Maneviyat kelimesi, sözlükte “Maddi olmayan, manevi þeyler, yürek gücü, moral” olarak tanýmlanýyor. Manaya, inanca, gönüle, ruha ait olan þeylerin bütünüdür. Ýnsanýn sahip olduðu tüm duygu, düþünce ve dini duygularýn bütünüdür. Dinden, imandan, mukaddesten gelen güçtür.
     Ýþte bu güç, insaný ayakta tutan, insana yaþama sevinci veren ve insaný mutlu eden, doðruya yönelten güçtür.
     Maneviyatý yüksek olan kiþilerde baþarý, mutluluk, saðlýklý olma en üst seviyeye ulaþmýþtýr. Hata düzeyi neredeyse sýfýrdýr. Birlik ve beraberlik duygusu içinde hareket edildiðinden yalnýzlýk korkusundan da uzaklaþýlmýþtýr.
Avrupa’da yapýlan birçok araþtýrmalarda maneviyatýn saðlýk, hastalýklarý yenebilmek, hayat kalitesini yükseltmek ve hastalýklar ile baþ edebilmede pozitif bir etkisi olduðu ispatlanmýþtýr. Örneðin, dini görevlerini düzenli olarak yerine getiren ve inançlý kiþilerin stres, depresyon ve deðiþik hastalýklar ile baþ etmede ve onlardan kurtulmada oldukça baþarýlý olduklarý gözlenmiþtir.
Prof Dr Osman Müftüoðlu bir yazýsýnda “Ýnanç, en güçlü koruyucudur” demektedir. Müftüoðlu “Ýnanç dünyanýzý zenginleþtirip manevi yanlarýnýzý güçlendirin” diye öðüt vermektedir.
Ýnanç dünyasý zengin, manevi duygularý güçlü olan kiþiler, gerek kendileri, gerek aileleri, gerekse de çevreleriyle olan iliþkilerinde daha az sorun yaþýyorlar.
Hatýrlayýnýz, önceden çocuklar, bir alanda, bir bahçede bir araya geliyorlar, koþup, oynuyorlar ve enerjilerini harcýyorlardý. Oysa günümüzde çocuklarýn bir araya gelip oynamasý neredeyse hiç görülmüyor. Sanal alem, çocuklara kadar indi. Varsa yoksa bilgisayar. Bilgisayarýn esiri olan çocuk, arkadaþýyla oynamayý da unuttu.
Bu durum sadece çocuklarda deðil, gençlerde hatta yetiþkinlerde dahi hastalýk haline geldi. Ýnsanlar neredeyse tüm günlerini bilgisayar baþýnda geçiriyor. Hani amacý doðrultusunda kullansa kimse bir þey demeyecek. Memnun bile olacak.
Oysa genelde bilgisayar, amacý dýþýnda kullanýlýyor. Oyun oynamak, arkadaþlarla çetleþmek, kýz arkadaþ bulmak, en kötüsü de uygunsuz sitelerde cinsel konulara eðilmek…
Bunlarla da bitmiyor. Özellikle genç kýzlar için en büyük tehlike arkadaþ avcýlarý. Kötü amaçlý kiþilerin aðýna düþen masum, saf kýzlar, çeþitli vaatlerle aldatýlarak bu kiþilerin kötü emellerine alet olabiliyor.
Masumane bir tanýþma faslý, bir cafede buluþma, bir çay, kahve ya da soðuk bir þey içme sonucunda baþýna olmadýk iþler gelebiliyor.
Bazen organ mafyasý, bazen beyaz ticareti yapanlar, bazen kadýn ticareti yapan kötü kiþilerin aðýna düþebiliyorlar. Sonucunda ya ölüm, ya da kötü yollara düþebiliyorlar. En iyisi hiç tanýmadýðýn insanlarla tanýþmamak veya ileriye götürmemek…
Gazetelere baktýðýmýzda en çok, kumardan kaybetmiþ insanlarýn dramýný, alkollü araba kullanan gençlerin durumunu, bir yerde çalýþan kiþilerin iþ yerine ait paralarý at-it yarýþlarýnda kaybettiklerini, borçlandýklarýný, bu nedenlerle ailesiyle kavga yapan, hatta boþanan gençleri okuyoruz. Gün yok ki bunlardan biriyle karþýlaþmýyoruz…
Gençlerde bir boþluk, bir umursamazlýk, bir boþ vermiþlik var. Bana göre bunun tek sebebi: Maneviyat eksikliðidir... Maneviyatý zayýf olan, inancý olmayan, içinde Allah korkusu bulundurmayan gençler, maalesef bir boþluða düþüyor.
Gençlerimiz, uðraþmadan, çaba sarf etmeden, emek harcamadan kýsa yoldan zengin olmanýn yolunu arýyorlar...Mutluluðu esrar,eroin, bonzai gibi maddelerde arýyorlar. Tabii her geçen gün ölümün pençesine bir adým daha yaklaþýyorlar…
Bu durumdan kurtulmalarý için çocuklarýmýza maneviyat verelim. Onlarýn manevi yönlerini mümkün mertebe yüksek tutalým. Bu yönü güçlü olan nesil, hayatta her þeye tutunabiliyor ve el attýðý her iþte baþarýlý oluyor...
Ramazan Ayý'nýn þu büyülü havasýný da fýrsat bilerek çocuklarýmýza güzel ahlaký, iyi huyu, fazileti, erdemi, yardýmlaþmayý, birlik ve beraberlik içinde hareket etmeyi, çok çalýþmayý ve sevgiyi öðretelim...
Henüz daha geç kalmadýk... Ben baþladým... Çocuklarýma maneviyat, doðruluk, dürüstlük, sevgi vermeye ve öðretmeye çalýþýyorum... Artýk huzurluyum... Siz de deneyin…