Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Düþerse bir karanfil” Bir yýlý daha geride býrakýyoruz. Ne kadar kolay bir cümle oldu sahi. Koca bir yýl, eksilen bir ömür, yýpranan bir beden, yitirilen hayaller ve daha niceleri… Biraz karamsar baþladým yazýya,iyi de baþlayabilirdim ama olmadý, bu memlekette olmayacak da.. Geçen bir yýlý düþünün.. Gözden geçirin hayatýnýzý,güzel þeyler mi fazlaydý yoksa olumsuz þeyler mi?.. Kararý siz verin.güzelse okumaktan vazgeçin bu yazýyý, deðilse devam.. Bu topraklarda dengeler sürekli deðiþiyor. Bu hýzý yakalamak çok zor. .. Garibanlarýn,yoksullarýn,güçsüzlerin av, güçlülerin ve paralýlarýn avcý olduðu vahþi bir dönem.. Para kazanmak, parayý sürekli elinde tutmak için gözü karalar, devamlý saldýrýdalar. Durmak bilmiyorlar. Kerem, ceylaný yaralayan avcýya, “Be Allah’ýn zalimi, ellerln nasýl vardý da, bu aðýzsýz, dilsizin günahýna girdin, gözlerini o kadar mý kan bürüdü? Tutup yarasýný saracak yerde hala mý canevine pençe atmak istiyorsun.”der. Avcýlar “canevi”mize saldýrmak için her aný kolluyor, her fýrsatý deðerlendiriyorlar. Uyanmayan, aydýnlanamayan toplumlar, sonu pek parlak deðil, ne yazýk ki. Bakýn Tunus’a, Libya’ya, Mýsýr’a, halklarý geleceklerinde söz sahibi deðil,sürekli endiþeli ve korku dolular.. Türkiye’mize bir bakýþ fýrlattýðýmýzda neler görüyoruz? En küçük, en önemsiz gelen “saman” ithalatýndan baþlayalým. 2012 de en çok konuþulan olaydan daha önemsiz “konu”.. Topraklarýmýzda artýk saman yok. Saman kalmamýþsa bu memlekette, bindiðimiz arabalarýn, kullandýðýmýz buzdolaplarýnýn, fýrýnlarýn,cep telefonlarýnýn,bilgisayarlarýn,týrnak makaslarýnýn,otoyollarýn,elektriðin,suyun,doðalgazýn,bankalarýn hiçbiri bizim deðildir. Devlet kavramý yok olup onun yerine büyük þirketler geçti. Bütün kalelerimiz ele geçirildi. Artýk yas zamaný.. (ya da anka kuþu..) Orhan Þaik, “Dökün yapraðýnýzý, dallarým dökün, Akýn yaslý yaslý sularým akýn. Bükün boynunuzu bayraklar bükün, Bir alýnmaz kalem vardý yýkýldý...” Peki kalelerimiz bir bir yýkýlýrken bizler neredeydik? Þöyle sorayým, bizler ne yapýyorduk? Birçok yanýtý olabilir. Hayat karþýsýnda eziliyorduk, televizyonlarýn baþýndaydýk, kahvede sohbet ediyorduk, alýþveriþteydik, maçtaydýk, yandaþtýk, çýkarýmýz için susuyorduk, makarna yiyorduk, cahildik… Peki farkýnda olanlar neredeydi? Ülke dýþýndaydý, hapisteydi, susuyordu… Bilinen bir öyküdür: “Kral Nemrut, Ýbrahim Peygamber’in ateþte yakýlmasý emrini verdikten sonra açýklýk bir yere büyük bir odun yýðýný kurdurmuþ. Sonra vermiþler odunlarý ateþe. Alevler o kadar yükselmiþ ki bulutlarýn tutuþacaðýný sanmýþ çocuklar. Bütün hayvanlar da korkup kaçmýþlar. Askerler, Ýbrahim peygamber’i mancýnýkla ateþin tam orta yerine atacaklarmýþ. Atacaklarmýþ ki Nemrut’un ne güçlü bir kral olduðunu görülsün, anlaþýlsýn, bir daha ona karþý gelmesin hiç kimseler. Bu sýrada bir karýnca aðzýnda küçücük bir damla su ile koþa koþa ateþe doðru gidiyormuþ. Hem de boyu göklere varan cehennem ateþine doðru. Gökte uçan ve gagasýnda ateþe atmak üzere bir dal parçasý taþýyan bir karga onun bu telaþýný görüp sormuþ hemen; "Bu acelen nedir karýnca, nereye böyle?" Aðzýnda bir damla su taþýyan karýnca o bir damlayý ellerinin arasýna alýp; "Duymadýn mý?" demiþ. "Nemrut, Ýbrahim Peygamber’i ateþe atacakmýþ. Ben de o ateþi söndürme çapasýyla su götürüyorum. Bu sözleri duyan karga kendini tutamayarak kahkahalara boðulmuþ. Sonra karga sormuþ "Peki karýnca, sen þu ateþe dönüp baktýn mý hiç? Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?". Su taþýyan karýnca; "Olsun" demiþ. "Hiç olmazsa safým belli olur!" 2012’de görüldüðü gibi Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiði Türk gençliði safýný belli etti, ne mutlu ki.. Gençler, 19 Mayýs’a ve Cumhuriyet’ e sahip çýktýlar. Bir damla bir damladýr. Her ne kadar yazýya olumsuz baþlamýþsam da umut her zaman var içimde. Bir fýkra ile bitireyim yazýyý. “Dünya Feministler Kongresinde konuþmacýlar görüþ belirtmektedir. Amerikalý bir haným þöyle der: -Ben iyi bir þirketin genel müdürüyüm. Artýk alýþveriþ yapmaktan býktým. Kocama "bundan sonra alýþveriþleri sen yap" dedim. Baktým, birinci gün oralý olmadý, ikinci gün oralý olmadý, üçüncü gün yaptý... Alman konuþmacý: -Ben iyi bir þirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artýk bulaþýkla ilgilenmekten býktým, biraz da sen yýka" dedim. Birinci gün yapmadý, ikinci gün yapmadý, baktým üçüncü gün yapmýþ... Fadime kürsüye çýkmýþ: -Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artýk çamaþýr yýkamaktan mahvoldum, biraz da sen yýka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaþ yavaþ görmeye baþladý... Her gönül çiçeðinin yeni yýlýný kutlar, yavaþ yavaþ dünyanýn ve ülkemizin durumunu görmesini isterken, saðlýklý ve huzur dolu bir yaþam dilerim, sýhhatle…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Göktu Kara, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |