Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Kübalý devrimci Lider Che’nin “Kaybettiðin tek savaþ, uðrunda savaþmaktan vazgeçtiðindir.” Der. Onun bu söylemini yýllardýr küpe yapmýþtým kulaklarýma. Ama artýk eski küpeleri takmamaya karar verdim. Neden mi? Öyle ya sürekli deðiþen, daðýlan, paranormal mutasyona uðramýþ, “hayvanlarý bile þaþýrtan, hatta insanlaþtýran” insanlýðýn can çekiþtiði bir dünyada yaþadýðýmdan mýdýr nedir, þu sýralar hiçbir amaç uðruna savaþamayacaðýmý anladým artýk. Hele o insanlýðýn öldüðünü gösteren –göbeði kesilmemiþ yeni doðmuþ bir bebeði çöpten alýp insanlarýn bulunduðu alana kadar taþýyan köpeðin- görselini gördüðümde var ya nasýl dondum bir bilseniz? Açýkçasý insanlýðýmdan utandým ya, utandým mm vallahi! Açýkçasý kýrgýným! Kime? Kimlere? Baþta, seni beni ayrýþtýranlara, -binlerce masum canlarýn ölümüne seyirci olan- kötü siyasetleriyle canýmýzdan bezdiren yurdumuzu yönetenlere kýrgýným. Sonra, “Can dostum benim” diyerek seni, beni basamak yapan, yarý yolda býrakan gönül çelenlere kýrgýným… Ve barýþý, insanlýðý özleten, sevgiyi öfkeye dönüþtüren tüm dünyaya kýrgýným! Açýkçasý þu son aylarda farklý ruh renklerine boyandý ruhum. Hani çakýr sarhoþ olursunuz ya, masadan þöyle bir kalkar da baþýnýzýn üzerinde onlarca kuþlar fýr fýr döner ya, iþte bende aynen öyleyim. Ne dýþarý çýkasým geliyor, ne de bir þeyler yazasým geliyor. Bungun bungun evin içinde avareyim anlayacaðýnýz. Ýþtahým yok, keyfim kaçýk, aynalar dýþýnda herkese, tüm dünyaya dargýným sanki. Aynalarý neden konu dýþý býraktýðýmý yazýmýn sonunda açýklayacaðým. Che’nin söylemi ne güzel de enerji veriyordu bana. Ya þimdi neden böyleyim? Mutsuzlaþtým, dedim geçenlerde bir dostuma telefonda. O da demez mi, “al benden de o kadar,” diye. Biraz dertleþtik, söyleþtik, harmanladýk yaþamý. Bir saat sonra ortak belgitledik sosyo-psikolojik imajlarýmýzý. Demek ki yalnýz ben deðilmiþim savaþ baltalarýný yakan… Sözün özü þu; son 2 yýlda duygu fanusu oluþturmuþtum ve fanusun içinde tinimi nadasa vermiþtim sanki. Ara ara girdiðim edebiyat portalýndan da eskisi gibi keyif almýyordum. Bugün yine ayný bungun bir ruh haleti ile bilgisayarýmý açtým. Sayfalar arasýnda gezinmeye baþladým. Öylesine beþ dakika oyalanýp çýkmayý düþündüðüm bir anda yazar dostum F. Ç. Kabadayý’nýn yorumlarýna deðdi gözlerim. Yorumunu okur okumaz yüzüm ýsýndý. Genelde hatalý, eksik olduðum anlarýmda ýsýnýrdý yüzüm. Kalem dostum haklýydý. Yarým kalmýþ bir eserimi arþivden cýmbýzla çekmiþ, okumuþtu. Yazma iþtahým olmasa bile “dost için çið tavuk yenir” denir ya… Gerçi tavuk yemeyi de hormonlu oluþundan dolayý – Çin hükümetinin tavuk satan, yedirenler için aldýðý idam kararý sonucunda- býraktým ya… Neyse ne caným, en iyisi ben asýl konumuza döneyim: Efendim, bundan tam 2 yýl öncesinde “Bu yazýya devam edeyim mi?” baþlýklý aný yazýmda bir -yarým kalmýþlýkla- okurlarýmý ihmal etmiþ olduðumu farkettim. Bunun tek nedeni eskisi gibi þevk, heyecanýmýn olmadýðýndandýr. Demek ki enerjimin tükendiði bir sýrada kaleme almýþ, unutmuþtum devamýný getirmeyi. Buradan o arkadaþýma anýmsattýðý için teþekkür ederim. Haklý merakýný gidereyim bende, “Evet, kuaför saçlarýmý çok kýsa kesmiþti.” Bir parmak, yanlýþ anlaþýlmýþtý. Eve geldiðimde eþim çoktan gelmiþti. Saçlarýmý görür görmez “Ne bu hal?” diyerek, yüzü Edremit Adliyesinin duvarlarýna dönüþüvermez mi? Kabahat, samur kürk olsa kimse üstlenmez ya, iþte bende kuaförün beni yanlýþ anladýðýný, "üzülme ya, kökü nasýlsa bende" dediðim halde eþime bir türlü anlatamadým. Hata kabul etmedi; “Aynaya da mý bakmadýn be kadýn?” diyerek beni bir güzel suskuya iteledi. Böylece 34. Evlilik yýl-dönümümüz sýkýntýlý geçirmiþtik. Hani, yazýmýn baþýnda “aynalarý” kapsam-dýþý býrakmýþtým ya, nedenini açýklayayým: Ben son aylarda aynalara hiç bakmýyorum. Neden, diye soracaksýnýz þimdi? Týpký iki yýl öncesinde kuaförde “þekerleme,” yaptýðým gibi kendimi saldým gitti. Eðer onlara bakarsam kendime de kýrýlýrým, diye… Kendimden vazgeçerim, diye… Emine PÝÞÝREN-Edremit 31.10.2015
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |