..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Hakan Yozcu




24 Mart 2015
Benim Gözümden "Tutunamayanlar"  
Hakan Yozcu
Romanda kahraman olarak Selim Ýleri verilmiþ. Turgut Özben, Süleyman Kargý, Metin Kutbay, Nermin Özben, Günseli Ediz diðer kahramanlar. Bunlarýn dýþýnda da birçok kiþiden söz ediliyor yer yer, kýsa kýsa… Yani kalabalýk bir kadrosu vardýr romanýn. Kimileri geniþ yer alýrken, kimileri de çok silik kalýr. Okuyucu, bunlarýn hepsini aklýnda tutamamaktadýr. Öyle ki roman sonunda birçok kiþi akýlda tutulamaz… Roman, Turgut Özben tarafýndan anlatýlmaktadýr. Kahramanlar tutunanlar ve tutunamayanlar olarak verilmiþ. Uzun bir eser… Ýlk etapta insanýn gözü korkuyor kalýn ebadý görünce. Hele ilk okuma anlarýnda elinden býrakýp atasý geliyor. Çünkü farklý bir kitap. Alýþýlmýþýn dýþýnda… Bir olaydan ziyade taþlamalara, ruh tahlillerine yer veriliyor. Kahramanlarýn iç dünyasý anlatýlýyor…


:CACI:
Oðuz Atay'ýn "Tutunamayanlar" romanýna baþladým. Bir solukta okuyup bitirdim desem yalan olmaz. Cümleler, kýsa kýsa kurulduðundan okumaya çok daha elveriþli bir roman. Ýletiþim Yayýncýlýk tarafýndan ilk olarak 1971 yýlýnda Ýstanbul’da basýlmýþ.
1972’de ikinci cildi de yayýnlanan eser daha sonra birleþtirilerek tek kitap olarak okurlara sunulmaya baþlandý.. 724 sayfa. Kapak Ümit Kývanç tarafýndan hazýrlanmýþ. Baský ve cilt Sena Ofset tarafýndan yapýlmýþ.
Ne yalan söyleyeyim: Her babayiðidin okuyabileceði bir kitap deðil. Kitap, 1970 yýlýnda TRT Roman Ödülü’nü kazanmýþ.
Eser, bir karakter romaný. Çok fazla olay yok. Oysa romanlarda birçok olay olur ve bunlar iç içedir.
Romaný daha iyi anlayabilmek için karakterler üzerinde durmak ve onlarý çok iyi analiz etmek gerekiyor.
Romanda kahraman olarak Selim Ýleri verilmiþ. Turgut Özben, Süleyman Kargý, Metin Kutbay, Nermin Özben, Günseli Ediz diðer kahramanlar. Bunlarýn dýþýnda da birçok kiþiden söz ediliyor yer yer, kýsa kýsa… Yani kalabalýk bir kadrosu vardýr romanýn. Kimileri geniþ yer alýrken, kimileri de çok silik kalýr. Okuyucu, bunlarýn hepsini aklýnda tutamamaktadýr. Öyle ki roman sonunda birçok kiþi akýlda tutulamaz…
Roman, Turgut Özben tarafýndan anlatýlmaktadýr. Kahramanlar tutunanlar ve tutunamayanlar olarak verilmiþ. Uzun bir eser…
Ýlk etapta insanýn gözü korkuyor kalýn ebadý görünce. Hele ilk okuma anlarýnda elinden býrakýp atasý geliyor. Çünkü farklý bir kitap. Alýþýlmýþýn dýþýnda… Bir olaydan ziyade taþlamalara, ruh tahlillerine yer veriliyor. Kahramanlarýn iç dünyasý anlatýlýyor…
Sade dile sahip olmasýna raðmen, yer yer Osmanlýca diline yakýn sözcükler var. Biraz aðýr geliyor insana. Özellikle “Þarký ve Mukaddime” kýsmý neredeyse hep Osmanlýca bir dil… Okuyucunun bu kitaba devam edebilmesi için edebiyat alanýnda belirli bir seviyeye ulaþmasý ve hatta belirli bir eðitimi alarak o seviyeyi geçmesi gerekiyor. Edebiyat Fakültesini bitirmesi veya en azýndan edebi bilgileri almasý gerekiyor. Aksi takdirde bu eseri anlamasý öyle pek de kolay olmaz. Özellikle 59. Sayfada geçen þu konuþmalar:
"Eder eder" dedi Selim aceleyle "Sen eder dediðin için eder. Osmanlý kafasýnda mantýk ne gezer? Aman tahtaya vur deðmesin nazar"
"Yarým kafiye" dedi Turgut ilgisizce.
"Hayýr efendim, göz kafiyesi. Ben, sizi Muallim Nacici sanýyordum cici çocuk. Bu meselenin derinine girelim mi?"
" Hayýr girmeyelim." sayfa 59
Konuþmalardaki verilmek istenilen mesajlarý anlayabilmek için okuyucunun Tanzimat Dönemi Edebiyatýndaki Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasýndaki "Abes-Muktebes" olayýný da bilmesi gerek.
Bu olay, þiirde kafiye üzerine gelenekçilerle, yenilikçiler arasýnda yaþanan polemikten ibaretti. Genç bir þair, bir þiirinde dizelerin sonunda “abes” ile “muktebes” sözcüklerini kafiye olarak göstermiþti.
Þiirde sözcüklerin kafiye sayýlabilmesi için ayný harflerle yazýlmasý gerektiði kuralý vardýr. Oysa eski Arap harflerine göre “ abes” kelimesinin sonundaki “s” “peltek s” harfi ile yazýlýyordu. “muktebes” sözcüðündeki s harfi ise “sin” harfi ile yazýlýyordu. Dolayýsýyla ayrý olan bu iki harfin þiirde kafiye sayýlmasý doðru olmuyordu.
Bir dergide bu þiiri yazan Hasan Asaf adlý genç, “Þiirin göz için deðil, kulak için olduðunu bizzat Üstat’tan iþittim” diyerek kendini haklý gösteriyordu.
Recaizade, yenilikçilerin, Muallim Naci ise gelenekçilerin temsilcisi oldu. Aralarýnda ancak mahkemede son bulacak uzun bir tartýþma baþladý.
Roman, Teknik bakýmýndan Tanzimat Dönemi’nin roman tekniðini az da olsa andýrýyor. Özellikle alýntý bölümlerde yazar, týpký o dönemin romanlarýnýn özellikleri gibi araya giriyor. Düþüncelerini belirtiyor ve bazen de okuyucu ile konuþuyor.
Bazý yerlerde ise yine Tanzimat Dönemi özelliklerinden olan konuþmalarda bazen tiyatro tekniðini kullanýyor. Karþýlýklý konuþmalara tiyatroda olduðu gibi yer veriyor:
“Turgut: Bana yazdýrdýklarýn tamamen hayal mahsulü”
     Selim: Ben o kanatte deðilim.
Turgut: Bana haksýzlýk ediyorsun. Aksini ispata her zaman hazýrým.
Selim. O halde genel görüþme açýlmasýný teklif ediyorum.
Turgut: Ýsteðiniz kabul edildi.
Selim: usul hakkýnda konuþmak istiyorum.” Sayfa 65.
Ama romanýn en sýkýcý bölümü de bana göre, araþtýrma yapan Turgut’a, Süleyman Kargý’nýn okumasý için verdiði Selim ile ilgili dosyanýn “olduðu gibi verilmesi”. Bu bölümde, “Ýthaf ve Mukaddime” bölümü çok sýkýcý. Bunda dilinin yazar tarafýndan kýsmen sadeleþtirilmiþ olmasýna raðmen yine de günümüze göre aðýr bir dil kullanýlmasýnýn etkisi var. Bana göre bu bölümde þarkýlarýn açýklamasýnýn tamamýnýn verilmesi çok gereksiz olmuþ ve kitabýn hacmini yok yere büyütmüþ. Bu bölüm romandan kaldýrýlsa da romana bir zararý olacaðýný sanmýyorum.
“ ÝTHAF VE MUKADDÝME
King Solomon Speare’di adýnýn Ýncilcesi
Süleyman Kargý dosttur Türkçeye tercümesi
Hamlet için horatio neyse öyleydi bana.
Kýbrýs dolaylarýndan göçmüþ anavatana.
Yýkýk bir sur istüne büyük, cesur ve maðrur.
Saplanmýþ bayrak gibi Ankara’da oturur.
     …
                    Sayfa 114’ten 242’ye kadar”
     “Tutunamayanlar” ilk yayýnlandýðý sýrada edebiyatçýlarýn dikkatini pek çekmediyse de günümüzde birçok edebiyatçý bu romaný Türk edebiyatýnýn en önemli eserleri arasýna koyar. Yani eserin deðeri yýllar sonra ancak bilinmiþtir. Kullanýlan dili, edebiyatta devrim olarak kabul edenler olmuþtur. Bu eser için, daha ziyade insanýn iç dünyasýný anlatan bir romandýr, demek yanlýþ olmaz diye düþünüyorum.
     Edebiyat eleþtirmenlerinden biri olan ve “Türk Edebiyatýna Eleþtirel Bir Bakýþ”ýn yazarý olan Berna Moran, bu kitabý, “Hem içerik, hem de biçimsel bakýmýndan Türk Edebiyatý’nda yepyeni bir evre” olarak tanýmlar. Moran, roman için: “Hem söyledikleri hem de söyleyiþ biçimiyle bir baþkaldýrýdýr” der.
     Selim ile Turgut öðrencilik yýllarýnda çok iyi iki arkadaþtýr. Fakat hayata bakýþ açýlarý, düþünceleri farklýdýr. Bu nedenle yollarý ayrýlýr. Selim, ilerde intihar eder. Bunu duyan Turgut kendini suçlar. Arkadaþýna gereken ilgiyi göstermediðine ve ona sahip çýkmadýðýna inanýr. Arkadaþýnýn geçmiþini araþtýrýr. Ýz sürer. Soruþturur. Ortak arkadaþlar sayesinde onu tanýmaya çalýþýr.
     Roman baþlarýnda Turgut 3 yýl kayýptýr. Bir yýl sonra trenle yaptýðý bir yolculukta bir yayýncýyla tanýþýr. Yayýnlanmak üzere notlar göndermiþ ancak bu notlar yayýncýnýn eline iki yýl sonra geçmiþtir. Kitap, Turgut Özben’in eklediði mektupla son bulur.
     Oðuz Atay, bu romanda tutunamayanlarý anlatmýþ. Kim bilir belki hayata tutunamayanlarý, belki sevdiðine tutunamayanlarý, belki ailesine tutunamayanlarý, belki çevresine tutunamayanlarý… Her çabaya raðmen, yýlmadan, býkmadan didinmeye raðmen, büyük bir uðraþýya raðmen tüm çabalarýn boþa giden tutanamayanlarý…
     Ýçimizde yok deðil öyleleri. Ýnsan ne yaparsa yapsýn bir þekilde þansý yaver gitmeye görsün, baþaramýyor, amaca, hedefe ulaþamýyor… Tutunamýyor hayata bir türlü… Hep terslikler, hep talihsizlikler, hep olumsuzluklar…
     Ýþte bu romanda da yazar, bir türlü baþaramayan, kaybeden, toplum tarafýndan beðenilmeyen, dýþlanan, alay edilen, suçlanan insanlarý anlatmýþ sanki… Yazar, onlarý çok iyi anlamýþ ve anlatmýþ… Oysa birçoðumuz anlamayýz onlarý… Anlamak istemeyiz… Yanlýþlarýný görüverince hemen ötekileþtiriveririz onlarý… Oysa anlamak gerek, dinlemek gerek, bakýp görmek gerek onlarý… Dýþlamak, terslemek, reddetmek kolay olan yaný oysa…
Romanda yazar, hemen hemen her konuya ve her türe yer vermiþ. Ayrýntýlara inmiþ. Bu konuda belli bir kural koymamýþ. Edebiyatýn, tiyatro, þiir, günlük gibi çeþitli türlerinden ayný anda yararlanmýþ:
“Sabah erken kalkarým
Ne yüzümü yýkarým
Ne sokaða çýkarým.
Kýþýn soba yakarým
Yazýn camdan bakarým
Hayattan yok çýkarým.”
     Sayfa 114- 135 arasý
Cümle sonlarýnda kaynaklar verilmiþ. “Encyclopedia Israeilca’dan öðrendiðim bilgiye göre, Milattan Önce 563 yýlýnda Ben-i Ýsrail kavminin Tefazuli kabilesinin (Tribus Intergralis) bir söylentiye göre baþkaný, bir baþka kaynaða göre de (Bak: Ýbni Mahmut el Silahi, Milletler Ve Mýzraklar Tarihi, Cilt VII, S.967-9) kargýcý baþýsý imiþ…”
Eserde bunlarý gördükten sonra da “Bu tür bir çalýþmadan sonra ortaya çýkan esere roman denir mi?” demek geliyor insanýn içinden.
Roman 4 bölümden oluþuyor. Dördüncü bölümde yazar, Selim’in tuttuðu günlüðü de koymuþ. Bölüm sonunda ise Turgut Özben’in mektubuna yer verilmiþ.
Romanýn üçüncü bölümünün 15. Bölümünde yazýlan mektupta 460. Sayfadan 537. Sayfaya kadar hiç noktalama iþareti kullanýlmamýþ. Cümleler, neredeyse birbirine geçmiþ. Hatta karþýlýklý yapýlan konuþmalar bile arka arkaya verilmiþ. Sözler, birbirine karýþmýþ. Okumada hayli zorluk çekiliyor. Ama dikkatli olunca, okuyucu, yüklemler sayesinde karýþýklýðý giderebiliyor. Yüklemlerde biraz soluk alýnca cümleler normal þekle dönebiliyor.
Bu özellik de yine Tanzimat Dönemi’nin ilk dönem özelliklerini andýrýyor. Ýmla kurallarý bu dönemde henüz uygulanmamaktadýr. Ta ki Þinasi’nin Paris’te eðitim görüp de imla kurallarýný Türkiye’ye getirmesine kadar… Yine Cumhuriyet Dönemi Þairlerinden Attila Ýlhan, “Ben Sana Mecburum” adlý þiirinde de, noktalama iþaretlerini kullanmamýþtý.
Romanda unutulmayacak isimlerden biri de Olric’dir. Olric, Turgut Özben adlý karakterin gerçekte var olmayan, kendi hayal dünyasýnda yarattýðý bir kahramandýr. Turgut Özben, romanda daha ziyade bu kahramanla konuþur, sohbet eder. Gittiði her yerde Olric’de gider. Tabii Turgut Özben’i görenler, onu kendi kendine konuþan biri sandýklarý için deli olarak da düþünebilmektedirler.
Bazý bölümlerde ise birden fazla kelimeden oluþan isimler arasýnda hiç kelime arasý verilmemiþ. Birkaç kelime bitiþik yazýlarak çok uzun isimler meydana getirilmiþ:
"Ben ve Olric sizleri sarsmaya geldik. Dünya tarihinde eþi görülmemiþ bir duygululukla ve kendini beðenmiþçesine ve kendinibeðenmiþçesinesankibizdenöncebirþeysöylememiþçesinegillerden olmaktan korkmadan kapýnýzý yumrukluyoruz." Sayfa 542 - Bunlar da bana göre romanýn kusurlu yönleri.
Romanda yazar birçok güzel sözleri de dile getiriyor. Öyle ki bu sözleri okuyucu, âdete beynine nakþediyor ve hiç unutmuyor: “Kendini çözemeyen kiþi kendi dýþýnda hiç bir sorunu çözemez.”, "Hayatým, ciddiye alýnmasýný istediðim bir oyundu."Sayfa 31
Yayýmlayýcý, açýklamasýnda “Yýllar önce meydana geldiði ileri sürülen bir olaya dayanan bu kitabýn gerçekliði hakkýnda kesin bir söz söyleyemeyeceðimizi belirtmek isteriz. Yayýmlanmasý isteði ile bize kitabý getiren arkadaþýmýz da hiçbir araþtýrma yapýlmamasýný þart koþtuðu için, kitaptaki olaylarýn bütünüyle hayal ürünü olduðunun ve kiþilerin gerçekten yaþamadýðýnýn okuyucular tarafýndan kabulünü özellikle rica ederiz.” demektedir. Sayfa 21
Roman yazarý kendisi ile yapýlan bir röportajda Pakize Kutlu’ya “Tutunamayanlar” ile ne yapmak istediðini þöyle açýklar: “Tutunamayanlar ile çok basit bir iþ yapmak istedim; insaný anlatmayý düþündüm. Kapalý dünyalar içinde yaþayan yazarlarýn bile bu cümleye hemen isyan edeceðini, “Peki herkes ne yapýyor?” diye öfkeleneceðini bildiðim halde bu basit gerçeði söylemekten kendimi alamýyorum. Ben, kahramanlarýmýn iplerini istediði gibi oynatarak insanlardan kuklalar yaratan büyük romancýlarýn yeteneklerinden yoksunum. Roman kahramanlarýna uygulayacak büyük nazariyelerim, onlarý peþinden koþturacaðým büyük ülkülerim yok. Ya da insanlara, özellikle tutunamayanlara saygým büyük olduðu için, acýyorum onlara; böyle büyük büyük meselelerin makale, inceleme, deneme gibi yazý türlerinin konusu olduðunu sanýyorum.”
Her yönüyle farklý olan “Tutunamayanlar” tüm karýþýklýðýna raðmen yine de okunmasý gereken bir kitap diye düþünüyorum. Bu nedenle de hala okumayan okuyucularýma mutlaka alýp okumalarýný öneriyorum…
Bana göre de “Tutunamayanlar” Türk Klasikleri arasýnda yerini almýþ bir kitap…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öykü Tiyatro ve Sanat Üzerine
"48 Saat" Üzerine
Çakýrcalý Efe Üzerine
Âþýk Osman Akçay Ýle Tanýþtýk
Çukurovalý Þair Ya da Çukurova Çocuðu
Þair Selçuk Üstün′ün Þiir Bahçesinden
Kalbim Bakü"de Kaldý
Aykýrý Oyuncular Topluluðu
Samsun'da Kktc Etkinliði
Angela'nýn Külleri Üzerine

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Gün Olur Asra Bedel" Üzerine Bir Ýnceleme
Yozcularýn Kökeni ve Çangaza Köyü
Bir Þiir Emekçisi: Ýhsan Tevfik Kýrca
yaþar Kemal’in Ölüm Yýldönümü Münasebetiyle
Çeþitli Yönleriyle Prof. Dr. Erhan Arýklý
Kayacý Vadisi (Doktorun Yeri)
Ýskenderun Belediyesi Tiyatro Topluluðu
Diyetisyen Olmak
6. Türkoloji Buluþmasý
Angela’nýn Külleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðimde Ýhtilal Var [Þiir]
Hayat Seni Çözemedim [Þiir]
Helallik Ýstiyorum [Þiir]
Yörük Kýzý [Þiir]
Nasihat 2 [Þiir]
Seninle Olayým [Þiir]
Geliyoruz [Þiir]
Nasihat [Þiir]
Aþk Var mý? [Þiir]
Minik Bir Þaire Rastladým [Þiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doðumluyum. Kuzey Kýbrýs'ta yaþýyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldum. 20 yýl çeþitli okullarda edebiyat öðretmenliði yaptým. Uzun yýllar Yenivolkan ve Güneþ Gazetelerinde köþe yazarlýðý yaptým. Þu an Habearkýbrýslý ve Güncelmersin Gazetelerinde yazýyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazýlarým yayýnlanýyor. Þiir, öykü ve tiyatro oyunlarý yazýyorum. Bu alanlarda çeþitli ödüllerim var. Kendime ait basýlmýþ "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Baþka" isimli iki adet öykü kitabým var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yýl Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürlüðü görevinde bulundum. Halen Baþbakan Yardýmcýlýðý Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlýðý'na baðlý Müþavirim.

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.