Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Baba Der ki: “Bu dünya, iyilerin olduðu kadar kötülerindir de; lütfen onlara da yer açýnýz…” ** -Üzülme, çünkü bir düþünür diyor ki: “Bir kedinin dokuz caný, bir kadýnýn da dokuz kedi kadar caný vardýr.” -Haklýsýn, geçen iki hafta içinde tamamýyla olmasa da önemli ölçüde iyileþti. Gündüzleri yanýnda fazla kalamadým, ama geceleri sabahlara kadar onu bekledim. Uykusuzluktan þiþmiþ gözlerle, sersem gibi iþlerimi de yapmaya çalýþtým. -Sen bunlarý yaparken, evdekiler bir þeyden þüphelenmediler mi? -Sanýyorum her þey anlaþýldý, ama nedense karým bana bu konuda bir þey sormuyor, ya da söylemiyor. Susmayý tercih etmesi benim de iþimi kolaylaþtýrýyor. -Sen gene de dikkatli ol, unutma ki durgun sular derin bile olmasalar bir tehlike iþaretidirler. Durgun insanlar için de ayný þey geçerlidir. Karýnýn senin hakkýnda iyi düþünmesini herhalde bekleyemezsin. Uygun bir zamanda bir þeyler yapabilir. ** -Bitmedi. Ýri, papaz kýlýklý adam beni kucaðýnda biraz taþýyor ve tarihi bir yapýnýn kapýsýnýn önündeki bir taþýn üzerine yatýrýyor. Burasýnýn neresi olduðunu sorduðumda; tek bir kelime çýkýyor aðzýndan: “sunak”. -Yani tanrýlara adak sunulan yer. -Öyle olmalý. Gözlerimi, ellerimi, ayaklarýmý baðlýyor. Göremiyorum, fakat çýkarýlan gürültüden etrafýmda bir kalabalýðýn olduðunu anlýyorum. Derken ortalýðý bir sessizlik kaplýyor. Çýt çýkmýyor. Öldüðümü, öteki dünyaya gittiðimi düþünüyorum. Nasýl olduðunu bilmiyorum, ama kurban durumunda iken seyirci durumuna geçtiðimi fark ediyorum. Bu sefer sunak yerindeki taþýn üzerinde 17-18 yaþlarýnda oldukça güzel bir kýz var. Ellerinde býçak olan üç adam, kýzýn elbiselerini çýkarýyorlar, bunu yaparken çok nazikler. Kýz baðýrmýyor, debelenmiyor, sessizce olacaklarý bekliyor. Derken renkler, seslere; sesler görüntülere karýþýyor. Sunaktaki kýz kayboluyor, onun yattýðý yerde tek baþýna bir kalp duruyor. Bu kalp çalýþýyor, sunakýn altýndaki oyuktan incecik bir kan dereciði akýyor. Uyanýyorum. Tabii kan ter içinde kalmýþým. -Aylardýr kesme biçme iþlerini düþünen bir insandan baþka türlü rüya görmesi de beklenemezdi. -Sað ol be bunak! Teþhisi de koydun hemencecik. Tedaviyi de söyle bari. ** -Demek ki, O’nu ikna etmeyi baþaramamýþsýn. -Maalesef. Açtý aðzýný, yumdu gözünü. Ne magandalýðým kaldý, ne adiliðim kaldý, ne de serseriliðim… Bu hakaretlere raðmen O’na karþý kaba davranmaktan kaçýndým. Ama “Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim iþim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek!” deyince bir anlýk öfke ile büktüðüm bileðini biraz ileriye doðru iteledim. Bu itelememin sonucunda elindeki býçak boðazýna saplanmýþ olmalý ki boþ bir çuval gibi yere düþtü. Ne bir çýðlýk attý, ne de debelendi. Yýðýlýp öylece kaldý. Önce numara yapýyor sandým, eðilip baktým. Hareketsizdi ve yerler kan içindeydi. Nabzýný kontrol ettim. Ölmüþtü. -Yazýk! Pisi pisine bir ölüm! -Evet öyle. Ýnan ki Kambur, O’nu öldürmek niyetim yoktu. -Nasýl yoktu? Kaç defa O’na yaptýklarýný ödettireceðini, bunlarýn hesabýný soracaðýný söyleyen sen deðil misin? ** -Heyecanlanma evlat. Otur, otur oraya da konuþalým. -Bana evlat diyorsun, oysa senin yaþýn benden büyük deðil. Ben o deðerli bilge kiþi için geldim. Ona Kambur denmesi de hoþuma gitmedi. -Ben ona hep öyle hitap ettim. Kendisi bundan hiç þikâyetçi deðildi. -Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay þikâyette bulunmaz. Yýllardýr buraya gelir giderim, ancak onun sýrtýndaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki þu ana kadar… Evet, düþünüyorum da onun sýrtýnda kambur vardý, hem de iki tane. Ben onun kamburlarýna deðil, aðzýndan çýkan hikmet dolu sözlere bakardým. -Evet, konuþtu mu güzel konuþurdu. -Bana çok büyük yardýmlarý oldu. ** Ürün Açýklamasý Yazarý : Ömer Faruk HÜSMÜLLÜ Yayýn Tarihi 2012-08-06 ISBN 6054543298 Baský Sayýsý 2. Baský Dil TÜRKÇE Sayfa Sayýsý 183 Cilt Tipi Karton Kapak Kaðýt Cinsi Kitap Kaðýdý Boyut 13.5 x 21 cm ** EDÝTÖRDEN: "Gözlerim yoruldu. Daha aydýnlýk olamaz mý bu maðaranýn içerisi?" "Karanlýk da ýþýk da insanýn ruhundadýr. Gözlerini kapat ve öyle konuþ. Daha rahat edersin. Hem göremeyeceðim diye korkma, eskisinden çok daha iyi göreceksin." Yazar, roman boyunca yansýz/nesnel davranýyor. Ýki kiþi arasýnda geçen konuþmalarýn akþam saatlerinde yapýlýyor olmasý kahramanlarýn ruhsal durumlarýndaki kaosu daha da belirginleþtiriyor. Sürükleyici olduðu kadar da þaþkýnlýk, öfke ve kýzgýnlýk uyandýran bir üslûbu var. Kendinizi, bazen bilge, bazen de serserinin yerine koymanýza neden olabiliyor. Romanda ayrýca yalýn bir dille felsefi bir içerik oluþturulmuþ. Bu da romanýn akýcýlýðý ve anlaþýlabilirliði konusunda bize yardýmcý oluyor. Hilal ERBOYACI ** BÝR OKUR YORUMU Okuduðum en enteresan kitaplardan biri. Ýki seferde bitirdim kitabý. Kitap tanýtýmda iki kiþinin diyalogu olarak görülebilir ama o kadar keyifli bir üslup kullanýlmýþ ki keyifle okunuyor. Kitaptan birçok cümle ise hayat dersi çýkarýlabilecek nitelikte ve notlar aldým. Kiþisel geliþim sevenlere kesinlikle tavsiye edebileceðim sýradýþý bir kitap.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |