..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beþinci ya da altýncý göbekten kral torunu olduðumu ortaya çýkaracak þekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > sedat Yalçýn




11 Mayýs 2015
Saygý  
sedat Yalçýn
” Oyun bitince, þah da, piyon da ayný kutuya konur” diyen, Sokrates ne kadar haklý. Kendini tüm canlý varlýklarýn efendisi sayan, o da yetmez tüm dünyanýn, hatta evrenin efendi-si olarak gören, hiçbir þeye saygý duymayan, göstermeyen insanoðlu, oyun bitince ayný kutuya gireceðini hesap edemiyor ne yazýk ki…


:ADGJ:

VicdanI tertemizdi, zira onu hiç kullanmamýþtý.S.LEE

Güncel Türkçe Sözlüðe göre “saygý”: 1. Deðeri, üstünlüðü, yaþlýlýðý, yararlýlýðý, kutsallýðý dolayýsýyla bir kimseye, bir þeye karþý dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram. 2. Baþkalarýný rahatsýz etmekten çekinme duygusu.
Güncel Türkçe Sözlük’ te saygý sanki sadece baþkalarýna gösterilmesi gereken bir davranýþ biçimi olarak açýklanmaktadýr. Doðrudur! Etrafýmýzdakilere karþý saygýlý olmalýyýz: Ýnsanlar, hayvanlar, bitkiler, doða, tüm dünya dahil olmak üzere. Ancak, en baþta kendimize saygý göstermeyi bilmemiz gerekiyor. Bu konuya açýklýk getirmekte yarar olduðu kanaatindeyim.

Bizler, doðduðumuz anda, etrafýmýzýn bir çok canlý ve cansýz varlýklarla dolu olduðunu farkediyoruz. Bizim dünyaya gelmemizde aracý olan anne ve babamýz, ilk karþýlaþtýðýmýz in-sanlar. Büyüdükçe çevremizdekilerin çoðaldýklarýný farketmeye baþlýyoruz. Akrabalarýmýz, evdeki bir sürü eþya, eðer varsa evdeki bir hayvan bizim dikkatimizi çekmeye baþlýyor. Bu süreç artarak devam ediyor. Bu karmaþanýn içerisinde, çevremizdekilerle iletiþim içerisinde olmak zorunda kalýyoruz. Biz ve çevremizdekiler biribirimizle karþýlýklý iletiþim içerisinde iken, hoþ veya hoþ olmayan durumlarla devamlý karþýlaþýyoruz. Ýþte bu noktada “saygý” nýn iliþkilerimizdeki önemi ortaya çýkýyor

Ýlk insan dünyaya geldiði zaman yerküreyi ( ister evrimleþerek, isterse Âdem ve Havva olarak dünyaya gelmiþ olsun), tüm yeryüzünü, daðlarý, ovalarý, denizleri, havasý, suyu, bitkileri ve hayvanlarý ile; kýsaca doðasý ile sanki onun hizmetine sunulmuþ bir yer olarak kabul etmiþtir. Kendisini, yeryüzünün bir parçasý olduðunu kabul etmek nezaketini asla göstermemiþtir. Tüm yeryüzü her þeyi ile onun malýdýr sanki. Onu istediði gibi kullanmakta özgürdür. Yakar, yýkar, parçalar, kullanýlýr, her þey onun emrindedir. Akla sahip olmakla övünür, tüm yeryüzü onun aklýna hürmet/hizmet etmek zorundadýr. Yeryüzünü o kadar hor kullanýr ki, artýk yeryüzü imdat çanlarý çalmaya baþlar.

Yukarýda deðindiðimiz husus, insanýn, yerkürenin kendisine sunduðu tüm bu olanaklara, asla saygý göstermediðinin tipik bir delilidir. Akla sahip olmakla övünen insan, tam anlamýyla saygýsýzdýr. Yazýmýzýn baþýnda verdiðimiz “saygý”nýn sözlük anlamýnýn, insanoðlu tarafýndan ne ölçüde uygulandýðýný beraberce izleyelim. Yerküreye karþý dikkatsiz, özensiz, sevgisiz, hürmetsiz.... yani kýsaca saygýsýzdýr. Ýþin garibi, saygýsýz olduðunun farkýnda da deðildir.

Tüm bunlarýn yanýnda, kendi hemcinslerine de saygýlý olduðunu söylemek pek mümkün görünmüyor ne yazýk ki. Sadece objektif olarak kendimize baksak yeter sanýrým. Ama bizler saygýyý, hep tek taraflý olarak beklemeye alýþtýk. Ýnanýyorum ki þimdi içinizden kendimizin herkese saygýlý olduðunu, etrafýmýzda saygýsýzlarýn dolu olduðunu söyleyeceðiz. Herkes için ayný durum söz konusu olunca, olay trajikomik bir hâl almýyor mu? Burada günlük yaþamýmýzda, iliþkilerimizde, birbirimize karþý ne ölçüde saygýlý olduðumuz hususunu dile getirmek anlamsýz. Çünkü hepimiz bire bir bunlarý yaþýyor, deneyimliyoruz.

Bence asýl önemli olan, kendi kendimize olan saygýmýzdýr. Kendimize olan saygýmýzý kaybettiðimiz zaman, insan olarak tüm deðerimizin yok olduðunu söyleyebiliriz. Tam bir robot haline dönüþürüz. Robotlar sadece verilen emirleri uygularlar, özgür deðillerdir ve onlara asla saygý duyulmaz, ayný zamanda onlar da saygýdan yoksundurlar doðal olarak. O halde insan olmak, saygý ile parelel gitmek demektir. Eski çaðlarda tanrýlara insan kurban edilir, insan kaný sunulurdu. Aklý ile övünen insan, artýk tanrýlara insan kaný sunmuyor. Ama, millet adýna, ekonomi adýna, siyaset adýna, din adýna kendi hemcinslerini kurban etmekten geri kalmýyor. Baþka bir anlatýmla, insan kurban etme artýk daha üstü örtülü, daha göze batmaz bir þekilde uygulanýyor. Somut bir örnek vermek gerekirse, din adýna, tanrý adýna yüzlerce, yüz binlerce kiþi oldürülmüyor mu? “Ýzm” ler adýna milyonlarca insan yok edilmedi mi? Yukarýdaki S. Lee’ ye ait olan veciz cümlede ki gibi, herkesin vicdaný tertemiz, çünkü onu kullanmak, hiç aklýna ve iþine gelmiyor.

Ýnsanoðlu yeryüzünde yedi milyara yaklaþan bir nüfusa sahip. Bugün, inanýlmaz tek-nolojik ve bilimsel geliþmeye karþýlýk, milyarlarca insan açlýk sýnýrý altýnda, sefalet içerisinde yaþamýný sürdürme peþinde. Buna karþýlýk aþýrý yiyecek tüketimi ve obezite yerküremizin diðer bir yüzü. Ýþte saygý! “Biri yer, biri bakar, kýyamet ondan kopar,“ özdeyiþi onu hiç ilgi-lendirmiyor. Ama dilimizden, demokrasi, insan haklarý, diyerekten atýlan nutuklar hiç düþmüyor. Herþey sözde! Paylaþým denen olgu yok. Sadece göstermelik olarak yapýlan yardýmlar. Ýnsanlar susuzluktan (Afrika’da) ölürken, biz bahçemizde çimleri suluyoruz. Ýnsanlar açlýktan ölürken biz yemek beðenmiyoruz, çöpe döküyoruz (13 mayýs 2012 tarihin-deki “Fýrýrncýlar Federasyonu Baþkaný”nýn Türkiye’de her gün yedi milyon ekmek israf edi-liyor açýlamasý). Ýnsanlar ilaçsýzlýktan kývranýrken biz estetik için binlerce lirayý harcayabi-liyoruz. Hep saygýyý karþý taraftan bekliyoruz nedense. Kendi uygulamalarýmýza hemen kýlýf bulmakta üstümüze yok.
Eðer insanoðlu kendi kendisine karþý saygý duymuþ olsa idi, bu durumda mý olurduk? Yeryüzü tüm kaynaklarý ile tükenmek üzere, açlýk, sefalet, hastalýk almýþ baþýný gidiyor… Ýki yüz’ü aþkýn siyasi yapý (devlet) birbirini boðazlamak için fýrsat kolluyor. Ýnanç sistemleri insanlarý birleþtireceðine, din adýna insanlar yok ediliyor. Bu kýsýr döngüden kurtulmak çok zor görünüyor. Bugüne kadar hiçbir siyasi yapý, hiçbir dinsel inanýþ bu sorunu çözememiþtir.

Belki de tek yol saygý. Ýnsanýn önce kendine, sonra etrafýndakilere, doðaya, saygý duymasý ile mümkün. Bunun yolu ise, akla sahip olmakla övünen insanoðlunun, gene aklýný kullanarak kökten bir zihinsel devrimden geçmesi; kullandýðý tüm siyasi, ekonomik, dinsel inanýþlarýný terketmesi, yeni bir insan nesli yaratmasý ile olanaklý görünüyor. Ya da sahip olduðu nükleer güç ve aþýrý tüketim sonucu oluþan kirlilik ile hem kendini, hem de “Mavi Bilye” olarak adlandýrdýðýmýz yerküreyi yok etmesi kaçýnýlmaz görünüyor

” Oyun bitince, þah da, piyon da ayný kutuya konur” diyen, Sokrates ne kadar haklý. Kendini tüm canlý varlýklarýn efendisi sayan, o da yetmez tüm dünyanýn, hatta evrenin efendi-si olarak gören, hiçbir þeye saygý duymayan, göstermeyen insanoðlu, oyun bitince ayný kutuya gireceðini hesap edemiyor ne yazýk ki…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Alýþýlmýþýn Dýþýna Çýkmak
Kutlamalar Hakkýnda
Din ve Ahlâk Üzerine (Japon
Aðlamak
Altýn Diþ
Mektubu Bitirmek
Karþýlaþtýrma/kýyaslama
Yoksula Yardým Etmek Mi, Yoksulluðu Ortadan Kaldýrmak mý?
Kendi Hapishanemiz
Nüfus ve Çevre

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Söz Gümüþse, Sükut Altýndýr.
Kamera ve Yönetim!
Sevgi Karþýlýksýzmýdýr?
Yapay Hayatlar
Bayram Ziyaretleri
Aynalar
Neden Saçmalarýz?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Beyaz Yalanlar,siyah Yalanlar,pembe Yalanlar... [Eleþtiri]


sedat Yalçýn kimdir?

Yazýlarýmda çevremizdeki insan manzaralarýný yansýtmaya çalýþtým. Aslýnda tüm amacým belki de kendi kendimi yeniden yaratabilmek,zihinsel de olsa dinginliðe eriþebilmek. Belki de hiç bir amacý yok. Sadece vakit geçirmek için belkide. Belki de yapmak isteyipte yapamadýðým yaþanmamýþ hayatýmý dile getiriyorum kimbilir. Bilemiyorum inanýn.

Etkilendiði Yazarlar:
J.Kriþhnamurti,A.schopenhauer,I.Yalom,H.Cibran,D.M.Ruiz.Ý.Arabi.Y.N.Öztürk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sedat Yalçýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.