Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
********************** Arabanýn silecekleri yaðmur damlalarýnýn hýzýna yetiþmekte yetersiz kalýyordu. Kainatýn tüm su kütlesi hepsi bir araya gelmiþcesine durmaksýzýn nefes aldýrmadan, göz gözü görmeden sanki Ömer'in üzerine yaðýyordu. Sadece Ömer vardý araba da bir de cama vuran þidetli yaðmur damlalarý ve hýzla gidip gelen sileceklerin sesi. Birden geçmiþten kopup gelen kötü bir aný canlanýr oldu Ömer'in gözlerinde. Eve koþarcasýna geldiði... kapýyý tokmaklayarak açtýrdýðý... Annesinin þaþkýn bakýþlarý altýnda koþarak kendini banyoya kilitlediði bir aný.O günde ayný bugün gibi þiddetli bir yaðmur yaðýyordu.O gün herþeyini üzerinden bir çýrpýda çýkararak duþ'un altýna girmiþ aðlayarak yýkanmaya baþlamýþtý.Annesi Ömer'in bu tuhaf davranýþýndan etkilenmiþ banyo kapýsýnýn ardýndan ona endiþe ile seslenirken, "Yýkanmak istiyorum!..." anne diyerek hem annesini yatýþtýrmaya çalýþmýþ hem de aðlayarak yýkanmaya çalýþmýþtý. O günden bugüne Ömer her duþ'un altýna girip yýkanmaya çalýþtýðýnda bir türlü yýkanamamýþtý.Onun için yaðan her yaðmur ve onunla birlikte gelen suyun sesi kulaklarýný patlatýrcasýna Ömer'i rahatsýz etmekte gününü karabasana çevirmekte idi. Aniden arabanýn kapýsý açýldý.Onu seven güvenilir bir ses Ömer'i bu karabasandan çekip çýkardý. "Ömer iyimisin hayatým?..." dedi gelen Gelen karýsý Nihal'di. "Demimden beri arabanýn camýna vuruyorum.Niye açmadýn hayatým ?..." Ömer içinden "Þükürler olsun!..." diyerek hayata geri dönmenin verdiði huzurla cevabýný verdi. "Afedersin hayatým yorgunluktan dalmýþým." dedi Nihal kocasýnýn rahatsýz olup olmadýðýndan endiþelenmiþti.Özellikle Ömer'in alýn kýsmýnýn boncuk boncuk terlemesi bu endiþesi için yeterli idi. "Ýyimisin hayatým?...alnýn boncuk boncuk terlemiþ,bak iyi deðilsen bir doktora gidelim." "Hayýr.Hayýr bir þeyim yok hayatým arabanýn içi çok sýcak oldu belki ondandýr" dedi Ömer. Nihal'in kuaförden çýkmýþ her kadýn gibi nasýl göründüðü hakkýnda bir beklentisi vardý kocasýndan. "Eee nasýl görünüyorum?..." Ömer karýsýnýn bu beklentisini karþýlamada gecikmedi.Nihal gerçekten çok güzel görnüyor,yeni yaptýrdýðý saç ona bambaþka bir hava katýyordu. ‘Hayatým…’ dedi ‘Sana gerçekten yeniden aþýk olabilirim çok güzel görünüyorsun…’ Küçücük bir söz.Tatlý bir ifade Nihal i þýmartmýþtý.Her kadýn gibi oda þýmartýlmaktan çok hoþlanýyordu. "Sen zaten bana aþýk deðil misin Ömer... ?" dedi Nihal. Ömer aniden gelen bu kontra soruya cevabý yapýþtýrmýþtý. "Tabiki hayatým sana ebediyete kadar aþýk kalacaðým." Nihal’in güzelliði doðum gününe özel aldýðý seksi elbiseyi giyince tam anlamý ile doruða ulaþmýþtý.Ömer karýsýnýn bu güzelliði karþýsýnda tüm seksüel arzularýnýn tavan yaptýðýný hissetmiþti.Onunla hemen oracýkta seviþmeye baþlamak isteðiyle kavruluyordu.Bu öyle bir arzuydu ki bir yere gideceði ve vaktin azaldýðý umursanmadan, saatlerce seviþilmeliydi.Her erkek gibi içten gelen bu dürtüye tutsak olmuþ, ‘Dünya yansa,umurunda’ deðil modundaydý.Bunu gerçekten istediði için karýsýna sýrnaþma eylemine giriverdi.Karýsýndan gelen tepki hissettiði arzu ve eylemi yatýþtýrmaya yönelik olsa da hemen oracýkta kadýnýný yavaþ, yavaþ soymalý, dudaklarýna þehvet dolu öpücükler kondurabilmeli sonrasýnda vücudunun her yerine, her noktasýna öpücükler kondurup ona sahip olmalýydý. Nihal’in ‘Þimdi olmaz hayatým!...’ demesi bile içindeki dürtüyü bastýrmaya yetmiyordu.Kadýnlar beklide erkekleri anlamýyordu.Ömer bu reddedilme eylemi ile içinden dýþarýya doðru patlamak üzere olan yanardaðýnýn volkanik ateþini yine içinde patlatmak zorunda kalmýþtý. Ýþte o an, içinde patlayan bu yanardað soðumuþ,tüm duygularý ve dürtüleri taþ kesilmiþti. Bu kýzgýnlýkla suratýný astý.Oyuncaðý verilmeyen bir çocuk gibi, ‘Ben seni aþaðýda bekliyorum.’ diyerek, hýzla odadan dýþarýya çýktý. Nihal Ömer’in suratýný asarak oyuncaðý verilmeyen bir çocuk gibi kýzgýnlýkla odadadan çýkmasýna bakakalmýþtý. ‘Erkekler….’ Dedi içinden. ‘Erkekler neden bu kadar zayýf?...’ Her kadýn, kocasýna karþý cinselliðini kullanmalýydý annesine göre. ‘Özelikle kocana yaptýrmak istediðin bir þey var ise,bu vazgeçilmez bir silahtýr. bunu denediðinde, bak görürsün! O zaman nasýl adam olurlar’ derdi annesi. Tabi bu kural normal bir evliliðin zemininde devamlý baþvurulacak bir yöntem olmasa da uygulanabilirdi.Annesi için bu ‘dizginleme ‘ metodu babasý ile olan beraberliklerinin ilk yýllarý için geçerli olmuþtu. Birden babasýnýn hatýrladý Nihal. ‘Babam….’ dedi ‘Benim bir de babam vardý deðil mi?...’ Babasý annesine ve kardeþlerine çok çektirmiþ, hayatta sadece kendini düþünen egoist birisiydi.Ömer gibi ise hiç deðildi.Öyle ‘Dur ! denildiði yerde durmayan’ aksi bir adamdý. Sonra evden kaçarcasýna üniversiteyi okumak için Ýstanbul’a geliþini hatýrladý. Annesinin çabalarý ile evden uzaklaþmasýný Ömer ile tanýþmasýný düþündü.Zavallý kýz kardeþi aklýna geldi. Kýz kardeþi Nihal kadar þanslý deðildi.Onun gibi okumak için baþka bir þehre kaçma þansý olmamýþ,o aksi adamýn elinde týpký annesi gibi oyuncak olmuþtu. Erkeklerden gizliden gizliye nefret ettiðini hissetti yine o an. ‘Çekti gitti…’ ‘Ýstediðini vermeyince nasýl çekti gitti…’ dedi. Bütün erkeklerin hepsi ayný idi. Kendini bir fahiþe gibi hissetmiþti.Ýþte o an, Ömer le seviþmekten ziyade, açacaktý laptonu girecekti bir chat sitesine erkeklerle dalgasýný geçecekti.Onlarýn bu azgýn ve böðüren kirli egolarý ile kafa bulacaktý.Çünkü hepsi ayný þeyi istiyordu.Sanal da olsa, gerçekte olsa,sahip olup çekip gidebilmeyi.Erkeklere duyduðu bu nefreti onlarýn bu zavallý aciz halleri ile dalga geçerek bastýrabilecekti. Ömerle mutlu sayýlýrdý. Kaçarcasýna geldi Ýstanbul’da düzenli bir hayata kavuþmuþ, çalýþan bir çift olarak ev sahibi de olmuþlardý. Geleceðe güvenle baktýklarý söyleneblirdi. Sýradan bir evlilikti belki bu.Hafta içi birbirini çok görmeden aðýr bir tempo ile çalýþma, hafta sonlarý yapýlmasý gereken bir görevmiþ gibi alýþveriþ merkezlerine koþturma, evin ihtiyaçlarý için birkaç parça bir þey aldýktan sonra, alýþveriþ merkezinin en üst katýnda yer alan bir fast food çuda bir iki bir þey atýþtýrdýktan sonra, eve dönmeden ibaret her hafta tekrarlanan monoton bir evlilikti bu.Birden Ömer’in liseden arkadaþý olduðunu iddia eden Engin’in sözü aklýna geldi. ‘Ýþgal bitti mi yoksa ?...’ dedi içinden.Ýþgal beklide çoktan bitmiþ geri çekilme tamamlanmýþ beklide yalnýzlýðý ve bireyselliði ile baþ baþa kalmýþtý Nihal. Arabaya bindiklerinden bu yana kimse birbiri ile konuþmuyordu.Ömer karýsýnýn doðum gününde ona haksýzlýk ettiðini düþünerek piþmanlýk duymuþtu.Bir an önce ortamý yumuþatmalýydý.Aksi takdirde, her tartýþmada yýllarca konu olabilecek bir tekrarla karþý,karþýya kalabilirdi.Kadýnlar hiçbir þeyi unutmazlardý.Tanrý erkeklere bu kin duygusunu kadýnlardan daha az vermiþti.Bunun da mutlaka geçerli bir sebebi olmalýydý.Erkekler gerek maddi gerekse cinsel iktidarlarýný sürdürebilmeli için, unutmayý yada kin gütmemeyi kadýnlardan daha çabuk baþarabiliyorlardý.Nahoþ havayý düzeltmek için piþkinliðe vurarak, karýsýna seslendi. ‘Bir þeye canýn mý sýkýldý hayatým’ dedi Bu piþkinlik Nihal’i içten içe daha da öfkelendirmiþti.Bastýrýlmýþ bir öfke ile yarým aðýz ‘Hayýr !...’ dedi Nihal. Ýçinden ‘Hayýr!... Ömer. Ben senin hayatýn falan deðilim.’ demek geldi bir an. Canýmlý,cicimli,hayatýmlý,aþkýmlý sýfatlardan sýkýlmýþtý.Hiç bir þey olmamýþ gibi , alelade söylenen bu sýfatlar bir iliþki içersinde yaþanan kýrgýnlýklara ölmüþ duygulara ne kadar derecede bir hayat öpücüðü verebilirdi ki. ************************** Aslýnda ne olduðumuzun ya da kim olduðumuzun hiçbir önemi yok.Çünkü kendi hayatýnýzý baþtan seçme þansýnýz da yok.Ruhunuza giydiðiniz elbise bazen size uysa da, çoðunla ki uymuyor.Hayatýn akýþýnda ruhlarýnýzý çok az taçlandýrýyor.Ve hayat hiç ummadýðýnýz bir anda kapýnýza gelen bir vergi memuru gibi kesiyor cezanýzý. Ýtiraz da edemiyorsunuz.Herhangi bir üst mahkemede yok. Bulanýk bir ruh hali ile karmakarýþýk bir rüyanýn içersindeydi.Kýzarmýþ piliçleri buggetler halinde insanlara çerez gibi yemeleri için sunan bir fast foodçudaydý sanýrým. Karþýsýnda oturan yüzü seçemiyordu.Kendi yüzüne elleri ile dokunmak istedi. Parmaklarýný milim oynatacak gücü yoktu.Yüzüne dokunamýyordu. Kendi suratýnýn aksini suda gören biri gibi elleri ile dokunmak istiyordu yüzüne. Buna her yelteniþinde parmak uçlarý suya dalýp çýkýyor. Sudaki yüzünün aksini biraz daðýttýktan sonra tekrar eksi halini alýyordu.Bir þeyler anlatýyordu karþýsýndaki. Suratýnda tebessümle, kahkaha arasýnda gidip gelen bir ifade vardý ki bundan feci rahatsýzlýk duyuyordu.Ýçinde çok kötü bir acý, yüzüne darbe yapmaya çalýþan gizli bir güç gibi “Yüzünü parçalamalýsýn !” emrini verirken, ruhundaki gözyaþý yüzündeki tebessüm ve kahkahaya çengel atamýyordu. Karþýsýndaki kiþiyi bulanýk bir görüntüden dolayý görmese de onu çok yakýndan tanýyordu. O, durmadan karþýsýndaki kiþiye bir þeyler anlatýp gülerken, karþý taraf sanki onu keyifle dinliyordu.Sonra bambaþka bir yerde uyandý.Komidinin kenarýndaki saat gece yarýsý 2 sularýný gösteriyordu. Yanýnda birinin yattýðýný hissetti. Baþýný o yöne doðru çevirdiðinde Ömer’in yüzünü gördü. Yüzü kanlar içindeydi. Bu manzara karþýsýnda baðýrmak, çýðlýk atmak istedi. Baðýrdý, çýðlýk attý… Birden bambaþka bir yerde, baþka bir yatakta uyandý.Uyanýrken atmak istediði çýðlýklar hýzla maraton koþmaya çalýþan ve yarý yolda nefesi tükenen koþucular gibi boðazýndan týk nefes bir haykýrýþla fýrlayýverdi. Yine de bu hýzlý fýrlayýþ, kocasý Ömer’in uyanmasýna yetmiþti. “Nihal hayatým ne oldu? Neyin var ? “ dedi Ömer. Çok korkmuþtu. Ömer’in kanlý yüzü aklýndan hiç çýkmýyordu. “Kabus falan mý gördün?...” Terlere karýþmýþ bir þekilde kendini ve Ömer’i yatýþtýrmaya çalýþarak, “Yok bir þey, Ömer” dedi. “Biraz su içmem lazým.” Yataktan yavaþça çýktý. Ömer’in endiþeli bakýþýnýn altýnda yatak odasýndan mutfaða doðru yürümeye baþladý. Ömer az sonra yanýna gelse de, ona çok önemli bir þey olmadýðýný uykusunun kaçtýðýný,biraz sonra yatacaðýný söyleyip,kocasýný yataða gönderdi. Bir bardak su içti.Mutfak masasýnýn üstündeki her zaman çok sevdiði birkaç diyet bisküvisinden atýþtýrdý. Dolaptan bir kutu süt çýkararak,ocakta ýsýtýp ýlýk,ýlýk içmeye baþladý. 5,10 dakika öncesine göre daha sakindi. Sonra doðum gününü hatýrladý.Biraz neþelendi. Uykusu iyice kaçmýþtý. Salona geçip, Pencereden Ýstanbul’u seyretti. Her yer ýþýl,ýþýldý. Sokakta birkaç köpeðin ulamasý aklýna yine deprem takýntýsýný getirdi. Orta katta oturduklarý için iyice endiþelendi.Kurtulma þanslarý hiç yoktu. Þiddetli bir deprem olduðu takdirde, orta katta tamamý ile sandoviç olacaklarýný düþündü.Bu yersiz takýntýdan kurtulmak için, salon masasýnýn üzerindeki laptopunu açtý. Ýnternete baðlandý. Yüz kitabýndaki sayfasýný açtý. Kendisinin duvarýna bir mesaj geldiðini gördü. Mesajý açtýðýnda þunlar yazýyordu: “Sevgili Nihal,selam. Ömer’e de selam.Bu arada ben Engin.Kusura bakma doðum gününe gelmek isterdim.Çok üzgünüm. Doðum gününü kutluyorum,nice yaþlara… Beni arkadaþ olarak eklersen sevinirim.Selamlar…” “Doðru ya!...” dedi içinden “Bu adam o!..” Ömer’e Engin’den hiç bahsedemediðini hatýrladý o an. Arkadaþ olarak eklemelimiydi diye düþündü. “Ne fark eder ki ?...” diyerek ekle seçeneðini týkladý.Ýçinde gidip, gelen karþý koymakta zorlandýðý bir hisle sarsýldý. Bir an internet’ten baþka bir sayfa açma isteði duydu. Sonra vazgeçti. Laptopunu kapattý.Yataðýna, sýcak yataðýna geri dönme kararý aldý. “Yine her zaman ki gibi iþlere dalmýþýn Nihal…” dedi Sevcan.Kafasýný kaldýrdýðýnda karþýsýnda dekolte bir giysi ile kendisini bir seks abidesine çevirmiþ Sevcanla karþýlaþtý. Ýstanbul’un rutubetli sýcaðýna bazen klimalarýn serin esintisi bile yetmiyordu.Ýnsan çalýþmaya aþýrý konsantre olduðundan dýþ dünya ile gerçekten baðlarýný kesebiliyordu. Sabahtan bu yana yanýndan onlarca kiþi gelip geçmiþ.Bir sürü kiþi birbirlerine aptalca þakalar yapmýþ olsa da hiç birinin gülüþmelerini duymamýþ fark etmemiþti. Konsantre olduðu her ne kadar iþi de olsa, iþ yapma bahanesi ile bir süreliðine kendini dünyadan izole etme þansýný da verebiliyordu Nihal’e “Doðru söylüyorsun,çok dalmýþým” dedi Sevcan’a Otomatikman bir gerinme ihtiyacý duydu. Oturduðu yerde esnemeye açlýþtý. “Bak tatlým öðleye doðru yelken açmaktayýz.Ýstersen bugün farklý bir yerde yemek yiyelim”dedi Sevcan. Öneri güzeldi.Ancak ondan evvel bir eczaneye koþup,insülin ilacý almasý gerekiyordu.Sevcan’a önerisinin gayet güzel bir fikir olduðundan bahsetti. “Tamam o halde ben hemen iþimin baþýna döneyim “ dedi Sevcan. Kendine bir kahve ýsmarlama ihtiyacý duydu. Aslýnda insanýn en mutlu olduðu anlar buydu beklide.Yani kendine bir þey ýsmarlama aný.Son yüzyýlýn ve onun tüketim toplumunun en büyük icadýydý bu “Kendine bir þey al!” “Kendine bir þey ýsmarla!..” “Mutlu Ol!...” keþfedilmemiþ ama, insanýn ve toplumun kanýna karýþmýþ en büyük silah. Vücuduna enjekte ettikçe bir mutluluk patlamasý yaþatan tesiri kiþiden kiþiye göre deðiþen sonuçta, bir sonraki vuruþa aç bir halde býrakan en büyük, en gizli silah. Masasýndan kalktý.Çalýþma ofisinin hemen sol köþesinde yer alan kahve makinesinin yanýnda soluðu aldý. Kendine bir nescafe ýsmarladý. Nescafesini yudumlayarak, çalýþma ofisinin en son kýsmýnda yer alan dinlenme odasýna doðru yol aldý. Dinlenme odasý geniþ, canlý renklerden oluþan rahat koltuklarýn yer aldýðý, son çýkan birkaç bilim ve magazin dergilerinin sehpalara serpiþtirildiði rahatlatýcý bir mekandý. Bu mekanýn geniþ bir duvarýnda, duvara gömülü olan kocaman bir LCD Tv’de genelde belgesel kanallarý yada müzik kanallarý açýk olurdu. Belgesel kanallarýný severdi Nihal. Kendi evinde popüler kanallarda yayýnlanan Yaprak dökümü,Aþk-Memnu gibi dizileri de kaçýrmasa da, belgesel seyretmekten de büyük bir keyif alýrdý. Rahat bir koltuða oturdu. Önündeki sehpanýn üzerinde bulunan bir magazin dergisinin sayfalarýný kurcalamaya baþladý. “Seksi manken, futbolcu aþký ile piþti oldu!...” diyordu derginin bir sayfasýnda. Bütün bunlarýn hepsinin tamamý ile bir kurgu olduðunu Mýsýr’daki saðýr sultan bile duymuþtu. Reklam kokan bu haber çok da ilgisini çekmemiþti ki,kanal deðiþtirdi. Tv’den kulaðýna fýsýltý halinde gelen bir sese önce kulak verdi sonra ciddi,ciddi ilgilenmeye baþladý. “Ve yeni bir cinayetle karþý karþýyayýz seyirciler.Amerika’nýn California eyaletinde yaþanan seri cinayetler halkasýna yepyeni bir cinayet daha eklendi.” Yaþlý bir kadýn televizyonda görgü þahidi olarak konuþuyordu.Yüzündeki ifadeden her hali ile korktuðu belli idi. “Kadýný hiç tanýmýyorum.1,2 ay önce benden bir oda kiralamýþtý. 3,4 gündür dýþarýya hiç çýkmayýnca meraklandým. Kapýsýný kilitlediði için çilingir çaðýrýp,kapýyý açtýrdým. Ýçeriye girdiðimde Yüce Ýsa adýna!... her yer kan içindeydi. Kadýnýn boðazý sanýrým,boydan boya kesilmiþti.” Cinayetten görüntüler eþliðinde Tv’de ki sunucunun sesi tekrar bilgi vermeye devam etti. “Daha evvel ki 4 cinayette olduðu gibi bu cinayette de tek ortak yan odaya bilgisayar çýktýsý olarak býrakýlmýþ bir kaðýt parçasý. Bu kaðýt parçasýnda ölen kadýnýn Yüz kitabýnda yer alan sayfasý screen edilmiþ. Yine altýnda bir not yer almakta. Dünya ya adalet daðýtan bizler yani Yüz yolcularý yapmamýz gerekeni yaptýk” diyor. Konuþmasýný sürdüren sunucu bir polis memuruna bilgi almak için mikrofonu uzattý. “Memur bey, siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?...” “Daha evvelki iþlenen 4 cinayetle benzerlikler taþýdýðý görülüyor. Tabi bu konuda uzun bir araþtýrma yapmak gerekli. Biz bu cinayetlerin ardýnda kendilerine Yüz yolcularý adýný veren gizli bir tarikatýn olduðunu sanmaktayýz.” Sunucu sorularýna devam etti. “Peki bu tarikat kurbanlarýný Yüz kitabýndan mý seçiyor?...” “Belki öyle, belki de deðil. Bu nokta tam bilinmiyor. Bu tarikat hakkýnda bilmediðimiz çok þey var. Bildiðimiz ise, sosyal paylaþým sitelerini hedef seçmeleri. Bunlar kendilerini Tanrý’nýn seçilmiþ kullarý olarak görüyorlar. Cinayetleri adalet daðýtmak için iþliyorlar. Tam bir sapkýnlýk kýsacasý…” “Bizden þimdilik bu kadar, yeni geliþmelerle birlikte olacaðýz” dedi sunucu. “Ne saçmalýk !...” dedi Nihal. Oturduðu yerde kahvesinin bittiðinin farkýna vararak, yeniden ayaða kalktý. Tamamý ile yeni dünya da ki insan portresinin sapkýnlýðýydý bu. Nedense dünyada ki insana dair tüm pislik ve vahþetin,sapkýnlýðýn Amerika denilen ülkeye toplanmýþ olduðunu düþündü bir an... Allaha þükür ki kendi ülkesinin bu konuda sicili pek bozuk deðildi. Tamamý ile dibe vurmuþ toplumlarda, yalnýzlýðýn ve bireyselliðin alabildiðine hakim kýldýðý bir ortamda, insan doðasýnýn sapkýnlýða ve sapýklýða ulaþtýðý bir merhalede yaþanabilirdi tüm bunlar. Müvver KARABULUT cinayeti gibi Amerikan yapýmý korku filmlerinden esinlenilmiþ tüyler ürpertici cinayetler haricinde, kendi ülkesinde insanlar, Kemal Sunal filmleri ile saflýðý,iyiliði alabildiðine de natürel bir kötülüðü görmüþ, deneyim edinmiþlerdi. En kötü bir karakter bile tecavüz etmek istediði kadýnlarýn gazozuna ilaç atardý. Yani kesip,biçmek,kan ve vahþet yoktu ortada. Sadece natürel bir kötülük vardý. Ýnsan beyninin karanlýk dehlizlerine giden bir yolculuktan ziyade, kendi ve kendinden önceki kuþak, þükürler olsun ki “Küçük ev gibi diziler, Arý Maya gibi çizgi filmlerle “ büyümüþtü. Ne canavarlar vardý izlediði dizi ve çizgi filmlerde ne de garip yaratýklar. Ama bundan sonraki neslin kendisi kadar þanslý olabileceði hakkýnda derin þüpheleri de yok deðildi.Çünkü, Globalizm denilen gerçek gerek Televizyonlarda yer alan haber programlarý ile gerekse sinema endüstrisi ile ve internet denilen mecra ile bu sapkýnlýklarý bulunduðu mekanýn tam ortasýna kadar getirebilmeyi baþarmýþtý. Tüm bunlarý düþünürken, cep telefonunun ani çalýþý irkilmesine sebebiyet verdi. Arayan Ömer’in iþ yerinden en yakýn arkadaþý Selim’di. Sesinde çok büyük bir telaþ ve korku vardý. “Nihal sen misin ?...” dedi “Seni çok korkutmak istemiyorum ama sana bir söylemem gerekli…” Nihal þaþkýn bir vaziyette donup kalmýþtý. “Ömer’e bir þey oldu…”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © erdal divriklioðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |