..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Rasim KOCABAÞ




22 Ekim 2014
Bedenimi Buraya Nasip Et  
Rasim KOCABAÞ
Ahmet YESEVÝ Hazretleri’nin kýssasýný duymuþtu oysa. Yeni atýlmýþ pamuk öbekleri gibi, içi içine sýðmýyordu heyecandan. Bir gün Ahmet YESEVÝ Hazretleri yetiþtirdiði talebelerini toplamýþ ve onlara bir iki nasihatten sonra, elindeki asasýný fýrlatarak ‘Bunu nerde bulursanýz orada kalýn, yerleþin ve insanlara öðrenip yaþadýklarýnýzý anlatýn.Zira buralarý çoraklaþýnca, sizin yetiþtirdiðiniz insanlardan, beþ asýr sonra ,yine bu topraklara dini,kültürü anlatmaya gençler gelecek oralardan.’ demiþ.


:ACIJ:



Bedenimi Buraya Nasip Et



Hafif sisli, kayýn aðaçlarýyla bezenmiþ,kuzgunlarýn uçuþup durduðu Aktöbe’ye geleli dört yýl olmuþtu Orhan Bey’in.Bakakaldýðý aynada sanki geçmiþ günleri seyredercesine,eski hatýralarý bir bir sýralýyordu.Soðuk bir mevsim ve iklime rastlamasýna raðmen,sýcacýk ümitlerle çýkmýþtý Anayurt’tan Atayurt’a.

Türkiye’deki öðretmenliðini geçici olarak býrakmýþ, bir eðitim þirketinin teklifiyle Kazakistan’ýn Aktöbe (Türkçe ‘Aktepe’ anlamýnda) þehrinde yeni kurulacak olan Kazak Türk kolejine kurucu müdür olarak atanmýþtý 1994 sonbaharýnda.Buna bir çýlgýnlýk,macera diyenler olmuþtu arkadaþlarýndan.Orhan Bey onlarý kýrmadan ‘Ben bir deneyeceðim’ demekle yetindi kibarca.
Ahmet YESEVÝ Hazretleri’nin kýssasýný duymuþtu oysa. Yeni atýlmýþ pamuk öbekleri gibi, içi içine sýðmýyordu heyecandan. Bir gün Ahmet YESEVÝ Hazretleri yetiþtirdiði talebelerini toplamýþ ve onlara bir iki nasihatten sonra, elindeki asasýný fýrlatarak ‘Bunu nerde bulursanýz orada kalýn, yerleþin ve insanlara öðrenip yaþadýklarýnýzý anlatýn.Zira buralarý çoraklaþýnca, sizin yetiþtirdiðiniz insanlardan, beþ asýr sonra ,yine bu topraklara dini,kültürü anlatmaya gençler gelecek oralardan.’ demiþ.

Orhan Bey de, ‘Belki onlardan biri olabilirim.’ ümidiyle yola çýkmýþtý, ilk defa geldiði bu diyarlara.Fakat kuruluþ demek,ýstýrap,meþakkat ,çile demek.Hele bilinmeyen,tanýnmayan,üç yüz binlik nüfusuyla Aktöbe,onu yutacak gibi gelmiþti baþlarda.Üstelik Kazakistan Sovyetler’in daðýlmasýndan sonra yeni baðýmsýzlýðýný kazanmýþ,insanlar,yumurtadan yeni çýkmýþ deniz kaplumbaðalarýnýn denizi bulmak için saða-sola koþturmalarý gibi panik içinde bir durum arz ediyordu hayatta.

Ama o,niyetini Türkiye’den itibaren deðiþtirmiþti zaten. ‘Ben dönmeye deðil,ölmeye geldim buraya.’ diyordu.Peygamberimizden on dört asýr sonra,eðer hicret sayýlacaksa,bunun bir þartý da dönmemek,geldiði diyarda kalmaktý ölene dek. Öyle ya, pes girdabýna yenilseydi Ferhat,daðlarý delebilir miydi?

Her þeye raðmen Aktöbe Kazak-Türk Lisesi açýlmýþ,ilk senelerini hummalý çalýþmalarla ve baþarýlarla tamamlamýþtý.Türkiye’den gelen eðitim gönüllülerinin neler yapabileceðini kestiremeyen,biraz da tereddütle karþýlayan Kazak veliler,ilk altý ay sonunda karþýlarýnda Türkçe,Ýngilizce,Rusça konuþan,skeçler oynayan,bilim olimpiyatlarýnda dereceler alan,her þeyden öte terbiye ve edep abidesi haline gelmeye baþlayan çocuklarýný görünce,inançlarý kat be kat artmýþtý bu okula karþý.

Ýkinci ve üçüncü seneler okula talep o kadar artmýþtý ki,artýk öðrencileri sýnavla almak zorunda kalýyorlardý.Okulun ününü,Türkiye’den gelen öðretmenlerin fedakarlýk ve samimiyetini duymayan kalmamýþtý neredeyse Aktöbe’de.Hemen her okul velisi,yemekli davetlere alýyordu Türk öðretmenleri.Baþtan sona inci gibi dizdikleri sofralarýyla nasýl teþekkür edeceklerini bilemiyorlardý,çocuklarýnýn incileþmesini saðlayan bu öðretmenlere.

Okulun matematik öðretmeni Muammer Bey,Kazakistan içi ve uluslar arasý çapta büyük baþarýlara imza atmýþtý zeki Kazak öðrencileriyle.Kazakistan tarihinde ilk uluslar arasý matematik altýn madalyasýný kazanmýþlardý.Gümüþ ve bronz ödüller sýradanlaþmýþtý adeta.

Ben de okulun dördüncü yýlýnda katýlmýþtým bu kervana 1997 yýlýnda.Gerçi 1992 yýlýnda Rusya-Sibirya bölgesinde öðretmenlik yapmýþtým bir seneliðine .Bu bölgeleri tanýma fýrsatým olmuþtu diliyle,kültürüyle,çok yabancý deðildim.Lakin her ayrý belde ayrý bir dünyaymýþ,her insanýn ayrý bir alem oluþu gibi.Fakat burada sanki dört ayak üstüne düþmüþtüm.Hazýr,baþarýlý,tabir yerindeyse ‘týkýr týkýr’ iþleyen bir okul .Ben de coþkun akan bu ýrmaðýn gayret dolu sularýna kaptýrývermiþtim kýsa zamanda kendimi.

Bir toplantýda,yaklaþýk 4-5 aydýr Türkiye’den gönderilemeyen öðretmen maaþlarýna çözüm yollarýný araþtýrýyordu arkadaþlar.Burasý Türkiye deðil ki borç bulasýn,akrabalara sorasýn.Tarih öðretmenimiz Hüseyin Bey dayanamayýp ‘Arkadaþlar sabahtan beri on Tenge (bir-iki ekmek alacak kadar Kazak Lirasý) arýyorum bulamadým sizlerden.Evde pirinç,yað,yoðurt,domates yok.Sadece bir ekmek almak için istiyorum.O da kendime deðil,çocuk bekleyen eþim için.’ deyince ,evlisiyle,bekarýyla birçok arkadaþ kendini tutamayýp aðladý.Bu tabloyu görünce,dönmemek üzere ölmeye gelmenin ne anlama geldiðini azýcýk da olsa hissettim yüreðimde.Bu ne samimiyetti ki,asla dönme lafý çýkmayan aðýzlardan, ‘Kalýp her þeye raðmen koþturacaðýz,hizmet edeceðiz,güzelliklerimizi paylaþacaðýz bu insanlarla.’ sedalarý yükseliyordu.Býçaðýn kemiðe dayandýðý bu noktada Orhan Bey,lokanta iþletmeciliði yapan,yeni gelmiþ bir Türk insanýndan aldýðý yüz elli dolar borç parayý,onar dolar evlilere,üçer dörder dolar bekarlara vererek,en azýndan acil durumlarý rahatlatmýþtý,maaþlar yetiþinceye kadar.

Bu gösteriþten uzak,fedakarane davranýþlar Türk öðretmenlerimizi öylesine sevdirmiþti ki Kazak veli ve öðrencilere,daha önce nasýl bakarsa baksýnlar,þimdi deliler gibi birer Türkiye ve Türk sevdalýsý olmuþtu her biri .Müdürümüz Orhan Bey’in baþtan beri babacanlýðýyla,artýk onu kendilerinden biri gibi görüyor ve seviyorlardý.Zira Peygamberimizin ‘Bir kavmin efendisi,o kavme en çok hizmet edenidir.’ buyruðuyla adeta özdeþleþmiþti Orhan Bey.Bazý malzemeler Aktöbe’de bulunmadýðýndan,baþkent Almatý’ya (o tarihlerdeki baþkent,þu an Atsana.) her gidiþinde nohut,mercimek,kuru fasulye paketleriyle dönmeyi ihmal etmez;özellikle evli olanlara birer ikiþer paket daðýtýr,bekarlarýn yemekhanelerine býrakýr,kendi evine ayýrdýðýný da ancak misafir gelince piþirttirirdi hanýmýna.

Orhan Bey o günlerde dördüncü çocuðunun doðmasýný bekliyordu.Üç erkek evladýna dördüncü erkek eklenecekti.Okulun kapanmasý ve yaz tatiline de az kalmýþtý.Almatý’daki eðitim merkezinden Orhan Bey’in Çimkent þehrine tayininin çýktýðýný bildirdiler. O günden sonra Orhan Bey’i daha düþünceli ve üzgün görmeye baþlamýþtýk.Hak veriyorduk.Dört koca yýl,zorluklarla,kuruluþlarla,dil-töre öðrenmeyle;ama bir o kadar da güzellikleriyle, lezzetleriyle,baðlayýcýlýðýyla akýp gitmiþti.Acý tatlý birçok hatýra býrakacaktý þimdi arkada,ancak hayallerde temessül edebilecek.

Bu hatýralar anaforu sürüp giderken,gelen bir telefonla Orhan Bey apar topar hastaneye gitti.Bizler de hayýrlý haberi beklemeye baþlamýþtýk.Fakat gelen telefon acý çalýyordu.Çocuk dünyaya gelmiþ,baðýrsak düðümlenmesi sebebiyle vefat etmiþti.Týbbi sebebini bilemiyor,fakat kadere rýza ile dua ediyorduk sadece.Orhan Bey iþlemleri tamamlayýp cenazeyi eve getirmiþ,dua ve defin iþlemleri için beni çaðýrmýþtý.Arkadaþlarla toplanýp gittik evine.Çocuk canlý doðup vefat ettiði için normal ölüm gibi adýný koyduk,yýkadýk,kefenledik küçücük, tertemiz bedeni. ‘Nice þer gözüken iþler hayýr olarak biter.’ ilahi beyanýna göre,ölüm þer gibi gözükse de,küçükken ölen çocuklarýn öteki alemde anne-babalarý dahil, on kiþilik þefaat hakký vardýr,peygamber öðüdüne göre.Bu konuþmalarla teselli etmeye çalýþtýk Orhan Bey’i.Her þeye raðmen onun çok metanetli bir hali vardý.

Yarým saat süren bir araba yolculuðundan sonra Aktöbe mezarlýðýna gelmiþtik.Daha önce kazdýrýlan mezarlýða,dualarla indirdik bir tutam bebeði.Önce babasý atmak kaydýyla toprakla doldurduk kabrin üstünü.Ne garip dünya kuralý ki -herkes yaþýyor- en sevdiðinin üstüne topraðý atýp kapatýyorsun,çekip gidiyorsun kalbini orda býrakarak,ebedi alemde buluþmak üzere.

Normal hazinli tören bitince,Orhan Bey duygu dolu kýsa bir konuþma yaptý mezar baþýnda.Terütaze yavrusunu kaybetme ýstýrabý yanýnda,bir þeyleri kazanma parýltýlarý vardý Orhan Bey’in gözlerinde.

-Arkadaþlar,ben Aktöbe’ye hicret duygularýyla geldim.Bunun için de ölünceye kadar burada kalýp dönmemeye ahdetmiþtim.Tayinim Çimkent’e çýkýnca,Allah dualarýmý kabul etmedi,Aktöbe’de kalamayacaðým diye çok üzüldüm.Þimdi þunu anlýyorum ki,Rabbim bedenimi buraya nasip etmedi ama,benden bir parçayý Aktöbe’ye býraktý.Herhalde duamý bu þekilde kabul etti.

Orhan Bey konuþmasýný bitirmeden birçoðumuz,nemlenen gözlerimizle topraðý ýslatmaya baþlamýþtýk.Gözyaþlarýmýz küçük bebeðin kabrine,rahmet yaðmurlarýný andýrýrcasýna dökülmeye baþlamýþtý.Ölüme bile rahmet nazarýyla bakabilme bu olsa gerekti.Her þeyin hayýrlý tarafýný,bardaðýn dolu kýsmýný görme ve bunu fedakarca yapma,okuyacaðýmýz ciltler dolusu kitaptan daha tesirli olmuþtu bizlere.

Orhan Bey’i halen hayýrla yadediyorum.Onda gördüðüm olaðanüstü fedakarlýðý,hizmet aþkýný,baþkalarý için yaþama ve yaþatma zevkini,anlayabildiðim kadar uygulamaya çalýþýyorum.Biliyorum benimki doðal olmayan,taklitten öte geçmeyen bir þey.Naparsýn,güzelin taklidi bile hoþ,belki birgün fýtrat haline gelir de,duyarak yaþamaya baþlarýz hayata renk katan bu gökkuþaðýný.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kasabama Mektup
Gerçek Hayal


Rasim KOCABAÞ kimdir?

Lise yýllarýnda yazmaya baþladým,uzun yýllar ara boþluklar oldu. . ama yazmaya devam.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Rasim KOCABAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.