Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Ben, eþim, bir de Eskiþehir’den gelen oðlumla birlikte -alýþveriþ için- þehir merkezine inmiþtik. Hava sýcaklýðý kýrk derecenin üzerindeydi. Birkaç dükkâna girip çýktýk. Bedenimizdeki aþýrý nem kaybý, bir yandan da sýcak bunaltmýþtý bizi. Ramazan nedeniyle bazý kafeler kapalýydý. Bizde açýk bir çay bahçesini görür görmez geçip oturduk. Soðuk içeceklerimizi içerken yan masada ani bir hareketlilik gözlemiþtik. Devrilen sandalyelerin gürültüsüyle bakýþlar ayný yere odaklanmýþtý. Yaþý 17-18 olan bir delikanlý aðzý köpükler içinde yerde iki seksen uzanmýþtý. Duruma tanýk olan eþim masadaki soðuk suyu kaptýðý gibi delikanlýnýn yüzüne dökmesi bir olmuþtu. Buz gibi su tesirini hemen göstermiþti. Eþim zafer kazanmýþ gibi masamýza geldiðinde, “112 ye haber vermek gerekir,” dedim. “ Telefon açtýlar; tabi adresi karýþtýrmazlarsa az sonra burada olur,” yanýtýný alýnca, eþimin panik atak oluþunu anýmsadým. Ona gülümseyip, “Vallahi bravo sana, Akut gibi adamsýn vesselam…” diye takýlmadan edemedim. Biz çay bahçesinden ayrýlýrken ambulans da gelmiþti. Evimize gitmek için 200 metre yürümemiz gerekti. Güneþe çýkmaya çekiniyorduk. Saçaklardan yere düþen gölgelere sýðýnarak ilerliyorduk; öðle güneþinden kaçtýkça kaçýyorduk. Oysa kýþýn özlüyorduk güneþi. Yazýn da kaç bakalým kaç, neresi gölgeyse, serinse kaçýyorduk… Otobüs yolcularýný yüklenmiþti. Duraktan kalmasý için kalkýþ saatini bekliyordu. Boþ bulabildiðimiz tek kalmýþ koltuklara geçip oturduk. Benim kýsmetime kara çarþaflý bir yol arkadaþý düþmüþtü. Eh ne yapalým, bende sus pus yolu seyrederim. Ama yok, öyle olmadý. Ben yandým otobüsün içinde. Klimasýz eski model mini otobüste sýcaklýk daha fazlaydý; bana da afakanlar basýyordu. Çantamdan yelpaze niyetine bir þey aradým. Son günlerde okuduðum “Mudurnulu Fatma Ninenin Günlüðü” adlý kitap elime gelmiþti. Bolu’daki yazýn dostum Kamuran Esen’in yer yer yöresel dili kullanarak yazmýþ olduðu mükemmel bir kitaptý. Yaþlý bir kadýnýn ruhsal anatomisi, eskiye özlem öyle manidar anlatýlmýþ ki, bende kitap “hiç bitmesin” diye sindire sindire okuyordum. Yanýmda oturan kara çarþaflý kadýný göz ucumla incelerken onun da beni incelediðini fark ettim. Öyle tezattýk ki. Siyahla beyaz gibiydik. O da simsiyah baþtan aþaðýya kapanmýþ, bir tek yüzü açýktaydý. Bense kýsa kollu beyaz bir bluzla beyaz kapri pantolon giyinmiþtim. Býldýr býldýr kollarým açýktaydý. Buna raðmen yoðun nem kaybediyordum. Kitabý bu kez yelpaze niyetine kullanýrken, içimden Kamuran Esen’e bir kez daha teþekkür etme isteði oluþmuþtu. Yelpazeyi saða sola deðil de yukarýdan aþaðýya sallýyordum. Buna neden yandaki kadýnýn öfkeli bakýþlarýydý. O bakýþlar kadar da katýydýlar. Ýki zýt kutuptan insandýk. Neyse ki yolculuðum kýsa sürecekti. Sýcak soluklarýn etkisi astýmýmý tetikleyecek kaygýsýyla öne doðru seslendim: “Ya rabbim, bu ne sýcak ya, nerede þu otobüs þoförü? Gelse de gitsek artýk. Araç doldu. Daha ne bekliyoruz? ” Yanýmdakinin bakýþlarý mýknatýs gibi üzerime yapýþtýðýnýn farkýndaydým. Bu arada göz ucu süzmeler devam ediyordu tabi… Bende hem yelpazeyle serinlemeye çalýþýyor, hem de içimden sabýr tespihleri çekiyordum. Sýcak ve kadýnýn bakýþlarý sinirimi tepeme toplamýþtý. Artýk dayanamadým, birine çatmazsam acýsý bende kalacaktý. Bende yanýmdakinden baþladým: - Allah aþkýna, siz böyle yanmýyor musunuz? Diye ilk soruyu sordum. Yanýt akabinde beklediðim gibi gelmiþti. - Allah sabrýný veriyor. Öbür dünyada yanmaktan korusun bizi. - Aminn… Birkaç saniye suskunluktan sonra kadýn açtý çenesini, dur durak bilmiyor; o çeneyi kapamak bilmiyor. Bende çatacam ya, hazýrda bekliyorum tabi… - Siz þimdi de yanýyorsunuz, ötede de yanacaksýnýz… - Öte derken? - Allah örtünmemizi emretti… Kuran’dan ayetleri Arapça okumaya baþladý mý…Tabi ben tek sözcüðünü bile anlamýyordum. Dikkatim onun siyah renkli giydiði çarþafýndaydý; - Neden siyah giydiniz? Beyaz giyseydiniz ya. Siyah ve koyu renkler güneþ ýþýnlarýný daha fazla tene çeker. Güneþ ýþýnlarýný yansýtmaz. Arabistan’da beyaz giyiniyorlar. Altýnda kalmadý siyahlý hatun. - Oradan daha yeni geldim. Beyaz giyinmedim. Yine siyahtý giysim. Hiç de yanmadým. Allah sabrýný veriyor. - Hýmm. Þeytan’da taþladýnýz mý? - Hayýr, ben Umre yaptým. Hac zamaný gitmiþ olsaydým taþlardým. - Anladým. Zaten bin beþ yüz yýldýr taþlýyorlar, öldüremediler gitti… Siyahlý kadýn kaþlarýný çatýp: - Temsilde hata aranmaz, siz asýl kendinize bakýn, demez mi? Eh þimdi kýlýç kalkan kuþanma sýrasý bana gelmiþti. - Kimin ne olduðunu ancak Allah bilir. O ki, bir insaný yaþarken asla yargýlamaz. Caný alýr, ondan sonrasý Allah’la onun arasýndadýr. Bilmiþ hatun nokta virgül koymadan konuþtu: - Evet, orasý öyle. Ben hafýzým. On yýldýr bu görevi sürdürüyorum. Sizden iyi bilirim. Bak senn! Nasýl da piþkin çýktý! - Mademki hafýzsýnýz, o halde bir kadýnýn kapanmasýyla ilgili ayeti de bilirsiniz. Dedim. - Evet, Ahzap Suresi 59. Ayet. - Güzel… Neyi anlatýyor o ayet bize? - Sizin gibi kadýnlara kapanmayý emrediyor. Kadýn belli ki, kapanmayý siyasi showa dönüþtürecekti. Bunu sesine yerleþtirdiði sert tonundan anlamýþtým. Tabi bende gardýmý alacaktým. Ee bunca yýl boþuna mý okumuþ araþtýrmýþtým: Kütüphanemin raflarýndaki din içerikli kitaplar raflarý deðil belleðimi doldurmuþtu. Aklýma Sahihi Buhari gelmiþti. Önyargýlarýný açýk giyinmeme dayanak çatýk kaþlarýyla ifade eden siyah çarþaflý çokbilmiþ kadýný; bakalým hem Kuran ayetlerinin gerçek anlamlarýyla, hem de hadislerden yola çýkarak aydýnlatabilecek miydim? - Hýmm, sizinle demek 1500 sene öncesine döneceðiz? Henüz ne anlatacaðýmý bilmeden; kadýn bu kez de –zafer kazanmýþ bir edayla- yüzüne alaylý, küçümser bir ifade kondurmuþtu. Ona kýzmamalýydým. Empati kurup, onun nasýl þartlý duygusal refleksler verebileceðini beden dilinden anlamayý seçmeliydim. Aksi halde ondan kalýr bir yaným olmayacaðý gibi uçlarda dolaþan aksi gruplarda kaskatý duran robottan ne farkým olurdu? Onun üzerime yapýþtýrdýðý alaylý bakýþlarý görmezlikten gelip sesime yumuþak sevecen bir renk yerleþtirdim: - Ebu Sufyan ve Muaviye hakkýnda bilginiz var mý? Devam edecek Emine Piþiren-Gölcük 27.06.2016
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |