Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü |
|
||||||||||
|
Yine sabahýn erken saatinde bir önceki gün olduðu gibi horozlarýn konserleriyle uyandým. Müthiþ bir sesti. Biri ötüyor býrakýyor, öbürü baþka bir týnýda devam ediyordu. Yerimden kalktým. Pencereyi açtým. Ýçeri tertemiz bir hava doldu. Hastanenin etrafýnda çok az sayýda ev vardý. Yakýnda deðildi üstelik. Karnýmýn guruldamasýyla düþ dünyasýndan gerçek dünyaya döndüm yeniden. Yaþamam için temel gereksinimleri yerine getirmem gerekti. Eðer kalacaksam orada, orada yaþayanlar gibi uyacaktým yaþam tarzýna. Giyindim ve çýktým hastaneden. Yolda ilerlemeye baþladým. Geliþi güzel yürüyordum. Ýlçe merkezi neredeydi? Bilmiyordum. Ýlerledikçe insanlarla karþýlaþmaya baþlamýþtým. Bakýmsýz ahþap binalarýn altýnda birkaç dükkan gözüme çarptý. Bir tanesinde yazýlarýnýn yarýsý silinmiþ “ Bakkal” idi. Az ilerisinde tam meydanda kahvehane vardý. Önüne atýlmýþ masalarda iki kiþi oturuyordu. Diðerinin ne olduðunu tam olarak kestirememiþtim ama tuhafiye ve ne ararsan bulunacak bir dükkana benziyordu. Hükümet konaðýný aradý gözlerim fakat o kadar etrafýma bakmama raðmen görememiþtim. Kahvehaneye doðru ilerledim. Oturanlar yerlerinde kýpýrdandýlar ve beni merakla süzdüler. Yanlarýna yaklaþtým . “ Selamün Aleyküm “ “ Ve Aleyküm selam. Hoþ gelmiþsiniz “ Ayaða kalkmýþlardý. Yaþlarý ikisinin de neredeyse altmýþýndaydý. Gösterdikleri sandalyeyi çektim ve oturdum. Merakla beni süzmeye devam ediyorlardý. Bir tanesi içeriye seslendi . “ Mahmut! Oðlum bize üç çay ! “ Çaycý çocuk kapýda göründü ve hemen kayboldu. Fazla geçmeden de elindeki çaylarla yeniden yanýmýzdaydý. Çaylarý býraktý ve tekrar kayboldu. Onlar bana bakýyordu konuþmam için, ben onlara bakýyordum konuþsunlar diye. Epey bir sessizlikten sonra; “ Ben Serdar. Doktorum. Buradaki hastaneye atandým.” “ Hayýrlý olsun Doktor Bey. Hoþ gelmiþsiniz. “ Dedi saðýmda oturan adam. Diðeri de onun söylediklerini tekrar etti. Onlarla konuþurken, arkamýzda yükselen sesle arkamý döndüm. O güne kadar görmediðim bir manzarayla karþýlaþtým. Bir hayvan sürüsü çanlarýný çalarak yolun ortasýnda ilerliyor, arkasýndaki çoban ise sürüyü bir arada toplamaya çalýþýyordu. Sürü kah toplanarak, kah daðýlarak yoluna devam etti . “ Doktor Beyim ne zaman geldiniz? Heç duymadýk geldiðinizi. Burada sinek výzýldasa herkesin haberi olur halbuki. “ “ Evvel akþam geldim. Þoför Mustafa sað olsun misafir etti beni. Dün de gün boyu hastaneyle uðraþtýk. Ha sahi burada Hükümet Konaðý nerede acaba? Kaymakam Bey ile görüþmem lazým.” “ Bak te orada hökümet konaðý. Amma velakin kaymakam yok þimdi. Hastamýymýþ neymiþ. Epeydir görünmüyor ortalýkta. Yerine vekaleten Yazý Ýþleri Müdürü bakýyormuþ. Doktor Bey, karnýn aç mý ? “ “ Aç ama önce Hükümet konaðýna gitmem lazým. O iþi halledeyim doyururum karnýmý. “ Ýkisine de teþekkür ederek gösterdikleri tarafa yürümeye baþladým. Karným gurulduyor fakat aldýrmýyordum. Bir an önce yetkili biriyle konuþmalý, yol haritamý çizmeliydim. Hükümet konaðý tek katlý bir binaydý. Hastaneden biraz daha bakýmlý sayýlýrdý. Dýþ kapýdan içeri girdmi ve etrafýma baktým. Az ötede kapýnýn önündeki masadaki adama doðru yöneldim. Adam uyuyor olmalýydý. Benim ayak seslerimle gözlerini açtý ve bana baktý. “ Merhaba! Kaymakam Bey ile görüþmek istiyorum.” “Kaymakam Bey yok. “ “ Ne zaman gelir acaba?” “Bilmiyorum.” “Yerine kim bakýyor? Onunla görüþeyim o zaman.” Adam sesini çýkarmadan yerinden kalktý ve memnuniyetsiz bir þekilde önümde yürümeye baþladý. Bir kapýya gelince kapýyý týklattý. Az sonra içeri girdik beraber. Týpký dýþarýdaki adam gibi girdiðimiz odadaki adam da baþýný masadan kaldýrdý. Gözlerini ovuþturdu. Odacý, beni odada býraktýktan sonra dýþarý çýktý. Adamýn ayýlmasýný bekledim bir süre. Kayýtsýzca beni süzdükten sonra, “ Buyurun. “ “ Merhaba! Ben Diþ Tabibi Serdar. Hastaneye yeni atandým. Kaymakam Bey ile görüþecektim ama yokmuþ. Yerine siz mi vekalet ediyorsunuz? “ “ Hoþ geldiniz Serdar Bey. Buyurun lütfen! Ayakta kalmayýn. Kaymakam Bey bir süreliðine olmayacak. Yerine ben vekalet ediyorum. Ýsmim Hasan Hüseyin.” “ Teþekkür ederim. Evvel akþam geldim. Ýþin açýkçasý hayal kýrýklýðý yaþadým. Hastaneye geldim, kapý duvar. Dün biraz elden geçirdik ama bu þekilde personelsiz nasýl hizmet vereceðim bilemiyorum. Bu konuyu iletmek için gelmiþtim.” “ Doktor Bey, buralarýn kaderi yalnýzlýk ve ihmal. Az önce beni uyurken yakaladýnýz. Muhtemelen dýþarýdaki odacýyý da uyurken buldunuz. Uyumaktan baþka ne yapabiliriz ki. Elini neye atsan, nafile. Bizler kamu görevlisiyiz. Ne umutlarla baþladýðýmýz mesleðimizde, çarpýklýklarý, yanlýþlarý ve ücrâ yerde yaþamanýn sýkýcýlýðýna zamanla alýþýyoruz. Mesela ben, göreve baþladýðýmda ne hayaller kurmuþtum. Hizmet aþkýyla yanýp tutuþuyordum. Þimdi… Þimdi uyuyorum. Ýþ yok. Ýþ yaratacak halim de yok. Anlayacaðýn sen de boþ ver bence. Ýleteceksin de ne olacak. Çare mi bulacaklar sana. Benden sana tavsiye. Durma buralarda. Arkana bakmadan dön git geldiðin yere. Ha gitmem diyorsan da, git hastanene yat, uyu, yat, yuvarlan. Ay baþýnda da al maaþýný, çatur, çutur ye. Canýn mý sýkýlýyor, al eline ayný Kaymakam Bey gibi bir av tüfeði, git kuþ, karga, keklik avla. Ne sen deðiþtirebilirsin düzeni, ne de düzen senin istediðin gibi düzelmeye izin verir. En iyisi mi sen beni dinle! Ha bu arada ne içersin? Çay, kahve?” “Teþekkür ederim. Hiçbir þey içmeyeceðim. Ýyi günler “ Arkama bile bakmadan çýktým odadan. Adam ayaða kalkmýþ ve bana elini uzatmýþtý. Utanmadan bana bedava maaþ almamý salýk veriyordu. Midem bulanarak çýktým oradan. Ýnsanlarda vicdan denen bir þey kalmamýþ olmalýydý ki; yanlýþý yanlýþla kapatmak iþlerine geliyordu. Adeta koþarak çarþýya girdim. Bakkal dükkanýn kapýsýndan içeri girdim. Ýçeride kimse yoktu. Adý bakkal olan dükkandaki raflar neredeyse boþtu. Nuh zamanýndan kalma birkaç kraker ve bisküviden baþka bir þey göremedim. Muhtemelen ekmek de bulamayacaktým. DEVAM EDECEK Nermin KAÇAR 13.09.2014 BOLU
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nermin Kaçar , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |