..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Muhammed CAN




17 Aralýk 2014
Politik Yezid’lik: Suriye Kerbelasý ve Ýbn-i Zubeyr’ler!  
Muhammed CAN
Neynova’nýn cehennemsi sýcaðýnda o masumlarý lime lime doðrayýp, çadýrlarý ateþe verip suçsuz bedenleri çiðneyenler kadar, o gün o cinayetlere seyirci kalan seyirciler de suçluydular iþte!


:ADCA:




Tarihin sayfalarý arasýnda sýkýþýp kalan bazý pasajlar o tarihin ve dönemin hakikatý, ruhu ve ayný zamanda omurgasýný oluþtururlar. Allah Rahmet etsin Mezinan‘ýn uslanmaz çocuðuna! O uslanmaz çocuk, tarih zindanýnýn nasýl bir zindan olduðunu ve özgür yaratýlmýþ beyinleri nasýl esir aldýðýna dair vaveyla ederken; tarih zindanýnýn esiri o deðil bizlerdik.

Neynova’nýn cehennemsi sýcaðýnda o masumlarý lime lime doðrayýp, çadýrlarý ateþe verip suçsuz bedenleri çiðneyenler kadar, o gün o cinayetlere seyirci kalan seyirciler de suçluydular iþte!

Bizler! o uslanmaz çocuðun ‘‘insanýn dört zýndaný”ný okurken bile, kendi zindanýmýzdan çýkmadan, Müslüman kardeþlerimizin o zindanda olduklarýný gördük! Onlara acýmak þöyle dursun, içten içe kin ve öfke büyüttük! Onlarý zavallýlar ve yosunlaþmýþ beyinler olarak küçümsedik. Tarihin zindanýnda esir kalmýþ köleler olarak bildik…

Öte yandan; Peygamber Ehl-i Beyt’in, Allah tarafýndan korunmuþluðu hakkýnda indirilen kutsal metinleri, kendi masum(!) vicdanlarýmýza uyarlayarak, böyle bir olgunun asla olamayacaðýna dair yorumlarla, kendimizi onlardan daha yüksek bir konuma oturttuðumuzu bile göremeyecek kadar derin kuyulara hapsedildiðimizi fark edemedik. Batý’nýn rengarenk boyasý ile saka kuþuna benzediðimizi, kafeste cik cik ötüþümüzü, batýya meydan okuyuþ bildik!..

***

Döneyim tekrar Neynova çölüne. ‘‘Heyhat minezzille‘‘ nidasý’nýn, o ilk günkü berraklýðý ile hala bugünün vicdan ehli olanlarýn kulaklarýný týrmalaya dursun, bundan bize ne? Biz o gün orada yoktuk ve peygamber evletlarýnýn bedenini kýymýk kýymýk doðrayan katillerin suçuna bulaþmýþ da deðildik!

Hem Kerbela kýyamýný; Arab‘ýn Arap arasýndaki kabile iktidar kavgasý bilip, tarihin o sahnesinde, oracýkta, oraya gömerek, böyle ilkel bir hedef uðruna verilen savaþý, yaþadýðýmýz modern dünyanýn iklimine taþýyýp, bütün mukaddes dinlerden daha mukaddes olan batý demokrasisini kirletmenin ne anlamý vardý?

Dar-un Nedve’nin Aristokratlarý; Arap geleneðinin ganimet adýna kafatasý avcýlýðýný, yenildikleri Muhammedi Ýslama karþý, Arabi cahili geleneði savunma refleksini, Ýslam adý altýnda o günden bu güne sürdürmeyi ilke edinmiþken, onlardan pekte farklý olmadýðýmýzý bilmenin de bir anlamý yoktu.

Öyle ya! Kerbela’da yapýlan zulmün müsebbipleri, ne Kürdi ne de Türkiydiler, bilakis Arabi oðlu Arabiydiler. Arapta; Araptan baþkasýnýn tahakkümü altýna giremezdi ya! Her iki tarafý adeta yelle þiþirilmiþ Abdullah ibn-i Zubeyr gibiler dahi Arap adýna diðer milletlere tepeden bakmayý, kendiliðinden öðrenmemiþti!..

Gün geldi devran döndü. Muhammed ve Ali (.a.s)‘ýn þehadetleri ve Ýmam Hasan’ýn da, Þam valisi tarafýndan zehirletilip ciðerleri parçalanan ana ve Kerbela’ya kadar, zaman; çok ama çok erken aktý. Fýrsat, bu fýrsattý! Dar‘un Nedve‘nin ihyasý, yeniden tescillenmiþ oluyordu, Ýbn-i Zubeyr’in de saltanatý gözetiminde…

***

Anadolu’da ise; Mezinan‘ýn uslanmaz çocuðundan, tarih zindanýndan nasýl çýkýlacaðýný öðrenen devrimci Müslümanlar vardý! O çýkýþla, yirminci yüzyýlýn Putkýran‘ýn devriminden de esinlenerek, önce Metin yiðitlerini Þehid verdiler, ardýndan onu þehid edenlerle kanka olup, Fatih’in Ýstanbul’unu fethederek, bugün Suriye’deki þehir eþkiyalarýnýn ayak takýmlýðýný caný gönülden üstlendiler. Ve kocaman otuz üç yýllýk devrim mirasýnýn önüne, biri Safevi bidat geleneðinden ve Abbasi kelam kalpazanlýðýndan Ehl-i Beyt adýna birer tutam alýp geldi. Öbürü de Sünnilik adýna Emevi eþkiyalýðýndan bir manga katil ve Osmanlý saray entrikalarýný iyi bilen bir kaç cariyeyle, yeni bir mezhep yaratarak‚ ‘‘new-zuhur Þinni Türk Ýslamcýlýk” adýnda yeniden nasyonalizm settini örmeyi baþardýlar. Bu new-zuhur Þinni Türk Ýslam mezhebinde Velayeti diri diri gömmek için, ölülere aðýtlar yakarak, medhiyeler dizerek dirilmek farz-ý ayn!

Artýk ‘‘Peygamber ve evlatlarý‘‘nýn katillerini, Ali ve Fatýma‘nýn evlatlarý ile yan yana getirip, on yýllar boyunca ‘‘Hattý Ýmam” olarak pazarlaya dursunlar. “Türk‘ün Türk‘ten baþka dostu yoktur” þiarý‘nýn en güzel örnekliðini, vatan, millet, sakarya edebiyatýyla mensubu olduðu ýrk‘ýn maslahatý adýna pazarlarken, Ergenekoncu örgütlerin konum ve tuzaðýna düþtüðünü, düþtükleri zindan kuyusundan nerden bilebilirlerdi ki?

Baþkalarý; Arab‘ýn Araptan, Kürd‘ün Kürt‘ten, Fars‘ýn Farslýdan baþka dostu yoktur! sloganýna sarýlacak olursa, hemen kýnanýp kafatasçý konumuna düþürülmeli! Özü itibarýyla lanetli bir kavim varsa, o da sadece ve sadece Siyonizm virüsüne bulanmýþ Yahudilerdir. Peki Araplar, Türkler ve Kürtlerin Siyasetmedarlarý bu kavimden daha berbat vaziyette düþtüklerini göremiyorlar mýydý? Asla! Onlar, her zaman özel bir masumiyet statüsü ile korunurlar. Peygamber ailesine raðmen…

Kimin kimden baþka dostunun olmadýðýný, ilahi öðretilerin deðiþmez kurallarýný pratikliðinde uygulayanlar belirtirken, her fýrsatta batýnýn bir oldu bittiye getirerek, böldüðü Osmanlýya, ah u vah eden Türk Ýslamcýlarý, iktidar ve þurekasýnýn sayýkladýðý Ýttihad-i islami bilincinden de yoksun, meydanlarda kendi Cumhuriyeti ile yaþýt sayýlan komþu bir devletin, kýrmýzý çizgileri ile alay etmekliði tarih zindanýndan çýktýðýnýn iþaretiydi!

***

Ýbn-i Zubeyr’in; Emevi saltanatýna karþýtlýðý, Huseyni direniþe olan aþký mý, yoksa Huseyni direniþe olan kinini, zafere ulaþana kadar gizleme sendromu muydu? Bunu Musab ibn-i Abdullah‘ýn Kufe iþgalinden sonra koyun boðazlar gibi sekiz bin Huseyni direniþçinin boyunlarý vurulduðunda tarih bize gösterdi. Boyunlarýn vurulduðu bu sahne, Yezid‘in ruhu ve onun özleminin tekrar diriliþ sahnesiydi.

Suriye de Huseyni direniþin altýn halkasýný savunma hatýrýna, masum boðazlarýn koyun boðazlar gibi kesilmesi, günün Ýbn-i Zubeyr’lerini, gelecek nesiller tarihte bir bir okuyup bilecekler. Öyle ki Kabe’nin yaný baþýnda, kesin zaferden sonra Kabe‘nin oðlu‘nun evlatlarýný, Ebu Talip vadisinde diri diri yakacaðýna ant içen ibn-i Zubeyr‘in hatýrasýný, bugün Suriye de diriltenler, bu yazgýnýn Huseyni direniþin tarihinde, ne ilk ne de son olduðunu bilmiyorlar mý? Acaba Yezid‘in Þam’da ‘‘Keþke Bedirde öldürülen atalarým burada olsaydýlar da ellerin…‘‘ sözü ile Abdullah ibn-i Zubeyr’in Elh-i Beyt’in akýbeti hakkýnda taþýdýðý özlemi arasýnda ne fark var dý?

Ne olurdu sanki! Huseyni direniþin safýndan, Ýbn-i Zubeyr’in çil çil Bizans Dinarlarýna kanan Eþter’in oðlu Ýbrahim‘i kýnayanlar, bir kerecik olsun, tarih zindanýndan kurtulup da, Perto-dolar ve Ýngiliz Sterlinleri ile sükunet bulmaktansa, gelecektekiler adýna, tarihten bugüne bakabilseydiler. Belki o zaman bugün neden kýnandýklarýný görebilirlerdi.

Keþke zaman þeridi ileriye-geriye doðru sarýlabilseydi de zamanýn, insanlarý kendinde nasýl da ölümsüzlükle avuttuðunu, o günün Ýbn-i Zubeyr’in çil çil Bizans Dinarlarýna aldanan Ýbrahim’den sorma imkaný olsaydý.

Keþke deðil!

Zamanýn, insanoðlunun yanýndaki anlamý; olumlu-olumsuz eylemlerin oluþmasý ve adýnýn konduðu an’sa eðer, Tarih: sadece geçmiþ zamanlardaki olaylar hakkýnda bilgi edinmek deðil, ayný zamanda, gelecek için de bugün iþlenen eylemlerin tescili demektir.

***

Ýnsanoðlu için günah keçisi bulmaktan daha kolay ne var? Suriye’de kendi zulmünü görmeyen zalimler, zalimliklerini örtmek için elbette baþka zalim aramaktan usanmayacaktýr.

Yine Kerbela yine matem. Dün Neynova çölü bugün Þam ili.

Wesselam.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 5
Gündem Özel - 4 Baþkanlýk Sistemi ve Avrupa Krizi
Rebeze Röportajý - 2
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 3
Emperyalist Ýslamcý Olunabiliyormuþ Demek!
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?
Rebeze Röportajý - 1
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 4
Siyasallaþmak mý, Çürümek mi?
Türkiyede Abbasi Dönemimi?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! —2
Algý Sapmasýnda Türk Ýslamcýlarý
Size Ne Oldu?
Türk Aydýnlarýnda Takvimler 1789 Mu?
Özdemir Ýnce Kirene'li mi?
Baþka Gezegenin Aydýnlarý mý?
Zulm'ün ve Köleliðin Rengi Nedir?
Türk Ýslamcýlarýn Þovenizmi ve Ýdeoloji Çrümüþlüðü - 6
Kerb - U Belamýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam [Ýnceleme]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.