-Her meslekten her branþtan deneyimli, eðitimli insanlar eðitilmek için aranýyor. Ücret dolgundur.-

Büyük bir kalabalýðýn elinde bu iþ ilaný vardý. Sekreter içeri girdiðinde sakallarýný kaþýyan adam ayaða kalktý. Elindeki listeyi yetkili adama uzatýrken heyecan içerisinde konuþuyordu:

“Efendim içerisi aðzýna kadar doldu taþtý. Bir o kadarý da dýþarýda kuyrukta bekliyor. Mülakata aldýklarýmýn arasýnda ön plana çýkanlarýn sýralandýðý liste buyurun”

Adam listeyi dikkatli bir þekilde incelerken sekreter kapýyý açmýþtý. Ön sýrada bekleyen bir adam hýzlý adýmlarla içeri girdi. Gülümseyerek kendisini tanýttý:

“Efendim ben bir parti üyesiyim. Partimin en alt kademesinden en üst kademesine kadar büyük bir sadakatle hizmet ettim. Partimin verdiði her görevi layýkýyla yaparým. Liderime taparým. Mitinglerde halký coþtururum. Tüm gücümle alkýþlarým, slogan atarým. Meydanlarý inletirim. Yaðlarým, yýkarým gerekirse sabunlarým. Dava adamýyýmdýr. Baþarýlarým tescillenmiþtir. ”Bu ülke seninle gurur duyuyor”- En büyük baþkan bizim baþkan” slagonlarýnýn patenti bana aittir. Size de ayný þekilde hizmete hazýrým. Yeter ki bana bir görev verin.”

Konuþan adamý merakla dinleyen yetkili adam sakallarýný yeniden kaþýrken masasýna oturdu. Konuþmasý biten adamý sekreter dýþarý çýkarýrken ikinci adam içeri girdi. O da kendisini tanýtýyordu:

“Ben bir din adamýyým. Aylardýr iþsizim. Eski patronum Tanrýdýr. Onun görüþü doðrultusunda çalýþýrým. Üstelik gece gündüz, aralýksýz hiç durmadan çalýþýrým. Ýnsanlarý cennete haliyle durumuna göre de cehenneme hazýrlarým. Öldüklerinde en yakýn dostlarý olarak tabutlarýnýn baþýnda aðlarým. Sadece ölümlerde deðil bayramlarda, seyranlarda, nikahlarda yanlarýnda olurum. Ýnanýn bu iþe çok ihtiyacým var. Sizi þu anda yeni bir Mesih olarak görüyorum. Ne olur Allah rýzasý için bana bir iþ verin”

Masada oturan adam þaþkýnlýkla gözlüklerini silerken sekreter bir diðerini içeri soktu .Ýçeri giren adam sert bir yüz ifadesiyle, sert bir ses tonu ile kendisini anlatýyordu:

“Ben üniformalý, rütbeli bir memurum. Emir adamýyým. Emirler doðrultusunda insanlarý hizaya getiririm. Çok çalýþýrým. Birinci vazifem üstte hizmettir. Varlýðýmý üstlerime borçluyumdur. Her yerde çalýþýrým. Daðda, þehirde, kýþlada, karakolda, hapishanede hemen her yerde varým. Yeter ki temsil ettiðim bir flama ya da bir bayrak olsun. Rengi fark etmez. Bende iþsizim. Ýþ arýyorum. Emir ve görüþlerinize hazýrým”

Sekreter baþka birini içeri alýrken masada oturan yetkili adam kravatýný çözüyordu. Ýçeri giren yeni adamý görünce ayaða fýrladý. Ýyice þaþýrmýþtý. Ona hayretle bakýyordu. Üstü baþý periþan olan adam içeriye oynayarak adeta dans ederek girmiþti. Gelen adamýn yüz ifadesi saniyeler içerisinde deðiþiyordu. Bazen aðlar gibi görünürken bir anda gülümsüyordu. Bakýþlarýný gelen adamdan çevirip sekretere döndü. Sordu:

“Yanlýþlýk olmasýn? Bu da kim? ”

“Benim efendim ben…Yüce efendim bana köylü derler. Ben bir köylüyüm. Çok çalýþkanýmdýr. Yeter ki bir tarlam baþýmý sokacak bir delik olsun. Yað satarým, bal satarým. Ekerim, biçerim sonra yerim. Sonrada hani az öce içeri girenler var ya onlara da yediririm. Yeter ki bana deðmesinler. Allah büyüktür. Kaderime razýyýmdýr. Hiç þikayetim yoktur. Bende diðerleri gibi boþtayým. Bana bir iþ verin yeter ki. Sizi hiç de mahcup etmem. Ne olur…”

Büronun içerisinde hýzlý adýmlarla ileri geri yürüyen yetkili adam köylünün lafýný yarýda kesti:

“Tamam yeter tamam anladým. Çýk dýþarý”

Sekreter kapýyý kapattýðýnda adam yeniden masasýna oturmuþtu. Sekretere sordu:

“Bu adamlar kim. Nereden çýktý, geldi? Ýnanamýyorum. Bunlarý kim eðitmiþ? Deneylerim, çabalarým bunlar yüzünden boþa çýkabilir. Diðer eðittiklerimin durumu ne olacak. Bu adamlar yüzünden hayatýmý adadýðým bu çalýþmalarýmýn tümü fiyaskoyla sonuçlanabilir.”

Bir koltuða oturan sekreter konuþurken gülümsüyordu:

“Bay Pavlov* bana kalýrsa bu adamlarý hemen iþe alýn. Önünüze büyük bir fýrsat çýktý diye düþünüyorum. Bilim dünyasýnda bir devrim yapabilirsiniz. Bunlar ortadoðuda, batýya yakýn bir ülkeden geldiler. Bu fýrsatý kaçýrmayýn derim. Eminim deneylerinize çok büyük katkýlarý olacaktýr. Laboratuvarda, kafeslerin yanýndaki küçük odayý boþaltýp bunlara verelim. Ne dersiniz? ”


Pavlov*--Ývan Pavlov