..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden önce yaþam var mý? -Duvaryazýsý
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Çaðlar Sertakar




21 Aðustos 2014
Kim Ýçin Yaþýyorum  
Çaðlar Sertakar
Ýlk hikaye denemem eleþitrilerinize gerçekten ihtiyacým var


:ABCB:

HAN



Her zamankinden erken deðildi telefonun alarmý çaldýðýnda, ama o sabah sanki daha erken vurmuþtu yüzüne güneþ. Zorlukla tek gözünü araladý önce, yanaðýnda kurumaya yüz tutmuþ salyasýný pijamasýnýn koluna sildi ve mýrýldandý

-Lanet olasýca güneþ

Aslýnda güneþi ve sýcaðý çok severdi öfkesi her sabah kalkmasý gerektiðini hatýrlatmasýnaydý beklide.

-Sanki beni takip ediyor

Yataðýnýn yerini defalarca deðiþtirse de güneþin bir yerlerden sýzýp gözüne girmesine hiç engel olamamýþtý. Doðruldu büyük sesli bir esnemenin ardýndan saçlarýný kaþýmaya baþladý. Parmaklarýný saçlarýnýn arasýnda birleþtirip hafifçe çekti ve elinde kalan saç tellerini saymaya baþladý,

-3,4,5,6,7 oðlum Han kelleþiyorsun

Aslýnda saçlarýna çok düþkündü ortaokuldan beri her sabah okula geç kalmasýnýn, randevularýna yetiþebilmek için yarým saat erken hazýrlanmaya baþlamasýnýn sebebi hep saçlarý olmuþtu. Güzel taranmýþ bir saç ütülü temiz bir kýyafet gibidir derdi. Ellerindeki saçlarý halýya silkeledi yataktan kalktý gerindi, doðruldu belini arkaya doðru esnetirken

-Hem kel hem kambur!

Diye gülümsedi kendine. Terliðinin tekini ayaðýna geçirdi ve banyoya doðru ilerlemeye baþladý, diðer tekini aramayý býrakalý 3-4 ay olmuþtu. Banyonun ýþýðýný yaktý aynanýn karþýsýna geçti gözleri yeni doðmuþ yavru kedi gibi çapak içinde ve yarý açýktý, soðuk suyu hiç sevmezdi ancak ayýlmasýnýn tek yolu da buydu irkilerek ellerini doldurdu ve yüzüne çarptýðýnda her sabahki gibi

-Bu nedir ya, bu nedir ya

Diye söylendi. Uykulu gözleri biranda açýldý ama gördüðü manzara hiçte düþlediði gibi deðildi, aynaya yaklaþtý önce uzamýþ sakallarýný sývazladý ardýndan gözaltlarýndaki kýrýþýklýklarda parmaðýný gezdirdi.

-Yapacak bir þey yok

Dedi ve týraþ olmak için sýcak suyu açtý. Babadan kalma usulle týraþ oluyordu hala at kýlýndan yapýlmýþ fýrçasýný beyaz sedef kabýnýn içinde týraþ kremiyle köpürtür iyice yumuþasýn diye dakikalarca fýrçalardý sakallarýný. Çokta sert deðildi aslýnda sakallarý hatta birçok kýz arkadaþý bu özelliðine bayýlýrlardý. Belki de sýcak suyu çok sevmesindendi yumuþatma faslýný uzun tutmasý. Sýcak suyun buharý aynayý kaplamýþtý elinin tersiyle sadece gözleri görünecek kadarýný sildi sonra hiç kaybolmayan çocuksu yanýný ortaya çýkardý buharda bir çift kulak çizdi gözlerinin yanýna sonra irice bir burun.

-Saçlarýn çim adam gibi olsun

Dedi, diken diken beþ altý tanede saç çizdikten sonra

-Acaba tanrýda böyle mi karar verdi neye benzeyeceðimize

Diye homurdandý.

Dýþarý çýktýðýnda saat çoktan 11 i geçmiþti bile. Uçaðýn kalkmasýna birkaç saat kalmýþtý, sað elini ceketinin iç cebine sokup kuponu bir kere daha yokladýktan sonra

-Çok az kaldý,çok az..

Dedi, oturduðu mahalle büyüdüðü semtin aksine daha varoþtu ama ne fark ederdi ki bugünden sonra bir daha asla uðramayacaktý. Evden çýkarken sadece annesinden kalan menekþesini almýþtý yanýna. Her su veriþinde annesinin aman yapraklarýna su deðmesin sararýr sözünü hatýrlar gülümserdi. Sokaðýn baþýna kadar yürüdü mahalle bakkalý hemen köþedeydi, içeri girdi çok sevdiði menekþesini býraktý.

-Sularken yapraklarýna su gelmesin sararýr

Dedi.

EJDER



-Allahýn cezasý!

Güne baþlamak için hiçte güzel bir görüntü deðildi. Otoparkta onca boþ yer olmasýna raðmen 20 30 metre yol yürümeye üþenen komþularýndan biri arabasýný öyle bir park etmiþti ki, kendi arabasýna binebilmek için bir dizi akrobatik hareket yapmasý gerekiyordu. Bir kere daha söylendi

-Allahýn cezasý!

Özenle ütülediði ceketi toz içinde kalmýþtý. Arabayý çalýþtýrdý, camýný açtý aynalardan etrafý kolaçan ettikten sonra camdan çýkardýðý metal parayla arabasýný sýkýþtýran diðer arabanýn boyasýný boydan boya çizdi.

-Bu sana iyi bir ders olur.

Aslýnda çokta agresif deðildi , belki de þansýzlýk yakasýný býrakmadýðýndan belayý üstüne çeken koca bir mýknatýs gibiydi. Yola çýktýktan sonra arabayý kenara çekti, arka kapýyý açýp ceketini silkeledi ve her zaman ki düzeniyle arka koltuktaki askýya astý. Müziðin sesini açtý, kýzgýnlýðý azaldýkça yerini piþmanlýk almaya baþladýysa da bunu bastýrmayý bildi

-Hak etti yani, adam gibi park etseydi kardeþim.

Ailenin tek çocuðuydu bu yüzden küçüklüðünde bir dediði iki olmamýþtý ama büyüdüðünde de yükü sýrtlayacak baþka bir omuzdaþý yoktu. Her zaman sorumluluk duygusuyla hareket etmiþti. Evi tam bir düzen abidesiydi. Dolabýnda ayný renkte onlarca takým elbise, bir kadýný kýskandýracak geniþlikte bir ayakkabý koleksiyonu ve neredeyse senenin her günü için farklý bir kravat. Evin en ilginç yerlerinden biride ecza dolabýydý aslýnda dolaptan çok küçük bir oda desek daha doðru olur. Akla gelebilecek her türlü hastalýða karþý ilaçlar, kremler ve hatta koca karý ilaçlarýndan oluþan küçük bir eczaneyi andýrýyordu. Hastalýk hastasý tabirinin tam karþýlýðýný görmek için bu odaya bakmak yeterliydi. Sabah ki arabaya biniþ merasimi yüzünden iþe geç kalmak üzereydi arabanýn gazýna biraz daha yüklendi. Geç kalmak sözlüðünde yoktu, iþe her zaman ilk o gelir büroyu en son o terk ederdi. Normal bir çalýþanken de böyleydi müdür olduðunda da deðiþen bir þey olmamýþtý. Telefonu çalmaya baþladýðýnda ceketinin cebinde unuttuðunu fark etti kenara çekmekle vakit kaybedemezdi tek eliyle direksiyonu tutarken diðer eliyle arka koltuða uzanmaya çalýþtý ama bir türlü ulaþamýyordu sadece iki saniyeliðine kafasýný arkaya çevirdi.

ÝLKKAN



Sünnetinde hediye gelen saatin alarmý dahil evdeki tüm saatleri kurmuþtu. Hayatýnýn en heyecan dolu gecesini yaþamýþ, neredeyse gözünü bile kýrpmamýþtý sabaha kadar. Gün aðarmadan yataktan kalkýp kurduðu alarmlarý daha çalmadan tek tek kapadý. Özenle hazýrladýðý oltalarý ve malzemeleri bir kere daha kontrol edip babasýnýn kapýsýný çaldý.

-Babacým uyan hadi zaman geldi.

Annesi Ýlkkan 4 yaþýndayken babasýnýn tarifiyle meleklerin yanýna gitmiþti. Küçükken üzücü olduðu kadar inandýrýcý gelse de þimdilerde inandýrýcýlýðý gitmiþ sadece üzücü kýsmý kalmýþtý. Babasý çalýþmak zorunda olduðundan Ýlkkan çok küçük yaþtan beri kendi kendini idare etmeye alýþmýþtý. Yalnýzlýk onun için çokta korkulacak bir þey deðildi aslýnda, odasýndaki masasýnýn üstü maketlerle doluydu gününün büyük bölümünü odasýnda maket yaparak geçirirdi. Çok fazla arkadaþý yoktu. Babasý yýllýk izninin ilk gününde Ýlkkaný balýða götüreceði sözünü vermiþti. O kadar mutluydu ki gece boyunca tutacaklarý balýklarýn hayalini kurmuþtu.

Hafif bir kahvaltýnýn ardýndan babasýnýn arkadaþýnýn evine doðru yola çýktýlar.

-Ýki arabayla gitmeye gerek yok siz þuraya býrakýn arabayý benimkiyle gideriz.

Ýlkkan araba daha durmadan kapýsýný açýp dýþarý fýrladý. Babasý park ettiðinde bagajý açtýðý gibi tüm malzemeleri diðer arabaya taþýdý. Öyle heyecanlýydý ki evden çýkarken tuvalete gitmiþ olmasýna raðmen yine çiþi gelmiþ ama geçiþtirmek için bacaklarýný sallýyordu.

-Aracý ileri mi alsam yandaki araca binerken sýkýntý çekmesinler

Diye seslendi babasý sonra Ýlkkanla göz göze geldiler. Ýlkkan öyle bir baktý ki babasýna sanki gözleriyle babacým hadi diye yalvarýyordu. Nasýl yalvarmasýn okuduðu tüm kitaplarda iyi bir balýk avý güneþ doðmadan baþlamalý diye yazýyordu.

EYLÜL



Ýlk akla gelen ve hayatý boyunca peþini býrakmayan soruydu

Eylül ayýnda mý doðdun?

Hatta doðum tarihini bilen arkadaþlarý “ismini yanlýþ koymuþlar” gibi basit esprileri yapmaktan geri kalmamýþlardý hiç. Hayatýna dair ilk hatýrladýðý þey, sonu gelmez zannettiði kýrlarda koþturmasýydý yalýn ayak. Eve döndüðünde üstü baþý çim ve çiçek lekeleri, yüzünde ise kocaman bir gülümseme olurdu. Çok neþeli bir çocukluðu olmuþtu isminin çaðrýþtýrdýðý hüzne raðmen. Sonbaharý oda sevmezdi pek ama yine de sýcak gülümsemesini hiç kaybetmezdi . Müzikle ilk tanýþmasý onun için oyun parký haline gelmiþ kýrlarda olmuþtu, týrmandýðý aðacýn dalýnda yuva yapmýþ küçük bir kuþun sesi rüzgarýn sesiyle birleþtiðinde tarifsiz bir heyecan kaplamýþtý içini. Eve koþarak dönüp bahçenin kapýsýný bile açmadan babasýna baðýrdý.

-Baba, baba istiyorum evet hem de çok istiyorum

Babasý veranda da þekerleme yaparken biranda oturduðu koltuktan sýçradý.

-Neler oluyor Eylül sakin ol ne istiyorsun

-Kuþ gibi þarký söylemek istiyorum bende

Babasý gülümsedi, kýzýný dizine oturttu, bir yandan rüzgarda karýþmýþ saçlarýný düzeltirken

-Söylersin tabi kýzým hem de en güzelini.

14 yýl öncesine göre deðiþmeyen 2 þeyden biri uzun saçlarý diðeri ise içindeki þarký söyleme isteðiydi. Konservatuara kabul edildiðini öðrendiðinde elindekileri fýrlatýp koþmaya baþladý. Sanki çocukluðunda ki kýr bahçesindeydi etrafýnda uçsuz bucaksýz çiçekler, kulaðýnda ise rüzgarda þarký söyleyen kuþun sesiyle yola doðru fýrladý.



RH NEGATÝF

Her zamankinden keskindi hastanenin kokusu, sanki havasýzlýktan baþka bir þeydi ortamý aðýrlaþtýran. Telaþla koþturan bir hemþireye seslendiyse de durdurmaya yetmedi sesi.
-Afedersiniz! Af.. Pardon bakar mýsýnýz!
Bir hasta bakýcý kafasýný kaldýrýp yorgun yüzüyle cevapladý
-Ne vardý?
Acil kan anonsu için geldim de nereye baþvurmalýyým?
-Þöyle git… dedi eliyle koridorun sonunu iþaret ederek.
Sanki etraftaki insanlarýn umutsuzluðu sýrtýna yüklenmiþçesine aðýrlaþtý adýmlarý. Köþede titreyerek aðlayan bir adam, hemen yanýnda yaþadýðý olayýn þokunu üstünden atamamýþ sayýklayan bir baþkasý
-Dur gitme, dur gitme,dur gitme..
Ceketini çýkartýp titreyen adamýn sýrtýna býraktýktan sonra;
-Ben sizin için bir battaniye getirmelerini isteyeceðim o gelene kadar bununla idare edin.
Dedi .
Adam tek kelime bile edemedi, sadece titremekten kýrýlmak üzere olan diþlerinin arasýndan bir týslama geldi saðol dercesine.

7 SAAT SONRA

Ne onlarca vapur düdüðü ne de binlerce martý çýðlýðý onu kendine getirememiþti. Hemen yan bankta çitlenen çekirdekler, çekiþtirilen komþular, kocalar, eltiler-görümceler, tartýcý çocuk, helvacý dede,çaycý soðuk sucu, pamuk helvacý, bacaðýna sürtünerek geçen kedi ve daha nicesini ne duydu ne hissetti taki güneþ kaybolup gecenin ayazý üstüne çökene kadar. Ýrkilerek kendine geldiðinde elindeki meyve suyu kutusunu farketti
-Bir kutu meyve suyu
Diye mýrýldandý. Doðruldu uyuþmuþ bacaklarýnýn açýlmasýný bekledi birkaç adým atýnca kuyruk sokumundaki aðrýyý hissedip tekrar durdu. Saatlerdir kýmýldamadan duran bedeni þimdi onu cezalandýrmaya baþlamýþtý. Tekrar yürümeye baþladý elindeki meyve suyu kutusunu atmak için çöp aradý ama bulamadý. Zaten hep öyle olurdu ne zaman çöp kutusu arasa etrafta bir tane bile bulamazdý. Birkaç adým daha attýktan sonra aniden durdu.
-Ceketim
Dedi yüksek sesle
-Ceketim
Tekrar ve tekrar
-Ceketim!
Her seferinde daha yüksek sesle söylesede O’na sanki sesi hiç çýkmýyor gibi geliyordu koþmaya baþladý.Bir yandan koþuyor bir yandan onun için mutlu sonla bitecek onlarca ihtimali düþünüyordu. Hastanede kayýp eþyalarýn toplandýðý bir yer olmalýydý mutlaka ya da ceketini verdiði adam kendine geldiðinde mutlaka birilerine teslim etmiþ olmalýydý, belkide adam orada býrakmýþ ve ceketi hala orada onun almasýný bekliyordu. Hastanenin kapýsýndan girdiðinde tüm gözler biranda üstüne çevrildi o kadar sesli nefes alýp veriyordu ki sanki az sonra ciðerleri aðzýndan çýkacacak gibiydi.
Hemþire, hemþire!

7 SAAT ÖNCE

-Hangi kolumu açmalýyým?
Soru her zaman aynýydý kan alma ünitesinde. Cevabý da týpký soru gibi klasik
-Farketmez..
Ýðneden hiç korkmadýðý gibi kan vermek garipsenecek þekilde eðlenceli gelirdi çocukluðundan beri. Belkide birilerinin hayatýný kurtaracak olmanýn verdiði huzur da cabasý.
Gömleðini sýyýrdý, arkasýna yaslandý, gözucuyla enjektöre bakarken
-Benden baþka gelen oldu mu anons için?
Diye sordu
-Hayýr ne yazýk ki sadece siz ve ne yazýk ki sadece biri kurtulabilecek..
-Nasýl yani iki kiþi mi var bekleyen? Peki hangisi kurtulacak, nasýl yani daha fazla kan alýp ikisinede verseniz?
-Zaten olmasý gerekenden fazla alýyorum ama ne yazýk ki sadece biri için yeterli durumlarý aðýr.
Biranda iþin tüm eðlencesi gitmiþ yerini kaygý almýþtý.
-Peki hangisi?
Diye sordu fýsýldayan bir sesle sonra aðzýndan çýkan kelimelerin piþmanlýðýný hissetti, neden sordum ki.. bilsem ne deðiþecek.. diye düþündü hatta bilmese belki daha iyiydi.
-Buna siz karar vereceksiniz
Diye cevap verdi hemþire.
Biranda buz kesti kekeleyerek cevapladý
-Na na nasýl nasýl yani.
Restaurant a gittiðinde ne sipariþ vereceðini seçmekte zorlanýrken nasýl olurda þimdi Tanrý rolü oynayabilirdi.
-Bunu yapamam, hem kim olduklarýný bile bilmiyorum!
-Biri 11 yaþýnda bir delikanlý diðeri ise 18 yaþýnda bir genç kýz daha fazla ayrýntý vermem sizin için iþleri daha da zorlaþtýracaktýr.
-Ýsimleri ne?
Diye sordu az önceki piþmanlýðý tekrar yaþayarak
-Ýlkkan ve Eylül
Hangisini seçmeli, neye göre karar vermeliydi? Yaþlarýna ya da cinsiyetlerine göre mi peki ya hikayeleri neydi acaba? Tüm bunlarý düþünüp hesaplayacak kadar vakti olmadýðýný hatýrlatan ses gecikmedi
-Geç olmadan karar verseniz iyi olacak.
-Eylül!
Diyebildi hemþirenin uzattýðý meyve suyunu alýrken.

AYNI ANDA KORÝDORDA

Ýçeriden çýkan hemþirelerden birinin koluna yakaladý ne kadar sýktýðýný farketmeden
-Oðlum nasýl Ýlkkan lütfen bilgi verin hala kan için gelen olmadý mý?
-Lütfen sakin olun, az önce bir beyefendi kan baðýþý için geldi þimdi dua edin herþey iyi olacak.
Hemþirenin sözleri içinde kaybolmak üzere olan umutlarýný tekrar canladýrmýþtý.
-Tanrým sana þükürler olsun!
Çocuðunun hayatýný kurtaran birinin hakký nasýl ödenir diye düþündü bir canýn karþýlýðý neyle ödenebilirdi ki. Üstünde eðreti duran cekete sarýlýp aðlamaya baþladý.
-Bir baban daha oldu oðlum hadi kendine gel artýk.
10 dakika geçti geçmedi kapý açýlýp Han hýzlý adýmlarla dýþarý çýktý. Ýlkkanýn babasý minnettar gözlerle Han ý izlerken daha tek kelime bile edemedenHan kapýdan çýkýp uzaklaþtý. Sadece
-Ceketiniz!
Diye seslenebildi arkasýndan
-Bayým Ceketiniz!

HAN

Ayný anda yüzlerce þey düþünüp hiçbirþey düþünemiyor gibi hissetmek belkide tam olarak tanýmlamaya yeterdi durumunu, sadece yürüyordu ne zaman nerede düþüneceðini bilmeden.
Bir hayat onun yüzünden kaybolmuþ gimiþti hemde gencecik bir çocuk kimbilir yaþayacak ne günleri vardý daha. Ýyilik yapmak için gittiði hastaneden dünyanýn en kötü insaný olarak çýkmýþtý Kendini deniz kenarýnda bir bankta otururken bulduðunda güneþ çoktan batmýþtý.
……
Elindeki meyve suyunu farketti ve…
-Bir kutu meyve suyu
……
Dakikalar sonra Hastanede
-Hemþire, hemþire!
-Sakin olun lütfen iyi misiniz
Diye cevapladý hemþire
-Hemen içeri alalým beyefendiyi neyiniz var?
-Hayýr hayýr iyiyim sadece ceketim..(Derin birkaç soluk daha aldýktan sonra..) Ceketimi burada bekleyen bir adama vermiþtim. Benim için çok önemli bulmam gerek ceketimi
-Tamam sakin olun buraya günde yüzlerce insan geliyor tam olarak ne zaman ve nasýl biri olduðunu hatýrlýyor musunuz?
-Burada köþede yere çömelmiþ oturuyordu tek hatýrladýðým üstü ýslaktý ve çok üþümüþ göründüðüydü.
-Üstü ýslak mý? Aah sanýrým kim olduðunu biliyorum.
-Allahým nihayet iyi birþeyler oldu bugün!
Diye atýldý Han rahatlamýþ bir yüz ifadesiyle
-Ýsmi ya da adresi kayýtlýdýr deðil mi nasýl ulaþabilirim kendisine?
-Morga giderseniz aradýðýnýz kiþiyle ilgili bilgi almanýz mümkün olabilir. Kesin demiyorum çünkü tahmin edebileceðiniz gibi bazý bilgileri paylaþmamýz yasak ama enazýndan durumunuzu izah ederseniz arkadaþlar sizin için bilgilere ulaþabilirler.
-Morga mý? Nasýl yani öldü mü?
-Hayýr yazýk ki oðlunu kaybetti
Gerçek olamazdý, olmamalýydý. Evet kötü günleri olmuþtu ama bukadarý da çok deðil miydi korkarak ve kekeleyerek sordu
-Adý ne…ydi
Daha önce hiçbir sorunun cevabýný önceden bilmek onu bu derece kahretmemiþti. Bir gün içerisinde bir kiþinin hayatýný kurtarmýþ, diðerinin ölümüne neden olmuþtu(?). Kendi geleceði ise ölümüne neden olduðunu düþündüðü çocuðun babasýnda kalan ceketinin cebindeydi.
-Herþey bitti.
Diye mýrýldandý. Þimdi nasýl isterdi ceketini ya adam onu tanýrsa ne cevap verecekti?
Ya „katil !“ diye baðýrýrsa gözlerine bakarak? Biryandan „nasýl tanýyabilir ki“ diye düþündü onlarca insan vardý o an hastanede ve kimin neden orada olduðunu anlayabilecek durumda olmadýðýda halinden belliydi adamýn. Peki ya tanýrsa ne olacaktý? Birgün içerisinde hayatýnýn akýþýný deðiþtirmek için ikinci kere karar vermek zorunda kalýyordu, üstelik ilk kararýn þokunu atlatamadan. Ya ceketini geri isteyip hayalindeki yaþama kavuþacak ya da bu yüzleþme ihitmalini kabullenemeden eski hayatýna geri dönecekti.

KAZADAN 8 AY SONRA AYNI GÜN
-Þimdi gidiyorum plastik kabýn içerisinde üzümlü kek var lütfen tazeyken ye bitir ayrýca birde süpriz yaptým bu hafta senin için hadi tahmin et bakalým ne?
-Kuþlu kurabiye
Diye cevapladý televizyonun üzerindeki dantel örtüye takýlmýþ baygýn gözlerinde en ufak bir kýpýrdama bile olmadan. Þekli kuþa benzediðinden çocukluðundan beri bu isimle bilir ve tarif ederdi insanlara.
-Evet kuþlu kurabiye, ilaçlarýný almayý unutma haftaya tekrar uðrayacaðým. Þimdilik hoþçakal.
Tahmin etmek çokda zor olmamýþtý Ejder için, her ayýn ayný günü ayný süpriz tam 7 aydýr. Nedenini hiçbir zaman soramamýþtý bu bir vicdan azabý mýydý yoksa ogünü hatýrlatan bir çeþit ceza mý.
-Hemþire
Diye seslendi gözleri hala televizyon üzerindeki dantele takýlý kalmýþ þekilde
-Televizyonun üzerindeki örtüyü kaldýrmanýzý istemiþtim ama hala orada!
-Tamam Ejder Bey gelin sizi odanýza götüreyim ilaçlarýnýzý alma vaktiniz geldi.
-O lanet örtüyü ordan kaldýrýn! Kaldýrýn diyorum size..

Sakinleþtirici iðnenin etkisiyle sabaha kadar uyumayý baþarmýþtý uykusuz ve kabuslarla dolu diðer gecelerin aksine. Uyandýðýnda kol ve bacaklarýnýn yataða baðlý olduðunu farketti, aðzý kurumuþtu
-Su diye seslendi
Çok geçmeden bakýcýlardan birisi gelip
-Günaydýn Ejder, bebek gibi uyudun dün maþallah hadi þimdi çözelim seni de kekin ve kurabiyelerini ye.
Kendi güvenliði için kriz geçiren hastalar el ve ayak bileklerinden yataða sabitlenip sakinleþene kadar bu þekilde bekletiliyorlardý , Ejder in oldukça alýþýk olduðu bir durum olduðundan hiç yadýrgamadan kemerlerinin çözülmesini bekledikten sonra uyuþmuþ bileklerini ovuþturup kurabiyesini yemeye baþladý.

HAN

-Ne garip, yine sen ve ben baþbaþa..
Bazý þeyler hiç deðiþmiyor deðil mi!
Bugün biraz daha iyi gördüm seni, rengin yerine gelmiþ canlanmýþsýn sanki.
Burayý beðendin sanýrým. Bir daha asla ayrý kalmayacaðýz ne olursa olsun söz veriyorum bak.
Ýnandýn deðil mi? Biliyorsun söz verdiðimde asla yarý yolda býrakmam..
Þimdi biri bizi bu þekilde görse bana deli derler kesin. Varsýn desinler çokta týn hani!
Ben þimdi çýkýyorum ilk günden iþe geç kalmak olmaz öyle deðil mi?.. Kýsa bir sohbetten sonra menekþeyi cam kenarýndaki masanýn üzerine býrakýp evden çýktý.
“Her seçim bir vazgeçiþtir“ sözünü ilk duyduðunda bu sözün kaderini etkileyeceðini hiç aklýna getirmemiþti taki bir milyoner olarak girdiði hastaneden kendince bir katil(!) ve meteliksiz olarak çýkana kadar. Yeni baþlangýçlardan korkan biri olmasada böyle bir düþüþü kim yaþasa yeniden ayaða kalkmak çokta kolay olmazdý elbet. Hastanede yaþadýklarýnýn ardýndan psikolojisini toparlamasý aylar sürsede ilk günden son güne kadar deðiþmeyen tek düþüncesi Ýlkkanýn babasýndan ceketi isteme ihtimalinin olmamasýydý. Dünyaya zengin biri olarak gelmemiþti ve þans bir kere ona bu fýrsatý tanýdýysa neden ikinci kez olmasýn ki diye düþünüyordu.
Otobüs duraðýyla çalýþacaðý iþ yeri arasý yürüme mesafesi yaklaþýk 2 dakikaydý. Part time olarak çalýþtýðýndan sabah trafiðine takýlmadan rahatça iþ yerine gidebiliyordu üstelik daha önce çalýþtýðý iþlerle kýyaslandýðýnda çokdaha rahat þartlar altýnda çalýþacaðý gerçeðide cabasý. Otobüsten inip yürümeye baþladý ilk günün heycaný ve merakýndan avuçlarý terliyordu.
-Umarým kimseyle tokalaþmak zorunda kalmam
Diye düþündü. Ýnsanlarýn onun hakkýnda yanlýþ hislere kapýlmasýndan hep çekinirdi.
Ýþ yerinin giriþindeki büyük demir kapý hiçte sýcak bir karþýlama deðildi þüphesiz, ancak hem içerdekilerin hemde dýþardakilerin güvenliði için gerekliydi.
-Merhaba ben Han bugün iþe baþlýyorum sanýrým size bilgilendirme yapýlmýþtýr
Diye seslendi güvenlik görevlisine
-Evet hayýrlý olsun buyrun
Diye karþýlýk verdi ve gürültülü bir sesle kapýyý araladý görevli ve ekledi.
-Zargan Akýl Hastanesine Hoþ Geldiniz




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kaðýt Kalem Kadýn Erkek [Deneme]
Uzanýpta Dokunamadýklarým [Deneme]
Karnaval [Deneme]
Ýstanbul [Deneme]
Kavanozdaki Çiçek [Deneme]
Ýntikam [Deneme]


Çaðlar Sertakar kimdir?

Tutkunun ifadesi düþünmeden yaþananlardýr


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Çaðlar Sertakar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.