..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > sirin aydin




23 Ocak 2013
Degisen Dunya  
sirin aydin
Degisen ya da devamedegelen duzen uzerine


:AECB:
Hepimiz farkindayizdir, bazi kaliplarin hayatlarimizi kolaylastirirken, bazilarinin ne kadar cok zorlastirdiginin. Kendi kirdigimiz bir vazo icin kardesimizi ya da komsumuzun yaramaz oglunu suclayarak, ceza almaktan kurtuldugumuz gun, kesfetmisizdir artik kendimiz icin hayati kolaylastirmanin o ucuz yolunu.. Yalan soylememenin buyuk bir erdem oldugu ogretilmisse; en yakininizdakiler, cocukluk arkadaslariniz, aileniz, her ne kosulda olursa olsunlar, bu yontemlere basvurmayacak kadar korumuslarsa erdemlerini, ki bu cagda pek azdir sayilari onlarin, siz de ileride onurlu birer insan olarak devam edebileceksinizdir yasamlariniza; ama belki! Bu durumda siz, sansli olan o azinliktansiniz demektir. Ama yasam gitikce zorlasirken, daha dogrusu bildigimiz ya da bilmedigimiz, gordugumuz daha dogrusu gordugumuzun arkasinda gormedigimiz bambaska gucler, yasamimizi gittikce zorlastirirken, hicbiriniz, eger ki o azinliktan degilseniz, yasami kolaylastiracak kaliplar varken irade savasina girmezsiniz kendinizle.. Disarida gercek bir savas varken, bir savas da kendinizle yaratmanin anlami yoktur. Doganiza siginirsiniz, kiminiz yaradilis der buna. Ýnsaniz. Akilli varliklariz. Kendimizi kandirabiliriz. Yanlislarimiza guzel kiliflar bicip, dikebiliriz, istedikten sonre her birimiz, yetenekli birer terziyiz. Kaybedenler ya da belki kazananlar, bu onursuz yasamin hizina ayak uyduramayanlardir belki, onlar gercek "baris"cilar.. Disarida buyuk savaslar oluyor, insanlar ölüyor, ben bir doktor olarak insanlarin, okuyan, yazan, düsünen bir insan olarak insanligin, ölmemesi icin savasmak istiyorum. Hep savasmaktan bahsetmek ne kotu, barisi isterken? Olmuyor. Ne yazik ki henuz barisamiyorum. Cumlelerim barisla kurulmuyor. Yine de inancimi kaybetmiyorum. Barisli bir yazim olacak gunun birinde biliyorum, zaten bunun icim savasiyorum. Hayatimizi kolaylastiracak kaliplardan bahsederken, bir savasin ortasinda buldum kendimi. Nasil oldu buraya getirdi kalemim beni, inanin farkinda bile degilim. Biraz dusunsem bulabilirim sanirim.
...
Dýs dunyada, egemen guclerin yarattigi kaos, hayatimizi allak bullak etmeye yetiyor iken, kendi icimizde bir savasi kaldiracak gucte gormedigimiz icin kendimizi, hayatimizi kolaylastiran kaliplara basvurdugumuzdan bahsediyordum. Sonra o kaliplarin, kostümlerin, büründügümüz rollerin, giyile giyile, oynana oynana, nasil bizim birer parcamiz olduklarindan bahsedecektim, takýlý kalmasaydim savasa. Sihirli gucleri olan kostumler, her renkten, her desenden, her yere uyum saglatacak, kimisi gosterisli, kimisi ucuz, kimisi siradan, onlarca, yuzlerce kostüm.. Artik hepsi gardroplarimizin vazgecilmez birer parcalari..

Sihirli oldugunu soylemistim kostumlerin, mesela "dunyaya bir kere geldim ben" kostumunu giyerseniz hersey oldugundan o kadar baska gorunur ki gozunuze, siz bile inanamazsiniz; 'gurur'u bir palyaco gibi gorursunuz. Saka yapmiyorum. Burnunda kocaman, kirmizi plastik bir top, kivircik rengarenk bir peruk, koca bir gobekle sizi eglendiren bir palyacodur artik "gurur" yapilacak zaman degildir, dunyaya bir kere geliyorsunuz. Yasayin diye fisildar kostum. Gulerek gecersiniz gururu. Bir de "nasilsa herkes" kostumu vardir, onun uzerine "gunumuzde artik boyle" makyajini yaparsaniz, karsinizda etkilemeyeceginiz insan olamaz. Tek kotu yani, o kostum "onur"u tanimaz. O kadar cok duygu, o kadar cok insan, o kadar cok yasayacak sey vardir ki, elzem birsey degildir zaten "onur". Olmasa da olur, yani kostumunuz deforme sayilmaz.
Sadece birkacindan bahsettigim, her kostumle bambaska bir havaya büründüðümüz sayisiz kostumlerimiz var. Hicbirimiz, begendigi bir takimin ayni renginden on tane alip, hergun hangi kiyafeti giyecegimi dusunerek zaman kaybetmeyeyim diyen bir bilim insani degiliz.
Yoksa teknoloji mi kirletti yasamlarimizi? Ýnanilmaz bir hizla hergun bir yenilik ve cope attigimiz eskiler.
Bilginin fazlasi, goz cikarirdi belki de.. Yanlis bir tespitte bulunmus olabilerler miydi atalarimiz? Bir kitabin raf omrunu iki yila dusuren hizda artan bilgi, kirliliktir belki. Sadece dusunceden dusunceye atliyor beynim, bir baslangic ariyorum ama bulabildigim her baslangictan, geriye dogru gidip baska bir baslangic buluyorum. Nereye gittigimiz kadar nereden geldigimizi merak ediyorum. Ýnsanlar ve insanlik hep boyleydi de bunu gormek icin buyumek mi gerekiyordu acaba?
Bu konuda bilgili degilim. Okumaliyim. Suan Tusa hazirlaniyor olmazsam, coktan bir kitapcinin yolunu tutmustum.
Þöyle baþlamis olabilir miydi ki kaos?
Mesela, bir gun egemen gucler, insanligi nasil en kolay yoldan ele gecirebileceklerine dair beyin firtinasi yapmak uzere, gokdelenlerden birinin tepesinde toplanmaya karar vermislerdir. Devasa bir masanin etrafinda, rahat mi rahat koltuklarina, kocaman gobekleriyle yayilmislardir. Araya giren bulutlar ara ara birbirlerinin yuzlerini gormelerine engel oluyordur, o derece yuksektelerdir, ayni anda konusup birbirlerini duymuyorlardir bazen, o kadar ki yonetendir hepsi.. Her biri kendince bir fikir ortaya atmaktadir; kimisi ic savaslarin daha etkili olacagindan, kimisi zengini daha zengin kimisi fakiri daha fakir yapmaktan, kimisi genetik calismalarla, insanlari yonetmeyi kolaylastirmaktan bahsediyordur.. Bir turlu ortak bir noktada bulusamamislardir Zaten pek nadir duyuyorlardir kendi seslerinden baska sesleri ama duyduklari fikirler de onlara ya demode ya da utopik geliyordur; herseye bir kulp takmayi beceriyorlardir. Tam kirk dakikadir toplanmislardir ve hala bir fikir birligi saglayamamislardir. Zaman degerlidir onlar icin. Zamanlarini insanligi yoketmek icin harcamak yerine, konusarak gecirdikleri kirk dakika.. Hemen bir sonuca varacaklarsa varmali yoksa yine herkes kendi metodunu uygulayarak yarattiklari kaosu devam ettirmeliydiler. Kendi haline birakilmamaliydi insanlar. Cunku cok da aciz yaratiklar degillerdi. Donem donem yonetime baskaldirip, hakimiyeti ellerine gecirecek gibi olmuslardi da.. Masada homurdanip duran ara ara konusup cogunlukla tikinan adamlar arasindan bir tanesinin, uygun zaman icin firsat kolladigi belliydi. Soz aldi, ayri ayri irklarla, dillerle, dinlerle ugrasmak, her ulkenin, her kitanin ayri ayri parcalanmasiyla ilgili stratejiler uretmektense, sadece bir dusunceyi insanlarin beynine sokarak, bunu basarabileceklerini soyledi adam. Merak yaratarak konusmasini surduruyor, dusuncesini bir anda soylemiyor, dikkatlerini uzerinde toplamayi basariyordu. Soyleyecegi seye guvendigi belliydi, insanlarda guven uyandirdigini sezdigi an: "Degistirebileceklerine dair inanclarini yokedelim.". "Ýnsanlara aciz birer varlik olduklarini hissettirelim." " Ýnsanlar doguyor ve ölüyorlar, yeni bir nesil, sadece bizim ogretilerimizle yetisebilir. Bu bir anda olmayacak elbette... derken simsekler cakti, gok guruldedi, on dakika sonra yagmurun yagacagini anlamak guc degildi. Ayrintilari hizla anlatti. Kabul gormustu dusuncesi. Ýnanclarini ellerinden almak, insanligin sonunu getirmek demek olabilirdi.
Belki gercekten boyle baslamisti kaos. Ya da her cagda yanlislar silsilesiydi insan. Hep boyleydi de biz sadece buyuyunce farkediyorduk. Bilmiyordum. Okumaliydim. Tibba gömülmüstüm. Biri uzerimdeki su topragi kaldirsa gercekten de bir kitapciya kosar miydim ki? Emin degilim. Toprak altinda calismaktan sýkýlmýstým zaten, masami aydinliga kurup bir de cay demleyip biraz da burada ders calisayim, zaten sdece seksen gun kaldi Tusa diyebilirdim. Sanirim boyle derdim. Bilgi kirlilik derecesinde artmis, uzmanlik dallari yine, yeniden baska dallara ayrilmisti. Calismak, durmadan calismak gerekiyordu, gomulmek topraga, hapsolmak karanliga.. Yeryuzunu ayaklarimizin altindan cektikleri hizda kosmazsak, kaybolurduk boslukta.. Savasmaliydik! Bu yuzden savasanlar yasiyordu dunyada iste bu yuzden yasiyordum ben de ve bu yuzden savasi yaziyordum. Digerleri, birer birer kayboldular boslukta; ya kendileri son verdiler ya da bir suikastle son verildi onlarin yasamlarina. Guzel insanlardi onlar, aslinda savastilar, bu yuzden yokoldular da yontemleri fazla erdemliydi, biz gibi degillerdi, yasayanlardan baskaydilar onlar. Bilmiyorum.
Zaman kaybediyordum, yazdikca yaziyordum, halbuki ders calismaliydim. Ne dunyada olanlar ve hatta, ne ulkemde, ne sehrimde, ne sokagimda olanlar ilgimi cekmiyordu. Gerci ilgi'nin cekilmesi icin de uyaran gerektiriyordu. Gece gunduz bir masa lambasi, birkac fosforlu kalem, bir kitap ve bazen bir fincan cay, bazense kahve olan masamda, tek uyaranim, odamdaki su isiticisiydi. Su yeterli sicakliga ulasinca duruyor, soguyunca yeniden calisiyordu. Buydu tek uyaranim. Ben de mi sindirilmistim?
Gerci oyle gormuyorum ben kendimi, henuz sindirilip diskilanmadigima eminim. Kolayca hazmetmelerine izin vermeyecegim, cignendigim dogrudur, ama bilin ki beklemekteyim, calisip gomuldugum karanlik, benim bekleyisim..
Ve evet biliyordum artik;
degistirecegimize olan inancimizi aldilar. Boyle basladi kaos. Ýnancimizi kaybedince vazgectik cabalamaktan, tam peki neden yasiyoruz diye sorgulamaya basladigimiz zaman yazdiklari kisisel gelisim kitaplarini surduler piyasaya. Derinlesmemize izin vermeden, daha fazla sormamizi engellediler, cevabini verdiler tum sorularimizin. "Carpe diem!" dediler. Ne oldugunu bile anlamadik bircogumuz. Tercume ettiler "An'i yasa" dediler. Yasadik. Yanildik ama yanildigimizi bile anlamadik. Birbirimizi koklamaktan, kitap kokusunu unuttuk. Elbette kitap kokusu konusunda gelisen teknolojinin hakkini yememek gerek, e-book lar cikti piyasaya. Sonra dogayi yok ettiler, birbirimizi izledik. Gun gectikce yasamak icin fazla calismak gerekti. Bilgiye bogdular, sonra sinayip onurlandirdilar uzmanliklarla bizi, her asamada calistik, bazen yorulduk ve basarisizligi tattik, inancimizi kaybettik, egomuz sarsildi. Bilgiyle sinanip dururken, dusunmeyi unuttuk. Degistik , degistirildik. Zorlandik. Tek basimiza zayiftik, tutunduk birbirimize. Guc aldigimiz, erdemlerimiz, onurumuz ve gururumuz coktan terketmisti bizi, kostumlerimiz bizi biz olmaktan uzaklastirdiginda, gurura palyaco muamelesi yapip, onuru gormezden gelmistik. Bu yuzden iste her defasinda baska birine tutunduk. Coktan kaybetmistik cunku, bizi yalniz da guclu kilacak degerlerimizi.. Gecen gun, bu sene yapilmis bir arastirma carpti gozume, Arastirmanin sonucuna gore gunumuz insanlarinin, onda dördü bosaniyormus, saglik sektorundeyse bu oran daha fazlaymis. Neden dedim kendi kendime. Ne olmustu, ne degismisti? Nereden gelmistik, nereye gidiyorduk, derken, iste bu sorular bu yaziyi dogdurdu. Neden?
Bilgiye bogulan insanin dusunmeyi unutmasi olabilir mi bir nedeni? Dusunmeyen insanin merak etmemesi, merak etmeyen insanin, her gununun bir digeriyle ayni gectigi yasamina farklilik katmak istemesi, gittikce agirlasan calisma sartlari, bilimden uzaklasip maddiyata yonlendirilisimiz, yavas yavas cokertilen ahlaki degerlerimiz, doyumsuzlastirilan gunumuz insani, bunlarin hepsi, bu degisimlerin hepsi, bir sonuca goturuyor bizi, hepsi ayni amaca hizmet ediyor aslinda..

Ýnce ince islediler uzerimize gerceklerini. Parca parca degistik. Yavas yavas, yadirgatmadan, kabullendire kabullendire degistirdiler. Yakistirdik uzerimize islediklerini, zaten hep uzerimizde hep bizim birer parcamizlarmis gibi hissettik. Degistigimizi bile anlamadik ve degistik.
Karmasik mi geldi?
Her konudan bir parca var gibi mi?
Yazi da bir butun degil de sanki kaotik gibi?
Baglantilari kuramayacak kadar yorulmus muydu beyniniz? Belki gereksiz ve sacma buldunuz. Belki disari cikmak varken, bu yaziyi okumak zaman kaybi geldi, suclamalarimi okuyacak kadar zaman ayirmadiniz bile. Suclamiyorum sizi. Gunumuz insanisiniz. Yorgunsunuz. Savasmadan guzel yasamak istiyorsunuz. Bir sey soyleyeyim mi? Ben de oyle istiyorum; cunku bu insanca, cok insanca.. Ama birileri istemiyor. Hem de guclu birileri. Hic mi anlamadiniz? Belki ben sucluyum gercekten, yani ben hic anlatamadim. Baglantilari mi guclu kuramadim? Emin degilim. Yorgun cunku beynim. Dun on saat ders calistim, simdi biraz dinlenip bugun de calismami on saate tamamlamaliyim. Evet ben de sizin gibi bu çaðin insaniyim. Sadece bekleyislerimiz kisa surer umarim. Bir gun denk duser degisim icin ayaklanmalarimiz. Belki o zaman, kocaman bir guc olur, iste o zaman meydan okuyup dunyaya, yine birbirimize tutunurak ama bu kez dusunceden kacmak icin, gudulerimizle degil, bu kez guvenle, destekle tutunup birbirimize, direnerek yasariz, bizi eksiltenlere. Daha az kostümle, daha fazla kendimiz gibi.. Onurlu ve erdemli..

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: karakterlere bürünmeli düþünce
Gönderen: yetkin akinci / , Türkiye
30 Kasým 2013
Bu düþündüklerini niye sen söyleyesin ki, karakterlere bürün o karakterleri yaz, biz onlardan öðrenelim. Mükemmel olabilir, kumaþýn çok iyi. saygýlar üstad




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kendi Kalarak Deðiþim

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kendine Hapsolmak
Yasak Mýydý Sahiden?
Gidenin Ardýndan
Ýcimde Ölen Birsey
Kayboluþ
Duygunun Cozulen Dili
Ben Karmaþasý
Çok Sesin Konuþan Teki
Guzel Aldirmazlik
Ýki Kelime

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Varlýðýný Hissetmek [Þiir]
Bir Bakterinin Güncesi [Þiir]
Mutluluk [Þiir]
Öylesine [Þiir]
Hayatý [Þiir]
Öyle Böyle [Þiir]
Gitmek [Þiir]
Noktalar [Þiir]
Görmek Ýçin [Þiir]
Yine Yine [Þiir]


sirin aydin kimdir?

Duygularýný, düþüncelerini, hissettiklerini paylaþmazsa yaþayamayacaðýna inandýðý zamanlarda yazan, sýradan bir ölümlü.

Etkilendiði Yazarlar:
Ýhsan Oktay Anar (Puslu Kitalar Atlasi, Amat, Suskunlar), Wladimir Bartol (Alamut), Noah Gordon (Hekim), Amin Maalouf, Gabriel Garcia Marquez, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Engin Geçtan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sirin aydin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.