..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Muhammed CAN




9 Þubat 2014
Siyasallaþmak mý, Çürümek mi?  
Muhammed CAN
Ehl-i Beyt mektebinin öz deðerlerinin, nasýlda milli duygular adýna yontulduðunu görüyoruz.


:AFAC:
Bazý gerçekleri oldukça yalýn bir þeklide anlatmaya çalýþacaðým. Düþünür ve yazarlarýn birçoðunun yazýp konuþmaya cesaret edemediði ve ya bildiklerini anlatmaya cüret edemediði, bu zeminde kalemini kýrdýrmak istemediði bir ayrýþma konusunda yeniden konuþuyorum. Daha önce ‘‘Türk Ýslamcý Þovenizmi ve Ýdeoloji Çürümüþlüðü‘‘ baþlýðý altýnda bu konuyu iþlemiþtik

Türk Ýslamcýlarý: Bileþkeden oluþan Türkiye halkýný, mensubu olduðu aidiyetten dönüþtürmek, onlara yönelik, kendisi dýþýndakilerin, kendine benzetmesini dini bir sorumluluk bilmesi, farklý kültürü, dili kullanmayý veya inancýný yaþamak ve yaþatmak isteyene tahammülsüzlüðü, bundan dolayý, birinin diðerine vesayet oluþturmaya çalýþtýðý dönemi aþamadýðý zamanda gerçeklerden söz edebilmek, elbette kolay olmasa gerek.

Eleþtiri: eðer doðrulara talip olmak ve onlarý elde etmek ise; birilerinin alanýna yönelik saldýrýlarda bulunmadan, algýlama þeklinden veya algý yönteminden dolayý ortaya koyulan gerçekliklerden, tahmin ve önyargýsýz bakýþ açýlarýna göre analizlerin ortaya çýkmasý da normaldir. Maalesef Modern sömürü kültürünü beraberinde getiren kapitalizm; özgün düþünceyi ve pratik yaþamý da kirletmiþ.

Türk-Ýslamcý geleneðin; nasýl kirli bir geçmiþten geldiði ve masumiyet, mazlumiyet politikalarýyla kendilerini avutmalarý olmasaydý, bugün bulunduðu konuma gelemezdi.

Türk Ýslamcý gelenek kendi gerçeði ile yüzleþmekten korkuyor veya statükosunun zedeleneceðini bildiðinden yüzleþmek istemiyor. Bundan dolayý kendi varlýðýný yapay övüngenlik üstüne bina etmekten kurtulmak bir yana, sahte özgüven, kibir, gurur ve cehalet Türk Ýslamcýlýðýn gözlerini kör ediyor.

Toplumun düþünürleri rehavet ve kiþisel çýkarlarýn girdabýndan çýkýp, bu durumun nasýl bir mecraya dönüþtürülmesi gerektiðini söylemediði müddetçe, kendi makus gerçekliði ile yüzleþmesini de mümkün kýlmayacaktýr

Bu durum Emevist Ýslami anlayýþýn dýþýnda kalanlar için de geçerli.Kendisine kurduðu sahte dünyanýn içinde ne kadar boþ hayallerle yaþadýðýný, Huseyni direngenliðin ve öðretilerin nasýllýðýný böyle olup olmamasýný bir þekilde gördük, bir þekilde öðrendik.

Bir millet insani ve Ýslami deðerler ekseninde uyanýþa geçmiþse, takdir edilmeli ve o milletin haklý isteklerinin yanýnda yer alýnmasý gerekir. Teknoloji ve bilim yaþadýðýmýz çaðda kendi zirvesine ulaþmasýna raðmen, Dünya nüfusunun yarýsýna yakýný yoksulluk veya açlýk sýnýrý altýnda yaþýyor. Buna karþýlýk dünyadaki gelirin %35’i yedi milyarlýk dünya nüfusunun %1’i tarafýndan bölüþülüyor. Hal böyle olunca; zulüm ve haksýzlýðýn ayyuka çýktýðý, insani deðerlerin %1 azýnlýk tarafýndan pay-ý mal edildiði zümreye karþý, isyan ve mücadelenin meþru olduðu tartýþma götürmez gerçekliðe dönüþür, dönüþtü de.

Üçüncü dünya ülkeleri olarak adlandýrýlan ve müstemleke(sömürge) haline dönüþtürülmüþ beldelerin halklarýna musallat olmuþ yerli gönüllü müstemleke valileri, halklarýn kendi dini köklerine dayanarak uyanýþýna tahammül edemiyor.

Bin yýllýk Türk tarihi ile övünmenin, ne denli cehalet ve asabiyet kiri ile yoðrulduðunu ve bunun ne kadar gayri-Ýslami olduðunu görmeyecek kadar kör olmadýklarýný da biliyoruz.

Tarihperestlik adýna illede ilahi deðerler görmezilkten gelinecekse, kendi deðerlerini insani ve Ýslami deðerlere efdal görecek ve tarihteki ecdatlarý yolunda sebatta direneceklerse, bunlarýn þovenist deðerlerine karþý onurunu koruyan milletleri, hangi hakla terörist ilan ediyor ve bu hakký kendilerinde nasýl görebiliyorlar?Ýslam dünyasý müstemlekelikten kurtulmak için uyanýþ çaðý ve özgürlüðünü elde etmek için de direniþ cephesini tek çözüm tercihi olarak kabul etmiþ ve yol ayrýmýna gelmiþ.

***

Bu cümleden; keskin hatlarla ayrýþmýþ olmasa da, Müslüman Kürtlerde de ayrýþmalar oluyor. Elbette bu duruma rejim adýna Sivil Toplum Kuruluþlarý adý altýnda Kürdistan’da varlýk gösteren ve rejimin varlýðýný meþrulaþtýracak eylemlerle üstüne düþen görevi severek ifa eden Türk Ýslamcýlar da sorumludur.

Türk Ýslamcýlar; Türklüðü ve ilkel miliyetçiliði temsil eden partilerden daha fazla Türkperestlik yapmayý dini vecibe biliyor ve onlarýn yanlýþ politikalarýna, Ýslami sorumluluk ve dini vecibe adýna destek veriyor. Öyle ki iktidardaki Türk Ýslamcý parti, Kürt açýlýmý derken Türk Ýslamcý STK‘lar iktidara mesafeli yaklaþmayý dini sorumluluk bildi.

Türk Ýslamcýlar: Çeçenistan ve Bosna gibi bölgelerde ýrka dayalý mücadeleleri desteklemeyi Ýslami bir sorumluluk bilerek ve onlara yapýlmasý gereken yardýmlarý zorunlu addedip, dahasý fiili olarak Çeçenistan ve Bosna‘da savaþmayý Ýslami cihad olarak bilirken, Ortadoðu'da Kürtler güçlendikçe, Türk Ýslamcýlarý; Türk devletinin tahammülsüz ve gerçeði örten politikalarýna daha fazla sarýlýyor! Bu durum bana ve benim gibi düþünenler içindir.

Ýslam: Kürt halkýnýn filizlenen insani ve Ýslami umutlarýný törpüleme hakkýný hiçbir kurumun tekeline vermez. Statükonun yýkýlmasýndan en fazla statükocular rahatsýz olur. Firavun’un; Ýsrail oðullarýný egemenliði altýna alýp sömürdüðü, sömürü ve tahakkümünü meþrulaþtýrmak adýna, Ýsrailoðullarýnýn içinden kendi iktidarýna destek veren devþirme yardýmcýlarýndan aldýðý destekle sömürüyordu.

Birilerin tarihini veya inancýný, bireye indirgeyerek geçmiþi ile yargýlamak hiçbir ahlak anlayýþý ile baðdaþmazken, bu istisnadan muaf olanlar Türk Ýslamcýlarýdýr. Oysa bu yaklaþýma hemen her milletin tarihinde ve ontolojik geçiþinde cahiliye kiri veya baþka izler bulunabilir ve vardýr da.

Son yýllarda yönünü daha bir doðrulara dönen ve esasýnda Türk Ýslamcýlar tarafýndan tarihe gömülmüþ köklerini bulma çabasýný, aþka imana Ýslam’a dönüþtüren Kürtlerin, yeniden kendi küllerinden kendisini yaratmasýna tahammül edemeyen Türk Ýslamcýlarý…

Kürtler‘in; bugüne kadar kalbinin üstündeki aðýrlýðý bir çýrpýda kaldýrýp atmasý, ruhuna baskýn gelen Türk Ýslamcýlýðýný, silkip fýrlatmasý elbette kolay olmayacaktýr. Müslüman Kürt aydýnlarý, kalemini halkýnýn haklý davasýna, hakkýn uðruna hizmete feda ederse, Kürt halkýnýn tarihine son yüzyýllara kara leke olarak yazýlan yazgýsýný deðiþtirmede yardýmcý olacaktýr.

Ýslam dünyasýnda; güce dayalý, Statükocu Ýslamcýlarýn, devletle hiçbir zaman ciddi sorunu olmamýþtýr. Bugün Bahreyn ve Suud’da kýyam eden Huseyni gelenek, Türkiye’de de tekerrür ederse, bugün kirlerinden arýnmayanlarýn, mevcut statükonun yanýnda yer alacaðý kuþku götürmeyecek bir gerçekliðe dönüþecektir. Nitekim Ýslam inkilabý yýllarýnda Müslüman halk hareketine karþý, Þah’ýn gücünü temsil edenler de kendilerini Huseyni gelenekten gelen ve Ali yarenleri olarak biliyordu!

Ýslam dünyasý dün de Jakoben ve laik sistemlerle yönetiliyordu, bugün de böyle. Dün bu kavramlar bilinmediðinden, bu kavramlarýn yerine melik, sultan, halife sair Ýslamsý kelimeler kullanýlýyor, böylece asýl sorunun üstü örtülüyordu. Oysa bu tarihi sorunun kökleri bugün Türkiye’de hala ayný damardan besleniyor.

Huseyni mektebin; Türki partilerce nasýlda manüpülatif çýkarlar eþliðinde, en Kemalist oluþumlarýn çýkarlarýna kurban edildiðini, Ehl-i Beyt mektebinin öz deðerlerinin, nasýlda milli duygular adýna yontulduðunu görüyoruz.

Sistem içerisinde geliþen, sistem tarafýndan beslenen Huseyni deðerler, Huseyni deðerlerle baðdaþamaz! Bu tür geliþimlerin birçoðunda operasyonel iliþkiler olma ihtimali çok yüksektir. Bugün Suriye’ye karþý NATO paktýný savunan Türk (Emevist) Ýslamcýlarýn, geçmiþte Mavi Marmara’ya bindirilmesi, nasýl ki sistemin bilgisi ve isteði doðrultusunda idiyse, Huseyni gelenek de, katký alarak sistemlere uydu olmaya namzet ve yazýlamayacak kadar tehlikeli bir süreç içerisindedir.

Tarihin her döneminde ‘‘dine karþý din‘‘ kullanýlmýþtýr. Dini, kendi dünyevi amaçlarý için kullananlar, Müslüman milletleri parçalamak ve baþka mecralara kanalize ederek imha etmek için elbette her türlü kirliliðe teþebbüs ederler. Peki bu durumda Huseyni gelenek mensubu düþünür ve yazarlarýn toplumun saygýnlarý, seyirci kalýp eleþtirmezse bu hangi vicdana sýðar?

Bazý siyasi çevreler birkaç yýldan beridir bütün sosyal etkinliklerini ve gayretlerini, Huseyni mektebi enstrüman olarak kullanýp, kendi çýkarlarýna alet etmeye sarf ediyorlar. Onlarýn yazdýklarýný ve söylediklerini okuyup dinlediðimizde, adeta Huseyni geleneðin ferdi olduðumuzdan ve insanlýðýmýzdan utanýyoruz. Bu þahýslarýn düþüncesine göre, sanýrsýnýz ki Ýmam Huseyin Arefe günü Arafatta haccýný tamamlamadan, yarým býrakarak, Yezid‘i ziyarete gitmeyi tercih etmiþ!

Ehl-i Beyt mektebi kimliðine sahip bir güruh, nasýl bu kadar seviyesiz ve hastalýklý ruh haliyle Velayet-i Fakihi, ki Huseyni mektebin ruhudur, e-karte etmek için gayret sarf edebilir?

Müslümanlara: Ehl-i Beyt mektebi mensubu adýna sahnede onlarýn, Kapitalizmin ahlakýyla donandýklarýný, içi boþ, yüzeysel ve sahte bir hizmet anlayýþýný, kibirlenme ve gurur maskesiyle örttüðünü, yapýlan etkinliklerin, Huseyni mektebin en dinamik özelliði olan Velayet-i Fakih eksenine aykýrý olduðunun farkýnda olmadýklarýný söylemeliyim.

Ýktidar olmak adýna sistemin uydusu olan çevrelerle kurulan diyaloglar, Huseyni Mektebe varis olma onurunu zedeler. Size verilen deðer, Huseyni olduðunuzu söylemenizdendir. Velayet-i Fakih mensubu olanlar için söyleyeceðimiz: bazý þeylerin farkýna varmanýz için ille de Kerbela’lar yaþamanýz gerekmiyor!

Buraya kadar yazýlanlarý okuyarak, yazýlanlarda haklýlýk payý olabilir mi, deyip sakince bir düþünmek gerekmez mi?



Suriye de iç savaþa destek veren Türk Ýslamcýlarýn, bu uluslararasý terör çetesinin hareketini Türk medyasýnda Ýslami direniþ olarak anlatanlarýn, tek endiþeleri, aslýnda hükümetin STK’lara yüklediði görevle ilintili olduðunu, Ehl-i Beyt mektebi mensuplarý bilmiyor deðil. Bizim bu bilgiye sahip olmamýzýn temelinde, Velayet Mektebinin; beþeri sistemlerle uzlaþmaz kriterlere sahip olmasýndan kaynaklandýðýný bilmeyen var mý?

***

Türk Ýslamcýlar; neden Suriyeli Müslüman halkýn kaný üzerinden siyaset ticareti yapýyorlar? Diyebilirsiniz ki, bu siyaset ticareti, onlara Osmanlý’dan kalma bir mirastan kaynaklanýyor.

Pek ala, Kemalizm‘i mihenk kabul etmiþ, Ehl-i Beyt mektebini de hedefine ulaþmak için araç olarak kullanan Türk Ýslamcýlýðýn bir baþka versiyonu, Kürt ve Kürdistan demeyi adeta dindýþý gibi algýlayan ve Türklük için sakýncalý gören, yazdýklarý yazýlarda Kürtlerin menfaatine olabilecek herhangi bir geliþmeyi, saldýrganlýkla deðerlendiren bu çevrelerin, devlet ve orduyla, laiklik ve Kemalizmle bir sorunlarý var mý?

Kürtleri ulusalcýlýkla suçlayanlar, kendi basýnýnda Türk devlet jargonu ile konuþan Doðu ve Düneydoðu gibi uyduruk terimler üretenlerin, Huseyni duruþu nasýl temsil edeceðini anlamakta zorlanýyorum!

Bunlar kimin deðirmenine su taþýdýklarýnýn farkýnda deðiller mi? Ýslam inkilabý ve islami direniþ dediðimiz Huseyni direniþ; bu kadar zelil, bu kadar kaypak, bu kadar kývrak durarak mý devrimini tamamladý?


Peki, ne yapalým? Huseyni geleneði eleþtirmeyelim mi? Adý Ehl-i Beyt olduðu için her hareketi doðru bilip, vardýr bir hikmeti, biz bilmesekte, deyip geçelim mi? Safevilerde olduðu gibi sisteme koltuk deðneði olan, bu düzene Huseyn veya mekteb adý üzerinden, sistemin yýlmaz askeri haline gelinmesine müsaade edelim mi?

Kürdistan’da yapýlan bunca zulme seyirci kalýnýrken, Suriye’de direniþe destek olduðun söylemini, sözünün doðruluðunu, kiþiliðini, dürüstlüðünü, ve Mektebin adalet-özgürlük kriterlerini Kürtlere nasýl inandýracaksýn?

Sistemin NATO askerlerini þehid ilan ederek, Kürt evlatlarýný terörist göstermeni, göstermelik kardeþlik adýna, Ehl-i Beyt adýna Kürtler sineye mi çeksin?

Hükümetle görüþmeler; ulufe ve memurluk istekleri, sistemin emrinde hareket eden Emevist Ýslamcýlar gibi devlet-i a‘li ye dokunan her düþüncenin üstünü örtelim mi? Sistemin kullandýðý resmi jargonlarýn dýþýna çýkmamayý takiyye kabul edelim mi? Böyle de olabilir diye sesini duyurmak isteyenleri mektebin maslahatý adýna sansürleyelim mi?

En içten öz eleþtirileri böcülük ve bölgecilik adýna susturalým mý? Sonra kendimizden utanmayarak, adýmýzýn Huseyni mektep olmasýný gururla taþýyalým mý?

Huseyni mekteb‘in her döneminde, aðababalar, pulperestler makamperestlerin, kirli iliþkiler içine girdiðini Þia’nýn mazlum tarihi bize anlatmýþtýr. Þia; hiçbir dönemde bu kadar tehlike altýnda deðildi!

Dinlemeye gücümüz yetiyorsa, Kürtlerin; Þia‘nýn tarihinde ne kadar bedelli acýlarla yoðrulduðunu gidip yerinde görelim mi?

Osmanlýda, Kürt Müslümanlarý Muhibbi Ehl-i Beyt olduklarý için binlerce baþlarýn gövdeden nasýl ayrýldýðýný, Osmanlýnýn tarihinde kayýtlýdýr. Bugün Osmanlý hülyasý ile yola çýkanlarýn yakýn gelecekte Huseyni gelenekten gelen müslümanlarý nasýlda bir paçavra gibi kullanýp bir kenara atma ahlakýna sahip olduklarýný görmeyelim mi?

Velayet Ekolü‘nün Türki, Arabi ya da Farsi, Kürdi bir ýrka dayalý ideoloji ile yakýndan uzaktan hiçbir ilgisi yok ve olmamalý derken, birileri tarafýndan yapýlan zulmü Mektebin maslahatý adýna görmeyelim mi?

Korku ve ezikliði takiyye olarak Ali’nin mektebine yakýþtýranlara bir diyeceðimiz yok. Onlarýn kiþilik ve karakterleriyle bir benzerliðimiz de yok. Onlarýn gittiði yol, savunduklarý kirli düþünceleri kendilerine dir. Böyle bir konsept asla bizim beklentilerimizi ve ideallerimizi temsil edemez.

Düþüncelerini maslahat ve takiyye adýna özgürce ifade etmeyen bir ekol; Ehl-i Beyt‘i temsil ettiðini nasýl iddia edebilir?

Burada yazýlanlarýn rahatsýzlýk yaratacaðýndan kuþkum yok. Üstad da ‘‘sizi rahatsýz etmeye geldim‘‘ dememiþ miydi? Düþünceye, eleþtiriye tahammülü olmayan, kibir, gurur ve cehaletin esaretinde pörsüdüklerini görmek istemeyenler, Devletin kendilerine olan tavrýný marjinal deðiþtirirse, bu onlar için büyük bir nimettir ve her daim devlete minnet duyarlar, Mekteb adýna da hiçbir sorun kalmaz.

Bu düþüncede onlarýn bütün çabasý, zaten Kemalizm‘in damarlarýna taze kan enjekte etmesidir.

Devlet ve Ordunun vesayet rejiminden kurtulup, ýlýmlý Ýslam’ýn gölgesi altýnda elini salarak kýldýðý namazla cennete yolculuk! Þu Halde Yaþasýn ABD, Yaþasýn Türkiye’nin laik Cumhuriyetinin ýlýmlý Ýslamý! Ilýmlý islam’ýn bütün çabasý, Velayet ekolüne karþý verdiði savaþta galip gelmesini saðlamaktý. Olsun! Artýk tarihte kaldýðý söylenen despotizm, yerini ýlýmlý Ýslam ile sistemin koruyuculuðuna býrakmýþtýr. Öyleyse biz Þia‘lar için ayaklara mesh ederek cennete yolculuk farz’dýr.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 5
Gündem Özel - 4 Baþkanlýk Sistemi ve Avrupa Krizi
Rebeze Röportajý - 2
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 3
Emperyalist Ýslamcý Olunabiliyormuþ Demek!
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?
Rebeze Röportajý - 1
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 4
Politik Yezid’lik: Suriye Kerbelasý ve Ýbn-i Zubeyr’ler!
Türkiyede Abbasi Dönemimi?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! —2
Algý Sapmasýnda Türk Ýslamcýlarý
Size Ne Oldu?
Türk Aydýnlarýnda Takvimler 1789 Mu?
Özdemir Ýnce Kirene'li mi?
Baþka Gezegenin Aydýnlarý mý?
Zulm'ün ve Köleliðin Rengi Nedir?
Türk Ýslamcýlarýn Þovenizmi ve Ýdeoloji Çrümüþlüðü - 6
Kerb - U Belamýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam [Ýnceleme]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.