Yüz kiþinin içinde aþýk, gökte yýldýzlar arasýnda parýldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
1973-74 yýllarýydý. Henüz ilkokula gidiyordum. Daha ilk günden itibaren sevgiyi ve saygýyý, doðruluðu ve dürüstlüðü öðrenmiþtik. Bu nedenle de sýnýf arkadaþlarýmýzla büyük bir sevgi baðýmýz vardý. Öðretmenimiz Sayýn Metin Biçer, bu sevgiyi aþýlamýþtý bize. Her gün bize hayatý anlatýr, "Çalýþan insanýn mutlaka baþarýlý olacaðýný, içinde sevgi taþýyanlarýn doðru ve dürüst olacaðýný, bu nedenle de herkes tarafýndan sevileceðini, takdir edileceðini" söylerdi. O dönemdeki bütün sýnýf arkadaþlarým, öðretmenimizin bu öðüdüne sýmsýký sarýlmýþlardý. Doðruluðu ve dürüstlüðü, çalýþmayý kendilerine rehber edinmiþlerdi. Erdoðan Kýzmaz, okul çýkýþlarýnda ayakkabý boyacýlýðý yapardý. Ergün Özge, babasýnýn yanýnda çýraklýk yapardý. Muhammet Çuhadar tatlý iþlerinde kendini geliþtirmiþti. Mehmet Þahin, inþaatlarda çalýþýrdý. Ahmet Tozcu, o yaþlarda usta bir radyo tamircisiydi. Ahmet –Mehmet Korkmaz kardeþler de sebze pazarýnda çalýþýrlardý… Daha birçok arkadaþým böyleydi. Kimileri su satar, kimileri simit satar, kimileri darý satardý. Mevsimin verdiði ürünlere göre tablacýlýk yapanlar vardý. Herkes bir iþin ucundan tutardý bir þekilde. Bir 23 Nisan günüydü. Erdoðan ile anlaþmýþtýk. Sinemaya gidecektik. Ben, babamdan harçlýðýmý almýþtým. Erdoðan'ýn ise sinemaya gidebilmesi için çalýþmasý ve bilet parasýný kazanmasý gerekiyordu. Bu nedenle boya sandýðýna sarýlmýþtý. Kadirli'nin tam merkezinde Çamlý Kahve denilen meþhur bir yer vardý. Neredeyse bütün Kadirli halký oraya gelirdi. Yan tarafta Ara Çayhaneler denilen T biçiminde bir sokak vardý. Bu sokak, tamamen çayhanelerle doluydu. Günün her saati insan doluydu. "Ýðne atsanýz yere düþmez derler" ya iþte öyleydi. Erdoðan, Çamlý Kahve'nin hemen yanýndaki sokaða boya sandýðýný açmýþtý. "Birkaç ayakkabý boyayýp, bilet parasýný alalým, sonra sinemaya gideriz" demiþti. Elime de bir çift terlik vermiþ ve "Sokaktan ayakkabý boyatmak isteyenler olursa al getir." demiþti. Ben, biraz utanýyordum. O, bunu anlayýnca, bana cesaret verip “Çalýþmanýn ayýbý olmaz. Çalýþmayanlar utanýr” demiþti. O zamanlar Erdoðan'ýn dilinden hep þu sözler dökülürdü: "Boyansýn! Boyayalým mý Abi?" Ben de bunu görüp öðrendiðim için terlikleri elime almýþ ve sokaktaki çayhanelere girip çýkýyor, önüme kim gelirse ona terlikleri uzatýp "Boyansýn" diyordum. Bir çay ocaðýna girdim. Yalnýz oturan bir adama: “Boyayalým mý abi?” dediðimde adam: "Gel bakalým boyacý. Sen mi boyuyorsun?" dedi. "Yok abi, ben ayakkabýlarý toplayýp götürüyorum, arkadaþým usta, O boyuyor" dedim. Adam:" Beðenmezsem para vermem ha! Ona göre" demiþti. Ben, sevinçten ayakkabýlarý almýþ, bir koþuda Erdoðan'ýn yanýna gitmiþtim. O’na da bir müþteri gelmiþ, ayakkabý boyatýyordu. Ayakkabýlarý verdim: "Adam beðenmezse, para vermeyecekmiþ" dedim. "Merak etme, onu bir cilalar, bir de kadife çektim mi, bahþiþ bile verir" demiþti. Gerçekten de Erdoðan, o yaþýna raðmen ayakkabý boyamasýný çok iyi biliyordu. Tam bir ustaydý. Ayakkabýyý boyamýþ, Nuri Leflef Cilasý ile cilalamýþ ve üstüne bir de kadife kumaþ parçasýndan kadife çekmiþti. Ayakkabý pýrýl pýrýldý. Götürdüðümde sahibi bakýp "Aferin, iþte ayakkabý böyle boyanýr" demiþti. Güzel iþ çýkarmýþtýk. Müþteri de durmadan geliyordu. 10 veya 15 kadar ayakkabý boyadýk. Erdoðan, arada bir hâsýlatý sayýyor, "Ýyi iþ yaptýk. Eve bir þeyler alacak para da kazandýk" diyordu. Sinema vakti gelmiþti. Son bir müþteri alýp gidecektik. Bir adam geldi. Ayakkabýsýný orada boyattý. Erdoðan yine, hýzlý ve güzel bir þekilde iþini bitirmiþti. Adam, büyük para verdi. Yanýlmýyorsam 100 lira idi. O zamanýn en büyük kâðýt parasýydý. Bu parayý ancak memurlar görürdü ay sonunda. Erdoðan para üzerini adama geri verecekti ama; o kadar para yoktu. Bozdurmak gerekti parayý. Erdoðan, bir çýrpýda çayhanelere giderek bozdurup geldi parayý. Üstünü adama verdi. Adam da "Aferin, hem güzel iþ yaptýn, hem de çok dürüstsün. Ben, parayý alýnca bir daha gelmez demiþtim. Sana göre bu, çok büyük paraydý." dedi. Erdoðan da adama "Saðol abi. Biz Metin Biçer'in öðrencileriyiz. Öðretmenimiz, bize doðruluðu ve dürüstlüðü öðretti. O’nun sözünden asla çýkmayýz." dedi. Adam gidince, biz sandýðý toparladýk. Boyalarý sandýða koyduk. Sandýk, biz sinemadan gelene kadar, orada bir köþede kalacaktý. "Ya alýrlarsa?" dedim. Erdoðan, "Merak etme. Bir þey olmaz. Ýlk defa býrakmýyorum. Allah, garibanýn helal kazancýna zarar vermez" dedi. Hâsýlatý bir kez daha saydý. Bu defa yüzü kýzardý. Bir daha saydý... Bir daha saydý... Yüzü gülmüyordu. Bir acayiplik vardý. "Tüh ya!" dedi... Belli ki morali iyice bozulmuþtu. "Ne oldu?" diye sordum. "15 lira olacaktý. 3 lirasý yok. Düþtü mü acaba?" dedi. O zaman 15 lira çok büyük bir para. 3 Lira da az sayýlamayacak kadar iyi para. Bu defa, ben, zan altýnda kalmýþtým. O, çocuk aklýmla hemen" Valla ben almadým. Ýstersen üzerimi ara" dedim. Ellerimi ceplerime sokarak, cebimi ters yüz ettim. Suçlanmýþtým. Neredeyse aðlayacaktým. Erdoðan, gülerek "Yok kardeþim. Ayýp ettin þimdi. Ben, seni çok iyi biliyorum. Biz, Metin Biçer'in öðrencileriyiz. Yanlýþ yapmayýz. Saðlýk olsun. Þimdi doðruca sinemaya." dedi. Her þeyi unutup sinemanýn yolunu tuttuk. Güzel bir film vardý; ama benim aklým, hep o kayýp 3 lirada kaldý... Bu gün, hala, birileri kayýp bir 3 liradan söz açsa "Acaba Erdoðan benden mi þüphelenmiþti?" demekten kendimi alamýyorum... Bu anlamda çalýþmak zorunda kalan tüm küçük çocuklarýn 23 Nisan Bayramlarýný kutluyorum. Þuna inanýyorum ki yarýnlarýmýza, öðretmenlerinden doðruluðu ve dürüstlüðü öðrenen bu çalýþkan, ilkeli, doðru ve dürüst çocuklarýmýz damgalarýný vuracaklardýr... Metin Biçer’in o öðrencileri, bu gün çok güzel yerlere geldiler…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |