..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > Seval Deniz Karahaliloðlu




29 Mart 2015
"Ýþi Kapmak" Ýçin Ne Kadar "Ýleri" Gidebilirsiniz? Metot Oyunu Sýnýrlarý Zorluyor!  
“Orospu çocuðu gibi görünen iyi bir insan aramýyoruz, iyi bir insan gibi görünen bir orospu çocuðu arýyoruz.”

Seval Deniz Karahaliloðlu


Ýspanya’da, çok uluslu bir plazanýn toplantý salonunda olduðunuzu farz edin. Ýþi kapmaya çalýþan dört aday var. Diðer üçünü eleyip o çok istediðiniz iþi almanýz lazým. Ama bu sýradan bir iþ görüþmesi deðil. Olay bir iþ görüþmesinden çýkýp bir “yarýþmaya” dönüþüyor. Ýki seçeneðiniz var. “Ben, bu zýrvalýða tahammül etmek zorunda deðilim, canýnýz cehenneme!” deyip orayý terk edersiniz. Ya da baþýnýza neler geleceðini bizzat yaþayarak görürsünüz. Burada adaylar arasýnda “hangimiz daha vahþiyiz?” kývamýnda bir yarýþma söz konusu.


:BBJA:
“Ýþi kapmak” için ne kadar “ileri” gidebilirsiniz? Metot Oyunu Sýnýrlarý Zorluyor !

Seval Deniz Karahaliloðlu

“Orospu çocuðu gibi görünen iyi bir insan aramýyoruz, iyi bir insan gibi görünen bir orospu çocuðu arýyoruz.” Bir iþ görüþmesinde varýlan son nokta ! Ýþin özü ancak bu kadar “net olarak” özetlenebilirdi.

Bugünlerde bir iþ baþvurusu yapacaksanýz ve diðer adaylar içinde “en iyi” olmanýz bekleniyorsa, baþýnýz ciddi biçimde dertte demektir. Çünkü bütün dünyada süreç böyle iþliyor. Mesela, dünyanýn herhangi bir yerinde, belki de Ýspanya’da, çok uluslu bir plazanýn toplantý salonunda olduðunuzu farz edin. Ýþi kapmaya çalýþan dört aday var. Diðer üçünü eleyip o çok istediðiniz iþi almanýz lazým. Ama bu sýradan bir iþ görüþmesi deðil. Olay bir iþ görüþmesinden çýkýp bir “yarýþmaya” dönüþüyor. Ýki seçeneðiniz var. “Ben, bu zýrvalýða tahammül etmek zorunda deðilim, canýnýz cehenneme!” deyip orayý terk edersiniz. Ya da baþýnýza neler geleceðini bizzat yaþayarak görürsünüz. Burada adaylar arasýnda “hangimiz daha vahþiyiz?” kývamýnda bir yarýþma söz konusu. Evet, “Metot” oyunu, modern zamanlarýn cangýlýnda hayatta kalma mücadelesi veren insanlarýn durumunu ironik bir dille sahneye yansýtýyor.

Semaver Kumpanya’nýn sahneye koyduðu “Metot” tam bir psikolojik gerilim. Seyircinin koltuðun kenarýnda, adeta diken üstünde izlediði oyunu Ýspanyol yazar Jordi Galceran 2003 yýlýnda kaleme alýyor. Oyunun amacý günümüz iþ dünyasýnýn acýmasýz kurallarý içinde hayatta kalmaya çalýþan insanlarýn “iþi almak uðruna” neler yapabileceklerini göstermek. Gerçekten, yapmayacaklarý hemen hemen hiçbir þey yok. Gerekirse ruhlarýný bile satarlar. Ýþte tam bu gelgitler içinde yazar Jordi Galceran insanlarýn hýrs ve para uðruna ne kadar “ileri gidebileceklerinin” ipuçlarýný veriyor. Hakikaten, ne kadar ileri gidilebilir ki?

Zerrin Yanýkkaya’nýn dilimize kazandýrdýðý Metot’u Serkan Keskin sahneye koyuyor. Oyunda ýþýk ve dekor tasarýmý Cem Yýlmazer’e, ses tasarýmý Alper Maral’e ve kostüm tasarýmý ise Aslý Ersüzer’e ait. Oyunda baþrolleri Sarp Aydýnoðlu, Sezin Bozacý, Serkan Keskin, ve Mustafa Kýrantepe paylaþýyorlar. Ve bir de oyun boyunca büyük bir dikkatle derslerine çalýþan, oyun hakkýnda kafa patlatan seyirciler var.
Metot oyunu üzerine, oyunculardan Sarp Aydýnoðlu ile konuþuyoruz.

SDK – Oyundaki karakterler sürekli birbirlerine karþý rol yaparak, aldatmaya çalýþýyorlar. Bunu nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Sarp Aydýnoðlu - Ýþ dünyasýnýn, acýmasýz kurallarý geçerli. Rol yapan hayvanlar diyebilirsiniz bu insanlara. Ýþi kapmak için kiþilerin psikopatik özelliklerinin ön plana çýkmasý diyebilirisiniz. Vahþi dünyada ayakta kalabilmek için elindeki malzemeyi kullanarak her türlü kalýba giren insanlarýn mücadelesi olarak da deðerlendirebilirsiniz. Ýþ dünyasýnda ayakta kalabilmek için týpký gerçek hayatta olduðu gibi “deðiþken olmak” gerekiyor.

SDK – Oyun boyunca seyirci de ders çalýþýyor. Öyle deðil mi?
Sarp Aydýnoðlu - Seyircinin oyuna tepkisi çok iyi. Aslýnda bu oyun dört kiþilik deðil. Oyun, dört artý bir mantýðýyla sürüyor. Artý biri seyirci oluþturuyor. Oyun boyunca seyirci konuþmuyor ama oyunun bir yerinde seyirciye bir pas atýyoruz, Týpký bir pin pon oyunu gibi sürekli seyirciden yanýt alýyoruz.

SDK – Seyircinin düþünme yoluyla oyuna dahil olmasý hakkýnda ne diyebilirsiniz?
Sarp Aydýnoðlu - O tamamen oyunun yazarýnýn büyük bir baþarýsý. Yazar felsefe bölümü mezunu. Tiyatronun mutfaðýndan yetiþmiþ biri. Kostümü, ýþýðý, dekoru, oyunculuðu biliyor. Mutfaðýn bütün elemanlarýna hakim bir sanatçý. Ayný zamanda psikoloji ile ilgileniyor. Seyirciyi edilgen býrakýrken ayný zamanda etken olmaya davet ediyor. Seyirci koltuklarda otururken oyunun sonuna kadar oyuncularla birlikte çalýþýyor. Yazarýn yaptýðý diðer oyunlarda da bu var. Tiyatroya getirdiði sürprizleri seyirciye baþka bir þekilde sunuyor. Tiyatro bilmeyen ve tiyatronun mutfaðýndan gelmemiþ birinin bunu yapmasý çok zor. Ýþ görüþmelerine çok hakim. Dersini çok iyi çalýþmýþ. Oyuna psikoloji ve felsefeyi getiriyor. Mesela þapkalar bölümünde psikoloji ve felsefe bilgilerini kullanýyor. Cinsiyetçi bakýþ açýsýný çok güzel yakalamýþ. Bütün bunlarý yazarýn baþarýsý olarak görüyorum.

SDK – Oyun sahnelenmeden önce yazarla konuþma imkanýnýz oldu mu?
Sarp Aydýnoðlu – Yazarla oyunu sahnelemeden önce çevirisi üzerinden bir görüþmemiz oldu. Kendisini oyunu izlemek için Türkiye’ye davet etmek istiyoruz ama bu tamamen sponsor bulmaya baðlý bir konu.

SDK – Bu modern bir plazada yapýlan sýradan bir iþ görüþmesi deðil, neredeyse bir cangýlda ölümüne yapýlan bir savaþa dönüþüyor. Öyle deðil mi?
Sarp Aydýnoðlu – Seyircide býrakmak istediðimiz izlenim bu. Gerçek hayatta olduðu gibi iþ dünyasýnda “ayakta kalanýn” devam ettiði bir durum. Ýnsanýn bu tip durumlarla karþýlaþtýðýnda ne kadar “vahþileþebildiðine” tanýk oluyoruz ama esas önemli olan insanýn bu hale “nasýl geldiðini” gösterebilmek. Hepimiz deðer verdiðimiz durumlar söz konusu olduðunda, canýmýz pahasýna savunur, sonuna kadar mücadele ederiz. Bunun “gerekli olduðu” durumlar farklýdýr, ama bazý insanlarýn sizi “zorla” bu duruma düþürerek “hadi bakalým þimdi ne yapacaksýn” demesi daha farklýdýr. Oyundaki tatsýz durum o zaten. Ýnsanlarý bunu yapmaya “mecbur” etmek. “En iyi olman” yetmiyor. En iyiyken, rakibinin üstüne basýp, onu aþaðý çekip “iyi olman” gerekiyor. O zaman, sadece “iyi olmanýn” burada bir esprisi yok. Rakibini aþaðý çekip, ezip, üstüne çýkman isteniyor.

SDK – Oyunda “ezme” ve “ezilme” mantýðý var. Ülkemizde son dönemlerde ortaya çýkan “ezik” anlayýþýna da bir gönderme var sanýrým.
Sarp Aydýnoðlu – Eskiden statüler daha farklýydý. Ýnsanlar daha “insancýldý”. Özellikle, 1960’lardan sonra þehirlerde batý kültürünün egemen olmasýyla, geleneksel kültürün yok edilmesinden sonra ortaya çýktý bu kavramlar. Þimdi bakýn plazalarda yaþayan, zamanýný alýþ veriþ merkezlerinde geçiren insanlarý anlatan bir kültür anlayýþý var. Doðasýndan ayrýlan her canlýnýn baþýna gelen þey insanýn da baþýna geliyor. Bunun devamýnda “eziklik” ve “ezenler” ortaya çýkýyor.

SDK – Sözde özendirilen “rekabet kavramý” insani deðerlerin ötesine geçip yepyeni bir insan tanýmýnýn ortaya çýkmasýna neden oluyor diye düþünüyorum. 21. yüzyýlda yeni bir insan tanýmýyla mý karþý karþýyayýz?
Sarp Aydýnoðlu – Bu yüzyýlda, insan kendini yeniden “tanýmlattýracaktýr”. Ýnsan kendisine dayatýlanlarý “kusuyor”. Büyük Amerikan krizinde yaþanan psikopatiyi görüyoruz. Yeni dünya düzeni bu deðerler üzerine kuruluysa, onlarýn iflasýný bu noktada gördük. Kazanç, kazanç, ama “daha fazla kazanç” üzerine kurulu psikopatik bir durum var. Bir belgeselde soruyorlar “dünyanýn en zengin insanlarýndan birisiniz. Peki, sýnýr nedir?” Adam cevap veriyor “ evet, dünyanýn en zenginiyim ama biraz daha olabilirdi.” Hikaye böyle olunca açgözlülüðün sýnýrlarý yok diyorsunuz. Ýnsan her þartta ayakta kalabilen bir organizma. Bu sisteme de adapte oluyor ama bu sistemin “saðlýklý” olduðu anlamýna gelmiyor. Sistemi savunmak için “herkes bunu istiyor” diyorlar. Peki, insanlar bunu “mecburiyetten” mi istiyor yoksa “gerçekten” mi istiyor bunu ayýrt edemiyoruz. Peki, sistem “saðlýklý” iþliyor mu? Hayýr, bence iþlemiyor.

SDK – Oyunun omurgasý sanki “ezenler” üzerine kurulu gibi duruyor deðil mi?
Sarp Aydýnoðlu – Bu oyunu dört beþ farklý biçimde okuyabilmek mümkün. Karakterler üzerinden, Kapitalizm üzerinden, sosyoloji üzerinden, felsefe üzerinden, psikoloji üzerinden okunabilir. Ýnsaný çok uç bir durumum içinde býrakýp ne kadar vahþileþebileceðini gösteren bir durum yaratýyor. Burada oyunu insanýn psikolojisi üzerinden de okuyabilirsiniz.

SDK - Kadýnýn annesi ölüyor. Hastaneye koþacaðýna, yarýþmada kalmayý tercih ediyor. Bu durumda, “kadýn bir “dur”, bir nefes al, senin annen öldü, ne yarýþmasý?” demek istiyorsunuz. Ahlaki deðerler mi deðiþti?
Sarp Aydýnoðlu – Eskiden ahlak kurallarý içinde neyin doðru neyin yanlýþ olduðunu bilirdik. Þimdi kadýnýn annesi öldüðünde yarýþmadan çekilmesi mi yanlýþ olur, çekilmemesi mi? Bu rezilliðe katlansam mý, katlanmasam mý? Bunu da bilemiyorsunuz. Kadýn hangisi “iyi” onu da bilmiyor. Çünkü artýk bir “sýnýr” yok. Onlar için en iyi olmanýz deðil, en iyilerin üstüne basýp, en üste çýkmanýz lazým. Baþarý kültürü bunu gerektiriyor. Bu durumda, tabii ki sistem “saðlýklý” iþlemiyor.

SDK – Üste giyilen kýyafetler gibi oyundaki karakterlerin kimlikleri de üst üste giyilmiþ gibi duruyor. Oyun ilerledikçe, düþündüðünüz karakterler sandýðýnýz gibi çýkmýyor. Bu durumda, oyunu çalýþýrken karakter çözümlemelerinde bir psikyatristen danýþmanlýk aldýnýz mý?
Sarp Aydýnoðlu – Öyle bir þeye gerek duymadýk ama mesela insan kaynaklarýnda çalýþan bir arkadaþým vardý. Onunla mesleðinin incelikleri üzerine konuþtuk. Ama herhangi bir danýþmanlýk almadýk.
Kendi içimize dönmeyi tercih ettik. Bizim oyunda çýkýþ noktamýz þu oldu. Bir insan böyle bir pozisyonda kalýrsa, artýlarýyla, eksileriyle ne yapar? Kadýn ya da erkek fark etmez. Bunu düþünerek hareket ettik.

SDK – Oyun “hayatta hiçbir þey göründüðü gibi deðildir” sözünü doðruluyor. Oyunun akýþý içinde, oyuncular Ruslarýn Matruþka bebekleri gibi sürekli karakter deðiþtiriyorlar. Bunun için neler söyleyebilirsiniz?
Sarp Aydýnoðlu - Ýnsan oðlu kendisine sürekli maske takan birisi olduðu için o maskeler gerçek hayatta da deðiþmiyor. Ýnsanlýk tarihi maskeler üzerine kurulur. Toplumdaki rollerimizi oynamak da sosyolojiye göz kýrpan bir durum oluyor. Toplumda hepimiz bir rolü üstlendiðimiz için bir kabilede de bu böyle, siyasette de böyle, tiyatro oyununda da böyle oluyor. Oyunda her þeye gönderme var. Oyunun metnini bu kadar güçlü kýlan þey de bu. Oyun bu noktada oyuncular üzerinden “kendini taný” diyor ama bir insan kendini 30’lu yaþlarýný süremeye baþlayýnca ancak kendini tanýmaya baþlýyor. Yunus Emre diyor ya “bir ben var bende, benden içeri”. Ne olduðunu bilmediðim ama çözmeye çalýþtýðým anlamýnda. O maske zaten kendimize karþý bir maskemiz var. O maskeye ahlaken bakýp doðrudur yanlýþtýr demekten ziyade onu kabul edip onunla beraber olmakta fayda var. Onu bir düþman olarak gibi deðil de bir role giriyor gibi düþünmenin kendi “akýl saðlýðýmýz” açýsýndan daha yararlý olacaðýný düþünüyorum.

SDK – Mercedes oyunun bir yerinde, “bunlar bizle oynuyor” diyor. Çaðýmýzda sýradan insanýn sürekli izlendiði, gözetlendiði ve yönlendirildiðine dair bir vurgu var sanki. Ne dersiniz?
Sarp Aydýnoðlu – Bu kameralarý ve izlenme durumunu gündelik hayatta yaþýyoruz, görüyoruz. Evimizin önündeki kamera olmasa hýrsýz girecek diye korkudan ölürüz. Kuyumcuya kim girdi, bankaya kim girdi diye kamera koyuyoruz. Burada tavuk mu yumurtadan, yumurta mý tavuktan durumu var. Birbirini doðuran þeyler. Hýrsýzlar var ki, güvenlik ihtiyacý var. Para var ki, paranýn korunmasý için birilerine ihtiyaç var. Bir var olduðu için diðeri var. Bunu ortadan kaldýrmamýz mümkün deðil. Topluma düþen, bu durumu en aza indirgeyebilmek, daha insani boyutlara çekebilmek olmalý.

SDK – Oyunda eþcinselliðe bir önyargýyla yaklaþan bir tutum var. Bunun hakkýnda ne söyleyebilirsiniz?
Sarp Aydýnoðlu – “Sen patron olsaydýn böyle bir çalýþaný iþe alýr mýydýn” sorusuna ne cevap verirdiniz? Yüksek ihtimalle hepimizin kafasýnda negatif þeyler dönüyor. Bu biraz kendi önyargýlarýmýzla ilgili. Orada Carlos’un söylediði þey þu. “Sonuçta deðiþecek olan benim ismim ben ayný Carlos’um. Beni iþe böyle kabul ediyordun da yani cinsel organým deðiþti diye benim ayný insan olmadýðýmý, baþka bir insan olacaðýmý mý düþünüyorsun” diyor. Seyirci oyunun ne kadar da içinde sorusunun cevabý burada yatýyor. Onlara soruyoruz soruyu.

SDK – Oyunun bir yerinde karakterlerden biri “ ne olursa olsun, ister karýn ölsün, ister çocuðun hasta olsun, yüzüne palyaço maskesini takacaksýn iþini yapacaksýn aðabeycim. Benim için tek önemli olay budur” diyor. Bu zihniyet insanlarý “otomata” baðlamýþ makinelere, robotlara dönüþtürmüyor mu?
Sarp Aydýnoðlu – Evet, aynen. Sistem, her zaman bunu ister. Sistem baþ kaldýrmamaný ister. 20 yüzyýl tamamen küçük insanýn üzerine kuruludur. Aslýnda ekonomiyi küçük insan ayakta tutuyor. Sistem herkese bir ev, herkese bir araba vermek üzerine kurulu. O zaman satýþ olacak, üretim olacak. Tepedekiler bunu çok iyi bilirler. Sistem küçük insana þöyle der. “Ancak doyabileceðin kadar yiyeceksin hiçbir zaman keyif için deðil. Kombiyi ancak ýsýnabilecek kadar açacaksýn, kombiyi hiçbir zaman için dörde çýkarmayacaksýn hep iki buçukta kalacak. Ancak yakabileceðin kadar elektrik kullanacaksýn. Ancak birazcýk tasarruf edebilecek kadar maaþýn olacak ki, hem sen baðýrma, hem de daha fazlasýný istiyorum deme çünkü iþinden olabilirsin. Onun için kadrolarý sözleþmelere göre her yýl yapalým ki sen her zaman geride kal diye”. Sistem öldürmeyelim ama süründürelim anlayýþý üzerine kurulu. Ölmek istemiyoruz. Ýþi býrakýrsak öleceðiz. O zaman “hadi bu ayý da idare edeyim de gelecek ay bir þeyler çýkarsa bakarým” diye kendimizi oyalayýp duruyoruz. Böylece 69 yaþýna geliyoruz. Sonra da, bize geçmiþ olsun oluyor.

SDK – Oyunun akýþý içinde adaylardan insaný küçük düþürecek, aþaðýlayacak þeyler yapmalarý isteniyor. Saçma sapan oyunlar oynamak, masalarýn sýralarýn üzerine çýkmak gibi bir sürü manasýz olay var. Hiç kimse de çýkýp “baþlarým sizin oyununuza. Siz bizimle dalga mý geçiyorsunuz be? Hepinizin caný cehenneme. Alýn iþinizi baþýnýza çalýn !” demiyor. Nerede kaldý haysiyet, onur, þeref ? Onlarý kaybettikten sonra iþi almak, o insaný ne kadar “mutlu” eder?
Sarp Aydýnoðlu – Demiyor. Çünkü herkes o iþi almak için orada. “Baþarý” dediðimiz þey böyle bir þey. Burada hangi baþarý diye soruyoruz. Böyle bir baþarý sizin iþinize yaramayabilir ama diðer herkesin iþine yarýyor. Herkes önündeki 30 yýlýný “erken emeklilik planlarý” üzerine kuruyor. Bütün hayatý boyunca bu hedefe göre yaþýyor. Emekliliðinde rahat etsin diye bunu kabul ediyor. Emekli olunca da bütün geçmiþ hayatýný sorgulamak oluyor. Sorgulama baþlayýnca viskinin dibine düþüp sonuçta kaybolup gidiyorlar. Ýnsanlar bütün hayatlarýný para kazanabilmek için sonra da bütün paralarýný sýhhatlerini geri kazanmak için harcarlar.

SDK – Oyunda olumlu sayýlabilecek karakter hangisi?
Sarp Aydýnoðlu – Aslýnda oyunda olumlu sayýlabilecek bir karakter yok. Hepsi birbirini aþaðý çekmeye çalýþýyor. Ortada olumlanacak bir durum yok. Seyirci oyunu biraz Fernando’nun gözünden izliyor. Fernando olumlu bir karakter deðil. Oyunda karakterlerden biri tam da oyunu kaybettiðinde “Arkadaþlar böyle bir þerefsizliðe böyle bir haysiyetsizliðe nasýl inanýrsýnýz? Buna bir “dur” demeliyiz” diyor. Bunlarý oyunu tamamen kaybetme aþamasýnda söylüyor. Madem böyle düþünüyordun daha önce niye býrakýp gitmedin? Ama kabul edilse oyunda kalacaktý. Yani, tamamen kaybetme noktasýnda bunu söylemesi inandýrýcý, samimi deðil. Oyunda bu tavrýn “gerçekliðini” sorguluyoruz. Oyunda seyircinin kafasýnda sürekli hep bir soru iþareti oluyor. Oyunun güzelliði orada. Kim gerçeði söylüyor? Bilemiyorsunuz. Hangisi gerçek? Gerçek nedir?




SDK – Bu kadar yalan dolan arasýnda “bir çocuðu gülümsetmek” meselesi var. Onun için ne düþünüyorsunuz?
Sarp Aydýnoðlu – Nasýl bir yorum yaptýðýnýzla alakalý. Mercedes Vegas “Evet, ama bir çocuðu gülümsettiðimi düþünsenize” diyor. Ben onun samimiyetine inanmýyorum. Sahtekarsýn yaaa. Bana çocuk kozunu oynama. Kalbime dokunsun istiyorsun. Bu tamamen hayata bakýþ açýsýyla ve oyunu nasýl okuduðunuzla ilgili bir durum.

SDK – Neden oyunu “farklý okumalar” bu kadar önemli?
Sarp Aydýnoðlu – Burada seyircinin farklý gözlerle oyunu okuma esprisi çok hoþ. Herkes olayý kendi doðrusundan, kendi gerçeðinden okuyor. Eðer siz yeni mezun olmuþ, ateþli, kapitalizme yelken açmýþ, iþ görüþmesine gidecek bir gençseniz oyunu baþka türlü okuyorsunuz. “Burada baþka özelliklerimi ön plana çýkartmam lazým” diyorsunuz. Biraz daha hakçý, emekçi bir hayat görüþünüz varsa “bak kapitalizmi ne güzel anlatýyor” diyorsunuz. Oyuna cebinizde ne varsa, onunla geliyorsunuz. Neyle geldiniz? Ve “buna devam etmek istiyor musunuz?” la ilgili bir durum bu. Buradan bir þey alýp yolunuza devam edeceksiniz. Bu oyun insanlarýn kafasýnda sorularýyla birlikte dönüyor, dönecektir diye düþünüyorum. Oyunu baþarýlý kýlan þey de budur. Oyunda söylenenler insanlarý dönüþüp, deðiþtirmeye teþvik ediyorsa yazar bunu çok güzel baþarmýþ demektir. Biz de elimizden geldiðince bunu en güzel þekilde aktarmaya çalýþýyoruz.
















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum ve birey kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Franca Rame ve Dario Fo"dan Büyüklere Masallar : Japon Kuklasý
Ýçimden Çýkan Küheylan...
That Face : Aynada Gördüðün "O Yüz" Kim?
Ýçimizdeki "Boþ Þehir"ler...
Þiddet Çaðýnda, , "Þiddet Seviciliðine" Bir Güzelleme : "Barut Fýçýsý"
"Ýzmir Kukla Günlerinde", "Karþýyaka Ragýp Haykýr Sahnesinde" Baþýma Gelenler…
Franca Rame ve Dario Fo"dan "Kadýn Oyunlarý" ve Zeynep Nutku
Sumru Yavrucuk ve Bütün Umudunu Tüketmiþ "Umutlara"...
Toplumu Yutmaya Hazýrlanan "Dalga Hareketi"
Alice ve Dante'nin Ýmkansýz Birlikteliði

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öpülesi "Yastýk Adam" Öyküleri : Kayýp Ruhlara Masallar
Para Aðaçta Yetiþmiyor Pinokyo!
Dario Fo"dan "Bir Anarþistin Kaza Sonucu Ölümü"
Ferhan Þensoy"dan 2019 Türkiye Fotoðraflarý
Dumana Boðulan "Romeo ve Juliet"
Ben, "Çýplak Memelerini Deðil" Dansý Ýzlemeye Geldim!
Tiyatronun Yýkýmdan Önceki Son Oyun: "Peron" Siz Hayatýnýzýn Kaçýncý "Peron" Undasýnýz?
Söyleyecek Sözü Olan Oyunlar…
Genco Erkal'dan "Yaþamaya Dair "" …
Siz Hiç Modayý Takip Etmez Misiniz? Marx Þimdi Çok Moda! Takunyalý Sadaka Ýmparatorluðu Yýkýlýyor : Kapitalizm Öldü, Yaþasýn Marx!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.