..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




13 Ocak 2015
Genco Erkal"dan "Bir Delinin Hatýra Defteri"ne Sýðan Bütün Popriþçinlere Bir Saygý Duruþu  
Popriþçin günümüzde milyonlarca yalnýz adacýk gibi yaþayan, kalabalýklar içinde yapayalnýz býrakýlmýþ sayýsýz insaný anlatýr

Seval Deniz Karahaliloðlu


Popriþçin oyunun bir yerinde aslýnda kendi haklarýný savunan gazetelere nedense çok kýzar. “Fransýz gazeteleri. Basýn özgürlüðü diye baðýrýyor. Çok kýzýyorum bu gazetelere. Alacaksýn bunlarý, bir temiz sopalayacaksýn. Anlayacaklar basýn özgürlüðünü. Al sana, basýn özgürlüðü !” Alýn size, koyun gibi güdülmeye müsait küçük insan örneði. Bu, “sürü psikolojisini” biz yakinen biliyoruz. Yani, Gogol’un oyunu sanki bugün yazýlmýþçasýna tazedir.


:ABBC:
Genco Erkal’dan “Bir Delinin Hatýra Defteri”ne Sýðan Bütün Popriþçinlere Bir Saygý Duruþu

Seval Deniz Karahaliloðlu

Aynada kendisine bakar ve konuþur. Zaten hep kendi kendine konuþur. 9, dereceden memur Aksentiy Ývanoviç Popriþçin. Evinde yalnýzdýr. Hayattaki tek arkadaþý yine kendisidir. Aynada kendisine bakan sayýsýz Popriþçinlerden biriyle dertleþir. Kendi içinde birbiriyle çeliþen karakterler sýrayla bir bir o küçük odaya doðru dökülür. Aðzýndan çýkan her cümleyle, anlattýðý her öyküyle vücut bulurlar. Somutlaþýrlar. Kendilerini görmeyiz ama neredeyse dokunacak kadar gerçek olduklarýna inanýrýz. Genco Erkal ya da Aksentiy Ývanoviç Popriþçin bizi buna inandýrýr. O samimiyeti, o sahiciliðiyle anlattýðý öykülere inanýrýz.

Aksentiy Ývanoviç Popriþçin bakanlýklarýn birinde 9. dereceden memur olarak çalýþýr. Kendini daðýnýklýk ve sarsaklýkla suçlayan þefinden nefret eder. “Bugünlerde çok dalgýnsýn. Kafan yerinde deðil, bütün kaðýtlarý karýþtýrýyorsun. Baþlýklarý hep küçük harfle atýyorsun” Þikayet, þikayet, þikayet. Çünkü müdür bey ona ilgi gösterdiði için onu kýskanýyor. Ýlgiden kasýt, her hafta sonu müdür beyin evine gidip 23 tane tüylü kalemini yontmak oluyor. Yani, Popriþçin müdürün angarya iþlerini yaptýrdýðý adamdýr ama o bir türlü bu gerçeðin farkýna varamaz. Çünkü sýradan olaylara farklý anlamlar yükleyerek, her þeyi olduðundan farklý görmeye baþlar.

Sýradan basit olaylara gereksiz anlamlar yüklemek onun için sonun baþlangýcý olacaktýr. Ýçine düþtüðü koyu yalnýzlýk, insansýzlýk, konuþacak tek bir dostu olmayýþý akýl saðlýðýný yitirmesine yol açacaktýr. Aslýnda Popriþçin günümüzde milyonlarca yalnýz adacýk gibi yaþayan, kalabalýklar içinde yapayalnýz býrakýlmýþ sayýsýz insaný anlatýr. Oyunun bir yerinde, duygusal aklý asýl neye ihtiyacý olduðunu haykýrýr. “Benim insana ihtiyacým var. Benim “bir insan sýcaklýðýna” ihtiyacým var” diye haykýrýr. Bu imdat çaðrýsý boþ odada yankýlanýrken dýþ dünyaya bir türlü ulaþamaz.

Ýnsansýz kalmak onun hayata bakýþýný ve gerçek algýsýný bozar. Mesela gizli gizli sevdiði müdür beyin güzeller güzeli kýzý Sofya. Onun için kesinlikle ulaþýlmazdýr. Onun gibi fakir, beþ parasýz, mevkii olmayan, sýradan bir memura neden baksýn. Öyle deðil mi? Ama o kendini Sofya’yý hayal etmekten alýkoyamaz. Tehlikeli sýnýrlara geldiðinde, içindeki Popriþçinlerden biri onu derhal uyarýr. Haddini bilmesini söyler. “Tamam, tamam anladýk” diyerek hayal etmekten vazgeçer. Yani, o hayallerinde bile “özgür” deðildir. Öylesine, “yoksun” ve öylesine “yoksuldur” ki, hayal etmeye dahi cüret edemez. Ýçinden çekip çýkardýðý Popriþçinlerden biri yine kendi aðzýndan dile gelir. Ona bir güzel haddini bildirir. “ Hem sen kim oluyorsun ki? Bir hiç. Koca bir HÝÇ !”

Yetersizlik duygusu, “kraldan çok kralcý olma” haline eklenir. Garip bir biçimde, kendisine hiçbir faydasý olmayan Çarý, sarayý (kendisi açlýktan ölmek üzeredir, üzerine palto diye giydiði þey ancak yer bezi olmaya layýkken) soylularý, müdür beyi sayar, sever. Nedense, onlarýn her þeye haklarý vardýr. Çünkü içine kötü bir ruh gibi kaçan Popriþçinlerden biri böyle buyurmuþtur. Ya da bilinç altýna yerleþen, sözde bazý toplumsal kurallar, dayatmalar böyle buyurur.

Tiyatroyu sever. Temsillere gitmeye bayýlýr. Tiyatroya gitmek, hayata karýþtýðý ender anlardan biridir. Kendisine göre varlýklý üst düzey memurlar bedava davetiye bulmadan tiyatroya adýmý atmazken, o birkaç ruble buldu mu hemen tiyatroya koþar. Pintiliklerinden dolayý, diðer memurlarý eleþtirir. Sanki bu durum günümüzde çok farklýdýr. Bakýnýz protokol davetiyesi peþindeki üst düzey memurlar ya da belediyeciler. Onun hayat dolu ýþýldayan gözlerle anlattýðý hikayeyi dinlerken gerçeðe daha yakýn olduðu bu anlarda, “Ah, Popriþçin keþke daha çok tiyatroya gitsen, daha çok hayata karýþsan, insanlarla konuþsan, arkadaþlýklar kursan belki akýl saðlýðýný koruyabilirdin” diye düþünmekten kendimizi alamayýz. Sanki bizim durumumuz Popriþçinden çok da farklýymýþ gibi. Ýçimizde, tehlikeli sýnýrlarýnda dolaþan, evinde kendi kendisiyle konuþan kaç Popriþçin vardýr acaba?

Kahramanýmýz küçük sýradan adamýn dünyasýna büyük düþler sýðdýrýr. Her olayý tuttuðu günlüðe tarih atarak titizlikle yazar. Mesela, 3 Ekim tarihindeki olaylarý anlatmakla baþlar iþe. Bakanlýða gidiþi. O ayki maaþýndan avans almak için suratsýz muhasebeciyi görmesi gibi. O günlüklerde geçen olaylarý bir dostuna anlatýr gibi anlatýr. En yakýn dostu seyircilerdir. Seyirci koltuklarýnda oturanlar her þeyin tanýðýdýrlar. Görünüþte, küçük sýradan bir memurun, gerçeklik duygusundan adým adým nasýl kopup hayal dünyasýnda kaybolduðunu izleriz.

Nikolay Gogol’un ölümsüz eseri “Bir Delinin Hatýra Defteri” Coþkun Tunçtan’ýn Türkçesiyle sahneye yansýyor. Oyunda Popriþçin’in onun karmaþýk ruh dünyasýný mükemmel bir biçimde yansýtan sahne tasarýmý Duygu Saðýroðlu’na, anýn duygusunu yakalamamýzý saðlayan müzikler Mete Sakpýnar’a ve dönem kostümleri ise Özlem Kaya’ya ait.

Ýlk kez bundan tam 50 yýl önce, 1965 yýlýnda Ankara Sanat Tiyatrosunda gencecik, 27 yaþýnda bir aktör tarafýndan sahnelenmiþti. Sonra, 1969, 1992 yýllarýnda deðiþik yorumlarla iki kez daha sahnelendi. 50 yýl sonra 77 yaþýnda, oyunculuðunun altýn çaðýnda beþinci kuþaklar için oyunu tekrar sahnelere taþýdý. Bir Delinin hatýra Defteri, usta oyuncu Genco Erkal’ýn olaðanüstü, destansý oyunculuðu ile unutulmazlar arasýna girdi bile. Genco Erkal tek kiþilik oyunda canlandýrdýðý karakter ve diðer hayali karakterlerle öylesine büyüyor ki, adeta devleþiyor.

Nikolay Gogol küçük sýradan bir adamýn aðzýndan inanýlmaz bir sistem eleþtirisi yapar. Her dönemde gördüðümüz hýrsýzlar, rüþvetçi memurlar, mevkii için dalkavukluk yapanlar, avantacýlar, yoksul halký ezen kast sistemi, din tüccarlarý, özgürlük isteyen muhalif gazeteler. Yani, durum günümüzden pek de farklý deðildir. Popriþçin oyunun bir yerinde aslýnda kendi haklarýný savunan gazetelere nedense çok kýzar. “Fransýz gazeteleri. Basýn özgürlüðü diye baðýrýyor. Çok kýzýyorum bu gazetelere. Alacaksýn bunlarý, bir temiz sopalayacaksýn. Anlayacaklar basýn özgürlüðünü. Al sana, basýn özgürlüðü !” Alýn size, koyun gibi güdülmeye müsait küçük insan örneði. Bu, “sürü psikolojisini” biz yakinen biliyoruz. Yani, Gogol’un oyunu sanki bugün yazýlmýþçasýna tazedir.

Genco Erkal, Popriþçine ve anlattýðý karakterlere hayat verirken vücut dilini o kadar baþarýyla kullanýr ki gerçekten o karakterleri sahnede görür gibi oluruz. Sahnede gösterdiði samimiyet ve sahicilik duygusu bizim bunlarý hayal etmemizi saðlar. Mesela, daðýnýklýðýndan ve yayýntýsýndan býkmýþ olan oda hizmetçisi Finli Mavra. (Popriþçin kiraladýðý yoksul bir pansiyon odasýnda yaþamaktadýr) Sokakta görsek tanýyacak kadar kendimizi aþina hissederiz. Çünkü Genco Erkal 50 yýlýn birikimiyle öyle hissetmemizi saðlar.

Sonra Sofya’nýn köpeði Meçi var ve mektuplaþtýðý erkek arkadaþý. Popriþçin Sofya’nýn köpeði Meçi’nin diðer köpeklerle konuþtuðunu bizzat kendi kulaklarýyla duyar, üstelik bir adým ileri giderek onlarýn aralarýnda mektuplaþtýklarýný bile söyler. Hatta köpeðin yaþadýðý eve gidip bir takým mektuplarý alýr. Amaç müdür beyin evindeki hayat hakkýnda bilgi almaktýr. Asillerin gündelik hayatlarýnda nasýl davrandýklarýný, aralarýnda nasýl konuþtuklarýný çok merak etmektedir. Sonra bir de Sofya var tabii. Sofya kendisi hakkýnda ne düþünüyor? Onun hakkýnda neler söylüyor. Bunlarý hep köpeklerin aralarýndaki mektuplaþmalarýndan çözmeye çalýþacaktýr.

Adým adým gerçeðin sýnýrlarý belirsizleþir, hayal dünyasý daha çekici hale gelir. Artýk Ýspanya Kralý olmaya bir “týk” kalmýþtýr ! Yoksulluk, insan yoksunluðu, derdini paylaþacak tek bir insan olmayýþý, koyu bir yalnýzlýk ve çok kýrýlgan bir zemin üzerinde ayakta kalmaya çalýþan Popriþçin. Bir de buna umutsuz bir aþkla sevdiði Sofya’nýn saraydan biriyle evleneceði haberi eklenince Popriþçin bunu daha fazla kaldýramaz, gerçeklik dünyasýnýn kýrýlgan zemini paramparça olur.

Popriþçin hayal dünyasýnýn fantezileri içinde yeniden doðar. Artýk karþýmýzda Ýspanya Kralý 8. Ferdinand vardýr. Ýnsan ruhu acýya, yalnýzlýða, insansýzlýða, yoksunluða ve yoksulluða ama en önemlisi “sevgisizliðe” ne kadar dayanabilir? Nikolay Gogol bu sorularýn cevaplarýný ararken geçen yüzyýlýn Rusya’sýnda çökmekte olan Çarlýðýn bir fotoðrafýný çeker.

Günümüz þartlarýyla birebir benzerlik gösteren oyun sanki bugünü anlatýyor ve bütün zamanlarýn Popriþçinlerine sesleniyor. Bu, ayaða kalýp “itiraz etmemiz” için bir fýrsat. Bir Delinin Hatýra Defteri, insani deðerlerin tekrar anýmsanmasý ve korunmasý adýna yüksek sesli bir itiraz. Ya topluca “itiraz” edeceðiz ya da Ýspanya Kraliyet ailesine yeni krallar katýlacak. Peki, bizim Ýspanya Kralý olmamýza ne kadar kaldý ?





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.