Saygýdeðer, çok sevilen baþbakanýmýz. “Benim için çýktý bir tanesi Gürcüdür dedi; hatta çok daha çirkin þeyler söyleyenler oldu Ermeni dedi, ben Türk'üm". dedi.

Etyen Mahcupyan gibiler nasýl çözümler bilmem ama Türkçe anlam bilgisi yönünden yönünden bu cümlelerin çözümlenmesi þöyle:

“Gürcülük, kötüdür. Daha kötüsü de Ermeniliktir. Bazý kendini bilmezler kalkýp beni aþaðýlýyorlar, kötülüyorlar, hakaret ve iftira ediyorlar.”

Ýnsanlar doðarken, nerede doðacaklarýna, hangi ýrktan olacaklarýna karar veremiyorlarsa sonradan tercih hakkýný da mý kullanamazlar?...

Cinsiyetlerin, deri renklerinin bile deðiþtirildiði dünyada yaþýyoruz, deðil mi efendim?...

Daha önce kendisi, eþinin Arap, kendisinin de Gürcü olduðunu söylemiþti iftiharla.

Olsun varsýn… Zamana ve yerine göre her þeyi deðiþtirme kudretine sahibiz. Biz ki bu coðrafyanýn sultanýyýz. Irk, dil, din, cins deðiþtirmiþiz çok mu?...
……………….
Maskelerden arýnmýþ gerçek varlýðýmýz bilinçdýþýmýzda yatar, uyur gibi yapar. Bilincimiz, bilinçdýþýmýzdaki en dizginlenmez duygu ve düþüncelerimizi gün yüzüne çýkartmamak, gizlemek için çabalar durur. Ancak oradaki baskýn duygu ve düþünceler, bazen bilincin denetimden kaçar, dil sürçmeleri, espriler halinde dile yansýr.

Elini denetleyemeyen, kimin ensesine, yüzüne ne zaman þamar atacaðýný bilemeyenler… Ayaðýnýn hareketini denetleyemeyip yakýn çalýþma arkadaþlarýnýn kýçýna tekme indirenler… Küçücük çocuklarý yumruklamaktan çekinmeyenler dillerine nasýl egemen olsun ki?...

Saygýdeðer baþbakanýmýzýn yukardakine benzer açýksözlülüðüne(!) ve halkýyla deyim yerindeyse “enseye tokat, göte parmak” samimiyetine sýkça tanýk oluyoruz. Sevgili halkýmýzýn baþbakan aþkýna baktýðýmýzda, psikiyatride pataloji/hastalýk olarak tanýlanan pekçok davranýþýnýn aþkla karþýlandýðýný, kucaklandýðýný da izliyoruz.

Eh koskoca baþbakanýn azýmsanmayacak çoðunlukla hoþgörülen bu davranýþlarý pataloji ise halkýmýzýn da geniþ çaplý tedaviye gereksinmesi var demektir. Yok, pataloji deðilse bizim durumumuz çok vahim.

Bir ara dünyanýn bütün psikiyatristlerini, sosyologlarýný, antropologlarýný, nörologlarýný bizleri inceleme davet etmiþtim. Tabi beni kim takar? Kimse gelmedi. Ama eminim küresel patronlar, bu durumdan hoþnutttur ve bu sýradýþý durumun devamý için gerekli incelemeyi, araþtýrmalarý yapýyorlardýr.

Ne var ki böyle kiþilikler, iktidarýn olanaklarýný ellerinde bulunduruyorsa, çýkarýna göre her ýrký, dini, mezhebi, her zaman aþaðýlama hakkýný kendinde görüyorsa tarih bu tiplerin, yok edici nice eylemine tanýklýk etmiþse ne yapacaðýz?...

Geldik vardýk, Shakespeare’nin ünlü sözüne:

“Olmak ya da olmamak… Ýþte bütün mesele bu!”

08.08.2014
Vildan Sevil