..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Osman Altýnbaþ




17 Ekim 2014
Ýlk Aþk: 3  
Osman Altýnbaþ
Orhan’ýn yüzüne bakanlar çoðu zaman hüznün alýcýsý olurken Ezgi’nin yanýndayken ona bakmýþ olsalar hüznün bir süreliðine yerini mutluluða vekalet verdiðini göreceklerdi.


:AEEF:
Havanýn podyumunda güneþ bütün ihtiþamýyla zarif ve narin
adýmlarla yürüyor ve izleyenlerine sýcacýk gülümsemeler
daðýtmaktan kendini alamýyordu. Bu gülümsemelerden biri, bir
evin penceresinden yaramaz bir velet misali girip bir de
odanýn içindeki uyuyan kiþinin gözlerinde oyun oynamaya
kalkýnca üstüne üstlük telefonun alarm sesi de buna ortak
olup muzurca onun kulaklarýnda zýplamaya kalkýnca...

Orhan aniden yataktan kalkýp önce perdeyi ardýndan da
telefonun sesini kapattý.’Horozu yanýnýza almayý
unutmuþsunuz’diye de söylendi. Birden aklýna geldi: bugün
biriyle buluþacaktý. Saatine baktý ve üzerinden uyku
sersemliðini atmak için lavaboya sarsakça gidip yüzüne su
çarptý ardýndan mutfaða uðrayýp bir þeyler atýþtýrdý. Onun
parfüm veya diðer kozmetik ürünlerle arasý pek de sýký fýký
deðildi ama bugün güzel kokmalýydý. Yaza uygun kýyafetler
giydikten sonra dairesinden çýkýp asansöre yöneldi.Asansör
þansýna bugün bozuk deðildi ve asansörle dördüncü kattan
ilk kata indi.Apartmanýn yola açýlan bahçe kapýsýndan
markete doðru adýmlamaya baþladý.Yürürken devamlý saatini
kontrol ediyordu.Zaman kuþluk vaktine yaklaþýrken O,ilk
aþký Ezgi’yle buluþacaðý Kadýköy Ýskelesi’nin oradaki Elif
Büfe’nin önüne geç kalmak istemiyordu.Bir kaç tanýdýða
selam verdikten sonra hýzlý ve aceleci adýmlarla markete
girip dükkandan biri kendisine diðeri de aþkýna iki paket
sigara aldý.O, daha önce farklý marka sigara içerken daha
sonra Ezgi’nin içtiði markadan kullanmaya baþlamýþtý.Bu
deðiþim sigarayla kalsa iyiydi ancak Orhan, aþký için
tuttuðu futbol takýmýndan feragat edip sarý lacivertli
renklerin bahtsýz bir üyesi olmuþtu.Aslýnda deðiþen fazla
bir þey yoktu sadece kuþlarýn ismi deðiþmiþti.

Orhan, durakta minibüs bekleyedursun zaman onu hiç kaale
almýyordu.Neyse ki fazla beklemedi ve ilk gelen minibüse
bindi. Minibüs kötü talihine boþ olup aðýr aðýr
ilerlerken:’Þöför,sanýrým akþamdan kalma,minibüsü kaðný
zannediyor,’ diye söylenerek camdan dýþarýyý
izliyordu.Minibüse kaðný muamelesi gösteren þöföre,araç
ilerledikçe binen yolcular bunun bir kaðný olmadýðýný
minibüsü doldurarak anlatmýþtý.Þöför bu uyarýyý anlamýþtý
ama; bu sefer de araca otobüs muamelesinde bulunmuþtu ancak
minibüsü -Siyami Ersek Hastanesi’nin bulunduðu yola
dönmeden biraz geride- bir polis durdurunca ve þöföre
bunun bir otobüs deðil minibüs olduðunu bir kaðýt
parçasýnýn üstündekilerle ifade edince þöför bir anda
ayýlmýþtý.Minibüs haddinden fazla yolcu alýp ceza yedikten
sonra Orhan þansýna hiçte iyi þeyler söylemiyordu.Sonunda
þöför asýk bir yüzle yolcularý Kadýköy Ýskelesi’nin oradaki
durakta indirdi.Orhan,Elif Büfe’nin önüne baktý ve Ezgi’nin
onu beklediðini gördü.Hýzla ilerleyip Haldun Dormen
Tiyatrosu’nun yanýndaki çiçek satanlardan Ezgi’nin sevdiði
çiçeði aldý.Ýki yüzlü þansýna ki Orhan çiçeði alýrken Ezgi
onu farketmemiþ,vapurlarý izlemekteydi.Kývrak adýmlarla
iskele tarafýna doðru yürüken Ezgi büfenin karþýsýnda olup
sýrtý ona dönüktü.Yavaþ ve sakin adýmlarla elindeki çiçekle
týpký bir arabanýn önündeki arabaya haddinden fazla
yakýnlaþmasý gibi büfenin önüne yaklaþtý ancak büfenin camý
ona ihanet edip Ezgi’nin gözlerine onu gambazladý.Ezgi bir
anda döndü ve Orhan’ýn afallamasýna sebep oldu.Orhan, sanki
pas atar gibi çiçeði vermek için hazýrlanmýþtý ama ilk
aþkýnýn bu davranýþý dokuz kusurlu hareketten biri olunca
onun hazýrlýðýný boþa çýkarmýþtý çünkü çiçek yere
düþmüþtü.Ezgi’ye bakýþý ona üzgün olduðunu ifade
ediyordu.Neyse ki bu muhabbet fazla uzamadý.


Ezgi, Ona neden geç kaldýðýný sordu,Orhan’ýn cevabý;ulaþým
yüzünden olduðu yönündeydi.Bu geç kalmayla ilgili birþeyler
daha söyledi Ona ama;Orhan’ýn kalbi onun söylediklerini:’Ah
aþkým olur mu!Ben seni sabaha kadar da beklerim! Yeter ki
sen gel!’ diye tercüme etmiþti.

Orhan’ýn yüzü zevkten dört köþeydi çünkü karþýsýnda gördüðü
yüz en çok görmek istediði kiþiye aitti.Ýkisi birlikte
iskelenin karþýsýndaki banklardan birine oturdular.Orhan,
elini cebine atýp paketleri beyaz iki sigara paketinden
birini Ezgi’ye verdi.Kýz da ’Niye zahmet ettin Orhan,’
diyerek sigaraya aldý ve ’Beni düþünmene hiç gerek yoktu.’
diye de tamamladý.

"Aslýnda hiç içmemizi yeðlerim ama ;denize karþý sigara
içmek de hoþuma gitmiyor deðil hani." dedi Orhan.Önce
aþkýnýn -Ezgi onun kendisine aþýk olduðunu bilmiyordu-
sigarasýný yaktý sonra kendisininkini. "Hadi Ezgi,önce ben
üfleyeceðim dumaný sonra sen.Dumanlar birleþerek denize yol
alacak," dedi heyecanla.Kýz da onun dediðini yaptýktan
sonra onunla beraber dumanlarýn birleþmesine tanýklýk
etti.Duman umursamaz tavýr takýnan insanlar edasýyla mutlu
mesut denize yol aldý.Orhan, duman ilerlerken ’keþke...’
diye düþünüyordu.
Aþký çok fazla konuþmuyordu.
"Ne oldu,niye durgunsun böyle.Seni üzecek bir þeyler mi
oldu?"diye sordu,cümleye kalbi de son bir kelime eklemiþti
ama dili bu kelimeye geçit vermemiþti.Ezgi, biraz canýnýn
sýkkýn olduðunu ve bunun sebebinin iþten ayrýlmasý olduðunu
üzelerek söylemiþti.

"Aman caným bu kadar canýný sýkmana gerek yok.Sen yetenekli
bir kýzsýn ve bilgisayar üzerine bilgin de
yeterli;rahatlýkla yeni bir iþ bulursun,takma kafana."diye
teselli etti.Aþkýnýn yüzü bunlarý duyduktan sonra
gülümsedi.Kendisine güvenen birinin olmasý ne kadar da
güzel bir duyguydu.

Orhan’ýn yüzüne bakanlar çoðu zaman hüznün alýcýsý olurken
Ezgi’nin yanýndayken ona bakmýþ olsalar hüznün bir
süreliðine yerini mutluluða vekalet verdiðini
göreceklerdi.Ona göre aþký tanrýnýn armaðanýydý.Ýçi kýpýr
kýpýr oluyor ama;tam olarak bu kýpýrtýyý diline
yansýtamýyordu.

Ýkisi bir süre sonra banktan kalkýp karþýsýndaki demirlere
dayandýlar.Martýlar kýyýya yaklaþýp atýlan ekmek
parçalarýný yakalýyordu.Büyük bir parçayý martýnýn biri
gagasýna aldýðý zaman baþka bir martý onun gagasýndan
parçayý gaspetmeye çalýþýyordu.Denize bakýp martýlarý
izlerken bir süre konuþtular sanki Orhan kalbiyle sohbet
ediyordu.Daha sonra balonun olduðu tarafa gittiler.O
taraftaki kafede soðuk bir þeyler içtikten sonra Avrupa
yakasýna geçmek için iskeleye yöneldiler.Bu sefer jetonlarý
Orhan almýþtý.Ezgi taþýdýðý yeþil çantadan dijital bir
fotoðraf makinesi çýkarttý ve vapurla giderken özgür bir
martýnýn denizin sahnesinde süzülüþünün fotoðrafýný
çekti.O, fotoðraf çekerken Orhan kalbinin sesini dinliyordu
ancak bu sese kota koyan bir dili vardý.Önce bir þeyler
söylemek istercesine aðzýný açtý ama hemen kapattý.Vapur
Karaköy Ýskelesine yanaþýrken Birkaç fotoðraf daha
çektiler.Vapur iskeleye yanaþtý.Ýkilinin güzergahý
Taksim’di.

Ýstiklal caddesi çok kalabalýktý.Orhan, kalabalýðý sevmezdi
çünkü ya o birilerine çarpardý ya da birileri ona.Bir de
caddenin ortasýnda bekleyenler yok mu onu fitil
ederdi.Ýkili bu kalabalýktaki enfes yolculuklarýna Pera
Palas’ýn halini hatrýný sormak için ziyaret etmek babýyla
ara verdiler.Sanki Pera Palas ikisini hiç özlememiþ gibi
tavýr ve davranýþlar sergiliyordu.Sanki þöyle diyordu:’Daha
dün buradaydýn,yine mi sen!’ Nitekim fazla kalmadan
kalabalýða geri döndüler.Kolkola yürüyor ve yürürken
birbirlerine gülümsüyorlardý.Orhan için o günün tadý o
kadar lezzetliydi ki bir damak tadý olarak kalmasýný
istemiyor ve içinden ayný lezzetti her zaman tatmak
geliyordu.Ezgi onun kalbindeki þehirdi;Ýstanbul’u görmeden
önce bir þehir kurmuþtu kalbine,onu tanýdýktan sonra þehrin
adýný koymuþtu.O þehir hep onun kalbinde kalacak ve þehrin
ýþýklarý hiç sönmeyecekti. Orhan’ýn kalbinin atýþýnýn
adresi belliydi ancak Ezgi’nin adresi...

Ýkili caddeki birkaç maðazaya girip vitrinleri
seyretti.Ezgi, Orhan’a bir maðazadan kitap aldý.Çikolata
paketleyen bir yerden fýndýklý çikolata aldýlar.Zaman
ilerliyordu ve ikili Sen Antuan Kilisesi’nin önünden
geçti.Bugün Orhan, Sen Antuan’ýn çay davetine icabet
etmemiþti.Sen Antuan ise bunu umursamadan konuþmaya devam
ediyor ve sesi býkkýn olduðunu gösteriyordu.

"Orhan,sabahtan beri yürüye yürüye... Baþka bir yerde yürü
artýk!’

"Sana ne,Ýstiklal Caddesi senin mi! Ýstediðim yerde
yürürüm.Sevgilimin yanýnda rahatsýz etme beni." dedi
sinirle

"Öyle de,kendini düþünmüyorsan... Sevgiline bak,nasýl da
yorgun görünüyor."

"Haklýsýn!"

Orhan, Ezgi’ye baktý ve sesinin bir yerlerden tanýdýk
geldiði konuþana hak verdi. "Hadi aþkým bir yerlere
oturalým.Senin sevdiðin kafe var ya oraya gidelim." Ezgi de
ona ’tamam’ dedi zaten konuþana göre bunu söylemekten baþka
çaresi yoktu zira Orhan’ýn kalbi bunu yine ters tercüme
edecekti.Orhan, sandalyeye oturdu ve diðer sandalyeyi de
geri çekerek Ezgi’nin oturmasýna yardýmcý oldu. "Garson!"
diye baðýrdý.Masalarýna biri geliyordu.

Beyaz önlüklü garsona: "Bundan sonra beyaz önlük mü
giyeceksiniz.Neyse bana ve dünyanýn en güzel kýzýna iki çay
getir.Biliyor musun o benim biricik aþkým,o benim..."
diyerek yanýndaki sandalyeye bakýp gülümsedi.Beyaz önlüklü
garsonun elinde iki tane hap vardý.Orhan haplara bakarak:
"Ýlginç,çaylar artýk hap þeklinde mi oluyor?"diye sordu.

"Orhan,ilaçlarý alma zamanýn geldi"dedi cevaben beyaz
önlüklü garson.Bunu duyduktan sonra Orhan yanýndaki
sandalyeye baktý,onayý almýþ olacak ki haplarý
aldý.Hastanedeki diðer hastalara, dolu olduðu sandýðý boþ
sandalyeyi iþaret ederek: "Bakýn buradaki oturan benim kýz
arkadaþým,o benim ilk aþkým,ondan baþka güzel kýz yok bu
dünyada,o benim hayatýmýn..." diye anlatýyordu.Diðerlerinin
kulak verdiði bile yoktu týpký zamanýnda Ezgi’nin onun
aþkýna kulak vermediði gibi.

Orhan uyumak için ranzaya giderken aþký onun elini
tutuyordu.’yol açýn bize,iki sevgiliye.’ diye de tempo
tutuyordu.Ranzaya uzandý ve bir süre sonra uyudu.

Ýki beyaz önlüklü doktor konuþuyordu.

"Orhan’ýn durumu nasýl?"

"Ayný,deðiþen bir þey yok.Yine hep onunla beraber dolaþtýðý
tek günü ve en önemli günü yaþýyor.Onun için zaman
ilerlemiyor sanki solunum makinesine baðlý bir insan gibi
Ezgi diye seslendiði kýza takýlý durumda."

"Her zaman kýzýn yanýnda olduðunu mu sanýyor?"

"Hayýr,her zaman deðil.Bazý zamanlar onun yanýnda
olmadýðýný hissedince elinde telefon varmýþcasýna elini
kulaðýna götürüp onu arýyor.Eli kulaðýnda bir süre bekleyip
elini indiriyor ve baþlýyor aðlamaya.Bir süre aðlýyor,sonra
tekrar gülümsüyor,bir þeyler söylüyor,sonra tekrar
hüzünlenip aðlýyor.Devamlý bir yere sabit bakýyor,sonra onu
tekrar arayýp bir süre bekliyor yine cevap alamadýðýný
sanýp yeniden aðlýyor,hüzünleniyor.Bu durum böyle bir süre
devam ediyor.Bundan sonra avucuna bir þeyler yazmaya
baþlýyor.Bu sefer de telefondan mesaj attýðýný zannedip
mesaj yazýp bir süre bekledikten sonra avucuna bakýp elini
yanýna koyuyor.Sonra bir ses duymuþcasýna elini tekrar
diðer elinin üzerine koyuyor ve yine aðlýyor.Aðladýktan
sonra öfkelenmeye baþlýyor,sýtmaya tutulmuþ gibi
titriyor.Mesaja cevap geldiðini düþünüyor.Bunlar hiç
olmamýþ gibi ayný þeyleri tekrar tekrar yapýyor.Sonra
aniden heyecanlanýp direkt karþýya bakýp örtünün üzerine
bir þeyler yazýyor.Karþýya bakýp bekliyor,tekrar
yazýyor,bakýyor,bekliyor,tekrar yazýyor.Bunlarý yaparken
daha mutlu görünüyor ve pek aðlamýyor.Bu da sona erince
’Ezgi,Ezgi’ diye gözyaþý döküyor.

"Sanki bitkisel hayatta gibi."

"Öyle,birini böyle sevmek,onun seni sevmediðini bildiðin
halde sevmek;sanýrým delicesine sevmek dedikleri bu
oluyor.Ailesi onu buraya getirdiði zaman--"

"Gitmeliyim,hastalarým beni bekliyor."

Orhan gece vakti uyandý.Ezgi yanýndaydý ve onu bekliyordu.

"Bak Orhan sana ne aldým;tiramisu hem de kahveli."

"Ben de sana bakkaldan sigara aldým Ezgi.Saçlarýnýn rengini
deðiþtirmiþsin,hoþ olmuþ ama; bandana takmayý unutmuþsun."

"Boþ ver bunlarý caným,hazýrlan hadi,Kýz Kulesi’ne
gidecektik ya,"dedi Ezgi ve kapýya doðru ilerledi.Orhan,
hastane kýyafetleriyle koridorlarda onu takip ediyor ve
sessizce adýmlýyor içinden de ’acaba balýk ekmekte
yiyecek miyiz,’ diyordu.

Kasým 2008



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýlk Aþk: 2
Ýlk Aþk: Bölüm 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gri: Saydam Bölüm 3
Doðum Günü Hediyesi: 3
Doðum Günü Hediyesi: 2
Doðum Günü Hediyesi: 1
Gri: Kaplumbaða Bölüm 2
Gri: Su Bölüm 1

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sökük: 3 [Þiir]
Bütün Dillerime Aykýrýsýn Sen [Þiir]
Bana Bir Sen Ismarlarsýn [Þiir]
Üç Yamalý Bohça [Þiir]
Sensin Yar [Þiir]
Kaygan Yol [Þiir]
Gözyaþý Kýrýklarý [Þiir]
Perde [Þiir]
Bað Bozumu [Þiir]
Gül (S) Açýmý Bahar Bir Buket Hüzün [Þiir]


Osman Altýnbaþ kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman Altýnbaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.