Ön ittifaklarýn içi, ortaklaþmacý sentezi yapýlarýndan ötürü, gruplar arasý hukuku oluþmakla yavaþ yavaþ ilk kez sentezi kültürle hukukun gücünü oluþturuyorlardý.

Oysa köleci yapý, özel mülkiyeti oluþmakla; ya da özel mülk sahipliðini oluþma nedeni ile "gücün hukukunu" oluþuyorlardý. Mülk güçtü. Mülk güçlü olmaktý. Mülk, sesinizin gür çýkmasýydý.

Ne kadar malýnýz, mülkünüz varsa o kadar gücünüz vardý. Herkes malý, mülkü kadar konuþuyordu. Herkes malý, mülkü kadar köle sahibi oluyordu. Mülksüz oluþun hukuku, köle olmaktý. Mülk=güçtü. Güç=mülktü. Aðzý olan deðil, mülkü olan konuþuyordu. Diðerleri biat edip, mülk sahibine zorla boyun eðiyordu.

Bu nedenle adalet mülkün (GÜCÜN) temeliydi. Güç (mülk) kullanabildiðiniz kadarla, muktedirdiniz. Güç kullanabildiðiniz kadarla, saygýn ve eli açýk olan efendiydiniz! Gücün temsilcisi ve mana kaynaðý da Mamon'du. Mamon’un adýný söyleyip zulüm ediyordunuz. Mamon’un adýný söylerle iyilik ve ihsanlar yapýp ve yine Mamon'un adýný söyleyip, kurbanlar kesmekle ibadeti oluyordunuz.

Ön ittifaklarla, köleci sistem kýyaslandýðýnda, köleci sistem; ortak olana karþý, ortak olmayandý. Ýttifak sahipliðine karþý; kiþisel mal mülk sahipliðiyle, kiþisel mal mülk yoksunu oluþlardý. Birlikte gidene karþý, birlikte gitmeyendi. Birlikte olana karþýn, birlikte olmayandý. Uyuma karþýn, uyumsuzluktu (çeliþkiliydi).

Yine köleci sistem; bir arada olmaya karþýn bir arada olmayý bozan, bölen; güçlü (malý mülkü) olanla, malý mülkü olmayanlarý güçsüz diye ayýrmakla bölücü olup, süre gelen tutuma göre bozguncuydu. Âleme; kötülük nifak, fesat sokuyordu.

Totem dönemden ön ittifaký döneme geçiþte süreç birbirinin, engeli olacak durumlarý kýrpýp, bastýrmakla beraber; birbirini devam ettirir süreçlerdi. Baþta (totemi süreçten) beri olana göre ön ittifaklar sentezce olan genlik salýnýmlarýný, ortaklaþtýrma yönünde artýrýp; büyüten salýným olmakla, güçler birliðiydi.

Oysa köleci sistem baþtan beri olana göre uyumsuzdu. Kendi güçlü salýnýmýný oluþturup, ana salýným yapýyordu. Yaptýðý bu köleci salýnýmý da ezelden ebede sürecekle müebbet yapýyordu.

Köleci yapý iki karakterle, iki dillilik ve ikili hukuk oluþla belirip ortaya çýkýyordu. Bu iki belirmeden biri güçlüyle güçlüler arasýndaki hukuk ve belirmeydi. Diðeri de güçlüyle (malý-mülkü olanla) güçsüz arasýndaki iliþki olan hukuku belirlenim ve adaletti.

Mana (öz) ve biçim sözcükleri bir arada üst üste zamanlar baðýntýsý olmalarýyla birbirine dönüþlü baðýntýlý ve görece olan kavramdýlar. Bu baðýntý ve dönüþme yansýmasý nedenle manadan (özden) biçime ve biçimden manaya (öze) doðru gideriz.

Araba görüntü oluþla bir biçimse. Bu biçimin altýnda arabanýn mana olan bir özü vardýr. Totemin ve totemi alanýn da manasý (özü) vardýr. Ve bu özün (mananýn) sosyal biçimlenmesi vardýr. Yani totemin sosyal biçimlenmenin de özü olan bir mana olmasý vardýr. Her manasý olan sosyal alanýn; sosyal baðýntý olurla bir alan biçimlenmesi vardýr.

Ayný özler farklý biçimleri de taþýyabilir. Söz gelimi özü saðlatma olan, ön ittifaký yapýnýn biçimlenmesiyle köleci sistemin biçimlenmelerinin farklý sosyo toplumsa biçimleri vardýrlar. Bu nedenle ayný totem özlü olan totemi alanlarýn da kendine özgü farklý sosyal kültür içinde olmalarýyla; farklý totemdi sosyal biçimlenmeleri ele verirler.

Görüntü olarak kristal tuz ve kristal toz þeker ayný biçimi görünüþte olmalarýna karþýn içerdikleri özleri (anlam ya da manalarý) farklýdýr. Bu nedenle ön ittifaklar, köleci sistem, feodal sistem, kapitalist sistem "toplum oluþlarýyla" (üreten iliþki oluþlarýyla) birbirlerine benzer biçimlidirler. Ama özleri olan mana anlamalarý çok farklýdýrlar.

Bu yapýlarý manaca özle örneklersek ne totemi dönem, ne ön ittifaklý dönemler içindeki ritüeli anlayýþlar ilahýna ya da totemine "bana rýzk, mal mülk ver de þu kadar fakire senin adýna ihsanda bulunayým" (!) türü tap ve isteyin içermezler. Bugünlerini saðlayan, geçmiþe yönelik anma ve kutsamalarý tap ve iste deðildi.

Bu kabil öz (mana) ve biçim yansýmasý mülkiyetçi iliþkiye dek özü içeren köleci dönem atýflý ritüellerdir. Oysa ilahlar bir düzenleyen ve düzenletici bilen oluþla; grubunun ve ittifakýnýn selameti için o iþi yapmak zorunda oluþla; bizzat o iþten þiddetle sorumludurlar ve o iþin olup olmamasýndan sorgulanýrlardý.