..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuþu gibi yalnýzlýðý adet edin! Öyle hareket et ki, adýn daima dillerde dolaþsýn ama seni görmek olanaksýz olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Þairler > leyla karaca




16 Haziran 2015
Ýþitin Ey Yarenler*  
leyla karaca
Bilinmelidir ki, kader yayý ne kadar kuvvetle geri çekerse oku da o kadar ileri fýrlatacaktýr.


:ADGC:


‘Tabir caizse, yakanýz elime geçti, býrakmak taraftarý deðilim.’ Cahit Zarifoðlu


Hepimizin hayatýnda sesini duymadýðý, varlýðýný hissetmediði veya bir þekilde iletiþim kurmadýðýnda tuhaf ve belirsiz bir eksiklik hissettiði deðerli insanlar vardýr. Ýsmini koyamasak da bir yanýmýz o insanlarýn bizim kaderimizde önemli bir rol oynadýðýný içten içe okur. Zaman geçtikçe bu okumalar bir antik çað kazýsýnda bulunan yazýt misali biraz daha gün yüzüne çýkar ve bir gün gelir orada bize huzur veren sözleri açýkça okunur buluruz.

Þeref Yýlmaz… Bu isimde harflerin duru bir su gibi dökülüþü bana ne çok þey anlatýr. Öylesine duru, saf ve pâk bir su gibidir ki, bu harfleri asla telaþlý veya yolunu þaþýrmýþ göremezsiniz. Onlar her daim sakin, teslim, berrak ve dingindir. ‘Dinginlik, Tanrý’nýn konuþtuðu dildir ve diðer her þey bu dilin kötü bir tercümesidir.’ifadesi bu ismi oluþturan harflerde dirilmiþ gibidir. Bazen munis bir yer altý nehri kadar sessiz, kimi zaman da þýrýltýsýyla ruha tesir edecek kadar belirgin ve þirin akan bir ýrmaktýr.

Öyle olur ki hayatta kimi zaman pek çok þey üst üste gelir. O an uðraþtýðýmýz iþle ilgili baþ edilmez gibi duran bir pürüz vardýr ve ben can havliyle durumu kendisine anlatýrým. Ýþte Þeref Yýlmaz ismini oluþturan harflerin büyüsü o an hemen devreye girer. Ýþin anlaþýlmaz yaný kimi zaman öyle olur ki, duruma müdahale edecek hiç bir þey söylememiþ olmasýna raðmen, tüm pürüzler onun sesinin dinginliði ve rahatlýðý içinde erir gider. Ne kadar karýþýk olursa olsun, pürüzler kendisine intikal ettiði andan itibaren zorluðunu yitirir ve adeta tüm evrende her þey kendiliðinden yoluna girmiþ olur. Çoklukla da zorluðu birkaç saniye içinde çözecek sihirli cümleleri söyler ve hiç beklemeksizin aklýn ýþýðýnda yapýlmasý gerekeni yapar. Bana kalýrsa bu, yalnýzca enerji gerçeðiyle açýklanabilirdir. Enerji her zaman düþünceyi izler ve rahat bir zihin iþleri çözmenin ilk kuralýdýr. Hayýr murad edilince her zaman bir yol vardýr ve elbet daha iyi bir yol ve tam da onun dediði gibidir: ‘Durmak daha yorucudur.’

2008 yýlýnda Temrin Dergisi’ne bir þiir göndermek cüretinde bulunmuþtum ve gelen cevap insaný alt üst edecek türdendi,

‘Tabir caizse, yakanýz elime geçti, býrakmak taraftarý deðilim.’ Elbette bu cümle Türk Edebiyatý’nýn en büyük þairlerinden Cahit Zarifoðlu’nun bir mektubunda muhatabýna sesleniþ þekli olmasý hasebiyle çok deðerliydi. Devam eden günlerde hocam bana Temrin Dergisi’ni gönderdiðinde, daha dergiyi açýp incelemeden hayranlýkla baktýðým, zarfýn üzerinde adeta inci bir gerdanlýk gibi ýþýyan o harfleri de unutmak mümkün deðil. Söylemeye gerek yok, orada, zarfýn üzerinde yalnýzca ismim ve adresim yazýlýydý ancak bir grafoloji uzmaný bu el yazýsýndan müellifinin karakterini incelmeye kalksaydý iþi çok zor olurdu. Ýlkin yazýnýn güzelliðinden hayretler içinde donakalýr ve bir süre ne düþüneceðini, ne söyleyeceðini bilemezdi. Þeref Yýlmaz’ýn þair, yazar ve yayýncý kimliðini bir köþeye býrakýrsak, þöyle yüksekçe bir köþeye, el yazýsýnda bariz okuyacaðýmýz ilk duygu hýrslý deðil ama sebatlý adanmýþlýk, muazzam bir estetik ve uyum, muhatabýna saygý ve hürmet, insaný saran bir bütünlük ve tamlýk olurdu… Ve elbette bu liste sonsuzun güzelliðine uzanýp giderdi, bitimsiz olanda erimek istercesine…

Tanýþmamýzdan sonra devam eden o süreçte, her þey yolunda giderken, birden ne olduysa aramýz bozuldu. Hoca ve öðrenci iletiþimi koptu. Þimdi buna sebep olan þeyin ne olduðunu hatýrlamaya çalýþsam da mümkün deðil anýmsayamýyorum. Kuvvetle muhtemel ne olduysa benim söz dinlemez, dik baþlý, boyun eðmez inatçý yapým sebebiyledir. O dönem edebiyat beni adeta ciðerinden kusup atmýþ gibi hissediyordum. Hevesim kursaðýmda kalmýþtý, yalnýzdým, kalbimin ibresi Temrin dergisinde çakýlýp kalmýþtý ve Nuh diyor peygamber demiyordu. Gözümün bebeði Temrin’in grup yazýþmalarýný yaðmur altýnda ýslanmýþ bir sokak kedisi gibi izliyordum. En sonunda anladým, Þeref Yýlmaz’ýn hocalýðýnýn içinde usulca saklandýðý Temrin’in o duru ve parlak enerjisinin bütünüyle dýþýnda olmak benim baþ edebileceðim bir þey deðildi.

Bilinmelidir ki, kader yayý ne kadar kuvvetle geri çekerse oku da o kadar ileri fýrlatacaktýr. Daha sonra, þükürler olsun ki hayat bana onunla birlikte daha büyük hamleler yapma fýrsatýný da sundu.

Ehl-i gönül olanlarý tek bir kelâma sýðdýrmaya uðraþmak onlara haksýzlýk etmek olur, o yüzden elbette sözlerim o hadsizliðin öbür ucunda dursun: Þeref Yýlmaz idealisttir. Tam da bu yüzden basit veya karmaþýk hiçbir engel karþýsýnda yýlmaz. Hafýz-ý Þirazi’nin ünlü sözünden mülhem, kaptaný Nuh ise tufandan gam yemeyenlerdendir. Einstein’in öðüdünü tutmuþ gibi insanlara veya eþyalara deðil de ulvi bir amaca baðlanmýþtýr. Yüce bir hedefe kilitlenmiþ insanýn tavýrlarý onda nazenin bir çiçek gibi açar. Bundan sonrasý bir kez açan çiçeðin bir daha kapanmayacaðý bilgisinden hareketle tahmin edilebilir. Çiçeðin etrafa yayýlan güzel rayihasý arýlarý yani öðrencileri kendisine mýknatýs gibi çekmektedir.

Anlayýþlýdýr. Ki bu, bir hocada bulunmasý gereken en önemli hususlardan biri olsa gerektir. Hayatýnýzý farklý vechelerden okuyabilecek kadar zengin bir bakýþý vardýr. Keza bu, Þeref Yýlmaz’ýn hümanist yanýna iþaret eden bir özelliktir. Yine bu hususiyetin bir devamý olarak size kendinizi özel hissettirir. Doðru olarak, siz þu geniþ yeryüzündeki biricik Leyla, Ayþe, Mehmet veya Ahmet’siniz ve sizden bir tane daha yoktur. Dahasý bunu hissettirmek için özel bir þey söylemesine de gerek kalmaz; en basit ve sýradan gibi görünen bir selam cümlesinde dahi bu duyguyu yaþarsýnýz.

Ýlginç olarak, gerçekten varsa, yeteneði sizden evvel görüp sizi kendinizi gerçekleþtireceðiniz þekilde belli bir yöne odaklamasý da ilginçtir. Bu belki bir nevi liderlik vasfý gibi anlaþýlmasý zordur. Bir adým sonrasýnda sizden edebi anlamda yetkin bir eserin zuhur edip etmeyeceðini anlamak, üstelik bunu daha bebek adýmlarýnda kavramak ciddi maharet ister. Onun içindir ki tanýþýklýðýmýz baþlangýcýnda þöyle demiþtir:

“Socrates, ‘Ben bir þey öðretmiyorum, olaný ortaya çýkarýyorum.’ diyordu. Dede Efendi hayvan pazarlarýnda sesi güzel olaný yakalar bestekâr yaparmýþ. Dede Efendi’ye rast gelmeyip de sesi güzel olanlar vardý elbette.” Kanýmca, kendi adýma söyleyecek olursam þu karga sesimle bir Dede Efendi’ye rast geldim, þükür buluþturana.

Bunca söz ettin ama aþktan dem vurmadýn, denilecek olunursa satýr aralarýna sinmiþ edebiyat aþkýný ve bunun ardýndaki ülküleri, sevdalarý; harflerde mündemiç bulunan gizli güzelliði ve onlarýn iþaret ettiði gizli özneyi açýða vurmaktan hicap duyarým. Çün, o öylesine aþikârdýr ki onu yeniden dile getirmeye çabalamak, Þeref Yýlmaz’ýn ‘þiddet-i zuhurundan gizlenmiþ’ olan o güzelliðe, Hakk’a adanmýþlýðýný ifade etmeye çalýþmak benim gücümün ötesindedir. Bizi ayný karede, mahir bir hoca ve acemi bir öðrenci suretinde çizen kudret yine bizi yýllardýr muhabbetle bir arada tutan o eþsiz kudretle bir ve aynýdýr. Ve öyle umuyorum ki bu sözünü ettiðim hoca ve öðrenci fotoðrafý uzun yýllar bozulmadan taze kalacaktýr; akýp giden zaman resimleri sarartsa da deðerinden zerre eksiltmez. Bilakis geçen her an fotoðraflarýn kýymetini arttýrýr.

Þeref Yýlmaz hayal kurar ancak hayalci deðildir. Mümkün olanýn ortaya çýkmasý için olanaksýz olana yine ve yeniden giriþmekte zorlanmaz; onun olanaklý olduðunu ve pekâlâ mümkün olduðunu da böylece gösterir. Bu haslet ondan öðrendiðim ve altýný çizdiðim önemli bir ders mahiyetindedir. Bana göre bu haslet yalnýzca ‘hisseden’ insanlara has bir hususiyettir. Þeref Yýlmaz’ýn düþünce dünyasý, pergelin bir ayaðý gibi hakikat üzere sabitken, idealleri pergelin daireler çizen diðer ayaðý gibi özgürce o hakikatin etrafýnda pervanedir. Senenin belli dönemleri imza günleri için Ankara’ya geldiðinde hâl hatýr sorarým. Bana havadan sudan bahsedecek sanýrken o yol boyunca okuduðu Ahmet Mithat Efendi’yi inceden inceye anlatmaya koyulur. Okuduðunda þiiri hakkýný vererek, tane tane ve mutlaka ayakta okur; bu onun þiire saygýsýndandýr. Ciddiyetle sürüp giden bir konuþmanýn tam orta yerinde zarif bir latife yapývermesi de ondaki tevazuunun bir dýþavurumu olsa gerektir. Üslûbundaki o saf aydýnlýk ve duruluk yaþamýnýn her zerresine sinmiþtir.

Tüm bu yazý boyunca sarf ettiðim güzel kelimeler Þeref Yýlmaz’ýn mahir hocalýðý, aðabeyliði, yeri gelince gösterdiði babalýðý, velhasýl verdiði tüm emekler içindir. Selam O’na, âli ashabýna, ehli beytine olsun, Fahr-i Kainat Efendimizin, ‘Meddahlarýn yüzüne toprak saçýn.’ þerefli hadisi gereðince biz nimeti yalnýz Hak’tan bilir ve O’na þükreder, kula teþekkür ederiz. Ýlim ve irfan meclisinde bir harf öðretenin kýrk yýl kölesi de oluruz, seve seve…

Yüreðimin terazisine koyduðumda ismi gayet aðýr çeken hocamýn hayatýmda yadsýnamaz bir yeri ve önemi olduðu açýktýr. Bu açýklýk engin bir teþekküre yer açtýkça sözler de kifayetini yitirir gibidir. Öyleyse derin bir minnet duygusuyla ve yine onun sözleriyle sözün bittiði yerde duralým.

“Saniyen, bu iþ ciddiyet, kararlýlýk ve heyecan ister. Heyecan duymuyorsanýz, bittiðinizin resmidir. Kalbinize bakýn. Kýpýrdanma yoksa, âþýk deðilsiniz demektir. Âþýk deðilseniz, Yunus’un diliyle cevap vereyim. ‘* Ýþitin ey yarenler aþk bir güneþe benzer. Aþký olmayan kiþi misali taþa benzer. Taþ gönülde ne biter, dilinde aðu tüter. Nice yumuþak söylese, sözü savaþa benzer.”

TEMRÝN-70

























Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve þairler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Dünyada Sevmeyenler Ahrette Neye Yarar?*
Ürpertici Bir Temas; Keyfekader Kahvesi

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gitmek Ya da 'Kýz Getmirsin?'
Duymak, Düþünmek ve Yanmak Üzerine Bir Kitap: Göðsündeki Gökyüzü
Güneþi Kestirmeden Doðduran Özgürlük Ýksircisi; Yasak Delme Saati
Saf Bir Suyun Seyri: Berneva
Eski Ýstanbul’un Büyüsünde; Aslýnda Hüzün ve Ýstanbul
Hiç Deðiþmeyen
Bir Poetikayý Yorumlama Denemesi
Ýki Aradaki Ben'de...
Ruh Sandalý Semada
Yüzleþme

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Çeviri Günlükleri 2 [Þiir]
Kýrýk Beyaz [Þiir]
Yaseminler Yavaþ Açar [Þiir]
Leyla Karaca / Üçüncü Mevki Dergisi Ýçin Söyleþi [Þiir]
Sonsuzla Sek Sek'te Var mýsýn? [Þiir]
Leyla Karaca / Acemi Dergisi Ýçin Söyleþi [Þiir]
Çeviri Günlükleri 1 [Þiir]
ve Þiir (1) [Þiir]
Yumuþak G Soruþturma; Þiirin Estetik Deðeri [Þiir]
Muazzam [Þiir]


leyla karaca kimdir?

Ruh bedende ihtiyar olarak doðar; beden ruhu gençleþtirmek için ihtiyarlar. (Oscar Wilde)


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © leyla karaca, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.