..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk > Seyda Kesikoðlu




30 Haziran 2013
Ruh Eþi Efsanesi  
Seyda Kesikoðlu
Biri olsa hayatýmýzda, ama öyle biri olsa ki baþka kimse olmasa bile hiç yalnýz hissetmesek kendimizi. O gittiðinde de sanki hayatýmýzdan herkes gitmiþ, her þeyimizi kaybetmiþ gibi hissetsek; yerine kimi, neyi koysak dolduramasak boþluðunu. Ama keþke o hiç gitmese…


:AGAG:
Kimsenin bilmediði, ya da ruh eþi (soulmate) kavramýyla üstünkörü bildiði bir efsane biliyorum ve benden baþka birileri de bilsin diye bu efsaneyi anlatmak istiyorum. Ruh eþi dediðim, bazen karþý cinsten, bazen de ayný cinsten iki insandýr ve hayatta ya da ölümden sonra birbirleriyle her þeyi, ama her þeyi yapabilme gücüne sahiptirler. Bu efsaneye göre dinlerin tasvir ettiði gibi ne bir cennet, ne bir cehennem, ne bir tanrý, ne de bir melek ya da þeytan vardýr öldükten sonra… Öldükten sonra insan ruh eþiyle baþ baþa kalýr, hem de sadece ruh eþiyle ortak hayal gücünün sýnýrladýðý bir bomboþlukta… Kimisi bu ruh eþiyle hayattayken hiç karþýlaþmamýþtýr, kimisi karþýlaþmýþtýr da onun ruh eþi olduðu aklýna bile gelmemiþtir, kimisi bunu fark etmiþtir de onu bir þekilde kaybetmiþtir. Ama öldükten sonra insaný sadece o yargýlar, sadece o suçlar, cezalandýrýr ya da ödüllendirir. Bazý kutlu kiþiler hayatýnýn ya da ruh eþinin hayatýnýn sonuna kadar onunla birlikte olmuþtur, ölüm onlarý ayýrýrken bile hep yan yana kalmýþlardýr. Bunlar cennet diye tabir ettikleri yerin huzuruna en yakýn kiþilerdir, birbirlerine hiçbir ceza vermezler, sadece birbirlerini ödüllendirirler ve her þeye muktedir hayal güçleriyle kendi cennetlerini kendileri yaratýrlar, bu cennette onlardan baþka kimse yoktur. Ruh eþi olduklarý içinse birinin istediðini mutlaka bir diðeri de ister, asla istekleri çatýþmaz, birbirleriyle de hiç çatýþmazlar, sonsuza dek tek oyuncaklarý olan hayal güçleri sayesinde var olabilecek bütün oyuncaklara sahip olurlar, ikisinin de sevdiði filmleri izlerler, oyunlarý oynarlar, þarkýlarý dinlerler, ikisinin yetkinliðine göre de gerekirse kendi filmlerini çekerler, kendi oyunlarýný, þarkýlarýný yaratýrlar, her þeyi ama hep beraber yaparlar. Adeta birbirlerinin tanrýsý olurlar, ya da artýk sonsuzlukta birleþtikleri için tek bir tanrý haline gelirler, kimseyle uðraþmayan, kimseyi cezalandýrmayan ya da ödüllendirmeyen, tamamen kendi içine dönük bir tanrý…

Kimisi de bu kadar þanslý deðildir ve hayattayken ruh eþini bulmasýna raðmen bir þekilde onu kaybetmiþtir. Ruh eþi de bir þekilde onu kaybetmiþse yine fazla bir sýkýntý çýkmaz, ölümden sonra o bomboþlukta barýþýp birbirlerine sarýlýrlar, hayattayken yaptýklarý hatalarý konuþup belki gülüþürler, ama ayný hatalarý artýk yapmazlar, çünkü aralarýnda hiçbir engel kalmamýþtýr artýk. Onlar da hayal güçleriyle kendi cennetlerini kurup sonsuza dek beraberce, mutlu bir þekilde var olurlar. Ama birisi hayattayken ruh eþini bulduðunu fark edip onun için elinden geleni yapmýþsa, fakat ruh eþi onu kendi hatalarýyla ya da yeterince mücadele etmediði için kaybetmiþse çok fena! Ýþte cehenneme yakýn bir azap o zaman baþlar! Ruh eþi, kendisini kaybeden ruh eþini amansýzca suçlar, ona kýrgýndýr, karþýdakinin ise karþýnda ruh eþi olduðundan kaçacak yeri yoktur, her bahanesi karþý tarafça anlaþýlýr, ruh eþinin fark edemeyeceði hiçbir yalan bulup söyleyemez. Belki yýllarca, belki yüzyýllarca kavga ederler, her þeyi yapmasýna raðmen kaybedilen ruh eþi, kaybeden ruh eþini suçlar durur, ama ruh eþleridir ya onlar hâlâ, bir þekilde sorunlarýný çözüp barýþýrlar, ya da kaybedilen taraf kaybedeni affeder. Onlar da artýk kendi cennetlerini yaratýp sonsuza kadar mutlu bir þekilde var olmayý hak etmiþlerdir.

Kimi ruh eþlerinin de ruh eþini kaybetmek kadar büyük bir günahý olmasa da, baþka günahlarý vardýr, onlarýn ikisi de ruh eþleriyle hayattayken karþýlaþma mutluluðuna eriþmiþlerdir, ama bu mutluluðun deðerini ikisi de bilememiþtir. Çoðu kez hayatta ikisi de öylesine bir arkadaþlýktan öteye geçememiþler, ikisi de ruh eþi olduklarýnýn farkýna varamama günahýný iþlemiþlerdir, zamanla da yollarý ayrýlmýþtýr, ancak sadece ruh eþlerinin yapabileceði þeyleri baþkalarýna yüklemeye çalýþmýþlar, ama bu yüzden asla gerçek mutluluða ulaþamamýþlardýr hayatlarý boyunca… Ýþte bu yüzden öldükten sonra karþýlarýnda, ömürlerinin son yýllarýnda akýlarýna bile gelmeyen ruh eþlerini görünce çok þaþýrýrlar, birbirlerine “sen de nereden çýktýn” bile diyebilirler, ama ruh eþleri olduklarý için birbirlerinin deðerini öldükten sonra da olsa sonunda anlayýp birbirlerine ýsýnýrlar, beraber paylaþamadýklarý hayatlarý için “ah vah” demekle geçirirler tüm vakitlerini, bir süre sonra da hâlâ bir þeyler için geç olmadýðýný anlayýp onlar da kendi cennetlerini kurarlar, hayattayken yakalayamadýklarý mutluluðu öldükten sonra yakalarlar.

Kimi ruh eþlerinin de öncekiler kadar olmasa da bir günahý vardýr, ama belki de trajikomik bir günah… Onlarýn tek günahý hayattayken ruh eþlerini aramak için hiçbir çaba göstermemeleridir, dolayýsýyla ruh eþleriyle hiçbir zaman tanýþmamýþlardýr. Öldükten sonra karþýlarýnda birden hiç tanýmadýklarý birini görüverirler, hatta bazen ondan dünyanýn ayrý uçlarýnda yaþamýþ olduklarýný öðrenirler, hatta belki de farklý dilleri konuþurlar, ama onlar da ruh eþleridir ya, kýsa zamanda anlaþýp birbirlerini diðer ruh eþleri gibi tamamlamayý da bilirler. Belki birbirlerine kendi dillerini bile öðretirler; zamanla, her ruh eþinin yazgýsýnda olan “ayný dili konuþma” lütfuna birbirlerini eriþtirirler. Günahlarý küçüktür, hatta komiktir, ama onu da telafi edip artýk onlar da kendi cennetlerini kurabilecek hale gelirler.

Þimdiye kadar sayýlan ruh eþi tiplerinin hepsi de eninde sonunda mutluluða ulaþýrlar, ama kimi insanlar vardýr ki onlar en bahtsýzlarýdýrlar. Onlar ruh eþi olmayan yalnýz ruhlardýr, iþte bunlar öldükten sonra bir aynayla karþýlaþýrlar ve yanlarýnda baþka kimse olmaz. Bunlarýn nispeten daha kutlularý kendiyle barýþýksa ne âlâ… Sýnýrsýz hayal güçlerinin yardýmýyla aynadaki görüntülerini gerçeðe çevirirler ve kendilerini insan suretinde tekrar yaratýp kendileriyle ahbaplýk ederler. Ama eðer kendileriyle barýþýk deðillerse en fenasý! Öyleleri aynada kendi görüntülerini bile görmeye tahammül edemez, o bomboþlukta yapayalnýz kalýr. Ama öylelerinin de sýnýrsýz hayal gücü vardýr ve bunlar o güçleriyle kendilerine yeni dünyalar, ya da isterlerse cennetlerle cehennemler yaratýrlar, hayal güçleriyle onlar da her istedikleri oyuncaða ya sahip olurlar ya da onlarý yaratýrlar. Ama aþamayacaklarý bir lanet vardýr ki bu lanete göre hiçbir ruh kendi ruh eþini yaratamaz, bununla birlikte kendisine denk baþka bir ruh da yaratamaz, insana benzer yaratýklar yaratabilme gücüne sahip olsa bile yarattýðý kimseyle anlaþamaz bunlar, sadece onlarýn tanrýsý olarak onlara tepeden bakarlar, zamanla yapayalnýz bir tanrýya dönüþürler. Dinlerin o meþhur tek Tanrý’sý olsa olsa böyle bir yalnýz ruhtur, hiçbir ruh eþi olmayan ve kendisine denk hiçbir ruh yaratamayan yapayalnýz bir ruh… Ýþte öyleleri de kendi evrenini yaratýrlar, sonsuz bir umutla sonsuza dek kendisine denk bir varlýðýn ortaya çýkmasýný beklerler, ama öyle bir varlýk asla çýkmaz ve yalnýzlýklarýyla sonsuza dek lanetlenirler, belki de yalnýzlýklarýnýn tüm hýncýný yarattýklarýndan çýkarýrlar. Öyleleri için yapýlabilecek tek bir iyilik vardýr, o da “Kimse yalnýz bir ruh olarak tanrýlaþmasýn.” duasýdýr. Ama tüm insanlýk için edilebilecek en büyük dua “Tüm ruhlar ruh eþlerini bulsun ve kimse yalnýz bir ruh olmak üzere lanetlenmesin.” sözleridir. Herkesin bir ruh eþine sahip olmasý ve daha da fazlasý, onu bulabilmesi ümidiyle…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Popo Þiiri [Þiir]
Karmaþýk [Þiir]
Yoksun [Þiir]
Zifiri Karanlýkta Bir Kapý [Þiir]
Çok Yorgunum [Þiir]
Ter Dökmek [Þiir]
Enayi [Þiir]
Saymak [Þiir]
Oluruna Býrakmak [Þiir]
Akvaryum [Þiir]


Seyda Kesikoðlu kimdir?

Þiir yazmayý ve okumayý seven birisiyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Veli, Nazým Hikmet...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seyda Kesikoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.