..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzellik her yerde karþýlaþýlan bir konuktur. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




4 Mayýs 2015
Kurtuluþun Felsefesi Ek 10  
Bayram Kaya
Mustafa Kemal'i anlamak Ne kemale bakmak Ne anlayýþý kýta yazmak


:IAI:
Yazýlarýmda hep derim; geniþ halk yýðýnlarý tüm hayat olaylarýný inanç dili üzerinde anlarlar; çözümler ve tahlil ederler. Bu nedenle halk, belki de bu yüzden halktýr. Halkla bu tür iletiþim kurulamadýðýndan tartýþma içinde “anlamama oranlarý üzerinde” mugalata oluþturulur.

Siz biyolojiyi biyolojinin diliyle anlarsýnýz. Ýmanýn diliyle deðil. Ýmaný da imanýn diliyle anlarýz; biyolojinin diliyle deðil. Geniþ yýðýnlarýn eline iman dili verilirken bilimin ve düþüncenin dilinden uzak kýlýnmýþtýrlar.

Halký, bilerek isteyerek bu seviye içindeki kodlara açýk olmanýn duyarlýlýðý içinde tutmakla bir saðýrlýðý oluþturan egemen sýnýflar iþ konu aydýnlanmaya geldi mi bu düzlem içinde halkla iletiþime geçmezler. Ve dahi derler ki; “Zamaný deðil bu sosyal olgunluðu halk kaldýramaz!” Bu nedenle böyle ülkelerde sandýk demokrasisinin sizi getireceði düzlem hep geri düzlem olmaktadýr.

Evrimi de devrimi de inanç diliyle anlarlar. Her þey gibi su içmeyi, yataða yatmayý ve açlýðý dahi inanç diliyle anlarlar. Bir inþayý kendi dili dýþýnda dille anlamak o anlamayý ketletmek ve gericileþtirmektir.

Geniþ halk yýðýný çeþitli nedenlerle, tarihselliði ve süreci imanýn, inancýn literatürüyle anlarlar ve anlatýrlar. Bu savý ortaya koyma savunmasýna en az iki gerekçeyi temel oluþla göstermekteyim.

Bunun birinci gerekçeli nedeni; öðrenme anlatma mantýk kalýplarýmýzla ilgilidirler. Bu ilgelik totem dönemden beri devam ede geliþle oluþan sosyal öðrenme, anlatma zemin kalýbýyla iliþkili oluþudur. Bu tür anlayýþ bað ve baðýntý lamasý; kiþisi düzlemli saný kaný temelli oluþmanýn, sosyal genetikti aktarýmý bir fosil kayýt olan; inanç bazlý olaylarýn bize küçüklüðümüzden beri aktarýlýyor olmasýndandýrlar.

Bu imaný kalýplý aktarýmlar erken dönemden beri bizim öðrenme, öðretme süreç kalýplarýmýzýn ana esasýný oluþturmaktadýrlar. Biz bu eksene göre kendi öðrenme konularýmýzý, bu eksenle kýyaslar ve bu eksenin kodlarýyla kategori edip bilgiyi anlarýz. Ve öðrenme konularýný, bu imaný mantýki kodlarýyla içsiniriz.

Bundandýr ki, görecelik yasasý, iman mantýðýyla anlatýlmadýðý için iman mantýklý sosyo toplumlar hem görecelik yasasýný anlayýp üzerinde yorumlamalar yapamamaktalar. Hem de bu tür sosyo toplumlarýn ezici bir çoðunluðu bilimsel düþünüþten ve anlayýþtan o kadar uzak oluþla bilim ve bilimsel düþüncenin kültürünü oluþamamaktadýrlar. Bu nedenle elinizdekini önemsersiniz. Önemsediðiniz inanç dilidir.

Bunun içindir ki Soma faciasý geniþ yýðýnlara, sorumlulukça, bilim ve teknoloji oluþa, yasal düzenleme oluþla anlatýlamamaktadýr. Bu nedenlerle olan usulsüz kayýrmacýlklar; görmezden geliniþ olmakla izah edemediklerinden; yani sandýktaki toplum dili kullanýmý olan nitelikçe deðil de nicelikçe belirleyici olan bu geniþ kitlelere; Soma faciasý “fýtrat” olarak, iman terminolojisiyle anlatýlmaktadýr.

Bu nedenle yapýlacak bir þey yoktur! Buna inanmayan sözde zýndýklar da fýtrata varsýn inanmasýndý! Nicelik olan milli irade(!) nasýlsa arkalarýndaydý.

Ýnanç salýnýmlý fýtrat kavramý bir istismar konusunu da içermek þartýyla, iman mantýðýný söylenmekle kalmayýp; varsa yoksa bu tür inancý kültürle bütün iþlerin görmek istemektedirler. Ve böylece geniþ kitleler bilimsel ve teknik olmasý gereken yerde de inancý temelli olmakla zaman dýþý kalmaktadýrlar.

Bu formatlanma içindeki geniþ kitleler tüm süreci bu türden inanç filitreli mantýklý kategorize etmenin mantýki anlamalarý þekline sokarýz. Ýleri süreçlerde bu yanýltmacanýn farkýna varýlsa dahi her kes bu inancý mantýk kalýplardan kolay kurtulmamaktadýrlar. Kurtulmak gerektiðine, þüphe etmemektedirler.

Bilgiyi, öðrenmeyi, ayrý ayrý kategorize etmenin entegrasyonuyla karmaþýklaþtýrarak öðrenemeyen çok geniþ yýðýnlar; kolay olan, en kýsa yol olan (kýsa devre olan); bu sosyal elci olan kalýplarýn tarihi kodlarý ile konumlarýný idare etmektedirler. Öðrenme ve anlama öznelliðinin inanç diliyle kategorize edilmesi; bencilliðin “en az iþ en”az enerji harcanmasý “ ilkesine kýsa yoldan ulaþma çabasýdýr.

Öðrenme, anlama, anlatma ve öðretme kalýplaþmasýndaki ikinci aksama da þudur: en az yorulmayla; en az enerji harcama ilkesinin kiþileri güdümlemesidir. En az iþ görmeyle en az enerji tüketilme ilkesi olan inanma ve inanç kalýplarý; birinci ilkesel tembelliðe yatkýn oluþumuza, bire birdirler.

Bu nedenle geniþ yýðýnlar inanarak, inanma kalýplarý üzerinde öðrenmelerini yaparak; komplike ya da karmaþýk oluþla yorucu olan; çok enerji harcanmalý durumdan kaçýnma stratejileri nedeniyle de, ikinci ilkeye sarýlýrlar. Bu ikinci ilke, birinci ilkeye; sýký sýký sarýlmanýn kolay anlaþýlýr duygudaþlýðý olmaktadýr.

Ýnanç ya da iman esaslý anlama, anlatma; öðrenme, öðretme literatüründen (terminolojisinden) bir ikisi de þudur. Deccal-Süfyan; mehdi çeliþtirmesidir.

Yukarýdan beri sayýlan iki ana esas nedenle tarihsel süreçler, bu geniþ yýðýnlarca iman ve inanç eksenli düzlem oluþla böyle anlaþýlmaktadýr. Bu nedenle geniþ yýðýnlarýn hiç tarih bilinci yoktur. Ya da tarik bilinçleri iman ya da inançlarýnýn kendilerine söylediði, öðrettiði kadara sýnýrlý olmakla baðnazdýrlar.

Ve iman ve inanç bazlý düzlem içinde bulunuþlar, bilmenin karþýsýnda bir dirençtirler. Aþýrý bir sürtünme reaksiyoneri olurlar. Boþ ve hurafe tartýþmalarýyla toplumun enerji kaynaklarýnýn boþ boþuna tükenmesine neden olurlar. Toplumun özne kiþileri, bunlara durumu anlatamamaktan yorulurlar. Birini izah etseniz, geriye bin biri kalýr. Ol nedenle öðrettiklerinizde pek iþe yaramaz.

Tarihselliði ve tarihin diyalektiðini; komplike olan entegrasyon karmaþýklýðýný bilmediklerinden (amaçlý saptýrýþla istismarý saklý kalmak kaydýyla); Çanakkale Savaþý dahi bu düzlem içindeki insanlara; bu iman ve inancý mantýklý düzlemin kiþilerine Çanakkale Zaferi; hurafelerle izah edilirler!

Az aþaðýda bir cümleyle diyeceðimiz gibi Sevgili Mustafa Kemal’i ve yiðit, yýlmaz irade ve kararlýlýk olan insanlarýmýzýn direncini görmemezlikten gelirler. Bu görmezden geliþle büyük zaferde düþmaný kovan gücün sarýklý evliyalar olduðu, bulutlarýn düþmaný yok ettiði türden akla ziyan komiklikler söylenir.

Nasýl Bedir Savaþý Sevgili Muhammed’le anýlýr bilinirse, Ýslam mücadelesi Sevgili Muhammed ve arkadaþlarýyla birlikte bir anlam bulursa; Çanakkale yengisi de Sevgili Mustafa Kemal’le ve diðer komutanlarla birlikte, halkýn katýlým ve desteði olan yüz binlerin þehitliðiyle birlikte bir anlam bulur.

Çanakkale savaþýnda yüz binlerin azim ve kararlýlýðý olan þehitlik mücadelesini çekiniz. Komutanlarý ve Sevgili Mustafa Kemal’i çekiniz. Ortada ne düþmaný kaybeden bulut kalýrdý. Ne sarýklý ermiþ evliyalarla Enbiyalarýn hücum eder olan esamileri kalýrdý. Ve dahi onca þehide ne gerek vardý ki, bu ermiþ ve evliyalar düþmaný daha baþta kovalasalardý ya?

Ve halk bu nedenle zaferi kendisine mal edemez. Zaferi ne halkýna ve ne de komuta heyetinin kendi dirayetine mal etme yerine; iyi kul oldukça ilahi kayralarla korunduðu gerekçesine mal edilmektedir. Bu korunmaya karþý daha çok tebaa olmanýn ve daha çok köle olmanýn ve daha imanlý inançlý olmanýn telkin suflesi yapýlýþla, Çanakkale Zaferi anlatýlmaktadýr. Ki bu söyleyiþle kul olmanýn sürdürülmesini de bu söylemle bilinçaltýna zýmnettirmektedirler.

Bütün dinler, imanlar ve inançlar günümüze gelene dek kendi deðiþme ve dönüþmelerinin içinde bir kayra ve lütfun inayetini konu ederler. Bu icbarlari olan koruyuculuklarýyla anlatýlýr ve anlaþýlýrlar. Bu anlatýlma, anlaþýlma öðretisi içinde bozulan dengelerin düzelmesi ve düzeltilmesi için bir ”mehdinin” geleceði hep var sayýlýr.

Bu bozulmayý ve asayiþsizliði de “deccalýn” ya da “Süfyan’ýn” yaptýðý olarak ortaya konur. Ýþte tüm tarihsellik bu iki iman kavramýyla izah edilip anlaþýlýr kýlýnýr. Savaþ mý çýktý? Kargaþalýk mý var? Kaos mu oldu? Yaðmur mu yaðmadý? Hepsi deccalden!

Yaðmur mu yaðdý? Savaþ mý kazanýldý? Ortam mý duruldu? Hepsi decalin yüzü gözü hürmetinedir! Tarihin diyalektiði kýsmen mehdi-deccal ikilemine verilmektedir. Süreç bu dilemme savaþýyla anlaþýlýr ve anlatýlýrsa da bunun içinde þeye dek (bozulmanýn ve düzeltilmenin nedenine dek) bilgi yoktur.

Bu nedenle imaný ve inancý esaslý düþünmenin esas olduðu sosyo toplumlarda bilim ve teknoloji üreten kafalar minimumdur. Sefalet omuz boyudur. Bütün baþarýlý süreçler mehdilik fütüvvetiyle açýklanýrken; bütün kötü þeylerde deccal ile açýklanýrlar.

Ýyiye, güzele, akla, bilimle, eleþtiriyle varmak yerine; falan evliya ve enbiyanýn yüzü gözü hürmetine olduðu izahýyla bu bilme isteðine, cevap oluþturulur. Bunun sonucu da; süreci ve gündemi bilememek oluþuyla, kayra ve koruyucu olan kurtarýcýlarýný beklemekle; elindelikçi bir anlayýþa sýðýnmak olur.

Sevgili Mustafa Kemal, tarihi bilincinin ve tarihi diyalektiðin olgunlaþtýrdýðý bir bilimsel düþünüþ olarak bütün baþarýlarýndaki mahirlikte insani azim ve kararlýlýðýnýn olduðunu bu gerçekle izah etmiþtir.

Kulun sýkýþtýðý yerde Hýzýr beklentisi içinde oluþla sihirli bir ilahi temasýn vukuunun arandýðý yerde; Sevgili Mustafa Kemal’in ve yüz binlerce þehit azminin ne hükmü vardýr ki! Hýzýrý bekleyiþiyle durup duran nicelce halkýn gözünde, tüm bunlar önemli olabilirler miydi?

Üstelik Sevgili Gazi, baþarýlarýný “mehdi” oluþuyla da açýklamýyordu! Bu tüm þaþkýnlýk vericiydi! Bu yol halkýn anlama, anlatma mantýðýna tersti. Bu baþarý halk nezdinde anlaþýlmaz oluyordu.

Süreci mehdi ve deccal düzleminde anlayan geniþ halk kitleleri, Sevgili Gazi’nin kendisine “mehdi” denmemesiyle süreci anlamaz oluyorlardý.Bu anlaþýlamaz oluþta imana ters gelen bir þey vardý! inan düzlemi içindeki halkýn kendisi, bu süreci bu mehdi-deccal ikileminde yorumluyor. Ama zaferin sahibi ben mehdiyim demiyordu! Halk bu ikilemi içinde anlayamama ve anlatamama kýsýr döngüsünün içine düþtüler.halbu ki olup biten zafer gibi somut bir görkemin içinde halkýn öznel gerekçesi de vardý.

Güncelin Osmanlý gibi somutluðu içinde kendisini yeryüzündeki Allah’ýn gölgesi ve halifesi ilan etmiþ bir padiþahlarý vardý. Bu padiþah, kendisinden menkul kimi durumuyla kimi gruplar arasýnda, mehdi ilan etmiþti.

Siz kurtuluþun Savaþý ve kurtuluþun felsefesiyle bile halka; hem mehdiyim demiyordunuz! Bu bir gaftý! Ve halkýn öznel anlamasý içinde boþluk oluþturuyordu. Bu boþluk mehdi, Allahýn gölgesi olma, allahýn halifesi olama gibi anlama anlatým alýplarýyla doldurulmalýydý! Siz se imani öðretinin temeli ve süreri olan Allah’ýn gölge halifesi, mehdisi olan padiþahý ve saltanatý ekarte ediyordunuz.Bu özne karþýsýnda karþýsýnda Sevgili Gazi olsa olsa deccal oluþla felakete neden olacak bir baþarýyý ortaya koyacaktý(!)

Nasýl azýp sapmýþ dünyanýn sonuna doðru deccal gelip, yalancý bir kurtuluþ ve düzeltmenin eþliðinde bolluk, bereket, ortaya koyuþla; insanlarý kendi safýna çekecek kandýracaksa; Sevgili Mustafa Kemal’in bu baþarýsý da deccalýn (!) baþarýsý gibi yorumlanýp, yorumlatýlýyordu bu istismarcý çevrelerce!

Bu mantýðý iyi bilen çevrelerin iþbirliðindeki hükümetler kuran zavallý siyasi kiþilikler kendilerini mehdi, peygamber ve Allah’ýn tüm sýfatlarýný üzerinde toplamýþ kiþi oluþuyla, kendisine dokunulmanýn ibadet sayýldýðýný söyleme ve söyletmeleri fýsýldatmaktadýrlar. Ne kendisi, ne diyanet bu söylemler karþýsýnda böyle bir þey olasý deðildir diyememektedirler.

Ne deccal olman kalýrdý
Ne beton Mustafa(!)
Bir mehdiyim deseydi
Ol vakit bakaydýnýz ülke ne hesabý hendeseydi.

25.10.2014



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Anlamak Gerek 26
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.