"Leyla'nýn iþi naz ve iþve; Mecnun'un gözü yaþý çeþme çeþme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Siegfried Lenz’in Almanca Dersi romaný, iki düzlemde yürüyor. Birincisi anlatýcý Siggi Japsen’in bir nevi ýslahevi olan bir ada’da yaþadýklarý, diðeri ise onun çocukluðunun geçtiði Almanya’nýn Kuzey Denizi sahilinde bir yerleþim yerinin mekan olarak alýnýp, Ýkinci Dünya Savaþý’nýn son zamanlarýnda orada geçen olaylarý anlatýr. Romanýn çevirmeni Ayþe Sarýsayýn’ýn önsözünden öðrendiðimize göre romanýn kahramanlarýndan Ressam Nansen, ekspresyonist Ressam Emil Nolde’den esinlenilmiþtir. Bu ressamýn resimlerine internetten ulaþýlabilir, yazar roman içinde zaman zaman bu resimlerin betimlemelerini olaðanüstü güzel anlatýr. “Þimdi bir sonraki resim: kuzey Alman tarzý bir sandalyenin yýldýzlar ve haçlarla bezeli arkalýðý, haçlar daha fazla, iri güller, kýrýk, yarým halkalar ve taçlar, taçlar öylesine çoktu ki bu sandalyeye oturmuþ bir kuzey Almanyalýnýn kýçýna bile yapýþmýþ olabilirdi. Ya da askýya asýlmýþ bir cekette görünen delikler, lekeler ve üçgenler-yýrtýk pýrtýk bir üniforma ceketiydi- ya da tam tersi: izleyenlere bakan delikler ve üçgenler. Ceket farkýna varmadan kozasýndan çýkan bir tanýða dönüþüyor, herhangi birinin hafýzasý oluyordu; bu delik, kaçmakta olan bir küre; bu yýrtýk, alelade bir dikenli tel. Görünmeyen daha mý deðerliydi?” Yazar bu yapýtýnda oluþturduðu kurguda olaylarý çocuk aðzýndan anlatarak, çeþitli abartýlar, ironiler ile söylemine ayrý bir hava veriyor. Bu çocuðun aile içi iliþkileri de romanýnýn katmanlarýný zenginleþtiriyor. Toplumsal eleþtiriler romanýn baþlangýcýndan itibaren anlatýya çok güzel yedirilmiþ olmasýna raðmen, son bölümde Siggi Japsen’in düþüncelerinde açýkça direkt olarak yazýlmýþ, ama bu durum romanýn bütünlüðüne ve estetiðine zarar vermemiþ. Lenz romanlarýnda genel bir hava ya da atmosfer yaratýlýyor ve bu böylece sürüp gidiyor. Her romanýnda farklý ama hissedilebilir bir ruh hali romana verilmiþ. Bu büyük bir baþarý bunu kotarmak yetenek olsa gerek ya da yazarlýðýn en sýkýntýlý yanlarýndan biri. Yazýlan bir cümle, hatta bir sözcük tüm oluþturulan atmosferi daðýtabilir. -Burada çevirmen Ayþe Sarýsayýn için de bir parantez açýp, romanýn ruhunu zedelemeden yaptýðý çeviri için teþekkür etmek gerekir.- Fethi Naci 15 Kasým 1980’de yazdýðý Türkiye’de Roman Var mý? baþlýklý yazýsýnda bir yerde þöyle der; “Bir romanýn büyüklüðü nasýl anlaþýlýr? Belki bir takým nesnel ölçütleri vardýr bunun, ama bir de doðruluðu ‘bittecrübe’ denenmiþ bir ölçüt var: O romaný yeniden okumak isteði.” Romanýn ruhunu oluþturup, onu okuyucuya hissettirmek iyi bir romanýn ölçütleri arasýnda sayýlmalýdýr. Türk yazarlarýndan Yaþar Kemal’de yaþama coþkusu, insan sevgisi her bir sözcükte yansýr. Bu durum okuyaný da etkiler. Orhan Kemal’de ise arkadaþlýk duygularý tetiklenir. Bir de Ayfer Tunç’un Yeþil Peri Gecesi adlý harika yapýtýnda okurken romanýn ruhunu iliklerinize kadar hissedersiniz. Astrid Lingren yazdýðý çocuk kitaplarýnda isyankâr, afacan bir atmosfere almýþtýr okurlarý. Erich Kaestner ise katýksýz bir dürüstlük, erdemli bir yaþam sürme konusunda istediði ruhu hem çocuklar ve gençler hem de yetiþkinler için yazdýðý romanlarýnda vermiþtir. Örnekler çoðaltýlabilir. Kýsaca bir romaný okurken hissedilen duygular, yaþanýlan ‘roman içindeki’ ortam romanýn kalitesi için bir ölçüt olabilir. Almanca Dersi’ni 2014 yýlýnda satýn aldým, bu kitap 2012 Nisanýnda yapýlan ilk baský. Ýki yýl geçmiþ maalesef 2. Baský yapýlamamýþ. Daha da üzücüsü yine Siegfried Lenz’in Ekmek ve Oyunlar isimli kitabýný 2013 yýlýnýn Aralýk ayýnda almýþtým. Bu kitap da 2008 yýlýnda yapýlan ilk baskýydý ve kitapçýda artýk satýþýndan ümit kesilmiþ en indirimli kitaplar reyonunda bulunuyordu. Öte yandan Ferrasini Satan Bilge, Serdar Özkan’ýn Kayýp Gül’ü, yüz binlerce satmýþ. Üzücü olan zaten her þeyin doðallýktan uzaklaþtýðý, dostluðun, sevginin günden güne azaldýðý son yýllarda bu tür eserlerin baþ tacý edilmesi. Edebi deðer taþýyan romanlarýn, öykülerin hak ettiði ilgiyi görmemesi, kitap okuyanlarýn azaldýðý yetmiyormuþ gibi bir de bu tür sanat deðeri taþýmayan yapýtlarýn bol reklamla allanýp, pullanýp okuyucuya sunulmasý da okunan nitelikli yapýt sayýsýný azalttýðý gibi, toplumsal olarak estetik deðerlerden iyice uzaklaþmamýza yol açýyor. Az okuyan bir milletiz, deyip kesip atmalý mý? Yoksa bunun nedenleri üzerinde kafa yormalý mý? En çok okunan basýlý eserler gazeteler. Herhangi bir günlük gazeteyi alýn, Edebiyat, Resim, Tiyatro, Müzik veya herhangi bir sanat dalýnda yazýlmýþ kaç tane yazý bulabilirsiniz? Nesli tükenmekte olan muhalif gazetelerimizde bile bu konulara çok az yer veriliyor. Güncel politik olaylar, her köþe yazarýna konu oluþturuyor. Ülkemizin içler acýsý durumlarýna hep politik çözümler aranýyor, eðitimsizlik her fýrsatta vurgulanýyor. Ýyi de halkýn kültür seviyesini arttýracak kaç tane yazý yazýlýyor. Neden gazete yöneticileri okuyucuyu sadece politik gündemle boðmak peþinde? Yeterince yazýlan roman, öykü, þiir varken neden bunlardan gazetelerde hiç söz edilmez? Zaman zaman nitelikli yazarlardan ilginç anekdotlarla okuyucu, edebi tartýþmalarla yeni gündemler oluþturulmaz. Gidilen bir tiyatro, resim sergisi neden bir yazý konusu olmaz? Melih Cevdet Anday’ýn yazýlarýnda her türlü sanat hakkýnda bilgi alýnýrdý. Þimdi varsa yoksa politika oda inanýlmaz bir kokuþmuþluk içinde. Bu durumda Siegfried Lenz gibi dünya edebiyatýnýn güçlü yazarlarýndan birinin kitaplarý ikinci baskýyý göremiyor. Baþýmýza gelen her kötü þeyde de halkýn eðitimsizliðini öne sürüyoruz. Gerçek Gazete yöneticileri bu konuda kafa yormalýlar. Politik gündemden, magazinden uzaklaþýp sanata daha fazla önem vermeliler.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |