrsýzlýkla beklerlerdi. Sonunda hiç dinmeyecekmiþ gibi yaðan yaðmur diner ve hepsi sokaða fýrlardý. Annelerin, “ sakýn çýkmayýn, üstünüz baþýnýz çamur olacak” ihtarýna kulak asýlmazdý. Hep beraber koþup oynanýrdý çamur içinde. O yaþlarda her þey mutlu ederdi çocuklarý, amaçsýzca koþmak bile...
Derken güneþ doðar ve gökkuþaðý aniden belirirdi. Bunun ne demek olduðunu hepsi bilir ve sevinçle etrafa bakýnýrlardý. Hep bu yaðmurlarýn ardýndan, gökkuþaðý kendini gösterdiði ilk andan sonra çýkýverirdi mantarlar. Aman Allah’ým! Her yer bir anda bembeyaz olurdu, nasýl da çabucak patlayýverirlerdi topraktan! Önce görenin, önce onu alanýn olurdu çýkan her mantar. Tabii kavgalar da olmuyor deðildi. “Önce ben gördüm, tam ben alacakken sen beni ittin. O benimdi…” O zamanlar ki tek dertleri hangisinin daha çok mantar topladýðý oluyor, ileride baþka dertlerinin olacaðýný düþünemiyordu hiç biri. Toplanan mantarlar eve götürülüyor, piþirilmesi bekleniyordu sabýrsýzlýkla. Sobanýn baþýnda mantarlarýn piþmesini beklerken bir gün büyüyeceklerini, birbirlerinden uzaklaþýp yabancýlaþacaklarýný ve mantar topladýklarý o günleri düþünüp, o zamanlar ne kadar mutlu olduklarýný unutacaklarýný akýllarýnýn ucundan geçiremiyorlardý. O zamanki tek dertleri büyümekti. Büyüdükçe, yaþça kendilerinden daha büyük arkadaþlarýnýn onlarý itip kakmasýna izin vermeyecek kadar güçlü olacaklarýný, en çok mantarý kendilerinin toplayacaðýný ve bu sayede daha mutlu olacaklarýný sanýyorlardý.

Tutku ile birbirlerine baðlý olanlar sadece çocuklar deðildi. Birinin baþý aðrýsa, diþini çektirse diðeri bütün mahallenin haberi olurdu. Bir iki saat görünmedi mi komþumuz merakla kapýsýný týklatýr, baþýna bir hal mi geldi diye telaþa düþerdik. Hasta olana sýcak bir tas çorba göndermek adettendi. Ölü evinin ne iþi, ne de yemekleri býrakýlmazdý yas içindekilere. Her gün biri yemeðini yapar, temizlerdi evini ocaðýný. Komþumuzun yasý bizim yasýmýzdý, sevincini yüreðimizde duyumsar paylaþýrdýk içtenlikle. Ötekinin çocuðunu çocuðumuz benimser, korur kollardýk her durumda. Yaz günleri kapýlarýmýz pencerelerimiz açýk uyurduk da korkmazdýk biri girecek diye. Çalýnmaya deðer eþyalarýmýz olmasa da asla çalýnamayacak deðerlerimiz vardý o zamanlar.

Mahalledeki her hane büyük bir evin odalarý gibiydi. Komþuluktan ziyade aile olmanýn sýcak atmosferi hüküm sürüyordu sokaklarda. Herkes birbirini tanýr, sever, koruyup kollardý. Mahallenin en yaþlý bireyi kocamýþ pelit aðacýydý. Mahallenin simgesi, ermiþ, saygýdeðer bir büyüðüydü adeta Toplanýlýp altýnda kahvaltýlar yapýlýr, genç kýzlar iþlemelerini alýp, türlü hayaller kurarak iþler, çocuklar dallarýna salýncak kurarlar, kuþlar neþeyle þakýrdý yapraklarý arasýnda. Genç aþýklarýn, oyun için toplanacak çocuklarýn, içilecek beþ çaylarýnýn vazgeçilmez mekanýydý bu aðacýn altý. Arada bir mahalleye gelen bohçacýlar bu aðacýn altýnda oturup soluklanýr, bütün kadýnlar oraya toplanýrdý. Rengârenk çarþaflar açýlýp bakýlýr, havlular elden ele dolaþýrdý. Kadýnlar, kollarýnýn altýnda ya bir havlu ya da çarþafla ayaküstü sohbetlere koyulur, yemekleri yanardý ocakta çoðu zaman. Bunlarý gören kocalarýna göre eþlerinin, birbirlerine olan sevgisi de konuþacak konularý da asla tükenmeyecekmiþ gibi gelirdi.
Birine kömür gelince el birliði ile kýrýlýp kömürlüklere taþýnýr, biri bahçe belleyeceði zaman çapayý, küreði alan koþardý yardýma. Hemen her evin bir kuyusu vardý. Olmayana kuyu kazýlýr, çýkrýklar dönmeye baþlayýnca keyif kahvesi içilirdi kuyu baþlarýnda. Bahçelerde yetiþen meyve ve sebzelerin ilk olanlarý komþularla tadýlýrdý mutlaka.
Masallarý andýran bu dostluk ve dayanýþmanýn yaþandýðý sokaklarda ansýzýn büyü bozulmuþ, sessiz bir savaþ yaþanmaya baþlamýþtý bir mayýs ayýnýn sonunda. Birbirine gidip gelmeler kesilmiþ, aðaçlarýn gölgesinde içilen çaylarýn yerini köþe baþlarýnda birbirini gözetlemeler almýþtý. Mahallede gizli bir düþmanlýk büyüyordu günden güne. Bundan en çok etkilenende çocuklar olmuþtu. En sevdikleri arkadaþlarýyla oynanmasý yasaklanmýþtý artýk. Neden diye sorduklarý sorularý cevapsýz kalýyor, oynayabileceði arkadaþlarýnýn adý sýralanýyor, diðerleriyle deðil oynamak, yolda görünce konuþulmasý bile yasaklanýyordu. Mahalledeki o büyünün bozulmasýna sebep olan þeyin ne olduðunu çocuklar bir türlü bulamýyor, yasaklý arkadaþlarýyla oynamaya gittiklerinde ya onlarýn annesi tarafýndan bahçeden kovuluyor ya da arkadaþý onunla konuþup oynamasýnýn yasaklandýðýný söyleyip arkasýný dönüp gidiyordu. Mahalleli bir anda düþman olmuþtu birbirine. Açýk býrakýlýp yatýlan kapýlar gündüz vakti bile kilitleniyor, perdeler sýký sýký çekilip, aile büyükleri saklý saklý konuþuyordu aralarýnda. Kulaklar radyolarda, beddualar ediliyor, “onlar “ve “bizimkiler” diye iki ayrý gruptan bahsediliyordu. Zamanla “onlar” mahalleyede gelmiþlerdi. Onlara, gitmeyeceksin, onlarýn çocuklarýyla oynamayacaksýn, onlarýn evinin yakýnlarýndan geçmeyeceksin. Mahalleye yeni birileri taþýnmadýðý halde onlar diye birileri peyda olmuþtu bir anda.
Büyüklerin yüzlerinde beliren tedirginlik zamanla yerini korkuya býrakmýþtý. Bu durumdan en çokta çocuklar etkileniyordu. Eskiden mahalle sakinlerinden bir amca ya da teyze yanlarýndan baþlarýný okþayýp geçerken, artýk kafalarýný çevirip bakmýyorlar, onlarý görmezden geliyorlardý. En sevdikleri arkadaþlarý yanlarýnda olmayýnca, ne trenlere el sallamak, ne gazoz kapaklarýný raylara yerleþtirip üstünden tren geçtikten sonra dümdüz olmasý ne de komþu bahçeden çalýnan erikler mutlu ediyordu onlarý. Çamurlardan yaptýklarý çanak çömlekle bekliyorlardý, ama misafirleri gelmiyordu tüm bekleyiþlere raðmen.
Radyo bültenlerinden yarým yamalak birilerinin öldüðünü, yaralandýðýný duyuyorlardý. Bir þeyler oluyordu ve olan her ne ise mahalleyi de etkisi altýna almýþtý. Bir türlü anlam veremiyorlardý bu olup bitene. Israrla sorular sormaya devam ediyorlardý büyüklerine. “Ýleride anlarsýnýz, þimdi anlayacak yaþta deðilsiniz” diye aldýklarý cevaplara raðmen sorduklarý sorulardan vazgeçmiyorlardý ve neden diye baþlýyorlardý bütün konuþmalarýna.
Onlarýn anlayacaðý dilde anlatmak mümkün deðildi ama gene de dilleri döndüðünce anlatmaya çalýþtýlar yaþananlarý. Çorum’da katliam yaþanýyordu, yýllarca omuz omuza, sýrt sýrta yaþayan insanlar bir anda mezhep ayrýmýyla bölünmüþ, birbirini öldürmeye baþlamýþlardý. Orada yaþananlarýn etkisi mahalleyi de vurmuþtu. Onlar ve biz diye ikiye ayrýlmýþ, birlikte yaþanan onca acýyý ve sevinci, kardeþçe yaþanan onca yýlý unutmuþ, anlamsýz bir kine bürünmüþlerdi birbirlerine karþý. Bir daha hiçbir þey eskisi gibi olmayacak, birbirlerinin yüzüne sevgiyle bakmayacak, ayný sofradan bir daha asla yemek yemeyeceklermiþçesine düþmanlardý birbirlerine.
Ýþlemedikleri bir suçun cezasýný çektirmek istiyorlardý çocuklara. Diðerlerine olan sevgilerini zorla söküp atmaya çalýþýyor, yerlerine ektikleri kinin yeþermesi için her gün yeni bir hikâye anlatýyorlardý. Yüzyýllar önce yaþanan olaylarýn düþmanlýðýný sürdürmek çocuklar için imkânsýzdý. Çünkü onlar, en büyük kavgalarýn ardýndan bile sevgiyle sarýlýrlardý arkadaþlarýna. Þimdi çocuklardan hiçbir kötülük yapmamýþ bu insanlardan nefret etmeleri bekleniyordu ama çocuklar nasýl nefret edeceklerini bilmeden, her gün biraz daha içlerine kapanýp yalnýzlýða sürükleniyorlardý. Büyüdüklerinde de anlamayacaklarý bu saçma savaþa bir türlü anlam veremiyorlar, olanlarla baþa çýkamýyorlardý çocuk baþlarýna. O çok istedikleri büyümek bir anda gelip kapýlarýna dayanmýþtý. Büyükler gibi düþünüp davranmalarý isteniyor, büyüklerin savaþýna katýlmalarý, kendi taraflarýnda yer alýp, suçsuz insanlara savaþ açmalarý isteniyordu. Büyüklerin dünyasý çok zalimdi ve çocuklar o dünyaya dâhil olmak istemiyorlardý. Tüm karþý çýkýþlarýna ve aðlayýþlarýna raðmen zorla, itile kakýla o dünyaya sürükleniyorlardý. Kimisi aile baskýsýna daha fazla karþý koyamayarak kabul etmiþti bu savaþta bir asker olarak yer almayý. Kimisi ise saklý gizli de olsa bir süre sonra yasaklanan arkadaþlarýyla arada bir görüþmeye baþlamýþtý.
Geliþip büyüyen sadece çocuklar deðildi. Zamanla mahalle de büyümeye baþladý. Yeni insanlar taþýndý, yeni evler yapýlmaya baþlandý. Mahalle büyüdükçe komuþuluk iliþkileri küçüldü, unutuldu yaþanan güzel günler. Geçmiþte yaþanan dostluk ve dayanýþmayý hatýrlayan bir pelit aðacý vardý. Unutmak ve unutturmak istemiyordu o güzelim günleri. Tekrar altýnda toplanýlsýn, masallar anlatýlsýn, þen kahkahalar patlatýlsýn, dallarýnda büyüyen çocuklarý gene gelip ona sarýlsýn istiyordu. O yaþýna kadar neler görmüþ geçirmiþti, bu da geçecekti. Sabýrlýydý koca pelit. Sabýrla beklemeye kararlýydý. Birgün birleþtirecekti bütün mahalleyi tekrar altýnda. Kuþlar koro halinde þarkýlar söyleyecek, çocuklar mutlulukla koþup oynayacak, aþýklar göz süzecekti birbirlerine.
Pelit aðacý kadar sabýrlý deðildi maalesef içinde bulunduðu arsayý satýn alanlar. Bir an önce bu kocamýþ, iþe yaramaz aðacý kesip odun yapmak, yerine beþ katlý bir bina dikmek istiyorlardý. Bir gün ellerinde hýzarlarla iki adam girdi mahalleye. Bütün mahalle sakinleri toplandý o gün baþýna, yaþanan o soðuk günlerden öncekiler gibi sevgiyle toplandýlar. Hepsinin yüzünde ayný hüzün vardý. Her ailenin en yakýný ölüyormuþçasýna bir yas havasý sardý mahalleyi. Kolay deðildi, bir zamanlar dallarýna beþikler kurulmuþ bebekler þimdi koca çocuk olmuþlardý. Her ferdin bir anýsý vardý. Onlarla birlikte yaþamýþ, onlarýn nice anýlarýný yaþatmýþtý yaþlý bedeninde. Þimdi ölüyordu bu yaþlý bilge. Hýzarlar yorgun bedenine deðdikçe yürekleri sýzlatan bir ‘ah’ sesi iþitiliyordu. Baþýna toplanan mahalle sakinleri de onunla birlikte ah çekiyordu: “Ah! Hiçbir þey eskisi gibi olmayacak bir daha”
Yaþananlarýn üstünden çok uzun yýllar geçti. Þimdi, büyüdükçe sorumluluklarýmýzýn, dert ve kederlerimizin de büyüdüðünü yaþayarak gördüðüm yaþlardayým ama nerede mantar görsem, özenle arþive kaldýrdýðým eski bir fotoðrafýn negatifleri gibi çekip çýkarýyorum çocukluk anýlarýmý, bakýyorum doya doya. Ýþte o zaman ‘’keþke!”diyorum. ‘’Keþke, büyümeyi o kadar çok dilemeseydim o yaþlarda. Keþke, en az mantarý ben toplasaydým da hep o mayýs ayýndan önceki çocuk olarak kalsaydým yaþlý pelit aðacýnýn altýnda.”






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Biz Ýyi Olacaðýz
Tavuk Sote
son Defa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sanal Þair [Þiir]
Büyüyünce Ben Anne Olacaðým [Þiir]
Var mýsýn? [Þiir]
Tanrý ile Konuþ/ma [Þiir]
K/adýn [Þiir]
Tanrý ile Konuþ/ma II [Þiir]
Sizi Beklerken [Þiir]
Çocuk ve Toprak [Þiir]
Nilgün Marmara'ya [Þiir]
Kýrkýncý Yaþ [Þiir]


Fatma Kara (Fatoþ Kara) kimdir?

Kendini bildi bileli depresyonla mücadele eden, dünyaya ve insanlara karþý içinde gün be gün kin ve nefret büyüten, ölümü yaþama yeðleyen. . . .

Etkilendiði Yazarlar:
Tezer Özlü, Nilgün Marmara, Didem Madak


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Fatma Kara (Fatoþ Kara), 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.