..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlarým her zaman gerçekleþmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Serkan Köse




23 Ocak 2014
Gotik Hikaye  
Ýnsan Yaðmuru

Serkan Köse


Güneþ, kýzýl boya küpünden çýkarýlmýþ top gibi geniþ boþluðun ötesindeki þatonun ardýna süzülüyordu. Kavrulmuþ topraðýn orasýnda burasýnda lav hâlinde nehirler akýyor ve tek tük sivri kuleli yapýlar ihtiþamla dikiliyordu. Terkedilmiþliðin kasvetli loþluðunda, siyah duvarlar kýzýl güneþin son ýþýklarý altýnda âdeta yanýyordu. Ve dahasý…


:ADIA:

Hayret ve dehþetle kendi kendine konuþtu: “Korkunçtu, tamamen korkunç! Bir daha mý asla! Asla, aynada yüzleþmeyeceðim kendimle! Ürperdim. “Bu ben olamam,” diye böðürdüm. Kulaklarým uðuldadý. Kalbim yerinden çýkarcasýna çarptý. Beynimin derinliklerinde, metafor gibi gizemli bir þey kalbime tempo tutarak çýnladý. Yanaklarým alev alevdi. Kan beynime sýçradý. Yüreðim aðzýma geldi ve onu çiðnedim. Yalnýzdým, aynanýn karþýsýnda yapayalnýz… Bir ben vardým orada, bir de ben! Tanrým, bu ben olamam! Bu aynadaki iblisi sen yaratmýþ olamazsýn! Ne vakit bu canavara dönüþtüm? Nasýl oldu bu?”



Bu anlatýlamaz duygunun içinde yýlan gibi kývranýrken balkona çýktý. Ýyi biriyken nasýl bu kadar pis, habis bir yaratýða dönüþmüþtü? Caddeye yöneltti bakýþlarýný ve tükürdü. Yaptýklarýna ayna tutup bakmasý ne bok olduðunu gösteriyordu iþte! Güneþin önünü bulutlar kapladý ve yaðmur baþladý. Sidik gibiydi yaðmur, irin gibi! Ya da her þeyi kirleten gözleriydi...



Elini balkonun koruluðuna tüneyen þeytan suratlý heykelin kel kafasýna koydu. Bir an gözü heykele kaydý “Bu bile benden daha iyi görünüyor,” diye düþündü



Sayýklamayý sürdürdü: “Ben neydim? Kimdim? Kaçýncý soruþum bu soruyu kendime? Evet hatýrlýyorum, zaman hýrsýzýyým ben! Saatlere karþý takýntým vardý ve gördüðüm her kol saatini çalýyordum. Bir saat manyaðýydým. Beni cezbediyorlardý. Üç özel kol saatini arýyordum. Biri zamaný geçmiþe sarýyordu, diðeri geleceðe götürüyordu, sonuncusu da- yani saf beyaz olup da akreple yelkovaný bulunmayan- zamaný donduruyordu. Ýçerideki kadýný da bu yüzden mi öldürdüm? O saatlerden birini çalmak için mi katil oldum, ya da zaten katil miydim? Þu saati kontrol etsem iyi olacak…”



Sakin adýmlarla odaya girdi. Ayak sesi, küf kokulu odada çýnladý. Ahþap zemin gýcýrdadý.



“Neler yapmýþým böyle, zemine þarap gibi kan dökülmüþ. Kadýnýn tek kolu nerede? Heh, iþte orada, koltuðun üzerine atmýþým. Þu saate bir bakalým.”



Pürbeyaz ve kaskatý kolu eline aldý; buz gibi deriyi avucunda hissetti. Sanki sýradan bir þeyi tutuyordu. Serçe parmak en içte, yüzük parmaðý az ötesinde, orta parmak onun da ötesinde; içten dýþa doðru açýlýyor ve iþaret parmaðý bir kalem gibi ileriyi iþaret ediyordu.



Kolun omuz tarafýnda ise durum oldukça vahimdi. Gevþekçe sarkan etler ve boþlukta sallanan kurumuþ damarlar kâbuslarý süsleyecek nitelikteydi. Dýþ deride, helezonlar çizen kýrýþýklar göze çarpýyordu. Bu durum, kývýrýp kanýrtarak koparýldýðýnýn açýk göstergesiydi.



Saati çýkarmadan inceledi ve “Gayet güzel görünüyor ama sadece pahalý bir pislik! Bu kadran, deðil zamanla oynamak, yavaþlatamaz bile,” diye söylenerek saati salonun ortasýndaki cam masaya fýrlattý. Kalýn camda küçük bir çatlak oluþtu. Yavaþça ferforjeli pencerenin önüne gidip perdeyi açtý. Günahkârlarýn uðrak mekaný Yogiblis Þehri, hafif bir eðimle alçalarak büyükçe bir kâseye dönüþüyordu. Yüksek binalarýn arasýnda yýlankavi dolanan sis, Nuh’a kadar uzanan yaþlýlýktaki ölü þehrin üstünü örten çarþaf gibiydi.



Þehre bakmasýna raðmen sisi görmüyordu. Zihnine akbaba gibi tüneyen düþünceler tarafýndan parçalanýyor, yüzü þekilden þekle giriyordu. “Yok, hayýr, ben zaman hýrsýzý deðilim, kesinlikle deðilim! Peki ya neyim? Kimim!”



Pencereden uzaklaþýp yeniden ayna karþýsýna geçti. Kendini zorlayarak baktý.



“Bu yaratýk, insanlýk dýþý varlýk ben olamam. Lanetlenmiþ gibi, mezardan kaçmýþ, dahasý cehennemden kovulmuþ gibiyim!



“Bu ayna, bu görüntü belki de bir ipucu. Bu iðrenç aksimin altýnda þeytanlýðým yatýyor olabilir mi? Kim bilir, ayna ruhumun güzelliðini evirtime uðratarak beni lanetli bir mahluka çeviriyor da olabilir. Ýmkansýz! Eðer iyi biri olsaydým kadýný öldürmezdim, deðil mi? Tabii ya, iblislerden biriydim ve Tanrý’ya yalvarmýþtým; o da beni insana dönüþtürmüþtü. Yeþil gözlü bir insana... Tek þartý vardý: günah iþlemeyecektim. Ama kadýný öldürdüm, yani büyük bir tane iþledim!



“Anýmsýyorum, daðdaydýk ve her taraf bembeyazdý. Ona saldýrdým; tecavüz edecektim –alt tarafý bir fahiþeydi, ha bir eksik ha fazla…- ama o benden kaçmayý tercih etti, lanet olsun! Yakalayýnca da… Hayýr, bu doðru olamaz!



“Doðru deðilse bu sýrtýmdan çýkan ateþli kanatlar nesi? Ya kýzýl tenim, ya da yeþil gözlerimin ardýnda yanan alev? Þu yerde yatan kadýnýn ölü eli bile benimkinden daha güzel deðil mi? Kanca gibi siyah, mantarlý týrnaklarým? Yüzümde bir o kadar… Yeteeer!”



Pençe gibi elini aynaya geçirdi ve duvardan söküp yere çaldý. Baðýrdýkça kýzýl hücrelerinin arasýnda kývýlcýmlar belirdi; git gide alevlendi. Vücudundan çýkan alaz bedenini sardý yükseldi. Ateþ, veba gibi hýzla yayýldý. Perdeler, koltuklar, abanoz kapý; tamamý saman gibi tutuþtu. Oda, alevlerin hükümranlýðýnda kýzýl cehennemi andýrýyordu.



Birden çýðlýðýna karýþan bir ezgi duydu. Cýlýz bir mýrýltý. Gittikçe yükselen bir ilahi. Tanrý âleminden dökülen su tozlarý gibi. Alevler yavaþça dindi. Sustu ve sese kulak verdi. Kýzýl bedeni ürperdi, titredi. Her þeyi unuttu. Caný yandý ama aldýrmadý. Sadece sesi düþündü. Tuhaf bir koku geldi burnuna, umursamadý. Yeþil gözlerinden yaþ süzüldü. Belini dýþbükey kýrarak yüzünü ve göðsünü tavana yöneltti. Aðzý çýðlýk atarcasýna açýldý. Kollarý aþaðý sarktý. Bedeni eridi. Yüzünden süzülen et, parmaklarýnýn ucundan yere aktý. Gözlerini kapattý ve sese kulak kabarttý. Günlerce bedeni damla damla eridi. Yaklaþýk birkaç hafta sonra gözkapaklarýný açtýðýnda tavandaki bir görüntüyü izler gibi yukarý baktý. Gözleri korkuyla doldu. Müzik durdu ve bir kadýnýn sesi duyuldu.



Kendini býraktý ve sýrt üstü yere düþtü. Büyük bir gümbürtü koptu. Kadýn, sað kolundan tutarak onu kaldýrmayý denedi. Bu, kolunu kopararak öldürdüðü kadýndý. Dehþetle elini çekti ve ayaða kalktý. “Her þeyi hatýrlýyorum,” diyerek odasýna koþtu.



Hýzla bir dolabý açtý ve boyalar çýkardý. “Bir ressamým,” diye söylenerek tuvali alýp odaya geri döndü. Kadýn þaþkýnlýkla onu izliyordu. Kýrdýðýný zannettiði ayna sapasaðlam karþýsýndaydý. Aksindeki saðlýklý bedenine bakýp kendine göz kýrptý.



Hýzla boyalarý hazýrlayýp bir resim çizmeye koyuldu. Tavanda bir þey varmýþ gibi sýk sýk yukarýya bakýyordu. Sanki çizdiði þey tavandý.



Kadýn, yapýlan resme bakmak için yaklaþtý ama adam izin vermedi.



Tabloyu bitirince de “Yogiblis’e gitmem gerek; sen eve göz kulak ol tamam mý? Sakýn ola eve müþteri atmaya da kalkýþma,” dedi.



Kadýn son söyleneni elinin tersiyle savuþturup Yogiblis’i sordu; öyle bir yer olduðunu ilk kez duyuyordu.



“Günahkâr ve lanetlenmiþlerin þehri.” Bir an duraksadý; sanki bir þeyi söylemekte kararsýzdý. “Geçtiðimiz on dakikayý birkaç hafta gibi yaþadým ve ne gördüklerimi ne de duyduklarýmý hayâl bile edemezsin. Gelecek hafta, yaþayan hiç kimsenin görmediði bir þey olacak. Daha önce de gerçekleþti ama bu defa ki sonuncusu sanýyorum.”



“Ne olacak, açýkça söyler misin, Noyan?” kadýn merakla sordu.



“Gel ve yaptýðým resme bak. Ýþte bu...”



Güneþ, kýzýl boya küpünden çýkarýlmýþ top gibi geniþ boþluðun ötesindeki þatonun ardýna süzülüyordu. Kavrulmuþ topraðýn orasýnda burasýnda lav hâlinde nehirler akýyor ve tek tük sivri kuleli yapýlar ihtiþamla dikiliyordu. Terkedilmiþliðin kasvetli loþluðunda, siyah duvarlar kýzýl güneþin son ýþýklarý altýnda âdeta yanýyordu. Ve dahasý…



Yüzlerce çýplak beden gökten meteor gibi düþüyordu. Kadýn, erkek, çocuk ya da bebek; hepsi kanlar saçarak iniyordu. Binlerce vücut üst üste yýðýlmýþ, ölü bedenler denizi gibi ufka kadar uzanýyordu. Þato ya da diðer metruk yapýlarýn dibindeki cesetler diðerlerinin üzerine basarak dik duvarlara týrmanýyor; çoðu baþlar geriye dönmüþ, kollar kýrýlmýþ, yere çarpmanýn etkisiyle kafalar patlamýþ, mideler yarýlmýþ ve içleri dýþýna çýkmýþ, solucan gibi kývranýyordu. Kirli bedenlerin yüzü keder ve çaresizliðin altýnda hortlaklarý andýrýyordu.



Kadýn korkuyla çekildi. Sanki yüzlerce yýllýk bir mezarý açmýþ ve yüzüne yoðun bir duman püskürmüþtü. Gözlerinden, dehþetin o unutulmaz anlarýndan birini yaþadýðý belliydi. Hafýzasýndan silmeye ömrünün yetemeyeceði tek bir an… “Tanrým, nedir bu?” sesi kýsýk ve korku doluydu.



Adam gözlerini yeniden resmi çizerken baktýðý tavana dikti. Fýsýltýyla mýrýldandý: “Ýnsan Yaðmuru.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Randevu


Serkan Köse kimdir?

Bir dünyayým kocaman. Atmosferimi koklayamazsýn; burada oksijen yok, aðýr bir karbondioksit çevremi saran. Gölgemle yer deðiþtirdim. Karalara bürünmüþ bir siluet gibi dolanýyor gölgem sokaklarda ve ben onun yerinde takip ediyorum bir zaman. Bir dünyayým koskocaman; giremezsin sýnýrlarýma, psikolojik savaþ var her mevsimde, taþýyamaz ruhun bu yükü, kaldýrmaz. Koca bir okyanusum var içimde, her pisliði içine alabilecek kadar temiz ya da pis miydi daha fazla kirlenemeyecek kadar. Kocaman dalgalarým var içerisinde döne döne savrulduðum, alkol komalarým var içki nehirlerimden kana kana içerken boðulduðum. Doðrularým var dogmalardan beslenen; yanlýþlarým var ayný kökten yükselen. Hastalýklarým var, dedim ya, psikolojik. Sanrýlarým var. Her gece tanýþtýðým yabancý insanlarým var ne idiðü belirsiz. Rüyalarým var hep karmaþýk anlamsýz. Bulanýk düþlerim var uykuya yatmadan önce izlediðim. Bir de sen vardýn iþte düþlerimi bulandýran. Sigaram var her nefeste kendime geldiðim. Kaþým var, gözüm var, kulaðým var, burnum var, bir beðenip bir beðenmediðim saçým var -bir de sen vardýn beðendiðim-. Bir dünyayým kocaman içine seni sýðdýramadýðým. Bir dünyayým kocaman ve bir de çevremde dönen ay var hiç yalnýz býrakmayan. Sen miydin o dolanan? Komik fýkralarým var anlattýðým. Masallarým var çocukluðumdan hatýrladýðým. Hayallerim var üzerinde dolandýðýn. Bir dünyayým kocaman anlata anlata bitiremediðim. Kitaplarým var okuyup da bitiremediðim. Þiirlerim var sarhoþ aðzýmdan dökülen. Eksiltili cümlelerim var mesela seni… Kocaman bir dünyayým boþlukta süzülüp giden. Sorularým var: Ay mýsýn etrafýmda dönen, Güneþ misin etrafýnda döndüðüm? Hangisi? Milyonlarca insan daha var içimde beslenen; milyonlarca ruh her biri farklý. Biri çocuk gülüyor hala, biri büyümüþ adam olmuþ, biri romantik þiir yazar, bir tanesi gotik kendi kendine kara çalar… En çok o içimdeki deliyi seviyorum; umursamaz hiçbir þeyi, sallamaz dünyayý-beni.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serkan Köse, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.