..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




5 Þubat 2013
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Dýþarýdan duyulan bir ses mahkumlarý sayýma çaðýrmaktaydý. “Herkes sayýmaaa!… Sayýmaaa…. Hadi ulan, herkes içtimaaa…”


:BBJC:

Koridorda, her koðuþun mahkumlarý, kendi koðuþlarý önünde tek sýra dizildiler. Koðuþlarýn sayýmýyla görevli gardiyanlar, kendi koðuþlarýndaki mahkumlara soldan saða saðdýrarak sayýmlarý tamamladýkça ellerindeki formlara bilgileri iþledikten sonra, onlarý tekmil vererek baþ gardiyana teslim etmekteydiler.
“Siyasi A koðuþu otuz mevcuduyla tamamdýr amirim.”
“Siyasi B koðuþu otuz mevcuduyla tamamdýr amirim.”
“Büyük koðuþ altmýþ mevcuduyla tamamdýr amirim.”
“Sübyenler koðuþu otuz beþ mevcuduyla tamamdýr amirim.”
Böylece tamamlanan sayýmdan sonra Baþ Gardiyan, teslim aldýðý kaðýtlarla birlikte oradan ayrýlýrken,
“Allah kurtarsýn!”diye seslendi. Bu temenni, ‘daðýlabilirsiniz…’ komutu anlamýna geliyordu. Tutuklular, apar topar daðýlmaya baþladýlar.
Bir sigara içimliði beklemeden sonra herkes, yemekhaneye koþturacak, yemek kuyruðunda önlerden yer kapmak için oluþacak itiþ kakýþa katýlacaktý. Ayný karmaþa, hatta daha fazlasý, yemekten hemen sonra, televizyon odasýnda, bu defa önlerde sandalye kapmak için yaþanacaktý.
*
Halil ile Hülya yemek masasýnýn birer kenarýna oturmuþlar, Cemal’in önlerine koyacaðý yiyecekleri bekliyorlardý. Hülya beklerken, bir taraftan da ýzgara baþýnda et piþiren Cemal’le itiþiyordu.
Onun kýrmýzý ete düþkünlüðüne bir türlü alýþamamýþ olan Hülya, “her akþam pirzola yemekten keçiye döneceksin,” dedi. “Yakýnda meleyerek dolanmaya baþlarsan þaþýrmam…”
Cemal, meleyerek karþýlýk verdi ona. “Me!”
“Dediydi dersin bak, elli yaþýna giremeden kolesterolden paçalarý dikersin!”
“Atýn ölümü arpadan olsun, varsýn!”
Hülya, Bu defa Halil’e anlatarak, “üstüne birlik, dana eti, koyun eti de yemiyor. Beyefendiye illa ki…” demekteyken, söyleyeceði sözcüðü birden hatýrlayamayýnca, “o, keçilerin yavrusu neydi yahu, unuttum birden?” diye sordu.
Halil, “kuzu,” deyince;
Cemal onu düzelterek, “oðlak,” dedi.
Hülya, “hah, oðlak! Gidip, illaki oðlak pirzolasý bulup geliyor,” diye lafýný tamamladý. “Üstelik, Eskiþehir’de keçi eti pek tutulmadýðý için, öyle her kasapta da satýlmaz.”
Cemal, “Eskiþehirliler aðzýnýn tadýný bilmiyorlar,” diyerek lafa girince,
Hülya, bu defa ona, “ne aðýz tadý ama, ekþi ekþi…” dedi.
Halil, “adamýn, onu oðlak etsiz býrakmayan özel kasabý var,“ dedi.
Cemal, “bu devirde öyle…” dedi. “Her yerde bir adamýn olacak, iþleri yürütebilmek için! ”
“Aman bütün adamlar senin olsun. Ben, nizami yollarla da yürütürüm hayatýmý.”
Cemal, kasýlarak, “Bu gün komiser yardýmcýsýný nasýl asker ettim ama,” dedi. “Emniyet Müdürü adamým olmasaydý, yapabilir miydim öyle bir þeyi?”
Halil, “Herkesin üzerine düþeni savsaklamadan yapacaðý bir yaþam, daha keyifli olmaz mý?” diye sordu.
Cemal, “Nezih hoca da senin adamýn deðil miydi? Onun desteði olmadan, hani, girebildin mi yardýmcý doçentliðe?” diye sorunca,
Halil ona hak verdi. Bu devirde bir yerlerde dayýn yoksa, hiç þansýn yoktu. “Senin adamlarýndan yararlanarak kotarsaydýk ya mademki, üniversitedeki iþi…”
Cemal, ýzgaranýn fiþini çekerken, “olur,” dedi. “Kotaralým.” Etleri masadaki tabaklara servis etmeye baþladý. “Bunlar, ihracat müdürü hanýmefendinin tavuk etleri,” diyerek Hülya’nýn tabaðýna iki parça tavuk eti býraktý. “Gidelim Ankara’ya, babamý sýkýþtýralým, senin iþi kotarmasý için…” Hülya, ekmek dilimlerken, o da getirdiði çoban salatayý ortaya býraktý. “Haydi, etleri soðutmadan baþlayýn yemeðe,” diyerek, yemeðini yemeðe baþladý.
Halil’in, onunla Ankara’ya gitme iþini iyice konuþarak, garantiye almadan yemek yemeðe niyeti yoktu. “Soðursa soðusunlar. Söylediðinde samimi misin? Gider miyiz Ankara’ya? Þu benim iþ için baban yardým eder mi, gerçekten?”
Cemal, elinde tuttuðu pirzoladan kocaman bir eti ýsýrýp çiðnemeye baþladý.
“Eder! Hadi, karnýnýzý doyurun da erkenden yatýp, sabah serinliðinde yola çýkalým madem…” Cebinden arabanýn anahtarlarýný çýkartýp, Hülya’nýn önüne koydu. “Zorunlu olarak sen de geliyorsun kanka, çünkü uzun yolda araba kullanabilecek bir sen varsýn içimizde.”
Hülya, anahtarlarý eline aldý. “Sen istemesen de gelecektim zaten, ikinizin de þoförlüðüne güvenemezdim bu yolculuðunuzda.”
*
Gece bir hayli ilerlemiþti. Televizyon odasýnda mahkûmlar her kafadan bir sesle uðultu halinde televizyondaki bir stand-up programýnýn sunucusuyla konuklarý arasýndaki gevezelikleri seyrediyorlardý. Bora, Paþa ve diðer arkadaþlarý televizyonun hemen önünde bir grup oluþturmuþlardý. Bora’nýn elinde bir kitap vardý ve ne televizyon seyrediyor, ne de etrafýndakilerle konuþuyordu; kitap okumaya kaptýrmýþtý kendisini. Ýrikýyým ile Çiroz da arkalarda oturmuþlar, asýk suratlarýyla televizyondan çok, önlerde oturmuþ kitap okuyan Bora’ya bakýyorlardý. Her ne kadar psikopat iseler, bir o kadar da siyasi mahkumlarýn toplu vaziyette bulunduklarý alanlarda birer uslu çocuk kesilecek kadar akýllýlardý.
Odaya gelen yaþlýca bir gardiyan, muhacir þivesiyle, “A be arkadaþlar! Uykunuz gelmedi mi daha be yaa?” diye seslendi.
Hemen itiraz sesleri yükseldi.
Paþa, itiraz eden seslerin uðultusu diner dinmez, “hele þu program bir bitsin de, yatarýz,” diye racon kesti.
Yaþlý Gardiyan, hemen her olayda toplu halde eylemler koyan siyasi mahkumlarýn üzerinde baský kurmaya yeltenmeyecek kadar tecrübeliydi. “O programýn bitmesi saat üçü buluyor be delikanlý! Sabah yedi de içtimaa kalkamazsýnýz be yaa,” diyerek onlarý ikna etmeyi denediyse de,
Paþa, “kalkarýz, kalkarýz…” diyerek son noktayý koydu.
Yaþlý Gardiyan, “te siz bilisiniz be; güna benden itti,” ded,kten sonra kitap okuyan Bora’yý fark ederek onun yanýndaki sandalyede oturan mahkumu bir iþaretle kaldýrýp, kendisi oturdu. Bora onun oturduðunu anlayýnca saygýlý toparlandý.
Yaþlý Gardiyan:”Ne yapýyorsun be kýzaným?” diye sorunca, adama;
“Bir roman okumaya çalýþýyorum…” diye yanýt verdi.
Yaþlý Gardiyan, “Burada okuyamazsýn ki, þu gürültüye baksana…” diyerek anlatmaya baþladý. “Ben, Bulgaristan’da doðdum, Türkiye’ye göçten önce hemen hemen bütün Avrupa’yý dolaþtým. Gitmediðim yer kalmadý. Bir görmelisin oralarý… En çok Danimarka’da, bidem Frasýz’da bulundum. Oralarda herkesin elinde bir kitap olur. Sabahýn köründe kalkýp iþe giderken, inanýr mýsýn be yau, bizim gibiler banliyöye biner binmez ne yaparlardý?”
Bora, adamýn kendisine bir soru yönelttiðini anladý, ama soruyu anlayamamýþtý, onun son sözcüklerini tekrarlamakla iþi kurtarmayý denedi. “Ne yaparlardý?”
Ama bu defa da adamýn daha çok konuþmasý için önünü açmýþ oldu. Adam, daha bir coþkuyla anlatmaya baþladý; “biz banliyöye biner binmez yaslardýk kafalarý bir yana, baþlardýk uyumaya bee…Halbukem gideceðimiz yer de iki durak ha… On dakkacýk yani bee yaa; uyusan ne olcak deðil mi?”
Bora, adamýn anlatmasý bitti, diye düþünemedi bile.
Yaþlý Gardiyan, Bora’nýn kendisini onaylamasýný saðlamak için kýsa bir soluklama arasý verdikten sonra anlatmayý sürdürdü. “Pekiii…O gavurlar binince, bizim gibi kafalarý bir yana dayayýp uyuyorlar mýydý sanýrsýn be?” Bu defa Bora’dan bir cevap beklemeksizin sürdürdü. “Yok be yaa.. Heriflerin hepiciðinin elinde, nah bu seninki gibi bir kitap, açýp baþlarlardý okuma-a… Ama noldu? Bak oralarda þimdi Avrupa Birliði kurulmuþtur. Avrupa Birliði standartlarýna uygun olarak insanlarýn birbirine saygýsý vardýr, birbirlerini rahatsýz edecek gibi yüksek sesle konuþmazlar, konuþurlarsa Avrupa Birliði mahkemelerinde bile yargýlanýrlar, o kadar ciddi… . Bir de bizim þuradaki halimize baksan ya, nedir bu gürültü, patýrtý be yaa… Öyle ya kardeþcazým, belki ben uyuyacaðým, belki oturacaðým, belki bir iþim var, belki okuyacaðým, yazacaðým, deðil mi yaa… Sen bu gürültüde, patýrtýda dünyada roman okuyamazsýn, býrakmazlar be yaa!”
Bora, çekinerek, “Gürültüde okurum da, yaný baþýmda birisi konuþursa ayýp olmasýn diye okumam tabii ki…” dedi.
Yaþlý Gardiyan, umursamaz, “Ha be cancazým, gürültü olmasa daha iyi deðil mi be yaa? Ne haklarý var seni böyle okurken rahatsýz etmeye, deðil mi be yaa? Yavaþ da konuþabilirler. Ýþte Danimarka’da, Fransa’da, katiyen böyle bir þey olmaz. Onun için de adamlar ilerliyorlar. Bak Avrupa Birliðine, nasýl insanýn insana saygýsý var orada, deðil mi be yaa…”
Paþa, Yaþlý Gardiyana dönerek, “Komutan, biraz yavaþ konuþ! Televizyonu anlayamýyoruz…” diye müdahale etti.
Bora, arkadaþýndan cesaret bularak, adamý umursamýyormuþ gibi yapýp kitabýný açtý.
Yaþlý Gardiyan, Paþa’nýn tepkisi üzerine bir ara sustuysa da, onu çabucak unutup yeniden konuþmaya kaptýrdý. “Hiç boþuna uðraþma, okuyamazsýn be yaa… Sinirlerin bozulur boþu boþuna… Avrupa Birliði baþka… Avrupalý Birliði demek, insanýn insana saygý duymasý demek. Bizde nerdeee…”
Paþa, iyice gerilerek, “Yahu komutan, bu gece konuþma gününe mi denk geldik ne? Sen gündüz de buradaydýn, mesaini yirmi dört saate mi çýkarttýlar senin?” diye söylendi.
Ahmet, lafa karýþarak, “Yok be, yenge kovmuþ evden, o da kalmaða gelmiþ buraya,” diye güldü.
Yaþlý Gardiyan, “Yok be yaa… Nöbetteyim bu gece de, ondan be yaa…” deyince gülüþmeler oldu.
Yaþlý gardiyan onlarla yüzgöz olmak istemeyerek çýkýp gitti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/6. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.