Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Padiþah her Cuma günü namaza gider, camiden çýkarken korumalarý “Destuuur! Çekilin çekilin padiþah efendimiz geliyor” diye seslendiklerinde padiþahýn gittiði caminin önündeki bir dilenci padiþaha “Padiþahým çok yaþa, eden bulur eden bulur sen doðru ol eðri belasýný bulur” diye seslenirmiþ. Padiþah da kör dilenciye yaklaþýp her Cuma günü bir kese altýn verirmiþ. Kör dilenci kimsesiz biriymiþ ve bu aldýðý bir kese altýný yanlarýnda kaldýðý üst baþ ve yeme içmesiyle ilgilenen adama verirmiþ. Her Cuma namazý sonrasý kör dilenci bir kese altýný alýr ve “Padiþahým çok yaþa” dedikten sonra aldýðý altýný kendisine bakan aileye baðýþlarmýþ. Gel zaman git zaman dilenciye bakan kiþi kýskanýyor fesatlýk yapýyor ve kendince diyor ki nasýl yapsam da bu dilenciden kurtulsam! Aklýna bir fikir geliyor, Cuma namazý öncesi dilenciye ev sahibi önce bol sarýmsaklý paça yediriyor, sonrada namaz öncesi vezire gidip ,“Bu dilenci çok nankör, kötü bir insan ben çok iyi bilirim bunu ve padiþah hakkýnda da olur olmadýk kötü konuþuyor. Aðzý da konuþurken çok kötü kokuyor fakat padiþah için de diyor ki padiþahýn aðzý çok kötü kokuyor bana bir kese altýn verirken aðzýmý burnumu kapatýyorum diye padiþah hakkýnda ileri geri konuþuyor” diye vezire iftira ile þikayet eder kör dilenciyi. Vezirde bu duyduklarýný padiþaha anlatýr. Padiþahta dilenci için “Vay nankör” deyip vezirine “Bir ferman yazýn” der. “Deyin ki fýrýncý baþýna elindeki fermaný getiren kiþiyi sorgusuz sualsiz derhal fýrýna atýp yaksýn ve dilenciye fermaný açmadan direk fýrýncý baþýna götürsün” diye tembihler. Cuma namazý yine kör dilenci padiþahýn geldiðini padiþahýn korumalarý “Destur! çekilin çekilin padiþah geliyor” diye seslenince, dilenci yine “Padiþahým çok yaþa, eden bulur eden bulur sen doðru ol eðri belasýný bulur” diye her zaman ki gibi padiþaha seslenir. Padiþah ve vezir halkýn arasýndan dilenciye yaklaþýrlar ki dilenci çok kötü kokmaktadýr ve padiþahla vezir bir kese altýný uzatýrken dilenci aðzýný burnunu kapatýr! “Demek ki kör dilenci hakkýnda bize söylenenler doðruymuþ” deyip bir kese altýnla birlikte fermaný da kör dilenciye verip, bu fermaný hiç açmadan fýrýncý baþýna götürmesini tembih ederler. Kör dilenci aldýðý bir kese altýný ve fermaný alýr sevinir, yardým sever köylülerin yardýmýyla kaldýðý yere gelir. Yanlarýnda kaldýðý ev sahibi dilenciye büyük bir heyecanla sorar “Bugün nasýldý? Neler oldu anlat bakalým” diye. Kör dilencide derki “Padiþah efendimiz benimle çok ilgilendi, bir kese altýn yetmezmiþ gibi birde elime bir ferman verdiler, bu fermaný hiç açmamalýymýþým, fýrýncý baþýna gitmemi tembih ettiler beni ödüllendirdiler yapmýþ olduðum hayýr dualarýmdan ötürü” der. Kendisine iftira eden kiþi aç gözlülükle sözde kör dilencinin hiç zahmet etmemesini, kendisinin verilen ödülü alabileceðini kör dilenciye söyler temiz kalpli dilencide kabul eder. Hemen fermaný alan, kör dilencinin ev sahibi ödüllere biran evvel kavuþmak maksadýyla hiç vakit kaybetmeden fýrýncý baþýna koþarak gider. Fýrýncý basýna derki “Padiþah efendimiz sana bu fermaný gönderdi, hediyelerimi hemen ver”. Fýrýncý baþý mühürlü fermaný acar ve okur ki gelen adamý hemen ateþe fýrýna at yak buyruðu vardýr. Fýrýncý baþý da derhal fermaný getiren bu adamý yakaladýðý gibi fýrýna atýp yakýp padiþahýn buyruðunu yerine getirir. Cuma namazý sonrasý padiþah namazdan çýkarken “Destuuur! Çekilin çekilin ey ahali padiþah efendimiz geliyor” sesinin ardýndan “Eden bulur, eden bulur. Sen doðru ol eðri belasýný bulur” diye biri seslenmektedir. Padiþahta merakla sesin olduðu yöne gider bir bakar ki her zaman bir kese altýn verdiði kör dilenci ordadýr. Þaþýrýr vezirine iþin aslýnýn araþtýrýlmasýný söyler, yine de kör dilenciye bir kese altýný hiç istemeden verir. Ýþin aslýný araþtýrdýklarýnda kör dilenciye bakan ev sahibinin; kör dilenciye iftira ettiðini, aç gözlü olduðunu ve kendi oyununa kendinin düþtüðünü öðrenirler. Padiþahta gerçekleri öðrenince fýrýncý baþýnýn yaktýðý kiþi için “Eden bulur, eden bulur. Sen doðru ol eðri belasýný bulur” der. Þefika ÜNAL (29 Kasým 2012) Görüþlerinizi sefika.sunal@gmail.com'a bekliyorum...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þefika Ünal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |