Düþündüm. Çoðu zaman yaptýðým iþi yaptým aslýnda ama bu sefer bir fark vardý. Ümitsizliðimi düþündüm ilk defa. Daha önce kendimi hiç ümitsiz hissetmemiþtim. Bazen hayal kýrýklýklarým olmuþtu ama hep bir çýkýþ bulmuþtum kendime. “nereye ve neden gidiyor hayatým?” kafamý meþgul eden ve beni hayatýmda ilk defa ümitsizliðe götüren soru buydu. Tabi ki daha önce bir çok defa bu soruyu sormuþtum kendime ve hatta çoðu tartýþma ortamlarýnda bu soru sorulmuþtu bana. Cevap o zamanlarda hazýrdý; “bilmem”. Bilmem gerektiðini düþünmediðim ve bu sorunun gereksiz olduðunu düþündüðüm için bu cevabý vermekte hiç bir sakýnca bulmuyordum. Fakat bir yerlere varma amacý güden insanlardan biri olmaya baþladýðýmý fark ettim ve artýk bu soru o kadar da boþ gelmiyor. Daha önceleri bir yaprak olmayý seven ve yarýnýný bilmeden-bilmek istemeden yaþayan. bundan çok zevk alan bir yorulmuþluða sahiptim. Ta ki; dünün yarýna býraktýðý pek bir þey olmadýðýný anladýðým þu günlere kadar. Gerçekten de dün eðlenceli ve tasasýz olmasýna karþýn yarýna karþý o kadar bencildi ki; ona sadece film gibi anýlar býrakýyordu. Ve bu anýlar o kadar siliktiler ki; verdikleri mutluluk ikinci anýmsamada hüzne dönüþebiliyordu. Özellikle en mutlu olunan o sevgilili anýlar. Ýnsan o güzelliklerin gerçekliðine inanmak istemediði gibi sadece bunlarýn aný olmasý sebebiyle de bir üzüntüye kapýlýyor. Olmasalardý daha mý iyiydi acaba? Oldular da ne oldu diye düþündükten sonra vermek gerekir bu sorunun cevabýný. Bakalým: oldular ve güzel günler geçti. O günleri yaþarken insan gerçekten mutlu oluyor. Tamam, günü kurtarma adýna geçerli bir sonuç. “Daha baþka ne getirileri var bu eski aþklarýn?”. Ýnsana tecrübe kazandýrýyor. Ve bu tecrübeyle bir sonraki beraberlik daha sorunsuz olabiliyor. “Peki bu tecrübeyi kazanmak için ne kadar kiþiyle bu paylaþýmý yakalamak gerekiyor? Ve her beraberlik insana yeni tecrübeler kazandýrabiliyor mu, yoksa bir yere kadar gelip týkanýyor mu insan?”. Bunun belli bir sayýda olmasýný beklemek ahmaklýk olur. Bazý kiþiler þanslýdýr ve bu þansa zekalarý da eþlik ederse çok sayýda kiþiyle beraber olmak zorunda kalmadan ne istediklerinden emin olurlar ve bu insaný arama yoluna girip, yanlýþ kiþi olduklarýna inandýklarý kiþilerle beraber olmadan tekrar ayný þeyleri yaþama riskinden kurtulurlar. Fakat insan sürekli olarak ayný tarz iliþkiler yaþýyor ve bunlardan tecrübe kazanýp bir üste, yani daha olgun bir iliþkiye çýkamýyorsa, o kiþi merdivendir. O tecrübe kazanmaz, kazandýrýr. Ne yazýktýr ki bu hayata sahip insanlar da vardýr. Aslýnda günümüzde bu tip insanlarýn artýþýný gözlüyorum. Bunun sebebi olarak da, artýk insanlarýn sevgililerine karþý daha az toleranslý olmalarý ve güvensizlikleri olduðunu düþünüyorum. Daha az toleranslýlar çünkü özgürlüklerini o kadar zor ellerine alabildiler ki, kýsýtlanacak olmanýn düþüncesi bile onlarý dehþete düþürmeye yetiyor. Her istediklerini yapmayý ve hesap vermemeyi en doðal haklarý olarak görüyorlar. Bunun sebebi de; hayatta baþarýlý olmanýn iyi bir meslek, iyi bir mesleði de çok çalýþmak olarak görmeleri. Normal olarak da çok para ve daha çok para kazanmak baþarý sanýlýyor. Ve insanlar kazanmayý bir sorumluluk deðil, bir marifet sanýyorlar. Örneðin; artýk þu kelimeler çok kullanýlýyor ailelerde; “kendi paramla aldým, sana ne kaç para olduðundan?” yada “ben de çalýþýyorum ve yoruluyorum, niye yemek yapmak benim görevim?”. Tabi ki kendi paranýzla aldýðýnýz þeyin hesabýný vermeyebilirsiniz. Fakat unutmayýnýz ki; evlilik bir nevi ortaklýktýr, bir þirkettir. Ve, borçlarla kazanýlanlar her iki tarafýn olmalýdýr. Parayý bile paylaþamadýðýnýz bir insanla, hayatýnýzý niçin paylaþýyorsunuz? Parayý tekrar kazanabilirsiniz ama hayat öyle deðil.
Yemek yapma konusuna gelince; insan yemeðini yapmaya bile üþendiði yada bunu bir enayilik olarak gördüðü biriyle neden beraber olur ki? Sevgi denen duygu yemeðini yapmayý býrak, altýný bile temizletir karþýsýndakinin. Bu bir çocuða duyulan sevgi olabilir, bir köpeðe veya bir eþe. Hiç fark yoktur aslýnda. Onun için bir þeyler yapmak ve bundan zevk alabilmek gerekir. Zevk almak yerine, eziyet çekmek gibi geliyorsa harcanan emekler, hiç anlamý yoktur daha fazla beraber olmanýn. Evet, tabi ki karþýnýzdaki sizden emek alýyor ve size emek vermiyorsa, burada yine sizden kaynaklanan bir sorun var demektir. Sizi deðil, rahatý seven birisiyle berabersiniz ve sevgiyi tanýyamayacak kadar bilinçsizce baþlamýþ bir beraberliktesiniz.
Ýþte bu olaylarýn olabilme ihtimali söz konusuyken gerekliliði kalýyor mu acaba, tecrübe ihtimali dahi olsa, aþkýn?
Diye uzayýp giden bir sohbete tanýk oldum. Adam kendisiyle tartýþýyordu raký bardaðýnda. Düþüncelerini duyabileceðim kadar yakýnýmdaydý. Bir sigara yaktým, kafamý kaldýrýp karþý masada oturan çifte baktým. Sonra da yanýmdaki boþ sandalyeye oturttum hayalimdeki alkolik ama oturaklý sevgiliyi.
Çok zor deðildi benim için hayali bir sevgiliyle paylaþmak düþlerimi. Çünkü O, tanýrdý düþlerimi, geldiði yeri.
Martý çýðlýklý bakýþlar, karanlýðý yaran saçlar ve susmayý tanýyan dudaklar... Ancak gözleri kapalýyken görür insan onu ve ancak kendine bile yalan söyleyemeyecek kadar içtiðinde alýr, nefesindeki raký kokusunu...
26 kasým 2002 06:10 MsK