..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




4 Ocak 2015
Demokratik Deliler Devleti - 11  
Ömer Faruk Hüsmüllü
-Nasýl ki doðuma hayret etmiyor ya da üzülmüyorsak, ölüme karþý da ayný tepkiyi vermeliyiz.


:ABAC:


-Delilere her gün bayram!

-Akýllý geçinenlere ise yýlda sadece birkaç gün bayram!

-Bayram günlerini artýrmak için delirmeye var mýsýn?

**

Tam sekiz gün boyunca hiç durmadan kar yaðdý. Hastane bahçesi kara gömüldü. Kar yaðýþý bittikten üç gün sonra da yaðmur yaðmaya baþladý. Bu da iki gün devam etti. Yaðmur suyu ve ýsýnan havanýn erittiði kar sularý birikince hastane bahçesi adeta bir göle dönüþtü. Sularýn tamamýyla çekilmesi bir haftadan fazla sürdü. Ve en sonunda yerler kurudu, güneþ yavaþ yavaþ yüzünü göstermeye baþladý.

Günlerce hapis hayatý yaþadýk. Hava þartlarý bunu gerektirdi. Sýkýldým, hem de çok. Sýkýlan tabii ki sadece ben deðildim. Benim gibi olan çok kiþi vardý. Bilhassa Küfürbaz bunu açýkça belli ediyordu…

Küfürbaz, adýndan anlaþýlabileceði gibi herkese, her þeye durmadan küfür eden biridir. Ana avrat dümdüz gider. Laflarýnýn yarýdan fazlasý küfürden ibarettir. Onun ettiði küfürlerin binde birini bir baþkasý etse insanlar, hemen kavga çýkarýrlar, hatta cinayet bile iþleyebilirler. Ama Küfürbaz’ýnkilere sadece gülüp geçerler.

Ve bir gün baharýn müjdecisi tomurcuklarýn açýldýðýný görünce kýþýn bittiðinden kesin olarak emin oldum. Hemen karýncalarýmýn olduðu yere koþtum. Görüþmeyeli çok olmuþtu. Selam verdim. Yüzlerindeki gülümsemeden selamýmý kabul ettiklerini anladým. Üstelik bana eskisi gibi düþmanca bakmýyorlardý. Onlara kýþýn çektiðim sýkýntýlarý anlattým. Dinlediler mi bilmem, çünkü o kadar çok iþleri vardý ki baþlarýný kaldýrýp bana bakmaya bile zamanlarý yoktu.

Karýncalarýn yanýndaki çimenlerin üzerine uzanýp gökyüzünü seyretmeye baþladým. Birkaç küçük bulut vardý gökyüzünde. Sayýlarý daha sonra arttý, onlarý sürü halinde uçan martýlara benzettim. Uçuþuyorlar hatta dans ediyorlardý. Bunlarý yaparken sanki bilinçli olarak güneþi kapatmaktan kaçýnýyorlardý. Güneþ bütün tatlýlýðýyla doðayý ýsýtýyordu.

Bir ses duyup yattýðým yerden kalktým. Gelen Dedikoducu’ydu. Haberler oldukça birikmiþ olmalý ki sabahtan beri beni aradýðýný söyleyerek söze baþladý:

-Ýmparator ve adamlarýný kýþ etkilemeseydi, þimdi bir devletimiz olacaktý. Darbe için ne gerekiyorsa hazýrlanmýþtý, sadece harekete geçmek kalmýþtý.

-Her þey hazýrsa, kýþ olmasýnýn darbeden vazgeçmede ne etkisi var ki…

-Hava þartlarýnýn elveriþsiz olmasý nedeniyle hastanedeki birçok görevli iþe gelemediler. Onlar tüm personelin burada olduðu bir zamanda darbe yapýp hepsini gözaltýna almak istiyorlar.

-Hazýrlýklarýný tamamladýlar, diyorsun. Nasýl hazýrlýk yaptýlar?

-Mali sorunlar için çözüm üretildi. Tüm personelin maaþlarýna, kredi kartlarýna, telefonlarýna, kýymetli eþyalarýna el koyacaklar. Bir diðer önemli konu, emniyet birimini oluþturmaktý. Bunun için de yüze yakýn kiþi tespit edildi. Bunlarýn bazýlarý ile görüþülüp mutabakat saðlandý.

-Desene yakýnda darbecilerin postal seslerini duyacaðýz!

-Evet yakýndýr. Birkaç gün sonra belki…

Dedikoducu biraz daha konuþup, sessizce yanýmdan uzaklaþtý. O gidince olacaklarýn kendim için hayýr mý þer mi olacaðýný düþünmeye baþladým. Bir cevap bulamadým. Hem korkuyordum, hem de seviniyordum. Korkuyordum çünkü Ýmparator’un eline düþmek hiç de hoþ deðildi. Seviniyordum çünkü bir devletim olacaktý. Belki devletim olunca herkes tarafýndan horlanmaz, daha iyi bir hayat standardýna kavuþabilirdim. Ne bileyim iþte, aklýma ilk gelenler bunlardý. Belki de hiçbiri doðru deðildi…

Bu konuda daha fazla kafa yormak istemiyordum. Karýncalarýma döndüm.

Hayret! Karýncalarým telaþla yuvalarýna kaçýyorlardý. Acaba bir tehlike mi sezinlemiþlerdi? Son karýnca yuvasýna girinceye kadar izledikten sonra odamýn yolunu tuttum. Odaya gelince cam kenarýna oturup etrafý seyretmeye devam ettim. Gökyüzündeki ufak bulutlar arkalarýndan biri kovalýyormuþ gibi hýzla uzaklaþýyorlardý. Evet, onlarý kovalayan vardý: Daha koyu renkli ve oldukça büyük bulutlar. Ama bunlar da gökyüzünde kalýcý deðillerdi, çünkü kýsa bir süre sonra yerlerini çirkin, öfkeli bir insan suratýna benzeyen siyah bulutlara býrakmak zorunda kalýyorlardý. Ortalýk gece kadar olmasa bile karanlýktý. Çirkin suratlý bulutlar aðýzlarýndan tükürükler saçmaya baþlayýnca cama iri su damlalarýnýn çarptýðýný gördüm. Þimþek çakýyor, gök gürlüyordu. Derken þiddetli bir yaðmur baþladý. Bir ara yerle göðün birleþtiðini zannettim.

Karýncalarýmýn neden telaþla yuvalarýna kaçtýklarýný þimdi anlamýþ oldum. Ýçgüdüleri sayesinde bu tehlikeyi fark etmiþlerdi.

Gene þimþek çaktý, bir daha ve bir daha… Son çakmanýn ardýndan þiddetli bir gürültü koptu, sanki top patladý! Galiba çok yakýn bir yere yýldýrým düþtü. Biraz sonra ormanlýk alandan yükselen dumanlar bunu doðruluyordu. Buraya da yýldýrým düþer diye korktuðum için cam kenarýndan uzaklaþtým, kendimi yataða attým. Çok deðil beþ-on dakika sonra yaðmur sesi kesildi, ortalýk aydýnlandý. Bitmiþti. Gene cam kenarýndaydým. Güneþ çýkmýþtý bile. Orman tarafýndaki duman azalmamýþ aksine çoðalmýþtý. Ýtfaiyenin siren sesini duyuncaya kadar camdan ayrýlmayýp dumanýn hýzla göðe yükselmesini izledim. Birazdan duman kesildi, yangýn söndürülmüþ olmalýydý.

Postal seslerini birkaç gün sonra duyacaðýmýzý umuyorduk; yanýlmýþýz. Aksilik bu ya yeni bir engel çýkmýþtý: Saðlýk Bakaný bir hafta sonra hastaneyi ziyarete gelecekmiþ.

Bu nasýl bir Saðlýk Bakaný’ymýþ ki delilerin mekanýný ziyarete geliyordu. Baþka iþi yok mu acaba? Ben bu güne kadar bir akýl hastanesini ziyaret eden bakan duymadým! Bu galiba bizden biri!

Haber hýzla yayýldý. Zaten teyakkuz durumuna geçilmesinden de olaðanüstü bir durum olduðu anlaþýlýyordu.

Teyakkuz durumuna geçildi de ne mi yapýldý? Ne yapýlmadý ki! Tüm personelin izinleri kaldýrýldý, izinde olanlar göreve çaðýrýldý. Herkese mecburi gece nöbeti konuldu. Kýsacasý tüm personel yirmi dört saat görev baþýnda olacaktý. Gece nöbetlerini uykuya tutturan o güvenlikçileri görmeliydiniz! Hepsinin suratlarýndan düþen bin parça…

Bu ziyaretin bize hem faydasý hem de zararý vardý. Faydasý: Yatak çarþaflarýmýz, yastýk kýlýflarýmýz yenilendi. Hepimize yeni alýnmýþ pijamalar verildi. (Yalnýz, bu pijamalarý bakanýn geleceði son güne kadar giymememiz tembihlendi. Bu tembihi tutan kiþi azdý, daha o gün eski pijamalarý atýp yenilerini giyen çok oldu.) Zararý: Bizden elinden iþ gelenleri de çalýþtýrdýlar. Temizlik iþlerinde ve yemekhanede görev verdiler. Son iki gün ortalýk kirlenmesin diye bahçeye çýkýþlarý yasakladýlar.

Mutfaktaki kap kacak kalaylandý, ocaklar pýrýl pýrýl oldu, yemekhanedeki masalara örtüler serildi, yeni perdeler takýldý.

Beni odalarýmýzýn bulunduðu binanýn arkasýndaki meþguliyetle tedavi ünitelerinin bulunduðu yerde görevlendirdiler. Düzenleme ve temizlik iþlerinde yardým edecektim. Burasý önem verilen bir yerdi ve büyük bir ihtimalle bakan geldiðinde önce buraya yönlendirilecekti. Dört katlý binada müzik odalarý, atölyeler, spor salonlarý yer alýyordu. Hastalar el iþleri, resim, müzik, spor, çiçek, nakýþ, dikiþ, demircilik, marangozluk, taký gibi iþlerle uðraþtýrýlýyordu. Ortaya çýkan eserleri görünce hayretler içinde kaldým. Þahane tablolar, yapma çiçekler, dikilmiþ giysiler, ilginç takýlar, demir ve tahtadan yapýlmýþ eþyalar, daha neler neler… Her taraf hastalarýn yaptýklarý eserlerle doluydu. Biz bunlarýn tozunu alýp, ziyaretçileri etkileyecek bir düzen içinde sergiyi düzenlemeye çalýþtýk.

Bakan bu binayý görünce, gerçekten hastane hakkýnda olumlu düþüncelere sahip olabilirdi, vaktinin önemli bir kýsmýný burada harcayacaðý için de diðer yerleri etraflýca inceleyemezdi. O nedenle bakaný öncelikle buraya yönlendirmenin yollarý düþünülüyordu.

Derken beklenen gün geldi; ama bakan gelmedi! Yanlýþ duymadýnýz evet, bakan gelmedi. Çünkü daha önemli bir iþi çýktýðý için son anda bu ziyaretini iptal etmiþ.

Artýk her gün darbeyi bekliyordum. Bu arada hastanede iki kiþi ayný gün öldü. Yani ayný gün hastaneden iki kiþi çýktý, ama ölmüþ olarak. Ölenlerden biri çok yaþlýydý, kalp krizinden gitmiþ. Diðeri ise genç bir adam ve merdivenlerden düþerek ölmüþ. Yani bir kaza. Buna herkes kaza dese de iþin gerçeði þu: Dedikoducu’dan öðrendiðime göre kaza deðil, cinayetmiþ. Öldürülme emrini Ýmparator vermiþ. Öldürülen kiþi, darbecilerin seçtikleri emniyet ekibinden biriymiþ.

Ýmparator, adamlarýna bu elemaný gözünün tutmadýðýný, bakýþlarýný hiç beðenmediðini, her an ihanet edebilecek birine benzediðini ve icabýna bakýlmasýný söylemiþ. Onlar da infazý gerçekleþtirmiþ. Merdivenlerden düþerek öldüðünü gören tanýklardan ikisinin de Ýmparator’un adamlarý olmasý Dedikoducu’nun söylediklerini doðruluyordu. Böylece Ýmparator ihanete karþý ne kadar acýmasýz olabileceðini göstererek diðer elemanlarýna da gözdaðý vermiþ oluyordu.

Bunlarý düþünürken bizim Psikiyatrist’in seslendiðini duydum:

-Kargacý, gel biraz sohbet edelim!

Psikiyatrist dediysem hastanedeki doktorlardan biri zannetmeyin. Eskiden öyle idi, þimdi deðil. Sanýrým tam anlatamadým, sizin de aklýnýzý karýþtýrdým.

Bizim Psikiyatrist, uzun yýllar bu hastanede görev yapmýþ bir doktor. Buradaki hastalarýn çoðu onu tanýr. Çok iyi bir doktor olduðu söylenir. Bizim Psikiyatrist, ölünceye kadar burada çalýþma arzusundadýr; ancak yaþý nedeniyle zorunlu olarak emekliye ayrýlýr. Birkaç ay evine çekilir, kendini oyalayacak bir þeyler yapmaya çalýþýrsa da olmaz.

Hastanede hasta olarak kalmak için baþvurur. Doktorlar arkadaþý olduklarý için onun bu isteðini reddedemezler. Ayrýcalýk istemez, diðer hastalara nasýl davranýlýyorsa kendi için de bunu talep eder. Burada da hastalarla ilgilenir, onlarýn sorunlarýný dinler. Hastalarla beraber geçirdiði bu günlerde çok mutludur.

Psikiyatrist kâðýtlarýný ve kalemini hep yanýnda taþýrdý. Bunun nedeni eskiden kalma bir alýþkanlýðýndan vazgeçememiþ olmasýdýr. Çünkü o, derdini dinlediði, konuþtuðu herkese hâlâ bir reçete yazardý. Aðýr hareketlerle önce bir kâðýt çýkarýr, cebindeki kalemi alýr, reçeteyi yazýp imzaladýktan sonra hastaya verir. Bitti mi? Hayýr. Uzun uzadýya ilaçlarý ne zaman ve nasýl kullanmasý gerektiðini de anlatýr. Tabii bu yazdýðý reçetelerle ilaç alan hasta olmadýðýný da söylemeden geçmeyelim.

Yanýna gidip, oturdum. Bana:

-Moralin mi bozuk? Diye sordu.

-Evet, biraz… Ýki kiþinin birden cenazesini görmek beni etkiledi.

-Nasýl ki doðuma hayret etmiyor ya da üzülmüyorsak, ölüme karþý da ayný tepkiyi vermeliyiz.

-Hastane ve hastalýk da canýmý sýkýyor. Artýk buradan ve hastalýktan kurtulmak istiyorum.

-Hastalýklarla yaþamayý bilirsen fazla sýkýntý çekmezsin. Sadece sen deðil birçok insan hasta. Organik rahatsýzlýklar olduðu gibi ruhsal hastalýklar da var.

-Dýþarýda iken herkes “deli” deyip benimle alay etti. O yüzden buradan ayrýlmaktan da korkuyorum.

-Aldýrma. Kimin deli kimin normal olduðu çok kesin olarak belli mi ki? Ýleride bir gün dünyada “deli” dedikleri insanlarýn sayýsý ötekileri geçecek. O zaman ne olacaðýný ben sana söyleyeyim: Ýçeridekiler dýþarý çýkarken, dýþarýdakiler de mecburen içeri girecek. Böyle olunca kime deli, kime akýllý dememiz gerekecek?

Bu konuþmadan aklýmda kalan önemli bir þey de bizim Psikiyatrist’in iyi bir doktorun nasýl olmasý gerektiði konusunda anlattýklarýydý:

-Doktorun hastaya saygý göstermesi, zaman ayýrmasý, söylediklerini iyi dinlemesi elbette önemlidir. Ancak, bunlarla beraber ayrýca empati de yapmasý gerekir. Çünkü o hastanýn yerine kendimizi koymadan, içselleþtirmeden onun duygu ve düþüncelerini anlayamayýz.

Onun bu açýklamasý, ömrünün kalan kýsmýný neden bir akýl hastanesinde geçireceði sorusuna tam bir cevaptý! Hani çok söylediðimiz fakat üzerinde fazla düþünmediðimiz bir söz vardýr: “Üzüm üzüme baka baka kararýr”mýþ.

Kalkmak için niyetlendiðimde, eliyle beni durdurdu. Kalemini, kâðýdýný çýkardý, reçetemi yazacaktý…

(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.