..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Barýþý bulacaðýz. Melekleri duyacaðýz, göðün elmaslarla parladýðýný göreceðiz. -Çehov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > þinasi zafer




10 Mart 2016
Yüksek Umutlar  
þinasi zafer
Karanlýk odasýnda oturmuþ, kulaklýklarýný kulaklarýnýn içine yýrtarcasýna sokmuþ, mp3 çalarýn sesini sona dayamýþtý. Artýk dýþ dünyanýn hiçbir sesi duyulmuyordu...


:ACCF:
Karanlýk odasýnda oturmuþ, kulaklýklarýný kulaklarýnýn içine yýrtarcasýna sokmuþ, mp3 çalarýn sesini sona dayamýþtý. Artýk dýþ dünyanýn hiçbir sesi duyulmuyordu. Sokaðýn tüm uðultularý, evin diðer odalarýndan gelen televizyon ve konuþma sesleri, özel dünyasýnýn dýþýnda kalmýþlardý. Keþke, son ses olan 32’nin de ötesi olsa, kulak zarlarý patlasa, biraz sonra dinleyeceði þarký sonsuza dek duyacaðý son þey olsaydý.
Tek kiþilik koltuða yatarcasýna yayýlmýþ, baþýný arkaya yaslamýþ, uzun bacaklarýný karþýya uzatmýþtý. Koltuktan yarý beline kadar çýkardýðý bedeni ve uzattýðý bacaklarý, küçücük odasýný neredeyse baþtanbaþa geçmiþti. Koltuðun sol tarafýnda, annesinin dantellerinin bile enteresan bir þekilde üzerinde olmadýðý, bomboþ bir sehpa vardý. Ortada küçük bir halý, soldaki duvarýn hemen dibinde bir yatak, yataðýn altýnda bir çorap teki ve bir pena, yataðýn bitiþiðinde; üniversiteyi kazandýðýnda en iyi laptopla ikame edileceði vaadiyle satýlan bilgisayardan sonra bomboþ kalýnca, üzeri kitaplarla doldurulan çalýþma masasý, sað duvarýn dibinde; çoktandýr çalýnmadýðý için sehpasýnýn üzerinde mahzun bir þekilde duran akustik gitar, duvarda hala kaybolmamýþ sonuncu oku 7 numaraya saplanmýþ olan dart, oturduðu koltuðun hemen saðýnda az önce kapattýðý odanýn kapýsý, kapýnýn arkasýnda hiçbir zaman birbirinden ayrýlamayacakmýþ gibi görünen eþyalarla dolu, karmaþýk, kalabalýk bir aský, tam karþýsýndaki duvarda; en üst katta oturmalarýndan dolayý, önü hiçbirþeyce kesilemeyen yüksek dairenin yüksek penceresi duruyordu. Odaya ilk girdiðinde bu pencerenin perdesini ve tülünü ardýna kadar açmýþ, sokaðýn sarý, soluk ýþýðýnýn içeriye girmesine izin vermiþti. Bunun dýþýnda baþkaca bir ýþýkta yoktu. Kulaklýðýndaki þarký, “Beyond the horizon of the place we lived when we were young” diye baþladý.
Pink Floyd’u ilk kez okuldaki bir arkadaþýndan duymuþtu. Üç yýl önceydi. Arkadaþý kendi kulaklýðýndan Comfortably Numb’ý dinletmiþ, meraklý gözlerle yüzüne bakarak “Nasýl buldun?” diye sormuþtu. “Çok beðendim” demiþti Mehmet. Gerçekten de çok beðenmiþti. Zira daha önce dinlediði hiçbir þeye benzemiyordu. Þimdi dinlediði High Hopes’u ise kendiliðinden, grubun þarkýlarýna internetten göz atarken bulmuþ, ilk duyduðu anda kelimenin tam anlamýyla vurulmuþtu. Þarký alýþýlmýþýn dýþýnda çok uzundu ama çok da kýsaydý. O gün, internet kafede 15-20 kez ayný þarkýyý tekrar tekrar dinlemiþ, mükemmel klibini; sanki ilk kez seyrediyormuþçasýna defalarca izlemiþti. Ýlk anda þarkýnýn, klipteki görsel muhteþemlikle o müthiþ etkiyi yaptýðýný düþünmüþ, sonrasýnda sadece kulaklýðýndan dinlerken de ayný yoðun duygulara kapýldýðýný görmüþtü. Üç yýl önceki o günden beri mp3’ünde duran þarkýyý, dinlemediði tek bir gün bile olmamýþtý neredeyse. Buna raðmen ne bir býkma, ne bir usanma emaresi göstermiþti. Bu þarký ünsiyet peyda etmiyor, bir tür alýþkanlýk oluþturarak býktýrmýyordu.
Mehmet çocukluktan, gençlikten, özlenen dostluklardan, diðer tüm özlemlerden dem vuran, her þeyin eskiden daha güzel ve naif, çimenlerin daha yeþil, ýþýðýn daha parlak, akan suyun ve sonsuz ýrmaðýn daha saf ve temiz olduðunu anlatan þarkýyý ezbere biliyor ve anlýyordu. Her dinlediðinde, vücudunun karýncalandýðýný beyninin uyuþtuðunu hissediyor, kendini keyif verici maddelerle uyuþturulmuþ kadar aðýr ve bitkin buluyordu. Oysa damarlarýnda, az önceki yemekte içtiði koladan baþka bir þey dolaþmýyordu.
David Gilmour soloya girince; tüm vücudu; kafasý, beyni, saçlarýnýn her bir telinin ucundan, el ve ayak týrnaklarýnýn en ücra zerrelerine kadar uyuþmaya baþladý. Vücudu, hiç alýþýk olmadýðý farklý salgýlar salgýlýyor, etini, derisini uyuþturuyor, burnunu sýzlatýyordu. Ruhu; bir anda hüzünle ve kederle burkuluveriyor, sonra birdenbire sevinçle dolup coþuyor, bedeni; durgunlaþarak, hemen uykuya dalacak biri gibi aðýrlaþýyor, birdenbire canlanýp yanýnda duran sehpayý karþýsýndaki pencereye fýrlatmak istiyordu.
Çocukluðunu, mahallesini ve arkadaþlarýný düþünüyordu. Her þeyi özlüyordu. Gerçekten de eskiden çimenler daha yeþil, ýþýk daha parlak, akan su ve sonsuz gibi görünen ýrmak daha saf ve temizdi. O zamanlar mutluydu. Þimdiyse mutsuz ve her þeye kýzgýn. Babasý “18 yaþ bunalýmý geçiriyor oðlumuz” diye dalga geçiyordu. O ne anlardý? Mehmet’in yaþadýðý basit bir ergen bunalýmý deðildi. Ergen bunalýmýný, sýnýfýndaki bazý aptal kýzlar geçirirdi. Mehmet’inkisi bambaþka bir þeydi. Dünyada ondan daha mutsuz ve kötü durumda olan bir kiþi daha olamazdý. Tüm dünya, içerisindeki her þeyle birlikte O’na karþýydý. Bunun için yapabileceði hiçbir þey de yoktu. Mutlu olacak, sevecek, sevinecek hiçbir þey bulamýyordu. Diðer insanlar ve yaþamlarý da ölümüne sýkýcýydý. Üniversiteye gir, okulunu bitir, iþe gir, evlen, çoluk çocuða karýþ. O, bunlarýn hiçbirini yapmayacaktý. Alýþýlmýþýn dýþýnda çok farklý hayallere sahipti. Ýsterse çalýþacak istemezse çekip gidecekti, asla evlenmeyecekti, yerleþik bir hayatý olmayacak; tüm dünyayý karýþ karýþ gezecekti, bundan on beþ sene sonra, çok farklý bir coðrafyada, çok çýlgýnca þeyler yapýyor olacaktý.
Zira; bundan on beþ sene sonra, otuzlu yaþlarýnýn ortalarýna geldiðinde; bir iþe girip, kendince bir hayat kurmaya çalýþýrken, dünyanýn asýl pisliðini ve çirkefliðini göreceðini ve her þeyi anlayacaðýný ama bu kez de çok geç kalmýþ olacaðýný, þu anda ölümüne nefret ettiði þu koltukta; mutsuz ve yýkýk bir þekilde oturduðu bu geceyi bile özleyeceðini ve çevresinde O’nu anlamadýklarýný düþündüðü ve bazen nefret bile ettiði; annesi, babasý ve arkadaþlarýndan çoðunun da olmayacaðýný, on beþ yýl sonra, orta yaþlý bir adam olduðunda da Pink Floyd dinleyeceðini ve bu tadý baþka hiçbir müzikte bulamayacaðýný, ancak bu kez; “Hayatta bu gruptan baþka bir þey yok”, “Hayatta bu müzikten deðerli bir þey yok”, “Hayatta beni anlayan tek insanlar bunlar” demeyeceðini, olsa olsa; “Dünyayý en iyi anlamýþ ve dünyaya saðlam bir parmak atmýþ, tüm zamanlarýn gelmiþ geçmiþ en iyi grubu; Pink Floyd’tur” diyeceðini bilmiyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emir Kozcuoðlu Gibi Tirat Atmak
Bir Yol Hikâyesi
Saç Örgüsü

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ateþ ve Hayal
Pencereden Bakmak
Bir Yaz Günü
Gurur
Ýftira ve Ölüm


þinasi zafer kimdir?

---

Etkilendiði Yazarlar:
---


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þinasi zafer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.