..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beþinci ya da altýncý göbekten kral torunu olduðumu ortaya çýkaracak þekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > þinasi zafer




24 Mart 2016
Gurur  
þinasi zafer
O mel’un günün üzerinden tamý tamýna iki yýl geçti. Ýki yýl önce bugün; balta ile kolumu kesip, Kasap Mehmet’in yüzüne fýrlatmýþtým...


:ABEA:
O mel’un günün üzerinden tamý tamýna iki yýl geçti. Ýki yýl önce bugün; balta ile kolumu kesip, Kasap Mehmet’in yüzüne fýrlatmýþtým. Bu olaydan, sadece on beþ gün öncesine yani dizdarlarca haksýz yere tutuklandýðým o kara güne kadar; kýlýç yapýmýyla uðraþan, güçlü, kuvvetli bir askerdim. Kendi dükkânýmda sürekli kýlýç yapýyor, kimseyle konuþmuyordum. Ailem oldukça zengindi ve babam da haksýz yere idam edilmiþti. Beni amcam okutmuþtu. Kimseye minnet etmeyi sevmediðim için kalkýp Anadolu’ya gelmiþ ve demircilik yaparak geçinmeye baþlamýþtým. Ýþin dýþýnda sadece mescide gidiyor, orada mesnevi dinleyerek huzur buluyordum. Pek bir þey anlamadýðým hâlde, ahengi beni duygulandýrýyordu. Yine böyle mescitten eve döndüðüm bir gün; sokakta biraz dolaþtým, sonra eve gelip uyudum. Sabaha karþý kapým yerinden çýkacakmýþ gibi, þiddetle çalmaya baþladý. Dizdarlar gelmiþti. Birkaç altýn kesesinin çalýndýðýný, keselerin de evimin yanýnda bulunduðunu söylediler. Ne yapsam, ne etsem suçsuz olduðuma inandýramadým onlarý. Ceza olarak sað kolum kesilecekti.
Olan biteni duyan mahalleli, cimri ve zengin Kasap Hacý Mehmet’e gitmiþ. Ondan diyetimi ödemesini istemiþler. Yeniçeriler de, bana yardým etmesi durumunda, Kasap Hacý Mehmet’in bütün iþlerini göreceðimi vaat etmiþler. Kasap Mehmet böylelikle diyetimi ödedi ve kolumun kesilmesini önledi. Bundan sonra da yeniçerilerden aldýðý söze güvenerek, bütün iþlerini bana yaptýrmaya baþladý. Sürekli olarak ödediði parayý baþýma kakýp duruyordu. Bu duruma sadece bir hafta sabredebildim. Bir gün, yine kasapta çalýþýrken, kolumu balta ile kesip “Al diyetini!” diye baðýrarak adamýn yüzüne fýrlattým. Hikâyenin buraya kadar olan kýsmýný zaten hepiniz biliyordunuz. Ancak bundan sonra ne olduðu hakkýnda en küçük bir fikriniz bile yok. Þimdi size bunu anlatacaðým;
Kolumu kesip attýktan sonra; gururlu bir þekilde, kostak kostak yürüyerek dükkândan çýkýp gittiðimi hayal etmiþ olmalýsýnýz. Ancak böyle olmadý. Birkaç saniye içinde bayýlarak olduðum yere yýðýlýp kalmýþým. Kasap Hacý Mehmet hemen sýhhiyeleri çaðýrmýþ. Görenlerin anlattýklarýna göre; sýhhiyeler beni gördüklerinde ne yapacaklarýný þaþýrmýþlar. Panikten elleri ayaklarý zangýr zangýr titremeye baþlamýþ. Derme çatma bir bezle kolumu boðarak beni hastaneye kadar taþýmýþlar. Orada býraktýklarý gibi de kiriþi kýrýp, alelacele ortalýktan kaybolmuþlar. Bundan sonra uzunca bir süre hastanede kaldým ve þu andaki halime gelinceye kadar tam üç ameliyat geçirdim. Üçüncü ameliyattan sonra kolum körlendi ve Koca Ali olan adým Çolak Ali’ ye çýktý.
Kolumu kesip atýnca birdenbire onurlu bir hayat yaþamaya baþlayacaðýmý, bundan sonraki hayatýmda hiç kimseye minnet etmeyeceðimi, anamdan yeni doðmuþ gibi tertemiz olacaðýmý düþünmüþ olabilirsiniz. Ahh dostlar! Kolumu kesip attýðým o bedbaht an yok mu? Hayatýmda bunun kadar piþman olduðum bir aným daha yoktur. Anlýk bir öfkeyle gururuma yenik düþtüðüm sayýlý saniyeler; bütün hayatýmý kararttý. Onurlu ve gururlu bir hayat yaþamak; kendi mutluluðumuzdan bile daha fazla deðer verdiðimiz bir þey olmamalý! Gururuma yediremedim lafý aðýzlarda bu kadar çok dolaþmamalý! Bunu Çolak Ali olunca anladým!
Hiç kimse beni iþe almak istemedi. Zira tek kolla hiçbir iþlerine yaramadýðýmdan, bana nasýl bir iþ vereceklerini de bilemiyorlardý. Belki de beni, güvenilmez bir ruh hastasý olarak görüyorlardý. Kendi kolunu gözünü kýrpmadan kesen bir adam, baþka insanlara neler yapmazdý ki? Bana verebilecek basit getir götür iþleri varken; oturduklarý koltuðun arkasýndan sessizce yaklaþýp, bir balta da onlarýn kafalarýna, kollarýna vuracaðýmdan korktuklarý için vermiyorlardý belki de? Ýyiden iyiye umutsuz ve kederli bir adam olmuþtum. Eskiden de kendi halinde birisi olduðum ve kimseyle pek bir þey konuþmadýðým için insanlar arasýna karýþmakta zorlanýrdým. Ama heyhat! O zamanlar güçlüydüm. Dükkânýmdaki devasa örsün üzerinde sürekli demir döven güçlü pazýlara, hiçbir zaman ölmeyecekmiþçesine çalýþan makine gibi bir vücuda sahiptim. Bu yüzden de kimseye eyvallahým yoktu. Hayatýmýn hep böyle devam edeceðini, gücümden kuvvetimden bir gün bile düþmeyeceðimi hayal ediyordum. Yýllardýr; bir dükkânýn içinde demir döverek ve þimdi muhtaç olduðum þu insanlardan kaçarak, bütün insani hasletlerimi de köreltmiþtim. Yanlarýna gidip iki lafýn belini kýramýyor, anlatacak bir þey bulamýyordum. Ayaklarýna gitmek, konuþmak, iþ ve yardým istemek zor geliyordu. Genelde “Ooo Koca Ali hoþ geldin” diyerek beni karþýlayan esnaf dükkânlarýna giriyor, “Hoþbulduk” diye kuru bir cevap verdikten sonra sus pus oturarak, kaçamak bakýþlarla kesik koluma bakýlmasýný önemsemeden, ýsmarlanan çayý içip apar topar oradan kaçýyordum. Ara sýra kasap Hacý Mehmet’le karþýlaþýyorduk. Hayatýndan gayet memnun gibiydi. Beni gördüðünde bir anlýðýna tedirgin oluyor, sonrasýnda görmezden gelip hiç konuþmadan sessizce yanýmdan geçip gidiyordu. Þaþýlacak bir biçimde, bu adama karþý içimde en küçük bir kin beslemiyordum. Sonuçta birileri benim adýma; diyetimi ödemesi halinde ona çok minnettar kalacaðýmý, bütün iþlerini yapacaðýmý, hayatýmý ona adayacaðýmý söylemiþlerdi. Adam da diðer herkes gibi beni pek tanýmýyordu. Sonuç olarak ben de “Niçin benim adýma böyle sözler veriyorsunuz! Ben hiç kimseye hizmetçi olmam!” dememiþ, sessiz kalarak bu teklifi kabul etmiþtim. Böylesine havai ve aklý bir karýþ havada bir adam olduðumu, daha ilk haftada kolumu kesip atacaðýmý nereden bileceklerdi ki? Aslýnda kolumu balta ile kestiðim o an oracýkta ölmüþ olmalýydým. Böylelikle; onurlu bir ölümle bu bedbaht hayatý hiç yaþamamýþ olurdum.
O mel’un günden bana kalan ve en çok belimi büken iki hatýra, eksik bir kol ve geçirdiðim üç ameliyatýn faturasýdýr. Her yeni ameliyatýn faturasý bir öncekinden çok daha aðýr oldu. Zira her biri daha öncesinde yapýlan hatalarý düzeltmek adýna yapýlan þeylerdi ve her nasýlsa her ameliyatta bir þeyler daha fazla bozulduðu için düzeltilmesi daha zor oluyordu. Faturalarý ödeyecek durumum olmadýðý için uzun süre hastanede rehin kaldým. Aslýnda en az zorlandýðým ve en az mahcup olduðum günler hastanede geçirdiðim günlerimdir. Orada yalnýzca, arada sýrada uðrayýp beni üstün körü muayene eden doktora ve zaten çirkin olan yüzünü, sanki gerek varmýþ gibi, daha da ekþiterek tabaðýma yemek koyan yemekhaneciye karþý mahcup oluyordum. Ha bir de arada sýrada sigara istediðim koðuþ arkadaþlarýma karþý. Galiba hastanedekiler de postu oraya iyice serdiðimi, böyle giderse hiç þikâyet etmeden bütün ömrümü orada geçirebileceðimi anlamýþ olmalýlar ki; borçlarým için bana senet imzalatýp taburcu ettiler. Ýþte bundan sonra dibin dibini gördüm. Artýk yatacak sýcak bir yataðým ve önüme gelen bir tas sýcak yemeðim de kalmamýþtý. Bazen bir kahvehanede bazen garda uyuyor, bulabildiðim ne varsa onu yiyip içip, çolak kolumla saðda solda biraz dolaþtýktan sonra yeniden uyuyacak bir yer aramaya baþlýyordum. Hastanede imzaladýðým senedin ödeme tarihi gelse de kapaðý mahpus damýna atsam diye bakýyordum. Ne cebimde beþ kuruþ param ne de demirci dükkânýnýn önünden geçerken örsün ve ateþin karþýsýnda terden sýrýlsýklam olmuþ kollarýmý izlemeye gelen mahallenin kýzlarý kalmýþtý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýftira ve Ölüm

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emir Kozcuoðlu Gibi Tirat Atmak
Ateþ ve Hayal
Pencereden Bakmak
Bir Yaz Günü
Bir Yol Hikâyesi
Saç Örgüsü
Yüksek Umutlar


þinasi zafer kimdir?

---

Etkilendiði Yazarlar:
---


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þinasi zafer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.