..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Halil Zenciroðlu




15 Nisan 2016
1980 Sonrasý Eser Özetleri  
Bu kitapçýkta 1980 sonrasý bazý sanatçýlara ait 50 eserin özeti vardýr.

Halil Zenciroðlu


Bu kitapçýkta 1980 sonrasý bazý sanatçýlara ait 50 eserin özeti vardýr.


:BIEA:
1980 SONRASI ESER ÖZETLERÝ
Hazýrlayan HALÝL ZENCÝROÐLU


Adý Aylin
Roman / Ayþe Kulin
Aylin’in ablasý Nilüfer Haným, Londra Üniversitesinde okuyan Aziz Bey ile evlenerek Londra’ya yerleþir. Aylin bu arada Robert Koleji’nden mezun olur. Aylin’in düþüncesi Paris Üniversitesinde okumaktýr. Fakat annesinin ölümünden sonra doktor olmaya karar verir. Bu sýrada Libya Kralýnýn oðlu olan Prens Tekkouk Senusi ile tanýþýr ve evlenir. Evliliði iyi gitmeyen Aylin Ýstanbul’a döner ve prensten boþanýr. 26 yaþýnda iken Ýsviçre Neuchatel Üniversitesinde tanýþtýðý Jean Pierre ile evlenmeye karar verir. Üniversiteyi bitiren Aylin, New Rochell Hastanesinde asistanlýða baþlar. Jean Pierre ile boþanýp 1974 yýlýnda Miþel Rodomisli ile bir evlilik yapar. Aylin bu sýrada Miþel ile boþanýr ve dördüncü evliliðini Joseph Cates ile yapar. Bu sýrada Irak’ta Körfez Savaþý devam etmektedir. 1992 yýlýnda Oklohama’ya yarbay olarak atanýr. Hastalarýna “Iþýk Terapisi” tedavisi uygular ve baþarýlý olur. Bu sýrada Aylin dikkatli olmasý konusunda uyarýlmaktadýr. Aylin, bir gün evinin bahçesinde, hizmetçisi tarafýndan, arabasýnýn altýnda ölü olarak bulunur. Aylin’in nasýl öldüðüne veya öldürüldüðüne dair hiçbir ize rastlanamaz.


Aðýr Roman
Roman / Metin Kaçan
Salih, mahallenin berberi Ali'nin küçük oðludur ve tamircidir. Mahallenin kabadayýsý Arap Sado kötü niyetli kabadayýlarla hâkimiyet mücadelesi esnasýnda öldürülünce Salih mahallenin yeni kabadayýsý rolüne soyunur. Arka planda Kolera Canavarý denen bir katil cinayetler iþlemektedir. Salih'in yakýn arkadaþý Orhan eþcinseldir ve Salih'e âþýktýr. Bu karmaþada Salih, babasýnýn evine kiracý olarak taþýnan Hristiyan kýzý Tina'ya âþýk olur. Mahalleyi haraca baðlayan yeni kabadayý Reis, hayat kadýný olan Tina'ya da haraç vermesi ve kendisiyle birlikte olmasý için baský yapmaktadýr. Tina ile aþk yaþamaya baþlayan Salih, hayat kadýnlýðýný býrakmasýný ister. Tina iþi býrakýnca Reis'in yeni adamý Nihat, Tina'nýn yanaðýný, jiletle çizer. Salih, Nihat'ý öldürüp firar eder. Reis, Salih'in bulunmasý için babasý Berber Ali'ye iþkence yaptýrýr. Salih hapse atýlýr. Reis Tina'yý Salih'in serbest býrakýlmasý karþýlýðýnda birlikte olmaya ikna eder. Eve döndüðünde Tina ile Reis'i birlikte bulan Salih intihar eder. Tina, elinde Salih'in yanýnda bulduðu tiner tenekesi olduðu hâlde Reis'in arabasýna biner ve her ikisi de arabada iken tineri ateþe vererek arabayý havaya uçurur.


Anayurt Oteli
Roman / Yusuf Atýlgan
Kasabadaki Anayurt Oteli'nin kâtibi Zebercet, kiþilik bunalýmý ve yalnýzlýk çekmektedir. Otele gelip bir gece kalan esrarengiz kadýn tekdüze geçen hayatýný deðiþtirir. Bu düþün peþinde bütün yaþamý, bastýrdýðý duygularý ve sorunlarý ortaya çýkar. Kendi odasýndan, gizemli kadýnýn býraktýðý odaya taþýnýr. Geçeleri, içinde o kadýnýn da olduðu düþler kurmaya baþlar. Bir gün, Zebercet aþevinde bir hayli içtikten sonra, aþevinden çýkan bir adamý takip ederek horoz dövüþlerine gider. Burada tanýdýðý Ekrem isimli genci sinemaya götürür. Aklýndan onu otele "atmak" geçse de, onunla vedalaþýr ve otele gelir. Daha sonraki günlerde kasabada amaçsýzca dolaþýr. Bu arada kasaba adliyesinde izleyici olarak katýldýðý bir duruþmada karýsýný öldüren sanýðýn yerine kendini koyarak bir iç hesaplaþma yaþar. Sanýðýn duruþmasý 28 Kasým gününe ertelenir. Adliyeden çýkan Zebercet, Ulu Park'ta bir ihtiyarla sohbet eder. Daha sonra yabancýlaþmasýna, yalnýzlýðýna, cinayet iþlemesine raðmen hâlâ özgür olmasýna dayanamaz, kendini kadýnýn kaldýðý odanýn tavanýna asar.


Anka
Roman / Sadýk Yalsýzuçanlar
Modern hayatýn tam ortasýnda yaþayan Mehmet, Niyazi Mýsri üzerine bir doktora tezi hazýrlamaktadýr. Daha hazýrlýk aþamasýnda büyük mürþidin ateþiyle yanmaya baþlar ve onunla beraber bir meþakkat yolculuðuna çýkar. Karýsýyla ve oðluyla da sorunlar yaþayan Mehmet için Mýsri üzerine tez hazýrlamak bir yerden sonra imkânsýz hâle gelir, içine girdiði manalarý bir tezin sayfalarýna sýðdýrmanýn imkâný yoktur çünkü. Kadim bir hakikat adamýnýn peþine düþen bugünün Mehmet’inin belki de asýl imtihaný, kendi zamanýný büyük mürþidin adýmlarý ile kat etmeye çalýþmak zorunda kalmasýdýr.


Asya’nýn Kandilleri
Öykü / Halime Toros
Özbeklere göre evrendeki iki büyük yoldan biri olan Ýpek Yolu üzerinde sekizinci yüzyýldan baþlayarak görkemli kentler yükseliyor birbiri ardýna… Kütüphaneler, medreseler, rasathaneler, þifahaneler ve ulu mabetler… Sultanlar ve varlýklý insanlar kitap toplamak için uzun yolculuklara çýkýyorlar. Fethedilen ülkelerden cizye yerine kitap istiyor halifeler. Çarþýlarda dini-felsefi-bilimsel tartýþmalar yapýlýyor. Baðdat ve Þam’ýn görkemli rasathanelerinde ise astronomi çalýþmalarý... Eser; uygarlýk ateþine kendi ateþini býrakan büyük üstatlarýn hikâyesini anlatýyor.


Aþk
Roman / Elif Þafak
Ella eþi David’le Amerika’da yaþamaktadýr ancak David ile aralarý iyi deðildir. Bir gün kýzý Jeannette anne babasýnýn karþýsýna erkek arkadaþý Scott ile “evleneceðiz” diye gelince Ella ve David ne yapacaklarýný bilemezler. Ella kýzýný engellemeye çalýþýr. Scott’ý arar ve kýzýndan uzak durmasýný söyler. Bunu öðrenen David ve Jeannette Ella’ya cephe alýr. Ella David’in yardýmýyla bir dergide iþ bulur. Boþ kaldýðý zamanlarda vaktini kendisine verilen öyküyü deðerlendirmekle geçirir. Öykünün yazarý Aziz Zahara isminde Ýskoç kökenli bir sufidir. Öykünün konusunu ise Rumi ile Þems’in arkadaþlýklarý oluþturmaktadýr. Ella bu öyküde kendi yaþamýný bulmuþtur ve hikâyeden etkilenmiþtir. Ella zaman içerisinde Aziz ile mailleþmeye baþlar ve Aziz’i daha tanýmadan ona âþýk olur. Ella David’e Aziz’e âþýk olduðunu anlatýr. David Ella’yý ikna etmeye çalýþsa da baþarýlý olamaz. Aziz Ella’yý görmek için Boston’a gelir ve bir otelde buluþurlar. Aziz kanserdir ve çok az bir ömrü kalmýþtýr ama Ella her þeyi kabullenerek ailesini býrakýr, Aziz ile Konya’ya gelerek birlikte yaþamaya baþlarlar. Daha sonra Aziz hayatýný kaybeder. Ella tek baþýna kalýr.


Baðdat Yollarýnda
Roman / Güneli Gün
Hürü 1496 yýlýnda Ýstanbul’da doðar. Ailesi Türkmen’dir. Babasý Turhan Bey, annesi Gülbahar’dýr. Üvey aðabeyi Mahmut Can hareketli biridir ve Karaman adlý baðýmsýz bir ülkenin hayalini kurar. Turhan Bey’e Hacca gitmesi için saraydan iznin çýkar. Hürü çok istemesine raðmen ailesi izin vermediðinden Hacca gidemez. Evin yönetimin ele alan Ýmam Efendi, Hürü’ye âþýktýr. Hürü’nün kendisine ilgisiz kalmasýndan dolayý Hac yolundaki Turhan Bey’e mektup yazar. Mektupta Hürü’nün Bahriyelilerle oynaþtýðýný anlatýr. Bunun üzerine Mahmut Can Ýstanbul’a gelir ve Hürü’yle Baðdat’a gitmek üzere yola çýkarlar. Mahmut Can Konya’da onu bir aðaca baðlar ve býrakýp gider. Hürü’yü aðaçtan bir ihtiyar kurtarýr. Hürü, adýnýn “Keloðlan” olduðunu söyler. Hürü, yani Keloðlan artýk Þehzade Selim’in yanýndadýr. Sonra Hürü, Baðdat’a yönelir. Baðdat’a gitmek için Beyrut’a kadar bir gemi bulmasý gerekir. Bulduðu gemi korsanlarca kaçýrýlýr. Korsanlar Hürü’yü gemiden atarlar. Hürü artýk Kýbrýs’tadýr. Magosa’da Abdulsamet’le, daha sonra Baðdat’a gidince de orada þekerleme yapan Bedrettin Hasan’la tanýþýr.


Beyoðlu’nda Gezersin
Roman / Nazlý Eray
Ýsmi verilmeyen kadýn, romanýn baþkahramanýdýr. Yolda yürürken birdenbire yaný baþýnda beliren Ankaravî Þeyh Küçük Hüseyin Efendi’nin yönlendirmesiyle zamanda ve mekânda geçiþler yaþamaya baþlar. Ankara’daki evinde hastalarýn telefonla baðlanýp bilgi aldýðý “Deli Saati” programýný izlemektedir. Kendisini ölmüþ gibi hisseden bir adam “Deli Saati”ni arar. Adam Fethi Bey’dir. Bu arada zamanda geçiþlerle Ýstanbul’a çocukluðunun geçtiði Yahudi mahallesine de gider. Kendisinden bir korse satýn aldýðý Bay Albert ve onun kýz kardeþi Mathild’le gittiði Markiz Pastanesi’nde, 1950’lerin Beyoðlu’nda yaþamýþ Madam Tamara’yý görür. Bu kadýn 1958’de Beyoðlu’nda bir otel odasýnda ölü bulunmuþ, cinayetin esrarý çözülememiþtir. Kadýn, Küçük Hüseyin Efendi’den Naki adlý bir bozacýda Madam Tamara’nýn hatýra defterinin olduðunu öðrenir. Þaþýrtýcý olan Naki’nin, Madam Tamara’nýn sevdiði erkek olmasýdýr. Doktor ve televizyoncu Ulvî de, Tamara’nýn âþýklarý arasýndadýr. Romanýn sonunda Madam Tamara ile kadýn kahraman bedenlerini deðiþtirirler.


Bir Deli Aðaç
Öykü / Pýnar Kür
Eserde Ýstanbul’a gelen bir kýzýn bu þehirde yaþadýðý zorluklar ve sonunda delirip kendisini benzettiði deli bir aðaçla baþ baþa kalmasý anlatýlmaktadýr. Ýlkbahar gelmeden açan, güneþle buluþabilmek için çabalayan bir aðaçtýr bu. Kýz üniversiteyi kazanýr ve Ýstanbul’daki zengin akrabalarýnýn köþküne gönderilir. Özgür yaþamayý seven bu kýz için Ýstanbul yeni bir umuttur. Üniversitenin ilk yýlýnda kýz arkadaþlarýndan birinin dayýsýna âþýk olur. Kendisinden yaþça hayli büyük olan bu adam bir ressamdýr. Eve önceleri bir arabayla götürülen kýz, daha sonralarý eve kendi baþýna dönmeye, Ýstanbul’un karýþýk sokaklarýný dolaþýp özgürlüðün tadýný çýkarmaya baþlar. Âþýk olduðu adamý takip eder ve onun evini bulur. Adam önceleri kýza sevgilisi gibi davranmasýna, onunla gezmesine raðmen kýz kýsa bir süre sonra adamýn asýl sevgilisiyle tanýþýr. Mutluluk kýz için sýradan bir sözcüktür artýk. Ölüm bile acýsýný dindiremeyecek gibi gelmektedir ona. Evine döner, deli aðaçla baþ baþa kalýr. Sýrlarýný paylaþacaðý yaþayan tek varlýk deli aðaçtýr.


Bir Göçmen Kuþtu O
Roman / Ayla Kutlu
Olay, 1293 yýlýnda Kafkasya’da baþlar. Beþik kertmesi olan Batu ve Cevahir evlenirler. Ardýndan oðullarý Emir dünyaya gelir. Bu yýllarda Osmanlý topraklarýnda kanlý savaþlar meydana gelmektedir. Osmanlý ile Rusya, Bulgarlar yüzünden savaþmaya baþlamýþtýr. Bölgede o güne kadar dost geçinen Kafkas ve Ruslar birdenbire birbirlerine düþman kesilirler. Cevahir, yanýna oðlu Emir’i de alarak Osmanlý topraklarýna sýðýnýr. Emir Bey Ýstanbul’da Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmuþtur. Bir süre sonra karýsý Gülhayat Haným’dan ayrýlýr. Emir Bey bir süre sonra ölür. Çocuklarýnýn babasý ölen Gülhayat, Ýstanbul’a oðlu Mahmut’un yanýna taþýnmaya karar verir. Fakat buna Nevnihal Razý olmaz. Nevnihal’in kýzý Leyla ise “Hayat Anne” dediði Gülhayat’ýn evden ayrýlmasýný istemez. Bunun üzerine Gülhayat Urfa’da kalmaya karar verir ve Nevnihal ile yaþar. Yýllar geçer… Gülhayat’ýn kýzý Hüsra Ýstanbul’da evlenir. Nevnihal’in kýzý Leyla, Bergen’de okumaktadýr. Bu arada Gülhayat vefat etmiþtir. Nevnihal ise memleketi olan Ýstanbul’a yerleþmiþtir. Leyla 38. yaþýný kutlarken yazmýþ olduðu mektupta babasýnýn hayatýný anlatan bir kitap yazacaðýný annesine müjdeler.


Çanakkale Mahþeri
Roman / Mehmet Niyazi Özdemir
Ýngiliz, Fransýz ve Ruslardan oluþan Müttefikler; Osmanlý, Almanya ve yandaþlarýyla savaþmaktadýrlar. Ruslar, Almanlar karþýsýnda yenilgiye uðramaktadýr. Müttefiklerin Çanakkale Boðazý’ný geçip Ruslara yardým etmek istemeleri Çanakkale cephesinin açýlmasýna neden olmuþtur. Bu cephede; baþarýlý olurlarsa; Osmanlý ortadan kalkacak, savaþa girme konusunda tereddüt eden Balkan devletleri Müttefiklerle birlik olacak. Bulgarlar, Boðaz’ýn geçilemeyeceðini anlayýnca Osmanlý-Almanya tarafýný tutar. Berlin-Ýstanbul arasýndaki demiryolunun güvenliðe kavuþmasýyla malzeme akýþýnýn kolaylaþmasý Müttefiklerin iþini zorlaþtýrmýþtýr. Ýngiltere Yüksek Savunma Konseyi bu defteri uygun bir þekilde kapatmak ister ve Hamilton’u görevden alýr. Süper güç Müttefikleri ile birlikte hasta adamýn (Osmanlý Devleti) önünde dize gelir. Müttefikler geceleri gizlice çekilirler. Türklerin þüphelenmesini engellemek için ara sýra top atýþý yaparlar. Türkler insanüstü çabalarýnýn sonucu birçok kayba raðmen vataný savunurlar. Sonunda zafer Türklerin olur.


Daðýn Öteki Yüzü
Roman / Erendiz Atasü
Vicdan 1910 Selanik doðumlu, Birinci Dünya Savaþýnda yoksul düþen ve babasýný kaybeden bir ailenin kýzýdýr. Önce parasýz yatýlý okulda okur, daha sonra burslu sýnavý kazanarak Ýngiltere’ye gönderilir. Nefise, 1909 Karaman doðumlu, Vicdan’ýn arkadaþýdýr. Burs sýnavýný kazanarak, o da Ýngiltere’ye gider. Nefise, girdiði ortama çabucak ayak uydurur. Vicdan ise böyle deðildir. Ýstanbul’a geldikten sonra üç kardeþ Vicdan, Reha ve Burhan yatýlý okullara verilir. Annesi de bu arada ikinci evliliðini yapar. 1942 yýlýnda Nefise, pankreas kanserinden ölür. Kardeþi Burhan yakýþýklýdýr. Reha uysal, duygulu fakat bunu belli etmeyen biridir. Ýkisi de subaydýr. Burhan, subaylýktan istifa eder. Hukuk okur ve avukatlýk yapar. Reha ise, istikrarlý hareket etmez. Genç yaþta ve ordu içinde gördüðü sýkýntýlar onu çok etkiler. Yaþadýðý sýkýntýlara dayanamayarak, karýsýný ve iki çocuðunu geride býrakarak intihar eder. Cumhur, Vicdan’ýn üvey kardeþidir. Cumhur, Kore Savaþý’na gider. Vicdan, endiþe ve merakla bekler. Sürekli mektuplaþýrlar. Raik, Trabzon’un bir taþrasýndandýr. O da Ýstanbul’da parasýz yatýlý okullarda okur. Çocukluðu hep savaþ yýllarýnda geçer.


Dertli Dolap
Öykü / Nezihe Araz
Yazar, Yunus Emre’yi konu aldýðý kitabýnda þöyle der: “Yunus Emre’yi annemin büyükannesi Bülbül hanýmýn, beþiðini sallarken bana söylediði Yunus deyiþlerinden tanýdým. O gündür bu gündür tatlý birlikteliðim devam ediyor. Yunus Emre, insanoðluna; kurtuluþa, huzura, sevgiye ve birliðe götüren gücü; koþullar ne olursa olsun, kendi içinde, kendi birikiminde aramasý gerektiðini þiirsel bir ustalýkla anlatmaya çalýþan kiþidir. Yunus Emre’nin, aydýnlatýcý, umut veren dost eli, 2000’li yýllarýnýn eþiðinde kuþku ve hatta korku içinde bekleþen çaðýmýz insanlarýna bu duygularla uzanmýþtý. Onun bu niteliklerini tanýtmakta ve tanýmakta sayýsýz yararlar var ve Dertli Dolap bunun için yazýldý.”


Dönüþ
Roman / Hasan Kayýhan
Necmiye on yedisinde beyaz bir gül goncasýdýr, Yörük Musa'ya sevdalý bir diðer gül goncasý da Zaruhi’dir. Sarýkamýþ'ýn buz cehenneminden kurtulup bir bostan kulübesine sýðýnan on yaralý asker ve ölüm kusan Rahip Arþak Çetesi... Basýlan köyler, camilere doldurulup diri diri yakýlan insanlar, Kýzkardeþler Kuyusu'ndan yükselen iniltiler... Ýnsanlar, acýlara dayanamaz ve doðduklarý topraklarý terk edip uzaklara gider. Aradan yýllar geçer ve bir gün geriye dönerler; hiçbir þeyin deðiþmediðini, üstelik insanlarýn daha da yozlaþtýklarýný, arsýzlýk ve hýrsýzlýkta birbirleriyle yarýþtýklarýný görürler. Eser, küçük bir kasabada tehcir öncesi dönemde yaþanan olaylarý anlatýr.


Fikrimin Ýnce Gülü
Roman / Adalet Aðaoðlu
Yazar, bu romanýnda insanlardaki yabancýlaþmayý ve içe yolculuðu anlatýyor. Eser, Ýþçi Bayram’ýn bir gününün hikâyesini konu alýr. Sýnýfýnýn ve konumunun bilincinde olmayan Bayram’ýn “Bayram Bey” olma çabasý yansýtýlýr. Bayram’ýn bal rengi Mercedes’i ile iliþkisi, Kapýkule’den baþlayýp köyünde hazin bir þekilde sona eren yolculuk boyunca verilir. Yolculuk aslýnda bir semboldür. Ýnce Gül Bayram’ýn büyük düþüne giden yolculuk, bir anlamda Almanya’da yazgýlarýna ve küçük hesaplarýna terk edilmiþ insanlarýn ortak hikâyesidir.


Gece
Roman / Bilge Karasu
Dört bölüme ayrýlmýþ olan romanda birbirleriyle baðýntýsý örtük olaylar ve kiþiler görülür. Romanýn ilk bölümünde N. olarak adlandýrýlan roman karakterinin, “Gecenin Ýþçileri”nin ve “Düzeltmen”in ön plana çýktýklarý görülür. “Gecenin Ýþçileri”, gecenin olmasýný arzulayan, bununla da yetinmeyip gecenin erken gelmesi için çeþitli faaliyetlerde bulunan insanlardýr. Bu kiþilerin, insanlara verdikleri herhangi olumlu bir mesaj söz konusu deðildir. Bunun aksine bu kiþiler, yaþadýklarý toplum bireylerine korku salmak, onlarý öldürmek, yaralamak gibi son derece kaotik sonuçlara sebep olurlar. Metnin ikinci bölümüne söylev havasý hâkimdir. Dünyanýn görünümü irdelenir. Arkadaþlarýmýzýn, yakýnýmýzdaki insanlarýn ayný zamanda düþmanlarýmýz da olabileceði söylenir. Romanýn üçüncü bölümde ön plana çýkan kiþi, O’nun eski sevgilisi olan Sevinç’tir. Dördüncü ve son bölümde Sevinç ile N’nin etrafýnda meydana gelen çeþitli olaylarla birlikte gizli yapýlanmanýn çeþitli faaliyetleri görülür.


Git Kendini Çok Sevdirmeden
Roman / Tuna Kiremitçi
Arda Akad 40 yaþlarýnda, bir diþ doktoru ile evli, Ýstanbul’da yaþayan bir kadýndýr. Bir trafik kazasýnda oðlunu kaybeden Arda, Eskiþehir’deki annesinin yanýna gelir. Ardanýn Ýstanbul’daki bir kolejde okuyan, Fýrat adýnda bir kardeþi vardýr. Ýçine kapanýk bir genç olan Fýrat’ýn sorunu kendisinden hamile kalan kýz arkadaþýdýr. Ýki kardeþ çözüm bulmak için Ýstanbul’a giderler. Amaçlarý Ýstanbul’da doktor bularak çocuðu aldýrmaktýr. Burada Fýrat’ýn arkadaþý Ertuðrul’un evinde kalýrlar. Fýrat sorunun çözümü için uðraþýrken Arda da Ýstanbul’u dolaþýr. Bu esnasýnda eski arkadaþý Þule ile karþýlaþýr. Fýrat’ýn kýz arkadaþý çocuðu aldýrýp yurt dýþýna gitmek istemektedir. Bu durum Fýrat’ýn canýný sýkar, Arda kýzdan þüphelenmeye baþlar. Ertuðrul’dan kýzýn adresini alýr ve Þule ile birlikte kýzýn evine giderler. Kýzý sorguya çeken Arda, kardeþi Fýrat’ýn kullanýldýðýný anlar. Ýstanbul’da Arda ile Ertuðrul arasýnda bir yakýnlaþma olur. Arda daha sonra Ali adlý bir diþ doktoru ile evlenir ve bu evlilikten çocuðu olur. Fakat bir trafik kazasýnda çocuðunu kaybeder. Sýkýntýlarýndan kurtulmak için de annesinin yanýna, Eskiþehir’e gelir. Ertuðrul da sonra Eskiþehir’e gelir. Ertuðrul’un Kanadalý bir kadýndan Dünya isimli bir kýzý vardýr. Ertuðrul, annesini trafik kazasýnda kaybeden kýzýnýn daha iyi yetiþmesi amacýyla Arda’ya vermek istemektedir. Arda bu teklifi kabul eder ve Ýstanbul’a doðru hareket ederler.


Gül Yetiþtiren Adam
Roman / Rasim Özdenören
Kurtuluþ Savaþý sonrasýnda olup biten bazý geliþmeler çok kiþiyi üzmüþtü. Ýþte onlardan biri “Gül Yetiþtiren Adam” susmuþ, kendisini evine hapsetmiþtir. Dýþarýdaki hayatý, deðiþimi kabullenmemiþ; bundan dolayý dýþarýya elli sene çýkmamýþtýr. Bahçesinde güller yetiþtiren bir adam ve dýþarýda çýlgýn, arsýz, maddeci bir hayatý soluyan insanlar... Deðiþim, bir sel gibi gelmiþtir. Gül Yetiþtiren Adam, evinin bahçesinde yapýp ettikleriyle bu deðiþimi “evine” sokmaz, direnir. Gülleriyle beraber yýllarca devam eden bir protestodur bu. Güzel kokuyu peygamberimiz severdi diyerek bahçesinde güller yetiþtirir. Gül Yetiþtiren Adam, romanýn bir yerinde kendisini de eleþtirir. Yanlýþ yaptýðýný, dýþarýyý ihmal ettiðini söyler. Sitare, Çarli, Zelda, Tansel, Yavuz öne çýkan kahramanlar… O dönem kelimenin tam anlamýyla bir “yabancýlaþma” yaþanmaktadýr.


Her Gece Bodrum
Roman / Selim Ýleri
Bodrum'a tatil yapmaya giden bir grup arkadaþ... Ana karakterler Cem, Murat ve Tarýk. Daha sonra bu gruba bir gemi kaptaný olan Haydar, eðitimli ancak sýrf denize meraklý olduðu için Haydar'ýn yardýmcýlýðýný yapan Kerem ve Haydar'ýn sosyetik sevgilisi Betigül de katýlýr. Son olarak Muratlarýn arkadaþý Ahmet, onun mektuplaþma yoluyla tanýþtýðý Ýngiliz sevgilisi Katherine ve Ahmet'in bekâr ablasý Emine da gelince grup tamamlanmýþ olur. Cem, sonradan dâhil olduðu Murat ve Tarýk arkadaþlýðýna uyum saðlamakta zorlanýr. Emine ise 30 yaþýna yaklaþmýþ olup hâlâ bekâr olmasýndan dolayý üzüntü içindedir, diðer bir sýkýntýsý ise önce ona ilgi gösterip ümit veren yakýþýklý Kerem'in daha sonra kendisiyle dalga geçer gibi onu bir kenara atmasýdýr.


Hilali Görünce
Roman / Sevinç Çokum
Eserde Türk dünyasýnýn Kýrým’la ilgili bir dilimi ele alýnýr. 1853–1856 Kýrým Savaþý münasebetiyle Osmanlý Kýrým yakýnlaþmasý sýrasýnda, Nizam Bey’in kendi topraðýna tutunma çabasý iþlenir. Nizam Bey’le birlikte eserin diðer kiþileri Arslan ve Giray Beyler, Þirin Gelin, anlatýcý Felekzede Arif Çelebi. Romanda Nizam Dede ve çevresindekilerin verdiði mücadelede karþý güç olan Ruslar Gregoroviç karakterinde canlandýrýlýr. Gregoroviç kibirli, zengin, zevk ü sefaya düþkün bir insandýr. Kitaba isim teþkil eden “Hilal’i Görününce” þu anlama gelmektedir: Eðer bir devlete karþý savaþ açma düþüncesi varsa bunun için bir iþaret hilalin görünmesi gerekir. Hilal görününce yani Allah’ýn izniyle düþmana karþý harekete geçilir.


Huzur Sokaðý
Roman / Þule Yüksel Þenler
Bilal yakýþýklý ve dinine baðlý, Huzur Sokaðý’nda yaþayan bir gençtir. Ýstanbul Kimya Fakültesinde okumaktadýr. Bilal dersini yaparken yosun gözlü, gümrah saçlý, bembeyaz tenli çok güzel bir kýz görür ve Feyza’ya âþýk olur. Feyza'nýn dadýsý Bilal'e kýzýn yanlýþ bir seçim olduðunu söyleyince Bilal de evlenmekten vazgeçip Bursa'dan dindar bir aileden gelen tesettürlü bir kýzla evlenir. Feyza ise onlarýn evlenmesine öfkelenir. Sonra Feyza, Selim adýnda bir Yüksek Mimarla evlenir ama mutlu deðildir çünkü Bilal'i sevmektedir. Feyza bir süre sonra namaza baþlar. Kocasýndan da ayrýlýr. Yanýnda kýzý Hilal ve dadýsý vardýr. Bilal Feyza’nýn hayatýný öðrenince hemen evlenmek ister çünkü karýsý ikinci çocuðu doðururken ölür. Ancak Feyza’ya ulaþamaz. Hilal’in annesi hastalanýr ve onu Doktor Nazým'ýn yazýhanesine getirir. Orada 1 ay kalýrlar ve burada Nusret’le tanýþýrlar. Nusret, Bilal'in oðludur. Doktor Nazým, Nusret’e Hilal’i ister ve niþanlanýrlar. Selim Feyza'ya çektirmek ister. Ona iftira atar ve Nusret tutuklanýr. Feyza damadýn adýný temize çýkarmak için Selim’in telefon konuþmalarýný Hatice Teyze yardýmýyla kayda alýr. Mahkeme günü koridorda Bilal’le karþýlaþýr. Ama bu buluþma uzun sürmez. Tanýklýk ederken Selim'in adamlarý tarafýndan bir anda vurulur.


Hüzünle Bazý Günler
Öykü / Özcan Karabulut
Eserde 1980 öncesinin çalkantýlý, huzursuz dönemi, tutuklanmalar, genel grevler, ölümle anlatýlmakta. Aþklarýný bile ürkerek, yarým, eksik yaþamýþ bir gençliðin yaþam öyküleri yansýtýlmakta. Kýrýk umutlar, umutsuz bekleyiþler öykünün temel konusunu oluþturmakta.


Issýzlýðýn Ortasýnda
Roman / Mehmet Eroðlu
Romanda Ayhan'ýn, Kýbrýs' ta katýldýðý savaþta yaralanýp 1975 Ocak ayýnda, kafasýnda geçmiþi ve varoluþuyla ilgili sorularla Ankara'ya geri dönüþü anlatýlýr. Ayhan, 1971'de ortadan kaybolan çocukluk ve gençlik arkadaþý, siyasi eylemci Zafer'i aramak üzere tekrar yollara düþmeden önce bu kentte iki ay geçirecek ve bu süre içerisinde, kendisinden oldukça farklý bir kadýn olan Ferda'yla tutkulu bir aþk yaþayacaktýr. Romanda, Ayhan adlý roman kahramanýn etrafýnda geliþen olaylar yoluyla Türkiye’nin 12 Mart dönemi ve savaþ, cinsellik, kahramanlýk, yokluk ve piþmanlýk gibi kavramlar sorgulanmaktadýr.


Ýki Yeþil Susamuru
Roman / Buket Uzuner
Nilsu daha genç kýzlýða adým atarken anne ve babasý ayrýlýrlar. Annesi o zamanlar yeni tanýþtýðý bir ressamla beraber olmaya baþlar. Doktor olan babasý ise annesinin onu aldatmasýný kaldýramaz, bunalýma girer. Daha sonra kendisini toparlayarak Selen adlý genç bir mimarla yaþamaya baþlar. Nilsu; Selen'i hayatýnda önemli bir örnek olarak görmektedir. O zamanlar Nilsu’nun hayatýna Amerikalý bir öðretmen girer, tuhaf bir adam olan Mike intihar takýntýsý olan biridir. Bu hayatta yaþamýna yeni giren Teoman duyarlý romantik ve sevecen erkek karakterini kaybetmeyen biridir. Teoman kendisini yeþil bir susamuru olarak tanýmlar. Teoman ile tanýþmalarý yeþil partinin kuruluþu ile baþlar. Nilsu ile beraber olmaya baþlarlar. Teoman'ýn annesi belirsiz bir nedenden dolayý intihar eder.


Ýstanbul Hatýrasý
Roman / Ahmet Ümit
Sarayburnu’nda bir ceset bulunur. Cesedin avuçlarýnda antik bir pere vardýr. Cinayet araþtýrýlmaya baþlandýðýnda ellerinde eski Bizans sikkeleri bulunan kiþilerin tek tek öldürüldüðü görülür. Komiser Nevzat yalnýz yaþayan, zamanýnda eþini ve kýzýný suikast sonrasý kaybeden biridir. Cinayeti araþtýrma görevi verilen komiser ilk olarak sikkeleri araþtýrmaya baþlar ve ortaya o döneme ait mükemmel bir Ýstanbul tarihi çýkar. Araþtýrmalarý sürdürürken ikinci cinayet de iþlenir. Bu kez ceset Çemberlitaþ’ta bulunur ve maktulün elinde Konstantin sikkesi vardýr. Ardýndan cinayetler tek tek gelmeye baþlar. Hepsinin ortak bir noktasý vardýr. Sikkeler. Bir tarafta Komiser Nevzat ile Rum kadýnýn aþký, diðer tarafta komiserin yardýmcýlarý olan Ali ile Zeynep’in aþk hikâyeleri de anlatýlýr.


Ýsyan Günlerinde Aþk
Roman / Ahmet Altan
Romanda anlatýlanlar; Osmanlý Ýmparatorluðu'nun son dönemindeki en önemli olaylardan birinin, 31 Mart olayýnýn çevresinde geliþir. Yazar; 31 Mart Vakasý olayýný yaratan koþullarý, olayýn yaþandýðý günleri, olay sonrasý ülkenin, özellikle Ýstanbul'un geçirdiði çalkantýlý, karmaþalý dönemi anlatýrken, olayýn perde arkasýnýn bilinenden farklý olduðunu öne sürer. Olay, 1909'un Ýstanbul'unda, 8-9 aylýk bir süreçte, Ýkinci Meþrutiyet'in ilanýndan hemen sonra baþlayýp 31 Mart olayýný da içine alan bir dönemde geçer. Güzeller güzeli Mehpare, inanýlmaz etkileyiciliðiyle Þeyh Efendi, Þeyhin yýllarca görmediði kýzý Rukiye, Çerkez güzeli Hediye, erkekleri kendine tutsak eden Dilara ve yakýþýklý Ragýp Bey, mutsuzluða mahkûm Hikmet Bey, gencecik, toy Dilevser, kendi içinde tutarsýz Ýttihat ve Terakki Cemiyeti, birbiriyle kavgalý alaylý ve okullu askerler ve kiþiliði üzerindeki çeliþkili görüþler bugün bile netlik kazanmamýþ bir padiþah: Abdülhamit. Bütün bunlar, aþkla ve isyanla yoðrulmuþ bu romanýn baþkiþileridir.


Kafamda Bir Tuhaflýk
Roman / Orhan Pamuk
Bozacý Mevlut ile üç yýl aþk mektuplarý yazdýðý sevgilisinin Ýstanbul'daki hayatlarý anlatýlýr. 1969 ile 2012 arasýnda, kýrk yýlý aþkýn bir süre Mevlut, Ýstanbul sokaklarýnda yoðurtçuluk, pilavcýlýk, otopark bekçiliði gibi pek çok iþ yapar. Bir yandan sokaklarýn çeþit çeþit insanla dolmasýný, þehrin büyük bölümünün yýkýlýp yeniden inþa edilmesini, Anadolu'dan gelip zengin olanlarý izler; diðer yandan ülkenin içinden geçtiði dönüþümlere, siyasi çatýþmalara, darbelere tanýk olur. Onu baþkalarýndan farklý kýlan þeyin, kafasýndaki tuhaflýðýn kaynaðýný hep merak eder. Ama kýþ akþamlarý boza satmaktan ve sevgilisinin aslýnda kim olduðunu düþünmekten hiç vazgeçmez.


Kalan
Roman / Leyla Erbil
Baþkarakter Lahzen Ýstanbul Fener'de büyümüþ, çocukluðu; ablasý, annesi ve nefret ettiði annesinin sevgilisi ile geçmiþtir. Romanda daha çok aile, çocukluk anýlarý rehberliðinde Türkiye tarihini de içeren, daha sonra sürgün edilmiþ Rum, Ermeni ve Yahudi dostlar, komþular, ilk aþk, devrim hayali, sanatçý ve kadýn olarak birey olma zorluklarý var. Bütün bunlar anlatýlýrken iç ses de olaylara eþlik ediyor. Son bölümde ise iç ses yazýya hâkim oluyor ve karakterin söylemek isteyip söyleyemedikleri ortaya konulurken bir türlü ayrýlmayý baþaramadýðý kocasý Sabit ve birlikte yaþamayý istediði sevgilisi Zeyyat ile konuþmalarý var. Yaþamýnýn çaresizliðini kabullenmiþ ama yine de hayal kurarak veda ediyor Lahzen.


Karanlýkta Mum Iþýðý
Roman / Mustafa Necati Sepetçioðlu
Eserde II. Dünya Savaþý sonrasý ülkede demokrasi ve ekonomi adýna yaþanýlan sýkýntýlar ve karanlýk dönem iþlenir. Romanda özellikle 1946’da yapýlan seçimlerin hileli oluþu üzerinde durulurken halkýn Ýsmet Ýnönü’ye ve Menderes’e bakýþý da verilir; dönemin gerek demokratik açýdan gerekse ekonomik açýdan karanlýk bir dönem oluþu vurgulanýr. Bu dönemin karanlýðýný aydýnlatan ise vakýflardýr. Ýnönü Dönemi’nde çok partili hayata geçiþte yaþanýlan antidemokratik davranýþlarýn toplum üzerindeki olumsuz etkisi Temir Hoca Vakfý aracýlýðýyla yansýtýlýr, Ýsmet Ýnönü’nün laiklik adýna vakýflara olumsuz bakýþý ve yaþanýlan sýkýntýlar da gözler önüne serilir.


Kardelen
Roman / Öner Yaðcý
12 Eylül dönemini konu alan eserde bir kýz çocuðunun direniþi ve 12 Eylül dönemiyle hesaplaþmasý anlatýlýr. Bu ilginç hesaplaþma bir yandan sarsarken, bir yandan da insana olan umudun ve güvenin hiçbir zaman tükenmeyeceði duygusu yaþatýr. Çocuksu bir bakýþla 12 Eylül döneminde yaþananlar irdelenmektedir.


Katre-i Matem
Roman / Ýskender Pala
Roman, müzayededen alýnan elyazmasý bir kitabýn hikâyesi olarak baþlar. Ýstanbul bu romanda, karmaþasý, heyecaný, isyanlarý, kalabalýðý ile lalelere bürünür. Öyle ki lale sadece bir çiçek deðil, bir yaþayýþ tarzý, estetik bir tavýr, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak Ýstanbul’u hatta tüm Osmanlý’yý çevreler. Ýstanbul, doðal tüm güzelliklerinin, mimari þaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarýþlarýna, lale þiirlerine bezenir; lalelerin þehri, renklerin þehri, yapraklarýn þehri haline dönüþür. Sevdiðini, aþklarýnýn ilk gecesinde kaybeden Þahin’in macerasýný anlatan roman, bu kaybýn ardýndaki esrarý çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlý sarayýna kadar gider. Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hâl alan olaylar Lale Devri’ne nihayet veren Patrona Halil Ýsyanýnýn yakýcý siyasal çalkantýlarýyla birlikte yavaþ yavaþ çözülmeye baþlar.


Kýyam
Roman / Durali Yýlmaz
Romanda Babailer ayaklanmasý anlatýlýr. Baba Ýlyas, Baba Ýshak ve Hacý Bektaþ yaþadýklarý olaylarý bizzat kendi aðýzlarýndan anlatýrlarken Baba Ýlyas'ýn torunu Elvan Çelebi de, bu olayý konu alan 'Menâkýb-ý Kudsiyye'sini niçin yazdýðýný açýklar. 1240 yýlýna gelindiðinde, Anadolu'da sýkýntý doruða çýkmýþtýr. Moðollarýn önünde kaçan Türkmenler, Anadolu'ya yýðýlmýþ; Selçuklu tahtýnda oturan genç ve tecrübesiz Sultan Gýyasettin, kendi eðlence dünyasýna dalmýþ, devletin aslî unsuru Türkmenler, adeta dýþlanmýþtýr. Ýþte bu hengâmede her biri efsaneleþmiþ bir eren olan Türkmen Babalarý bir umut ýþýðý olarak görünür. Sonunda 1240 yýlý sonbaharýnda, Baba Ýlyas'ýn halifesi Baba Ýshak'ýn önderliðinde Türkmenler, saraya karþý ayaklanýrlar. Sarayýn gönderdiði kuvvetlerin üst üste yenilgiye uðramalarý, Türkmen Babalarýný iyiden iyiye efsaneleþtirir. Müslüman askerlerin Türkmen Babalarýna sempatiyle bakmaya baþlamalarý üzerine Saray, paralý Hristiyan askerlerini, Babailer üzerine gönderir. Malya ovasýndaki savaþý bir taktik hatasý sonucu kaybeden Türkmenler, kýlýçtan geçirilirler.


Korsan Çýkmazý
Roman / Nezihe Meriç
Ýki iyi arkadaþ olan kýzlarýn çocukluk dönemi, babalarýnýn memuriyeti sebebiyle Anadolu’da geçer. 1930’larýn, 40’larýn Türkiye’si… Ýkinci Dünya Savaþý’nýn dýþýnda kalmayý baþarmýþ olsak da, savaþ korkusu ve yokluk her yeri sarmýþ durumda. Kýzlar, ortaokul ve liseyi okumak üzere, Meli’nin bir akrabasýnýn yanýna, Neyyire Hala ile Mahir Amca’nýn yaþadýðý bir Orta Anadolu kentine gelirler. Onlarýn evinde, tüm yaþamlarýna yön verecek olan ilkelerle, dürüst, çalýþkan, aydýn insanlar olarak yetiþtirilirler. Üniversiteyi okumak üzere Ýstanbul’a gelen Meli ile Berni, bu iki aydýn insan sayesinde, kendi ayaklarý üzerinde durabilen, modern, idealist birer bireye dönüþmüþlerdir. Zor bir dönemde, mutlu, masalsý bir çocukluk geçirmiþ iki kýz çocuðunun idealist iki genç kadýna dönüþme hikâyesi anlatýlýr. Berni’nin kocasý ve çocuðuyla birlikte yaþadýðý Korsan Çýkmazý’ndaki ev; iki genç kadýn için bir huzur ülkesine, bir sýðýnaða dönüþür.


Küçük Dünya
Roman / Emine Iþýnsu
Kendi küçük dünyasýnda, annesinin baskýsýný üzerinde fazlaca hissederek yaþamaya çalýþan Nur, üniversiteyi bitirir bitirmez kendisini çok seven Ferit ile evlenir ve Þanlýurfa'ya gelin gider. Þehrin otantik ve mistik havasý Nur'u çok etkiler. Örf ve âdetlerin fazlaca hayata tesir ettiði bu þehirde yer yer daralmaktadýr. Bu arada kocasýnýn arkadaþý Murat'la iyi bir arkadaþlýk kurar. Bu arkadaþlýk zamanla aþka dönüþür. Ancak hiçbir zaman kelimelere dökülmeden yaþanan bir aþktýr bu.


Metal Fýrtýna
Roman / Orkun Uçar
On iki askerden oluþan öncü gözetme timinin baþýndaki Üsteðmen Alper en önde koþar. Yine helikopter sesleri gelmeye baþlamýþtýr. Serdar, G3’ünü alarak ateþ açmaya baþlamýþtýr, üsteðmen de ateþlemeye baþlar ve biraz sonra sesler kesilir ve oradan ayrýlýrlar. Harekete geçen zýrhlýlarsa çok uzakta Amerikan gözetleme uçaklarý tarafýndan anýnda tespit edilmiþtir. En baþtaki zýrhlýda Binbaþý Haþim Eralp vardýr. Telsizden emir verir, zýrhlýlar harekete geçer, bombardýman baþlar. Günler geçmiþtir artýk. ABD Savunma Baþkaný “Donalt Rumsfeld” bakanla konuþmak ister. Derken kapýda Genelkurmay Baþkaný “Howord Strike” görünür. “Sayýn Baþkan; Metal Fýrtýna operasyonu baþlamýþ bulunuyor.” der. Irak’tan baþlayarak ülkemize girmiþlerdir, yavaþ yavaþ þehirlerimizi etkileri altýna almýþlardýr, Ankara’ya kadar ulaþmýþlardýr, Anýtkabir’i bombalamýþlardýr. Ýstanbul’a ulaþýrlar… Helikopterle Boðaz Köprüsü’nü vurarak Asya ve Avrupa’yý ayýrýrlar ve Ýstanbul’u ele geçirirler.


Nar Aðacý
Roman / Nazan Bekiroðlu
Otuz yýl önce verilen mektupta sadece selam ve adres vardýr. Taht-ý Sülayman’dan gelir. Torun; dedesini araþtýrmaya karar verir. Tebriz’e gider. Beyzat Amca’ya sorar. Dedesi Settarhan halý ticareti yapan bir aileden gelir. Taht-ý Süleyman’dan Trabzon’a düþüvermiþtir dedesinin hikâyesi. Settarhan, Azam adýnda bir halý dokuyucu kýza âþýk olur. Babasý bunu anlar ama önce Yezide gitmesi gerektiðini söyler ve dönüþte niþan yapacaklarýna söz verir. Azam’ýn bunlardan haberi yoktur. Halýlarý teslim eder fakat Zerdüþt aðasýnýn halýsý kalýr. Piruz Settarhan’ý misafir eder ve ikisi çok iyi arkadaþ olurlar. Settarhan Piruzu Taht-ý Süleyman’a davet eder. Piruz daveti kabul eder ve gelir. O anda Piruz Azam’a, Azam da Piruz’a âþýk olur ve ikisi birlikte Tah-ý Süleyman’dan kaçarlar. Settarhan bir tekneye binerek Trabzon’a gelir. Çay ocaðýnda bir gün ocaðýn sahibi onu Zehra ile tanýþtýrýr. Ýkisi de birbirine âþýk olurlar. 1912’de Balkan Harbi seferberliði ilan edilir. Savaþ Trabzon’a kadar geniþler. Büyük Haným, Zehra ve yardýmcýsýný alarak Samsun’un yolunu tutar. Bolþevik ihtilali ile bütün birlikler geri çaðrýlýr, Trabzon kurtulur. Trabzon’a vardýklarýnda evlerine koþarlar fakat ev býraktýðý gibi deðildir. Nar aðacý dallarý bahçe duvarýna sarkmýþtýr.


Özlem Yokuþlarý
Roman / Yahya Akengin
Doðu Karadeniz’in bir köyünde çobanlýk yapan Mustafa okumak istemekte ancak babasý buna izin vermemektedir. Dersleri kötü olan Halil’le Ýstanbul’a kaçarlar. Mustafa okuyacak, Halil ise çalýþýp para kazanacaktýr. Mustafa’nýn inþaatta çalýþan Temel Aðabeyinin evine yerleþirler. Bir süre sonra babasý köyden onlarý takip eder ve Ýstanbul’a gelerek onlarý köye götürür. Mustafa azmeder, okur ve öðretmen okulunu kazanýr. Daha sonra mühendis olur ve doçentlik yapar.


Puslu Kýtalar Atlasý
Roman / Ýhsan Oktay Anar
Arap Ýhsan, bir denizcidir. Alibaz adýnda bir çocuðu esir almýþtýr. Alibaz ve Ýhsan Ýstanbul’a gelirler. Orada Arap Ýhsan’ýn yeðeni Uzun Ýhsan’ý ve oðlu Bünyamin’i ziyaret ederler. Daha sonra Arap Ýhsan bir hesabýný görmek için Kubelik adýnda eski bir köleyi aramaya çýkar. Çok geçmeden Arap Ýhsan, Kubelik’i bulur ve ondan elindeki kitabý tercüme etmesini ister. Bünyamin laðýmcý ocaðýna yazýlýr ve evden ayrýlýr. Uzun Ýhsan, Alibaz’ý bir mahalle mektebine yazdýrýr. Alibaz mahalledeki arkadaþlarýyla bir çete kurar ve o çetenin baþý olur. Bir gün Uzun Ýhsan’ýn yeniçeriler tarafýndan yaka paça götürüldüðünü gören Alibaz çok sinirlenir ve savaþ ilan eder. Savaþýn ardýndan Bünyamin Ýstanbul’a geri döner fakat babasýný evde bulamaz. Zavallý Uzun Ýhsan Efendi’nin gözleri oyulmuþ, kulaklarý kesilmiþ ve bir dilenciye satýlmýþtýr. Bunun üzerine Bünyamin dilencilerin arasýna sýzar. Amacý babasýný kurtarmaktýr. Nihayet babasýný bulan Bünyamin’in sevinci uzun sürmez. Babasý onu bir varile koyup aðzýný kapatmasýný söyler. Bünyamin çaresizce kendine denilen þeyi yapar. Bir süre bekler fakat babasý varilden çýkmaz. Bunun üzerine varilin kapaðýný açmaya çalýþýr fakat etraftan bu hareketi görüp de gelenler Bünyamin’i oradan kovalar.


Ruh Hastasý
Roman / Ýsmail Güzelsoy
Gazeteci Kürþad, yayýn yönetmeni Burhan Hoca’nýn isteði üzerine dönemin iki tanýnmýþ romancýsýyla görüþmeye gider. Selim Özkul ile röportaj yapmasý mümkün olur, ancak Edip Us ortalýklarda görünmeyen, yüzünü okurlardan saklayan gizemli biri olduðu için ona ulaþamaz. Selim Özkul’un röportaj sýrasýnda naklettikleri de aslýnda oyunun bir parçasýdýr. Bu oyun, sadece titizlikle belirlenen birkaç kiþiye oynanýr ve kurallarý koyanlar Selim Özkul, Burhan Hoca ve Ayhan’dýr. Diðer bütün okurlar piyasaya çýkan standart kitaplarý okurken, belirlenen adaylar “hipnotik kitaplar” diyebileceðimiz kitaplarla her þeyden habersiz oyuna dâhil edilir. Ben anlatýcý olan gazeteci Kürþad, böylesi bir kumpasýn içinde olduðunu ancak romanýn sonunda, Selim Özkul’un býraktýðý mektup sayesinde öðrenir.


Son Ada
Roman / Zülfü Livaneli
Darbeci bir baþkan, emeklilik yýllarýný geçirmek üzere, herkesin her þeyiyle hoþnut olduðu cennet bir adaya yerleþir. Baþkan, yýkýcýlýk potansiyelini, geçmiþ politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlýdýr. Bu doðrultuda tüm adayý etkileyecek müdahalelere giriþir. Ada halkýný; adaya teknolojiyi getireceðini, adayý turizm bakýmýndan geliþtireceðini, adayý zengin bir bölge yapacaðýný söyleyerek etkilemeye çalýþýr. Sonuç tam bir fiyaskodur. Ekolojik denge altüst olur. Romaný anlatan, sevgilisi Lara ve yazar olaylara engel olmaya çalýþsalar da bir türlü bunu baþaramazlar aksine ada halký tarafýndan dýþlanýrlar. Hatta yazarýn askeri hapishaneden firar etmiþ siyasi bir mahkûm, bir rejim düþmaný olduðu anlaþýlýr ve tutuklanýr. Artýk Baþkan’ýn yapabilecek bir þeyi kalmaz ve adayý terk etmeye karar verir. Adayý terk edeceði sýrada Lara ile aralarýnda tartýþmalar baþlar ve tam bu esnada bakkalýn oðlu baðýrarak baþkanýn üzerine atlar ve Baþkan ile birlikte uçurumdan düþerek parçalanýrlar. Baþkan ve bakkalýn oðlu ölür. Baþkan’ýn cenazesi büyük bir törenle defnedilir. Bakkalýn oðlu ise terörist olarak halka lanse edilir. Ada halký ile martýlar arasýndaki savaþý martýlar kazanýr.


Sevgili Arsýz Ölüm
Roman / Latife Tekin
Huvat, Alacüvek köyünde hatýrý sayýlýr kiþilerden biridir. Þehre her gidiþinde köye yeni bir þey getirir. Köydekiler ona tepki gösterirler, gâvur icatlarý getirdiðini söylerler. Huvat inanmayanlarý þehre götürür. Þehre giden bir daha geri dönmez. Huvat’ýn karýsý Atiye Dirmit adýnda bir kýz doðurur. Bu kýz doðduðundan itibaren garip davranýþlar göstermektedir. Tulumbayla konuþur, öðretmen yokken okula gider… Atiye bunlarýn hepsini Cinci Memet’ten kaynaklandýðýný düþünür. Huvat’ýn büyük oðlu Halit, bir kýza sevdalanýr. Babasý daha býyýklarý kararmadan Halit’i Zekiye’yle evlendirir. Huvat bir gün Alacüvek‘in adýnýn deðiþtirilmesini ister. Köyün yeni adý Akçalý’dýr. Huvat çoluk çocuðu alýp þehre yerleþir. Þehre yerleþtiklerinden itibaren aksilikler yakalarýný býrakmaz. Evin büyük oðlu Halit iþe yanaþmaz. Çalýþma konusunda tek hevesli Seyit’tir. Eve ekmeði o getirmeye baþlar. Mahmut’la Dirmit okula devam etmektedirler. Mahmut’un okumakta gözü olmadýðý için türlü iþlerde çalýþýr. Çocuklarýn çalýþmasýný fýrsat bilen Huvat kendini iyice býrakýr, elinde dini kitaplarla gezinir. Bunu gören Atiye kendini yataklara atar.


Þu Çýlgýn Türkler
Roman / Turgut Özakman
Osmanlý’nýn imzaladýðý Sevr antlaþmasýyla yurdu parçalanmýþ, topraklarý satýlmýþ; saltanat koltuðu uðruna sömürgecilere peþkeþ çekilmiþ bir halk vardýr. Ama her þeye raðmen bu halkýn küllerinden yeniden doðmasýný saðlayan biri vardýr, Gazi… Ve bu zaferi Atatürk’le birlikte var eden Ýsmet Paþa, diðer komutanlar, erler, akýncýlar, vekiller, köylüler, direniþe yardým için ayaðýndaki tek çorabý yýkayýp veren Deli Battal gibiler, kaðnýlarýyla cephane taþýrken yolda ölen ya da doðuran Elifler, yaþadýðý rahat hayatý býrakýp cephede gönüllü hemþire olan Nesrinler vardýr. Eserde Kurtuluþ Savaþý mücadelesi anlatýlýr.


Taif’te Ölüm
Roman / Hýfzý Topuz
Mithat Paþa, Batý’daki aydýnlanma düþüncesi, Fransýz Devrimi ve özgürlük mücadelesinden etkilenmiþ bir avuç aydýnla birlikte, beþ yüz yýllýk bir imparatorluðun artýk köhnemiþ zihniyetini deðiþtirmeyi ve çaðdaþ bir yönetim anlayýþý getirmeyi amaçlamaktadýr. Sultan Abdülhamit, Meþrutiyeti ilan etme sözüyle tahta geçmiþtir. Giderek artan baskýcý bir yönetimle bütün ipleri eline almaya ve kendine karþý çýkan sesleri susturmaya kararlýdýr. Osmanlý Ýmparatorluðu’nun çöküþ arifesinde bu iki güç karþý karþýya gelir ve Türk tarihinin en gerilimli mücadelelerinden biri yaþanýr.


Taþ Bina ve Diðerleri
Öykü / Aslý Erdoðan
Taþ Bina ve Diðerleri'nde yer alan hikâyelerde bilinç ve bilinçaltýnýn derinliklerini edebî eserin önemli unsurlarýndan olan mekândan da yararlanýlarak sunulmuþtur. Hikâyelerde kahramanlarýn acýlarýný, yaralanmýþlýklarýný, yalnýzlýklarýný barýndýran “Taþ Bina” bir metafor olarak anlatýmý güçlendirmektedir. Kitaptaki öykülerde yazar; iþkenceyi anlatýyor. Ama iþkenceci ile iþkence göreni deðil, ele veren ile ele verileni alýyor odaðýna. Kahramanlarýn ruh hâlleri, taþ binanýn yaný sýra orman, uçurum, nehir ve duvar gibi þiddeti ve ölümü hissettiren diðer unsurlarla da güçlendirilerek mekânýn hâlleriyle sunulmuþtur.


Uzun Hikâye
Öykü / Mustafa Kutlu
Ali dürüst, namuslu biridir. Münire isminde bir kýzý sever fakat kýzý ona vermezler. Ali kaçmayý önerir, Münire kabul eder. O günden sonra tren ile yolculuk yaparlar ve kader onlarý hangi durakta indirirse hayatlarýna orada devam ederler. Mustafa 6 yaþýndayken tren þefinin yardýmý ile eski bir tren vagonunu eve çevirirler. Ali burada okulda iþe baþlar. Bir gün karýsý hamile kalýr. Fakat o gece Münire uyandýðýnda Ali’yi göremeyince panikler ve fazla kan kaybýndan hayata veda eder. Bunun üzerine Ali oðlunu da alýp yeniden tren yolculuðuna baþlar. Ali ve oðlu Mustafa yeni bir yerde yuva bulurlar. Ali, daktilosu ile Emin Efendi’nin kýraathanesinin bir köþesinde insanlarýn dilekçelerini yazarak geçimini sürdürür. Ýþler ilerleyince yandaki boþluða kulübe þeklinde bir dükkân yaparlar fakat belediye sorun çýkartýr. Kanunsuz bir þekilde kulübeyi yýkarlar. Bunun üzerine Ali oðlunu da alýp yeniden yollara düþer. Yine kasaba kasaba dolaþtýktan sonra Ali ve artýk büyümüþ olan Mustafa, bir kasaba kitapçý açarak hayatlarýna devam ederler. Mustafa kasabanýn savcýsýnýn kýzýna âþýk olur. Baba da buna karþý çýkar. Mustafa vazgeçmeyince savcý Ali’yi gazetede yazdýðý bir yazýdan dolayý tutuklattýrýr. Mustafa artýk babasýndan uzaktadýr ve sevdiði kýzý da görememektedir. O da babasýnýn yolunda gitmeye karar verir ve sevdiði kýza birlikte kaçmak için teklif götürür. Mustafa savcýnýn kýzýný kaçýrýp trene binerek gider.


Üstü Kalsýn
Öykü / Cemil Kavutçu
Eserdeki hikâyelerin merkezinde tabiat ve hayvanlar var. Yazarýn bu tercihini “Ruhsavar Topu” isimli hikâyesinde kahramanýn aðzýndan okuyucuya aktardýðý þu cümleyle anlýyoruz: “Biz doðayý küçümsüyoruz. Gözümüzün önünde duran kitabý okumuyoruz.” Kitapta sýradan hayatýný renkli kýlmaya çalýþan bir memur, yazar olmaya çalýþmakla kendine yeni bir sayfa açýyor. Baþka bir hikâyede küçük bir taþla kýrýlan cam, kahramana bir tiyatro senaryosunu ilham ediyor. Hangi Dala Bakalým Baba, Karga Bayramý ve Piyes, bir kasabada gerçekleþen karga istilasýný ve bu olaya þahit olmuþ kiþilerin farklý hikâyelerde, olayý kendi gözleriyle deðerlendirmesini konu alýyor. Þehirdeki yalnýzlýk, mesai saatini dört gözle bekleyen memurlar, bir yazarýn ruhsal çekiþmeleri, dul bir kadýnýn hayatla mücadelesi, taþralý bir gencin þehirde arafta kalmasý...


Yaz
Roman / Kürþat Baþar
Küçük yaþlarda Ýstanbul'a göç etmek zorunda kalan Murat yýllar sonra bir amaç için Kýbrýs'a gelir. Çocukluðunu, gençliðini ve ilk aþkýný anlatmaya baþlar. Hayata kayýplarla baþlamýþtýr. Annesini hiç tanýmaz; vefat etmiþtir küçük yaþta. Babasýnýn ise yaþayýp yaþamadýðýný bile bilmez. 1960'lý yýllar... Kýbrýs kaynýyordur. Rumlar ve Türkler savaþ hâlindedir. Ýþte Murat'ýn babasý bu buhranlý günlerde ortadan kaybolur. 1964 yýlýnda Larnaka Türk Bölgesi'nde (Murat'ýn yaþadýðý bölge) yaþayan ve yakýndaki Ýngiliz üssüne çalýþmaya giden 11 kiþi bindikleri otobüsle birlikte kaybolur. Yýlarca haber alýnamaz. O 11 kiþiden biri de Murat'ýn babasýdýr. Annesinden sonra babasýný da kaybetmiþtir. Ninesi ile beraber Ýstanbul'da yaþayan amcalarýnýn yanýna giderler. Amcasý emekli bir memurdur. Gençliðinde siyasi olaylara karýþmýþ hapis yatmýþ biridir. Murat’ýn hayatýnda artýk sadece kitaplarý vardýr. Bir gün amcasý hayatýna son verir ve Murat'a koca bir kitaplýk býrakýr. Bundan sonra Murat'ýn hayatý týpký amcasý gibi kitaplar arasýnda geçer.


Yalan
Roman / Tahsin Yücel
Yusuf Aksu’nun Yunus Aksu ile yollarý tesadüfi bir þekilde kesiþir. Yunus; ak renge kara diyen, ters mantýðý insanlarýn dimaðlarýna enjekte eden, dur durak bilmeden alýþýlmamýþ düþünceler üreten, son derece dýþavurumcu bir gençtir. Yusuf’la tanýþtýktan sonra onu geri dönülmesi imkânsýz boyutlarda etkiler. Eserde yanlýþýn kolay benimseniþi, yalanýn içine battýkça çýkýþýn imkânsýzlýðý, geri dönüþün bir noktadan sonra baþka yalanlarla katmerleþerek büyümesi iþlenir. Geçkin yaþýnda yalaný ve yanlýþý kabul eden Yusuf Aksu, dönüþü beceremez çünkü yalan artýk toplum bireylerine mal edilmiþtir. Etrafýndakiler Yusuf Aksu'nun, dolayýsýyla kendilerinin, küçük düþeceðini düþündüklerinden gerçeðin açýklanmasýný engeller. Ama Anadolu'nun baðrýndan kopup gelen Cemile her þeyin farkýndadýr ve gerçekleri çekinmeden söyler.


Yeþil Bayýr
Roman / Sulhi Dölek
Atay ve arkadaþlarý Yeþil Bayýr Mahallesi’nde keyifli günler geçirmektedirler. Okul arkadaþlarý Hüseyin'in annesinin hasta olduðunu öðrenmeleri, mahallede yeni bir süreç baþlatýr. Yüreklerinde kabaran yardýmlaþma isteðiyle yoðun bir çalýþmaya girerler. Hatta zaman zaman tartýþma yaþadýklarý, Evren Sitesi’nde oturan çocuklarla dost olup onlarý bu çalýþmaya katarlar.


Yüreðimi Sana Býraktým
Öykü / Necdet Ekici
Akif ve arkadaþlarý büroda çalýþmaktadýrlar. Aniden postacý içeri girer Akif’e zarfýný uzatýr. Bu bir bayram kartýdýr. Akif þehrin sessiz sokaklarýnda yürümeye baþlar. Derken sahilde bir banka oturur ve derin düþüncelere dalar. Halasý ve halasýnýn kýzý Esra kendilerine misafirliðe gelmiþlerdir ve Akif ona karþý içinde büyük bir sevgi beslemektedir. Ancak ona bunu hissettirmemeye çalýþýr. Halasý ve Esra üç gün sora giderler. Bu ayrýlýðýn ardýndan Akif ve Esra mektuplaþmaktadýrlar. Çoðu zaman Esra’nýn mektuplarý cevapsýz kalsa da Esra mektup yazmaya devam etmektedir. Sonunda Esra bu iliþkiyi bitirmeleri gerektiðini yazar. Ayrýlmalarýnýn gerekliliði Akif’in evli ve iki çocuk sahibi oluþudur. Aradan yirmi yýl geçer. Akif; Esra’nýn vardýðý ilk kocasýnýn alkoliðin biri olduðunu, üstelik evli çýktýðýný ve her gün Esra’yý dövdüðünü, bir çocukla ondan ayrýlýnca, ihtiyar bir zengine vardýðýný, o da ölünce aç ve sefil üç çocukla sokaða býrakýldýðýný duyar. Akif sahilde oturduðu bankta kendine geldiðinde, kendi kendine fýsýldanýr: “Hey Esra! Bunca yýl sonra nereden esti bayram kartý yazmak? Kastýn mý var yüreðimi yeniden tutuklamaya!”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Kýrmýzý Saçlý Kadýn" Gerçeði

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gabriel Garcia Marquez

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Suskunluðun Bedeli [Þiir]
Öptüm Yanaðýndan Ayrýlýðýn [Þiir]
Ýnkisar [Þiir]
Yaðmur [Deneme]


Halil Zenciroðlu kimdir?

Þiir, deneme, roman ve öykü yazarý


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Halil Zenciroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.