..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Din > Mehtap Gözükan




16 Aralýk 2015
Peygamberin Hadisi Kuran'dýr  
Mehtap Gözükan
Baþlýðý görünce öfke duyan ve itiraz edenler olacaktýr mutalaka. Ancak önyargýlý olmadan, "acaba ne demek istiyor" diye anlamaya çalýþarak yazýmý okumanýzý rica ediyorum. Atalarýnýzdan öðrendiklerinizi bir kenara býrakýn ve delil olarak sunacaðým ayetleri, üzerinde düþünerek okuyun lütfen.


:ABGE:
Baþlýðý görünce öfke duyan ve itiraz edenler olacaktýr mutalaka. Ancak önyargýlý olmadan, "acaba ne demek istiyor" diye anlamaya çalýþarak yazýmý okumanýzý rica ediyorum. Atalarýnýzdan öðrendiklerinizi bir kenara býrakýn ve delil olarak sunacaðým ayetleri, üzerinde düþünerek okuyun lütfen.

Kuran'da geçen bazý kelimelerin Türkçeye çevrilirken manalarý ya çarpýtýlmýþ, ya da içi boþaltýlmýþtýr. Örneðin Kuran'da namaz kelimesi geçmez. Ama neredeyse her sayfada, içinde namaz kelimesinin olduðu bir ayet vardýr. Oysa namaz diye çevrilen kelime "salat"týr. Pek çok manasý vardýr. Güneþin hareketlerine göre olan salat namazdýr Allahu alem. Ama Kuran'da tüm salatlar namaz olarak çevrilince diðer anlamlarýn içerdiði emirlerin üstü örtülmüþtür. Ayný þekilde peygamber kelimesi de Kuran'da geçmez. Nebi ve Resul kelimeleri, peygamber olarak çevrilmiþtir. Bu da Nebi ve resul arasýndaki farkýn anlaþýlmasýna mani olmuþtur.

Nebi ve Resul ayný kiþidir. Örneðin Muhammed peygamber hem nebi, hem de resuldür. Allah neden sadece peygamber olarak tanýmlamadý da ayný kiþiye iki ayrý sýfat yükledi? Demek ki Nebi ve resulün görev tanýmlamasýnda farklýlýklar var. Nebi Kitap alan kiþidir. Aldýðý Kitap tamamlansa da ömür boyu nebidir. Nebi olarak hata yapabilir. Abese Suresi bunun bir göstergesidir. Resul ise, o Kitabý insanlara beyan ettiði anda aldýðý sýfattýr. Resul olarak nefsinden konuþamaz. Sadece ayetle konuþabilir. Bu nedenle hata yapmaz. Yalnýz ayetleri beyan ettiði anlarda resuldür. Bunun dýþýnda nebidir. Resulün kelime anlamý elçidir. Elçi aracýdýr. Bu farkýn daha iyi anlaþýlmasý için çok basit ve anlaþýlýr bir örnek vermek istiyorum:


Ahmet, bir þirketin kurucusu ve þirket kurallarýný belirleyen kiþi olsun. Ahmet þirketinde çalýþan Ayþe'ye kurallarýný söylüyor. Ve diyor ki; "Bu kurallara hem sen uyacaksýn hem de diðer çalýþanlara aynen ileteceksin. Onlar da uyacaklar" Ve ekliyor; "Kurallarda deðiþiklik yaparsan seni görevden alýrým -þah damarýný keserim-", "Sana düþen bu kurallarý ekleme çýkarma yapmadan aynen diðer çalýþanlara iletmek"

Ayþe'de, Ahmet ve çalýþanlar arasýndaki elçi olarak çalýþanlara gidiyor ve diyor ki; "Ahmet bey bu kurallarý size iletmemi ve kurallara eksiksiz uymanýzý istedi. Size ilettiðime uyun". Çalýþanlar elçi olan Ayþe'nin kendilerine ilettiði söze itaat ettiðinde, Ayþe'nin þahsi sözüne veya þahsýna deðil, patron olan Ahmet'in sözüne itaat etmiþ olacaklar. Çünkü söz Ayþe'ye ait deðil. Ayþe sadece aracý/elçi

Ahmet þirketin genel müdürü. Ayþe de, Ayþe olarak, kendi kimliði ile diðer çalýþanlarýn Emir Sahibi/idarecisi diyelim. Diðer çalýþanlar Ayþe'nin söylediklerine uymalý. Ama Ayþe'nin dediklerine uyulmasý mutlak deðil. Yani bir anlaþmazlýk olursa o zaman sorun, Ahmet'in Ayþe vasýtasý ile bildirdiði kurallarla çözümlenmeli. ÝnþaAllah anlaþýlmýþtýr. Allah ve resule itaatte de itaat makamý tektir. Resulün teblið ettiði Allah'ýn sözlerine itaat, temelde Allah'a itaattir.

Bu bilgi göz önünde bulundurularak Kuran'da peygamber olarak çevrilen kelimelerin Arapçalarýna bakýlýp, nebi geçen yerde nebi, resul geçen yerde de resul olarak deðerlendirilmesi, karýþýklýðýn giderilmesi için önemlidir.

Gelelim asýl konumuza. Resulün itaat gerektiren sözü/hadisi, beyan ettiði ayetlerdir. Resulün beyan ettiði ayetleri deðiþtirebilecek yoktur. Çünkü Allah'ýn korumasý altýndadýr. Ancak Allah, Nebinin sözleri için ayný vaadde bulunmamýþtýr. Muhammed peygamber Kuran dýþý vahiy almýþ olabilir. Ancak Allah zuhruf suresi 44. ayette bildirdiði üzere bizleri ahirette sadece Kuran'dan sorumlu tutmuþtur. Ýlahi koruma altýna almadýðý Nebinin söz ve fiillerinden sorumlu tutmamýþtýr. Nebinin vefatýnda 200 küsür sene sonra kaleme alýnan söz ve fiillerin doðruluðu sýnamak, gücümüzü aþan bir konudur. Allah bizlere güç yetireceðimizden fazlasýný yüklememiþ ve asýl hedeften alýkoyacak sözlerle oyalanmýzý istememiþtir. Kuran'la çeliþmeyen, karþýlýðý Kuran'da olan söz Nebiye ait de olabilir. Nebiye ait olduðu iddia edilen sözlerin doðruluðu, Kuran'a arzedilerek anlaþýlabilir. Ama karþýlýðý Kuran'da varsa zaten yine ayet geçerlidir.

Hiç þüphesiz o (Kur'an), þerefli bir elçinin kesin sözüdür. (Hakka Suresi, 40) (Tekvir Suresi, 19)

Bu ayetlerde geçen elçinin/resulün sözü ifadesi, Cebrail'e de iþaret ediyor olabilir. Ancak Resule iþaret ettiðini düþünürsek, Resulün sözünün, yani hadisinin Kuran olduðu sonucu çýkýyor. Allah ayette Kuran için ahsene'l hadis diyor. Yani Kuran en güzel hadis! Þimdi aþaðýda eklediðim ayetleri lütfen düþünerek okuyun. Hadis olarak büyük harfle belirttiðim kelimelerin arapçalarý da "hadis"tir.

Bunlar, sana gerçek olarak okuduðumuz Allah'ýn ayetleridir. Allah'tan ve ayetlerinden baþka hangi HADÝSE inanýyorlar? (Casiye Sures, 6)

Bu ayeti okuyan biri eðer samimi ise, "Allah'ýn ayetleri dýþýnda hangi hadise inanýyorlar" sorusunu okuduðunda durup bir düþünmeli, sorgulamalýdýr.

Ýnsanlardan bazýsý var ki, halký bilgisizce Allah'ýn yolundan saptýrmak ve onu hafife almak için temelsiz HADÝSLERE sarýlýrlar. Onlar için aþaðýlayýcý bir azap vardýr. (Lokman Suresi, 6)

Ýlk eklediðim ayette Allah'ýn hadisi olan ayetler için "gerçek" ibaresi kullanýlmýþtý. Oysa ikinci eklediðim ayette, Kuran dýþý "temelsiz" hadislerden bahsediyor. Bir kýsým insanýn bu temelsiz hadislere sarýlýp, Allah'ýn yolundan sapacaðý ve saptýracaðý anlaþýlýyor.

Artýk bundan sonra hangi HADÝSE (söze) inanýrlar? (Mürselat Suresi, 50)

(Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir HADÝS deðildir, ancak kendinden öncekilerin doðrulayýcýsý, her þeyin 'çeþitli biçimlerde açýklamasý' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111)

Allah uydurma HADÝS deðil diyor Kuran için. Kuran'da ''HADÝS'' kelimesi ne zaman Kuran dýþýnda bir hadis/söz için kullanýlsa, negatif manada kullanýlýyor. Bu ayetlere raðmen hala peygamberin Kuran dýþý helal ve haram belirleme yetkisi olduðunu zannetmeye devam edenler olabilir. Bakalým öyle mi?

Sana, kendilerine neyin helal kýlýndýðýný sorarlar. De ki: "Bütün temiz þeyler size helal kýlýndý." (Maide Suresi, 4)

Ýnsanlar nebiye soruyorlar "Allah neyi helal kýldý" diye. Allah da resulüne bildiriyor, "Bütün temiz þeyler helal". Demek ki Nebi-Resul nefsinden helal koyamýyor. Resulün helal dediði, Allah'ýn kendisine bildirdiðidir.

De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kýldýðýný okuyayým: O'na hiçbir þeyi ortak koþmayýn, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endiþesiyle çocuklarýnýzý öldürmeyin..." (En'am Suresi, 151)

Bu ayette de resulün nefsinden haram bildiremediði, Allah'ýn haram kýldýklarýný insanlara aynen okuduðu, beyan ettiði görülüyor. Çünkü ''Hüküm, yalnýzca Allah'ýndýr..." (Yusuf Suresi, 40) Ve Allah, "...Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kýlmaz." (Kehf suresi 26)

Eðer o, Bize karþý bazý sözleri uydurup-söylemiþ olsaydý. Muhakkak onun sað-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alýverirdik. Sonra onun can damarýný elbette keserdik. (Hakka Suresi, 44-46)

Ayetten çok net anlaþýlýyor ki Allah peygamber için, "Kuran dýþý sözler uydurup söylemiþ olsaydý onun gücünü elinden alýr, görevine son veriridik" diyor.

Bazý kiþilerin bütün bu ayetlere raðmen "Resûl size ne verirse artýk onu alýn, sizi neden sakýndýrýrsa artýk ondan sakýnýn." (Haþr Suresi, 7) ayetini dillendirdiklerini duyar gibiyim. Uzun bir anlatýmýn olduðu Haþr 7'den sadece bu bölümü alýndýðýnda hem mana deðiþtirilmiþ ve sorumlu duruma düþülmüþ, hem de samimiyetsiz bir tavýr sergilenmiþ olur. Ayeti baþýndan itibaren okuduðunuzda, maddi olarak elçinin verdiklerini almaktan bahsettiði görülecektir.

Allah'ýn o ülkelerin halklarýndan elçisine ganimet býraktýðý þeyler Allah'ýn ve elçisinindir. Yani akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmýþlara verilmelidir ki zenginlerinizin arasýnda tekelleþmesin. Elçinin size verdiðini alýn; ancak onun size vermediðinden uzak durun. (Haþr Suresi, 7)

Bir baþka ayette insanlar nebiden, kadýnlar hakkýnda fetva istiyor. Nebi ise onlara fetvayý Allah'ýn verdiðini söylüyor ve resul sýfatý ile bu fetvayý beyan ediyor.

Kadýnlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara iliþkin fetvayý size Allah veriyor... (Nisa Suresi, 127)

Senden fetva isterler. De ki: ... (Nisa Suresi, 176)

Þu ana kadar verdiðim delillere raðmen hala itirazlar devam ediyor olabilir. "Kuran'da bazý ibadetler teorik olarak bildiriliyor, ama pratiðini peygamberden öðreniyoruz" iddiasýnda ýsrar edenler vardýr muhtemelen. Allah Kuran için, "tüm durumlarýnýzýn içinde olduðu Kitap" tanýmlamasýný yapar mealen (Enbiya Suresi, 10). Pek çok ayette Kuran'ýn eksiksiz olduðu vurgulanýr. "Kuran'da noksan yok ama þu þu ibadetlerin detayý yazmaz" denildiði anda geçmiþ olsun. Ayetlerin hükmüne muhalefet etmiþ ve bu yönden þirke düþülmüþ olunabilir Allahu alem.

Allah Kuran'da domuz eti haram der. Ancak mecbur kalýrsanýz haddi aþmadan yemenizde sakýnca yok diye ekler. Ýnsan hayatýnda kaç kez domuz eti yemek zorunda kalabilir ki. Bu kadar detay veren Allah, her gün yapmamýzý istediði ibadetlerin detayý konusunda bizi rivayetlere mahkum etmiþ olabilir mi? Bu Allah'ýn adaletine ve Zuhruf 44'ün hükmüne ters düþmez mi? Ayrýca peygamberin videolu anlatýmlarý da mevcut deðil bahsi geçen konularda. Sözde hadislerde geçen kelimelerin aynýsý Kuran'da da geçiyor. Kuran'da okuyunca anlamayan insan, rivayetten okuyunca nasýl anlýyor?


Allah "Muhammed, yalnýzca bir elçidir." (Ali Ýmran Suresi, 144) der. Ve elçinin görevini bildirir: "Elçiye düþen, apaçýk bir tebliðden baþkasý deðildir." (Nur Suresi, 54) "Sana bu Zikri/Kuran'ý kendilerine indirileni insanlara beyan edesin diye indirdik." (Nahl Suresi, 44) Kuran ayetlerini insanlara teblið etmek... Elçinin görevi budur.

Ayette "Beyan et" der. Beyan burada açýklamak deðil, Kitaptaki bilgileri gizlemeden açýkça bildirmek demektir. Sözlük anlamý da budur. Gelir beyanýnda bulunduðunuzda, gizli olan gelirinizi açýða çýkararak bildirmiþ olursunuz. Bunun gibi...

Furkan Suresi, 33. ayet: Ve lâ ye’tûneke bi meselin illâ ci’nâke bil hakký ve ahsene tefsîrâ

Bu ayetten de açýkça gördüðümüz gibi AHSEN TEFSÝR yani en güzel AÇIKLAMAYI Allah yapar. Taberi deðil, Ýbni Kesir deðil...

Gelelim "hikmet" konusuna. Ayetlerde geçen ve "ve" baðlacý ile Kitaptan ayrýlan "Hikmet"in, Nebinin hadisleri olduðunu iddia edenler olabilir. Hikmeti Kuran'ýn dýþýnda deðil, bizzat içinde aramak gerekir. Çünkü "Bunlar hikmetli Kitab'ýn ayetleridir" (Lokman Suresi, 2) "Andolsun hikmetli Kur'an'a" (Yasin Suresi, 2) ayetlerinden de görüldüðü gibi Kuran, hikmeti içinde barýndýran bir Kitaptýr.

Resul "Kitabý ve hikmeti" yani hikmetli Kitabý müminlere, "ayetleri okuyarak" öðretmiþtir. Allah kime dilerse hikmet vereceðini bildirmiþtir Bakara Suresi, 269'da. Yani bizler de Kuran ayetlerinin genel mantýðýný kavradýðýmýzda, gayret ve samimiyetimiz ölçüsünde hikmet sahibi olabiliriz. Örneðin Nisa 34'de serkeþlik eden, geçimsiz olduðunuz kadýný uyarýn, devam ederse dövün der. Ancak ayný kelime bir baþka ayette vazgeçmek olarak meallendirilir. Kuran'ýn genel mantýðýna baktýðýnýzda, Nebinin eþiyle bir geçimsizliði olmasý durumunda "güzellikle býrakayým" sözü vardýr. Geçimsizlik halinde daima güzellikle boþanmadan bahseder. Bu bütünlük içinde düþünüldüðünde kadýnýn dövülmeyeceði, geçimsizlik durumunda ondan vazgeçileceði gayet rahat anlaþýlýr. Kitabý bilmek ayrýdýr, o Kitaptaki hikmeti kavramak ayrýdýr. Ama hiç bir durumda hikmet Kuran'ýn dýþýnda deðildir.

Biz bu Kur'an'ý sana vahyetmemizle, en güzel kýssalarý gerçek bir haber (kýssa) olarak sana aktarýyoruz... (Yusuf Suresi, 3)

Ayetten anlaþýldýðý gibi tüm nebi ve resullerin sünneti de, hadisi de, korunmakta olan Kuran'da, gerçek olarak mevcuttur.

Rabbinin sözü, doðruluk bakýmýndan da, adalet bakýmýndan da tastamamdýr. O'nun sözlerini deðiþtirebilecek yoktur... (En'am Suresi, 115)

Allah, Kuran'ýn adalet ve doðruluk bakýmýndan tastamam olduðunu bildiriyor. Kuran'da noksan arayanlara soruyorum: Allah neyi tamamladým diyor ve Allah'ýn tamamladýðýnda size ne eksik geliyor?

Peygamberi Kuran'la eþ bir konuma getirip, belki ahirette þefaatinden faydalanmak ümidi ile ayetlerle çeliþen iþler yapmayýn. "Peygamberin hüküm yetkisi var, Kuran'da yazmayaný peygamber tamamladý" demek peygamberi övmek manasýna gelmiyor. Bu tavrýnýzla, bunca ayete raðmen Allah'a itaat etmeyen, kendi nefsinden haram ve helaller koyan, fetvalar veren, haþa Allah'ýn noksanlarýný tamamlayan müþrik bir karakter anlatýyorsunuz. Ve haddini bilmeyen bu karakteri de peygamber olarak tanýmlýyorsunuz. Bu Nebi/resule bir iftiradýr. Bazý insanlar, peygamberi devreden çýkarýp dini yok etmeye çalýþtýðýmýz algýsýný oluþturmaya çalýþýyor. Oysa tam tersi, peygambere olan þiddetli sevgi ve saygýmýzdan dolayý, ona atýlan bu iftiralardan temizleme gayretindeyiz. Allah "Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur'an ile öðüt ver." (Kaf Suresi, 45) diyor. Ben de bu konudaki sorumluluklarýnýzý Kuran ayetleri ile hatýrlatmaya çalýþýyorum inþaAllah.

Tüm uyarýlara ve ayetlere raðmen hala ayný doðrultuda devam etmek isteyenlere son sözü Muhammed Resul söylesin:

Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ý terk edilmiþ (bir Kitap) olarak býraktýlar." (Furkan Suresi, 30)

Dikkat ederseniz "Benim sünnetimi, hadisimi býraktýlar" diye þikayet etmiyor. "Kuran'ý býraktýlar" diyor. Lütfen bu þikayeti dikkate alýn ve Kuran'a uyun. Hadis ve mezhep imamlarýna deðil. Müþriklerden bahseden Bakara Suresi, 170'de anlatýlan duruma düþmekten sakýnýn!

Ne zaman onlara: "Allah'ýn indirdiklerine (Kuran'a) uyun" denilse, onlar: "Hayýr, biz, atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz þeye (geleneðe) uyarýz" derler. (Peki) Ya atalarýnýn aklý bir þeye ermez ve doðru yolu da bulamamýþ idiyseler? (Bakara Suresi, 170)

Sadece Kuran'dan sorulacaksýnýz. Baþka kaynaktan sorgu yok. Unutmayýn! Coðrafya sýnavýna Tarih kitabýndan çalýþmayýn!

Ve þüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (Kuran'dan) sorulacaksýnýz. (Zuhruf Suresi, 44)

Mehtap Gözükan

https://www.facebook.com/MehtapGozukan

https://twitter.com/MehtapGozukan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehtap Gözükan kimdir?

1971 doðumluyum. Heykeltraþým. Yaklaþýk 10 yýldýr dini konularda makale yazýyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehtap Gözükan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.