..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > M.Nazým Güler




29 Haziran 2014
Yerel Seçim Dersi, Rojava ve Bdp’ Nin Sonu - 3 - Son -  
M.Nazým Güler
Parti içi gerçek demokrasi uygulanabilirse; her kadro ve her delege, demokratik bir ahlak ile davranýþ sergileyebilir ise; her konu ve her karar, en demokratik bir tarzda konuþulup, tartýþýlabilir ise, hiç bir problem yaþanmadan, tüm sorunlarýn hakkýndan gelinebileceðine inanýyorum. Eleþtiri ve özeleþtiri mekanizmasý, en samimi duygularla, içtenlikle doðru bir þekilde iþletilebilirse, bu sosyal bilimsel yöntem sayesinde, sayýsýz donanýmlý insanýmýz, hýzla yetiþecek ve sonuçta kazanan toplumuz olacaktýr.


:AEBA:
YEREL SEÇÝM DERSÝ, ROJAVA ve BDP’ NÝN SONU - 3-Son-
-Demokrasi Ýsteyenlerin de Demokratikleþme Zamaný Gelmedi mi?-

Türkiye tarafýnda süreç aksayýnca, dikkatler, Batý Kürdistan (Rojava: Batý)’a döndü. PKK saflarýndaki Suriye Kürdistaný kökenli neredeyse tüm gerillalar, “Rojava” ya kaydýrýldý. Orada emr-i vaki olarak patlak veren sorunlar, herkes tarafýndan kaþýndý; bölge devletleri, dünya devletleri, taþeron örgütler, selefi çeteler, yani ilgili herkes oradalar…

Suriye Kürdistaný’ nda otuz kadar Kürt Partisi ve örgüt vardýr. Barzani çizgisinde, Talabani çizgisinde, Apo çizgisinde vs. irili ufaklý yapýlanmalardýr bunlar. Ancak bu kritik dönemde bunlarýn aralarýnda birlik, beraberlik de yoktu. Federal Kürdistan Baþkaný Mesud Barzani, bu partileri, rejimin etkisinden kurtarmak ve üçüncü bir güç haline gelmelerini saðlayabilmek için, duruma el attý. Tüm Kürt parti liderlerini Hewlêr’ de toplayýp aralarýnda bir diyalog baþlattý. Onlar da, bu fýrsatý doðru deðerlendirerek, onun baþkanlýðýnda kendi aralarýnda uzlaþýp anlaþtýlar.

Kürt partileri, Federal Kürdistan Bölgesi Baþkaný Mesud Barzani baþkanlýðýnda yapýlan 12 Temmuz 2012 ‘deki toplantýda, 7 maddelik “Hewlêr Antlaþmasý” ný imzaladýlar. Sonra 24 Temmuz 2012’de Qamiþlo’ da toplanan ENKS (16 parti) ve MGRK(PYD, TEV-DEM), “Deste ya Bilind a Kurdan( Yüksek Kürt Konseyi)”ý oluþturup, kuruluþunu ilan etti. Konsey 10 kiþiden oluþuyordu; ENKS 5 kiþi, MGRK’ de 5 kiþi olacaktý. Ayrýca üç komite daha kurulacaktý ve her iki taraftan beþer üye bu komitelerde yer alacaktý. Ancak mücadele için her ne gerekiyorsa(askeri, siyasi, ticari, diplomatik, sosyal), her þey, bu konseyin ortak kararýyla yürütülecekti. Rojava Kürdistaný’ nýn ortak karar mekanizmasý bu konsey olacaktý.

Barzani, taraflara çok önemli bir þart da koþmuþtu; “Eðer birlik ve beraberlik içinde hareket ederseniz, alacaðýnýz karar ne olursa olsun, size her türlü desteði vermeye hazýrým; ancak birlik olmazsanýz ve ayrý hareket ederseniz, ben, hiçbir partinin egemenlik kurma yanlýþýna ortak olamam, desteðimi çekerim”, demiþti.

Çok geçmeden, PYD, YPG adýndaki silahlý güçleriyle, Yüksek Konseyi takmadan ve hesaba katmadan, kendi baþýna hareket etmeye baþladý ve her yerde, tek baþýna egemen olmak için çabaladý. Kürtlerin birliði yara aldý; aralarýnda güven kalmadý. Sonradan yapýlan ikinci Hewlêr toplantýsýndaki uzlaþmalar da ayný yaklaþýmlarla sonuçsuz kaldý. PYD, YPG güçleriyle konseyin diðer kanadýna ait partilerin üyelerini tutuklamaya ve onlara iþkence yapmaya da baþladý. Gösterilerini basarak engellemelerde bulundu. Bu durum elbette Mesud Barzani’ yi hem üzüyor, hem de kýzdýrýyordu. Çünkü o parçadaki Kürtler, bir tarihi fýrsatý ( belki de bir federasyon olabilmeyi) elden kaçýrabilirlerdi. Bu tehlike vardý ve kapýdaydý.

Ayrýca her ne hikmetse, o arada, Serêkanîyê vb. yerlerde YPG’nin, El Nusra ve DAÝÞ/ÝÞÝD gibi selefi örgütlerle çatýþmalarý baþladý. Çatýþmalar yer yer sürdü. Selefi örgütler, dýþardan eleman devþiriyorlardý; Kuzey Kürdistan, Güney Kürdistan da dahil, Çeçenistan, AB ve çeþitli Arap ülkelerindeki benzer çetelerin kanalýyla savaþçý topluyorlardý.

Ancak Güney Kürdistan Hükümeti, Batý Kürdistan sýnýrýnda, DAÝÞ çeteleri ve kaçakçýlara karþý önlem olarak hendek kazdýlar. PYD ise, buna, sanki Suriye Kürtlerine (özünde kendilerine) karþýymýþ gibi deðerlendirdi ve adeta bir psikolojik savaþ verircesine tepkiler koydu ve nerdeyse sanki bir ihanetmiþ (güya Kürtleri parçalýyormuþ) gibi kamuoyunu, KDP ve Güney Kürdistan Hükümetine karþý kýþkýrtarak þartlandýrma yolunu izledi. Oysa PYD/YPG, meþru ve resmi olan Semêlka kapýsýný kendileri kapalý tutuyorlardý. Ben, bu yaman çeliþkiyi bir Kürt olarak, hala anlamýþ deðilim?

PYD/YPG’ nin bu garip tutumu çok komik geliyor. Þöyle ki; Semêlka kapýsý varken ve batý tarafý kendi kontrollerindeyken; giriþ-çýkýþlar kendi denetimlerindeyken, kullanmýyorlar; (ilginç bir tutumla) bu geçiþ kapýsýnýn dýþýndaki yerlerde, Güney Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin sýnýr kontrolüne karþý geliyorlar; neden? Güney Kürdistan, kendi güvenliði için belli bir mesafede sadece araçlar geçmesin diye, hendek kazýyor ve buna, Kürtlerle toprak sorunu olan hiçbir komþu devlet bile ses çýkaramazken (Çünkü G. Kürdistan meþru hakkýný kullanýyor), KCK/PYD/YPG/Apocular ise, buna müthiþ karþý çýkýp, karþýt protestolar düzenliyorlar. Bir de sözüm ona, bu hendekler, Kürtleri bölüyormuþ, diyorlar. Biz mi uzaydayýz, onlar mý uzaya çýkmýþlar? Zaten bölünme önceden vardýr. Gerçekten bölünmeye karþýysalar, dört parçada “Baðýmsýz Birleþik Kürdistan” tezini, Suriye krizinden çok önce niye terk ettiler?

Ýþte Türkiye-Suriye sýnýrý da, Türkiye-Irak sýnýrý da, Türkiye-Ýran sýnýrý da Kürtleri bölmektedir. Üstelik bu sýnýrlar, dikenli tellerle, mayýn tarlalarýyla, gözetleme kuleleriyle, iz tarlalarýyla casus uçaklarýyla korunmaktadýr. Kürtleri, ebediyen birbirlerinden koparmayý hedeflemektedirler. Neden bütün bunlar dururken, Güney Kürdistan’ýn, (sadece 17 km. lik) sýnýrýný, sadece selefi teröristlerin ve kaçakçýlarýn geçiþlerini önlemek için kazdýklarý bu hendeklere karþý çýkýyorlar? Üstelik Semêlka gibi meþru bir geçiþ kapýsý varken ve kendi denetimlerindeyken…

Garip deðil mi; Güney Kürdistan Hükümetine (Özellikle KDP ve Baþkan Barzani’ ye karþý olan) Apocularýn adeta kýyametler kopartan bu protestolarý karþýsýnda, egemen devletler, hiç bir tepkide bulunmuyorlar. Aksine, en çok da Suriye, Ýran devleti ile Irak Maliki Hükümeti, bu protestolarýný zevkle izliyorlardýr ( Belki de, gizliden gizliye onlarýn bu tepkilerini, içlerine ajanlarýný sokarak, kýþkýrtýp teþvik bile ediyorlardýr). Egemen devletlerin bu sessizlikleri bir tehlikeyi iþaret ediyordur. Böylesi durumlarda, Kürtlerin dikkatli davranmasý ve uyanýk durmalarý gerekiyor. Geleceðe dair Kürt karþýtý planlar olmalý ki, þimdiden tuzaklamalar yapýlýyordur.

KCK/PYD/YPG, Güney Kürdistan Bölgesi Hükümetinin baþarýsýný mý istemiyorlar; varlýðýna mý karþýlar, belli deðildir. Yoksa onlar, DAÝÞ ve kaçakçýlarýn sýnýr geçiþlerini kolaylaþtýrmak mý istiyorlar? Bunda maddi bir çýkarlarý mý vardýr? Böyle olursa, o zaman, acaba þimdiye kadar DAÝÞ ve El-Nusra ile danýþýklý dövüþ mü yapýyorlardý, diye düþünmeden edemeyiz. Kürt halkýna; “ya bizi seçeceksiniz, ya onlarý, baþka seçeneðiniz yok”, dedirtmek için olabilir mi? Zaten halk arasýnda DAÝÞ’ in Suriye rejimince desteklendiði söyleniyor ve ayný iddia PYD/YPG için de söyleniyor. Bu çatýþmalar, Suriye rejiminin bir oyunu da olabilir mi? Ateþ olmayan yerden duman çýkmazmýþ, derler ya böyle...

Bir þüphe daha var; PYD/YPG, neden Suriye devleti ve askerleriyle savaþmýyor da, tam da Baþkan Mesud Barzani, ( Güney için) baðýmsýzlýktan bahsettiði (ve uluslararasý koþullar da uygun hale yaklaþtýðý bir) sýrada, KDP ve Güney Kürdistan yönetimine karþý bu yaygara koparýlýyor. Malum, onlar, “ulus devlet” e de karþýdýrlar; ama buna, sadece Kürtler söz konusu olunca karþýdýrlar. Korkarým asýl sebep de bu olsa gerektir. Ama neden?

Ayrýca Güney Kürdistan’ýn baðýmsýzlýðýný komþu ülkeler de istemiyor; özellikle, Ýran, Suriye ve Irak Maliki Hükümeti (Belki Türkiye de). Ayrýca Ýran, olasý baðýmsýz bir (Güney) Kürdistan oluþumunun denize ulaþmasýný asla istemez; dolayýsýyla Rojava Kürdistaný güçlerinin Güney ile barýþýk olmasýný asla istemez ve orayý karýþtýrmak için ellerinden geleni yapacaktýr.

Üstelik Apocular, Suriye devletine karþý deðiller, Suriye askerlerinin Qamýþlo’ da olmasýna ve oradaki bir meydanda Hafýz Esed’ in heykelinin hala duruyor olmasýna razýlar, Oradaki Suriye devlet kurumlarýna ve Kürt memurlarýn maaþlarýnýn da bu devlet kurumlarýnca ödenmesine de karþý deðiller. Ayný meydanda rejim güçleriyle birlikte ayný gösteride, ayný karede bile bulundular. Ancak, Suriye Kürdistan’ýnda, kendi dýþýndaki diðer yurtsever Kürt partilerin ve örgütlerin çalýþmalarýna karþýdýrlar. Onlarla birlikte, Kürdistan’ý savunmayý ve yönetimde beraber olmayý asla istemiyorlar. Kendilerinden baþkasýný hazmedemiyorlar. Niçin? Yoksa kendi kararlarý, (iddia edildiði gibi) gerçekte baþkalarýnýn elinde midir? Yani özgür deðiller midirler? Kendi iradeleriyle her gittikleri Hewlêr’ de, “birlik” yönünde karar alýyorlar; Suriye’ ye döndüklerinde bu karar hemen bozulabiliyor. Yani sihir, hep Suriye’de bozuluyor...

PYD/YPG, neden kendi dýþýndaki Kürt partileri ve örgütleriyle birlikte, demokratik mücadele yollarý olanaðý dururken, ýsrarla, onlara, onlarý teslim almak istiyormuþçasýna, kendilerine katýlmalarýný ve emirleri altýna girmelerini dayatýyor? Neden? Galiba Kürt düþmanlarý da Kürtleri tam da bu halde görmek ister; barýþýk olan Kürtler yerine, çeliþen ve çatýþýr halde olan Kürtleri isterler!.. Yani birileri, Kürt ulusuna demokrasiyi ve güç birliðini çok görüyor.

Bu kanýya, internette ilgili tüm taraflarýn demeçlerinden, video konuþmalarýndan varýyorum. Hatta Salih Muslim, Avrupa’ dayken; “Sayýn Mesud Barzani’nin, kendilerine silah ve para yardýmlarýnda bulunduðunu”, itiraf ediyordu (aslýnda bu bir ihbardý). Esed rejiminden kopmadýklarý iddialarýnýn yaný sýra rejim adýna petrol kuyularýný beklediklerine dair belgeler yayýnlandý. Asayiþ hariç, tüm rejim kurumlarý, “Rojava”da (Özellikle Kamýþlo ve Haseki’de) hala faal duruyor. Kamýþlo’ da rejim Hava alaný açýk olduðu, Hafýz Esed Heykelinin ve binlerce rejim askerinin oradaki varlýðý, vb. gibi, ortada olan birçok açýk delil bulunduðu halde, (net olmayan kaçamak bir dille)” rejimle baðlarý olmadýðýný” söylüyorlar. Sadece, “Suriye rejimi, bize karýþmýyor”, diye alaylý bir cevap veriyorlar bazen. Bu yaklaþým, Kürdî ve Kürdistanî olabilir mi? Bu durum, Kürtler için üzücü ve acý deðil midir? Bu durum, insaný düþündürmez mi?

Kendi dýþýndaki Kürt Parti ve güçlerine karþý sergilenen bu tutum da demokratik deðildir ve olamaz. Oysa birlikten kuvvet doðar, prestij doðar. Eðer gerçekten Kürt yurtseveriysek ve gerçekten demokratsak; deðil örgütlü Kürt partilerini dýþlamak, Kürt ulusal kurtuluþ mücadelesinde sýradan bir dul kadýna bile ihtiyacýmýz olacaktýr. Bu bilinç ve inançta olmak gerekiyor.

Artýk (diktatörlüðü çaðrýþtýran bu) sekter tavýrlardan kurtulup (tüm Kürt partileri olarak) demokratikleþmek gerekiyor. Suriye Kürdistaný’ ndaki tüm Kürt parti, örgüt ve þahsiyetlerin bir arada ve ortak paydalarda birlikte hareket etmelidir ki; rejime ve muhalefete karþý ve diðer dýþ güçler karþýsýnda Kürtler, bundan saygýnlýk ve prestij kazanabilsinler.

Kesinlikle, “Rojava’ da”, yani Suriye Kürdistaný’ nda, askeri, siyasi ve demokratik bir güç birliði þarttýr ve bu acilen saðlanmalýdýr. Aksi bir durum, Kürtlere zarar; düþmana da yarar saðlayacaktýr. Demokrat isek eðer, öncelikle kendi içimizde ve sonra kendi halkýmýza ve onun yurtsever güçlerine karþý demokrat olmalýyýz; Kürt dýþý güçlerini önceleyerek deðil!.. Dolayýsýyla, demokrasi nimetlerinden, öncelikle kendi halkýmýzýn ve onun demokratik güçlerinin faydalanmasýný savunmalýyýz. Her bakýþýmýz ve yaklaþýmýmýz Kürdî ve Kürdistanî olmak zorundadýr. Çünkü halkýmýzýn düþmanlarý çoktur.

Yani “demokrat” demekle demokrat olunmuyor; onu, icraat ve pratiklerimizde de göstermek gerekiyor. Týpký “devrim” demekle de devrim yapýlmýþ sayýlamayacaðý gibi… “Rojava Devrimi” ni yaptýklarýný söyleyen PYD/YPG, kime karþý devrim yapmýþ, kim-i/leri devirmiþ; Suriye Kürdistaný devrimi yapýlacaksa, bu devrim, Suriye devletine ve rejimine karþý yapýlmasý gerekmiyor muydu? Oysa Suriye Kürdistaný’nda, Suriye devleti, asayiþ dýþýnda, tüm kurum ve kuruluþlarýyla “Rojava” da hâlâ vardýr. Qamýþlo’ da, Suriye Devleti’nin binlerce askeri ve istihbaratý resmen ve alenen kurumsal olarak bulunuyorlar. Orada, pervasýzca ve alenen mitinglerini yapabiliyorlar ve mitinglerinde, Suriye rejimi ve Beþar Esed lehine özgürce sloganlar atabiliyorlar. Bu vaziyet yetmiyormuþ gibi; bir de Kürdistan’ ýn bu en küçük parçasýný da param parça edercesine, üç ayrý “Karton” a bölünmüþtür. Bu Kürdistanî bir yaklaþým olabilir mi, Kürt halkýnýn yararýna olabilir mi? Hiç sanmýyorum.

Kantonlar oluþturmakla, bizi, irademiz dýþýnda dört parçaya bölünmüþ Büyük Kürdistan’ýn birleþtirilmesi hayalinden uzaklaþtýrýcý bir yaklaþým olmasý bir yana; aksine, ülkeyi daha da parçalayýcý ve her Kürdün o güzel hayalinin yolunu tamamen kapatýcý bir tutum ve siyaset sergilenmiþ olunuyor. Bu yol, saðlýklý ve doðru bir yol olamaz. Kanton, bir ulus içinde yok olmaya yüz tutmuþ, ama bir arada yaþayan küçücük bir halký kurtarmaya yönelik olabilecek bir statüdür; kocaman bir ulus olan Kürtlere bu reva görülüyorsa, bu bir hakaret deðilse, akýl tutulmasý gibi bir þey olur ancak.

Ulus devlet devri bitti, diyerek; neden Suriye devletinin varlýðý savunulur da, Kürdistan’a devlet çok görülür veya onu, üç Kantona bölmeyi reva görmek þirin gösterilmek isteniyor?.. Neden Türkiye, devletinin varlýðý savunulur da, Kürdistan’a bir devlet çok görülüyor ve 20-30 milyonluk Kuzey Kürtlerine, 6-7 Kantoncuk düþünülüp hoþ gösterilmek isteniyor?.. Neden Irak devletinin varlýðý savunulur da; Güney Kürdistan’ýn Federasyon oluþuna bile tahammül edilmeyip, oranýn “baðýmsýzlýk” talebine, Irak devletinden daha fazla karþý çýkýlýyor?.. Ýran devleti için de öyle!..

Neden, “ulusal devlet” devri geçti, denildiði bir zamanda, dünyada bir düzineden fazla yeni ulusal devlet kurulup, üstelik Birleþmiþ Milletlerce tanýnýyorken; 40-50 milyonluk kocaman Kürt Ulusuna, devlet statüsü deðil de, sadece Kanton’ cuklar layýk görülüyor?.. Bu ne akýl tutulmasý bir yaman çeliþkidir ki? Bu ne, düþmanýndan daha çok kendi halkýna düþmanlýktýr ki?. Aklým bir türlü bunu almýyor iþte.

Birleþik Baðýmsýz Demokratik Kürdistan hayalimiz saklý kalmak koþuluyla, ulusal ve uluslararasý verili koþullarýn durumuna göre; en az Federasyon veya Konfederasyon hedeflemek gerekiyor. Güney için ise, kesinlikle “Baðýmsýzlýk” hedeflenmelidir; dört parçadaki ve diyasporadaki bütün Kürtler de buna odaklanmalýdýr, bunun mücadelesini vermeli ve aktif olarak destek sunmalýdýr.

Bütün Kürt Partileri de, eleþtiriye açýk olmalýdýr; eleþtiriye tahammülsüzlük, sadece PKK ve çizgisindeki partilere özgü bir hastalýk deðildir. Meydanda sadece PKK ve çizgisindeki partiler olduðu için, zorunlu olarak en çok onlarýn üzerinde duruluyor ve eleþtiri oklarýndan en çok onlar nasibini alýyor… Ne yazýk ki, bütün Kürt partilerinde ayný þekilde bir lider kültü vardýr; hepsinde partiye ve liderine eleþtiri yapýlmasýna tahammülsüzlük vardýr, hepsinde eleþtiri yollarý týkalýdýr. Tek lider, tek parti, tek ideoloji siyaseti bir diktatörlük vasfýdýr; asla demokratik olamaz ve böyle bir gidiþat beraberinde demokrasiyi getiremez. Ne yazýk ki bu yapýlanma ve anlayýþ, Kürt parti veya örgütlerinin en küçüðünde bile vardýr. Bütün bunlar mutlaka aþýlmalýdýr.

Bu tür örgütlenme anlayýþý, Kemalist ve Baasçý zorunlu eðitim sistemi yoluyla bize bulaþtýrýlmýþ; tek lider, tek parti, tek ideoloji kültüründen bize de geçen anti demokratik hastalýklardýr. Bütün Kürt Parti ve örgütleri olarak, demokratik örgütlenme kültürünü hýzla öðrenmeli ve pratik hayata geçirmeliyiz ki, tüm verimli ve yaratýcý deðerlerimiz, ortaya çýkabilsin ve hýzla bir ilerleme saðlayabilelim. O zaman belki, tüm Kürt parti ve eðilimleri, birlik ve beraberlik içinde bir safta buluþabilirler. O zaman belki, Kürtler, dünya kamuoyunda gür bir sesle ve meþru bir güç birliðiyle, her alanda kendilerini kabul ettirebilirler.

Parti içi gerçek demokrasi uygulanabilirse; her kadro ve her delege, demokratik bir ahlak ile davranýþ sergileyebilir ise; her konu ve her karar, en demokratik bir tarzda konuþulup, tartýþýlabilir ise, hiç bir problem yaþanmadan, tüm sorunlarýn hakkýndan gelinebileceðine inanýyorum. Eleþtiri ve özeleþtiri mekanizmasý, en samimi duygularla, içtenlikle doðru bir þekilde iþletilebilirse, bu sosyal bilimsel yöntem sayesinde, sayýsýz donanýmlý insanýmýz, hýzla yetiþecek ve sonuçta kazanan toplumuz olacaktýr.

Bu yol ve yöntemlerin, Kürt ulusuna çok görülmemesi gerektiðine inanýyorum.

Selam ve sevgiyle kalýn.

M.Nazým Güler-13.06.2014
info@mnazim.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Ülkede Barýþý Ýsteyen Var Mýdýr?
Hatip Dicle Olayý, Açýlýma ve Çözüme Çomak Sokmak Mýdýr?
Demokratik - Kürt Açýlýmý Nereye Kadar?
Kocaman Bir Asýr Heba Edildi; Neden veya Kimler Ýçin?
Kürtleri Temsil Sorunu ve Çözüm Sürecine Dair
Bilge Köyü Vahþetinin Gerçek Sorumlularý Kimlerdir?
Seçimin Sonucu, Halklar Arasý Barýþ ve Diyaloðu Dayatýyor
Bölgemizdeki Elektrik Sorunu, Neden Kesin Bir Çözüme Kavuþamýyor?
Kürd Sorunu Yoksa; Kürdistan Sorunu Olabilir mi?
4+4+4, Bir Gündem Saptýrma Mýdýr?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sadece Yazmak, Yazarlýk Mýdýr?
Tahammülsüzlük, Gelecek Korkusundandýr!
Kendi Ýrademiz Varsa Özgür Olabiliriz.
Seçim Sürecinde "Demokratik" Yalanlar Yarýþý Baþlayacaktýr!..
Yeni Anayasa, Son Anayasamýz Olmayacaktýr.
Tarihsel Aþklar ve Sevgi Üzerine
Kürt Sorunu ve Yerel Seçimler
Van Depremi, Sosyal Yaralarýmýzý Sarabilecek Mi?
Erdoðan: "Ben Kabile Reisi Deðilim"
Ev Bir Okuldur; Eðitim, Oradan Baþlar!.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðime Lehimliyorum Seni [Þiir]
Veda Edemem! [Þiir]
Seni Arýyor Gözlerim [Þiir]
Uyan Ey Zergan Deresi! [Þiir]
Daðlar Yüreðimi, Bu Daðlar! [Þiir]
Esirin Olmuþum [Þiir]
Tu Her Bijî Yilmaz Guney [Þiir]
Sende Buharlaþmaktayým [Þiir]
Ben, Kendim Olmak Ýstiyorum. [Þiir]
Zor Kabulleniriz [Þiir]


M.Nazým Güler kimdir?

www. mnazim. com ------- M. Nazim Güler Kitap okumak, Þiir yazmak, Resim yapmak özel zevklerim arasýndadýr. Vücudumu zinde tutacak ve koruyacak kadar spor yaparým. .

Etkilendiði Yazarlar:
Yoktur, kimsenin günahýný almayayým.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.