Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Hakan Yozcu Hayat, keskin bir kýlýcýn ucunda yalýn ayak koþmak gibidir. Yaþamak, acýyý, kederi, hüznü ekmeðe katýk etmek gibidir… Ýnsan olan mutlaka yaþamýnda tatmýþtýr acýyý, üzüntüyü, kederi… Sýkýntýyý yaþamýþtýr, yoksulluðu görmüþtür, açlýðý tatmýþtýr; ama her þeye raðmen insan olmayý, insan kalmayý baþarmýþtýr… Onuruyla, azmiyle, çabasýyla ayakta kalmayý baþarmýþtýr… Hayatla mücadeleyi ömrünün son anýna kadar býrakmadan sürdürmüþtür… Geçmiþte insanlarý etkileyen, onlara yol gösteren büyükler vardýr… Bu büyükler, adamý adam yapar… Alýr onu, çocukluðundan beri eðitir, büyütür… Dün bir þiir okudum… Bu þiir, belki de þu an kadar okuduðum bütün þiirlerin en anlamlýsý, en güzeliydi… Özlem, hasret, sevgi, birlik ve beraberlik kokuyordu… Bu þiir, yýllarýn ötesinden geliyordu… Selam ve sevgi yolluyordu… Yýllar önce Güvercinlik Köyü’nde yaþamýþ Rahmetli büyüðümüz, aðabeyimiz Talip Güvel’in þiiriydi… Talip Güvel, Güvercinlik Köyü’ne ve insanýna duyduðu özlemi dile getiriyor… Köydeki her vatandaþa selamlarýný, saygýlarýný ve selamlarýný iletiyor, þiirin o büyülü sözleriyle… Þiiri okuyunca dayanamadým… Aðladým… Aðladým… Aðladým… Talip Güvel, belki de bu gün beni yapan, beni eðiten, beni bu günlere getiren bir büyüðümdü… Ben, daha ortaokula giderken, istisnasýz her Pazar bize gelir, beni karþýsýna alýr ve saatlerce anlatýrdý. Yaþadýklarýný, gördüklerini anlatýrdý… Okuduðu kitaplarý anlatýrdý… Yazarlarý anlatýrdý… Halk hikayelerini anlatýrdý… Belki de Leyla ile Mecnun’u, Köroðlu’nu, Karacaoðlan’ý, Ferhat Ýle Þirin’i, Arzu Ýle kamberi ilk defa ondan duydum… Her hikayenin sonunda da bana kýssadan hisse çýkarýrdý… Çok gezmiþ, çok yer görmüþ bir insandý Talip Güvel… Ben yine, Fransa’yý, Paris’i, Ýtalya’yý, Roma’yý, Ýspanyayý ondan öðrenmiþtim. Avrupalýlarýn yaþamlarýný, giyimlerini hep ondan öðrendim. Meðer benim için bir hayat okulu öðretmeniymiþ o… Bunu yýllar sonra anladým… Üniversite yýllarýmda da beni hiç yalnýz býrakmadý. Yaz tatillerinde yanýma gelir, okuduðu kitaplardan anlamýný çýkaramadýðý sözcükleri bana sorar öðrenirdi… “Öðrenmenin yaþý yok derdi.” Ve bana bu zevki o verdi… Bir gün rahatsýz olduðunu öðrendik… Türkiye’ye gitti… Hastalýðý, geri dönmesine izin vermedi… Son yýllarýný hep özlemle geçirdi. Kýbrýs’a karþý, Güvercinlik Köyü’ne karþý hep ayrý bir sevgi besledi… Ölmeden önce son bir kez daha gelmek ve bu güzel topraklarý bir defa daha görmek, herkesle helalleþmek istediyse de hastalýðý buna izin vermedi… O da duygularýný, hasretini, özlemini dizelere döktü… Halk Þiirinin o büyülü edasýyla dile getirdi bu özlemini… Adeta bir Karacaoðlan edasýndaydý þiiri… Buram buram hasret, özlem ve sevgi kokuyordu dizeleri… Güvercinlik kokuyordu… Maðusa kokuyordu, Kýbrýs kokuyordu… Yýllar önce gelip yaþadýðý ve sýkýntýlar çektiði Güvercinlik Köyü’ne yine de özlem duyuyordu… aç kaldýðý, susuz kaldýðý, ýþýksýz kaldýðý, araçlarýn olmadýðý bir dönemde yaya kaldýðý Güvercinlik Köyü yine de büyük bir özlemle gözlerinde tütüyordu… Sorduðu, selam söylediði þiirdeki kiþilerin hemen hepsi yok þimdi Dünyada… Hepsi de geldi geçti bu Güvercinlik Köyü’nden… Ne Torun kaldý, Ne Yozcu kaldý, ne Yusuf Çil, Hamza Topuz, ne Derviþ Bertiz, ne Mehmet Keleþ, ne Musa Tilim… ve ne de kendisi Sevgili Abimiz Talip Güvel… Yeni bir umut diye geldikleri, yeni bir hayat diye geldikleri, yeni bir dünya diye geldikleri Güvercinlik Köyü artýk ebediyette kaldý onlar için… Hepsini saygýyla anýyor, kendilerine Tanrý’dan rahmet diliyorum. Talip Güvel’in ölmeden önce Güvercinlik Köyü’ne yazdýðý özlemini dile getiren þiiriyle yazýmý noktalýyorum. Bir sevgi, bir özlem ancak bu kadar güzel anlatýlabilirdi: NE HABER? “Rüyamda ben bazý, köyü görüyom, Söyle Oðuz, köyümüzden ne haber? Tüm elimize uzun ömür diliyom, Anlat Torun, elimizden ne haber? Orda yokuz; ama sizle yaþýyok, Günde, sizin hayaliniz taþýyok, Dostlar nasýl oldu, burada þaþýyok, Yoscu Dayý pirimizden ne haber? Köyde iken sýkýntýlar yaþadým, Acý, ekþi, sözleriniz boþadým, Küçük büyük, her köylümü okþadým, Musa Tilim serimizden ne haber? Hastayým, derdimi silemiyorum, Derdim engel, köye gelemiyorum, Sizler nasýlsýnýz bilemiyorum, Hacý Koday dirimizden ne haber? Ölene Tanrý’dan rahmet dilerim, Kalana konuþur benim dillerim, Yediden yetmiþe selam söylerim, Yusuf Aða Çil’imizden ne haber? Talip GÜVEL siz dostlarý arýyor, Sizsiz geçen günlerini kýnýyor, Þimdi Kýbrýs nasýl, size soruyor, Kuzey Kýbrýs yerimizden ne haber?”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |