..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > mehmet taþtan




15 Kasým 2015
Þiirin Gördüðü Manzara  
-

mehmet taþtan


Þiir yazmak, kelimelerle oyun oynamak deðildir. Hele hele, dilin mimarisini, melodisini bozarak varýlacak bir menzil hiç deðildir. Týpký Stephen King'in dediði gibi "toprak altýnda duran bir fosili, bir gerçekliði, bir yaþanmýþlýðý bulup ortaya çýkarmaktýr." Herkesin görüp, yaþadýðýný, hissettiðini herkesi hayran býrakacak bir lisanla yeniden deþifre edebilme sanatýdýr þiir. Yani þiir ihdas edilmez; var olanýn ama bakir kalanýn içinden her seferinde farklý bir duyuþla yeniden çýkarýlýr.


:AEGA:
Babasýnýn çalýþtýðý çiftlikte gözden kaybolan çocuk, bir süre sonra elinde tuttuðu çalýyla çýka gelir. Kökleriyle birlikte çýkardýðý çalýyý babasýna göstererek: "Baþardým baba baþardým" diye haykýrýr.

Oðlunun heyecanýna ortak olmaya çalýþan baba: "aferin oðlum, çiftlikteki zararlý bitkileri temizlemeyi sen de öðrendin" diye karþýlýk verir. Çocuk bu cevabý hiç mi hiç beðenmez; konuþmaya devam eder: "Hayýr baba hayýr, öyle deðil. Yeryüzü bir ucundan tutmuþtu bunun, ben öbür ucundan. Ýkimiz de var gücümüzle asýldýk. Sonunda ben kazandým. Mat ettim yeryüzünü. Aldým bunu, onun elinden."

Genç yaþta aramýzdan ayrýlan þair Nazir Akalýn'ýn þiirde bakýþ açýsýnýn önemini vurgulamak için anlattýðý bu öyküyle, Jim Dornon'ýn baþarý için stratejide algýnýn önemine iþaret etmek için kaleme aldýðý hikâyenin ana fikri birebir örtüþür:

Ýþçilerin yaptýklarý iþ hakkýnda ne düþündüklerini öðrenmek için inþaat sahasýna giren bir görevli karþýlaþtýðý ilk iþçiye sorar:
— Ne yapýyorsun?
— Duvar örüyorum.
Onun yanýndan ayrýlan araþtýrmacý ayný inþaatta çalýþan ikinci iþçiye yaklaþýr:
— Ne yapýyorsun?
— Ekmek parasý kazanýyorum.
Aldýðý cevaplarý not eden araþtýrmacýnýn üçüncü iþçiye sorduðu soru da aynýdýr:
— Ne yapýyorsun?
— Katedral yapýyorum.

Evet sorulan soru aynýdýr ama verilen cevap yapýlan iþe kutsal bir derinlik kazandýrmýþtýr. Özdemir Ýnce'nin 2010 dünya þair günü bildirisinde anlattýðý öykü de ana fikri itibariyle ayný ufka iþaret eder:
New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci bir gün, bir þairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asýlý bir tabela vardýr. Þair, dilenciye günlük kazancýný sorar. Dilencinin cevabýndan sekiz dolar olduðunu öðrenir.

Bunun üzerine þair, dilencinin boynuna asýlý tabelayý ters çevirerek bir þeyler yazar; “Þimdi buraya senin kazancýný artýracak bir þeyler karaladým. Bir hafta sonra yanýna geldiðimde bana sonucu söylersin” der ve oradan ayrýlýr.

Þair, bir hafta oraya gelip kendini tanýtýnca dilenci: “Bayým size ne kadar teþekkür etsem azdýr. Bir haftada kazancým ikiye katlandý. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdýnýz?” Bunun üzerine þair gülümser ve tabelada "Doðuþtan körüm, yardým edin, yazýyordu. Bense, bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceðim, yazdým. "der.

Çocukla babasýnýn, üçüncü iþçiyle diðerlerinin, dilenciyle þairin bahsettiði konu aynýdýr. Ama bakýþ açýlarýndaki farklýlýk, alelade bir vakayý yalana dolana baþ vurmadan sýradanlýktan kurtarýp, zihnimizden silinmeyecek bir öyküye dönüþtürmektedir.

Þiir budur iþte... Hepimizin o özgün bakýþ açýsýnýn sesini duyduðumuzda "evet öyle ama neden ben bunu daha önce görüp keþfedemedim" diye hayýflandýðý, þairin sesiyle açtýðýmýz pencere, yalnýzca onun þiiriyle gördüðümüz manzaradýr.

Öyle ki o manzara, günlük dilin yalýnlýðýyla akmakta ama hiç alýþýlmadýk tespit ve tasvirlerle yerleþik kabullerimizin ötesine geçerek bilinç duvarlarýmýzý sarsmaktadýr. Freud'un "kreatif yazarlýk" dediði þeyin þiirsel yansýmasý da burada çýkar karþýmýza… "Her insanýn içinde bir þair vardýr" sözü burada bulur anlamýný… Ýçimizde saklý duran o hissiyat, o mana okuduðumuz þiirde bürünür ete kemiðe... Montaigne'nin, “Þiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalýklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseði, harikuladesi aklýn kurallarýný aþar. Onun güzelliðini tam olarak görenler, bir þimþeðin ihtiþamýna benzer bir pýrýltý görmekle kalýrlar. Büyük þiir muhakememizi tatmin etmekle kalmaz, allak bullak eder" dediði þey de budur iþte.

Üstelik böylesi bir eseri ortaya koymak için okuyup yazmýþ olmaya bile gerek yoktur her zaman. Yeter ki gönül gözü, evrenin sýrlarýný görmeye açýk olsun. Ümmi bir ozan olan Sümmani'nin, "Yarýn mahþer günü dava ederim / Siz mahþer yerine gelmez misiniz?" mýsralarýndaki yalýnlýk, "mahþer" þuuruyla bir anda katedral yaptýðýný söyleyen iþçinin bilinç düzeyine sýçrar ve þairi faniliðin kýskacýndan kurtarýr. Ümmiliðine ilaveten gözleriyle de dünyayý görmekten mahrum kalan Aþýk Veysel'in "Uzun ince bir yoldayým / Gidiyorum gündüz gece" mýsralarý, ontolojik bir bakýþýn draje sözü olur.

Özgün bakýþ açýsýyla büyülenmiþ mýsralar yalnýzca tanýnmýþ þairlerde bulunmaz. Yazdýklarý anlaþýlmamýþ ya da yeterince tanýnmamýþ þairlerden de yakýcý mýsralar okumak mümkündür... Anlýk ilhamlarý þiirsel söyleyiþe çevirmesiyle maruf Sunay Akýn, "yine bir kömür kütürdedi sobada / kayýp bir madencinin kalbi rast geldi / atýverdi sýcak odada" dizlerinde maden facialarýna aðýt olur adeta… Mehmet Emin Alper'in "eski bir dostun dediði gibi / bir kurþunun nedir ki bir kuþtan istediði" mýsralarý, o saf söyleyiþin derinliðiyle kalbi olan herkesi titretmeye yetiyordur herhalde.

Aruzu öne çýkarmak için heceyi "köylü vezni" diye küçümseyen Ahmet Haþim'e aldýrmadan "Þairim / Zifiri karanlýkta gelse þiirin hasý / Ayak seslerinden tanýrým / Ne zaman bir köy türküsü duysam / Þairliðimden utanýrým" mýsralarýný kaleme alan Bedri Rahmi Eyüboðlu, bu þiirle yalnýzca merdiven þairine aðzýnýn payýný vermekle kalmaz, kendi þiirinin de zirvesine çýkmýþ olur. O zirvede, serbest veznin getirdiði biçimsel rahatlýk, bakýþtaki özgünlük, dildeki saflýk öne çýkan baþlýklardýr.

Kendi gök kubbemizin "en uzak iki yýldýzý" olan Nazým Hikmet ve Necip Fazýl için de durum ayný deðil mi? Tutku derecesinde baðlýlarý mebzul olan bu iki þairimizi, "hangi dünyaya kulak kabartmýþsak öbür dünyaya saðýr kesiliyoruz" ön yargýsýný aþarak okuduðumuzda, içimize hangi þiirleri iþliyor?

Hangi meþrep veya mezhepten olursak olalým Nazým'ýn, "gelinler aynada saçýný tarar / aynanýn içinde birini arar" mýsralarýný okurken, kendini yavuklusuna hazýrlayan taþra gelinlerinin o nahifliði, o mutlu telaþý gelmez mi gözümüzün önüne?.. Ya da Necip Fazýl'ýn "Ne hasta bekler sabahý / Ne taze ölüyü mezar / Ne þeytan bir günahý / Seni beklediðim kadar" kýtasýnda, kimlik katmanlarýný aþan bir derinlik bulunmuyor mu?

Bunca öykü, bunca örnekle nereye götürmek istiyorum sizi?
Þuraya: Þiir yazmak, kelimelerle oyun oynamak deðildir. Hele hele, dilin mimarisini, melodisini bozarak varýlacak bir menzil hiç deðildir. Týpký Stephen King'in dediði gibi "toprak altýnda duran bir fosili, bir gerçekliði, bir yaþanmýþlýðý bulup ortaya çýkarmaktýr." Herkesin görüp, yaþadýðýný, hissettiðini herkesi hayran býrakacak bir lisanla yeniden deþifre edebilme sanatýdýr þiir. Yani þiir ihdas edilmez; var olanýn ama bakir kalanýn içinden her seferinde farklý bir duyuþla yeniden çýkarýlýr.

Eðer bunu yapmýyorsak bizi bekleyen fanilik, bizden önce þiirimizi bulur. Ve þairliðimizin, "dünyaya bir kere geldim, mahþere dek buradayým" iddiasý viran kalýr.

Sizce de öyle deðil mi?

Mehmet Taþtan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiirin Neresindesiniz?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiir ve Þair
Postmodernizm Ya da Þiirin Ýflasý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýradan Acýlar [Þiir]
Hüzünlü Perde [Þiir]
Gözlerinde Çað Yanar [Þiir]
Lila [Þiir]
Gideceðim [Þiir]
Bir Ömür [Þiir]
Suçlu Benim [Þiir]


mehmet taþtan kimdir?

Yirmi yaþýndayken, Ýnsan Boþluðu (1987) adlý ilk þiir kitabý yayýnlandý. Yaðmur Islýyor Beni (2009) adlý ikinci kitabý, akademik çevreler ve okurlar tarafýndan takdir ve ilgiyle karþýlandý. "Bu Kapýdan" adlý yeni þiir kitabý Nisan 2016'da Berikan Yayýnevi tarafýndan yayýnlandý


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © mehmet taþtan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.