..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yaný baþkalarý hakkýnda konuþmuyor olmalarý. -Lucille S. Harper
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Veysel Baþer




9 Kasým 2012
Taygeldi  
Veysel Baþer
Çok sevdiði dolaylý yeðenlerini gören Çise, öðle tatili arasýnda lahmacun yemeye gittikleri dershane arkadaþlarýndan ayrýldý.


:AICG:


TAYGELDÝ

… 1977

     Çok sevdiði dolaylý yeðenlerini gören Çise, öðle tatili arasýnda lahmacun yemeye gittikleri dershane arkadaþlarýndan ayrýldý. Taze âþýklarýn rahat bir þekilde el ele geliþlerine gülümserken Kerem ile Aslý öyküsünü anýmsamaya çalýþtý. Aklýna gelenler, Aslý’sýna kavuþamayan Kerem’in ah! derken aðzýndan çýkan alevle yanmasý. Aslý’nýn da, uzun saçlarýyla Kerem’in küllerini süpürürken küldeki bir kývýlcýmýn saçlarýný tutuþturmasý ve yanarak kül olmasýydý.

     Aslý, yeni sürgün bir dal gibi narindi…Upuzun saçlý, ay yüzlü, güzeller güzeli bir kýzdý. Ya Kerem?.. Etine dolgun, uzun kirpiklerin sarmaladýðý çakýr gözlere sahip, erkek güzeli bir oðlandý… Ýkisi de, ortaokul ikiye geçmiþlerdi. Çise, dayý ve hala çocuklarý olduklarý için onlarýn aþklarýnýn da hüzünle bitebileceði olasýlýðýyla sevdalarýndan yanýp, kül olduklarýný düþündü bir an.
Yüreði cýz ediverdi. Yaklaþtýklarýnda, ellerinin ayrýldýðýný görünce saklý gülümsedi. “El ele gezmek sizlere daha çok yakýþýyor,” diyerek onlarý utandýrmak istemediði gibi yanýna geldiklerinde þefkatle sarmayýp öptü. Kýsa bir hal hatýr sormanýn ardýndan, taze âþýklarý el ele tutuþturdu. Kolunu Aslý’nýn boynuna dolayýp onlarý kendine yoldaþ eyledi.

Çise, dershane arkadaþlarýndan ayrý olarak yeðenleriyle lahmacun yiyip, yayýk ayraný içerken Nuran halasýnýn, yürüyemeyecek halde ayaðýný incitmiþ olduðunu öðrendi. Yemek sonrasý arkadaþlarýna, dershaneye gelmeyeceðini, rahatsýzlanan halasýný ziyaret edeceðini söyledi.

Çise, yeðenlerinin eþliðinde halasýnýn kapýsý çaldý. Boþ gelmiyordu. Ýçinde büyük boy çikolata kutusu olan kaðýt bir çanta taþýyordu.

Altmýþ yaþlarýndaki Nuran kadýn, dolaylý yeðeninin ziyaret etmesine pek sevindi. Öpe öpe bir hal oldu. Uzandýðý divanda, yanýna oturttu. Torunlarýný da annelerini çaðýrmalarý için dýþarýya yolladý. Çise’yle baþ baþa kalýnca hüzünlendi. Dudaklarý titredi. Boðazý düðümlendi. Bir þeyler diyecek oldu. Nedense dili varmadý. Kapý açýlýnca zaten bir þey diyemedi. Kendilerine ait binanýn üst katýnda oturan Aslý’nýn annesinin çok çabuk geliþinden hoþnut olmadý.

Nedime’nin, “Gülüm gülüm,” deyip Çise’yi baðrýna basmasý, Çise’nin de “Yengeciðim…” diyerek ayný içtenlikle sarýlmasý Nuran kadýnýn hoþuna gitti. Zilin çalmasý ve Aslý’nýn kapýyý açmaya gitmesi, sýcak duygularý soðutmadý. Aslý’nýn feryadý ve odaya giren Kerem’in kanlý yüzüyle sevinçleri köreltiverdi.

“Yusuf, kalleþçe yumruk vurdu,” dedi Kerem, iç çekerek. Çise, tülü çekip pencereden sokaða baktý. Ýri yarý bir oðlanýn koþarcasýna gittiðini gördü. “Þu oðlan mý?” diye sordu Kerem’e. Onun pencereye yanaþýp “Evet,” demesiyle deli gibi fýrladý. Holdeki spor ayakkabýlarýný kapýp dýþarýya attý kendini. Ayakkabýlarýný nasýl giydiðini bilemeden sokakla buluþtu. Ýlerdeki köþede bulunan binanýn duvarý arkasýnda gizlenerek bakan yarým bir yüz fark etti. Müthiþ bir depar attý oraya doðru.
Kerem’in kanlý yüzü geldi gözünün önüne.

“Küçükken, oyunlarýna katýldýðý çocuklardan hep dayak yerdi. Kavga eden çocuklarýn, “Babama söylersem görürsün sen,” dediklerini duyardý. “Anneme söylersem görürsün sen,” dediklerini hiç duymamýþtý. Babasýz olduðunu bildiklerinden, “Babama söylersem görürsün sen,” diyemediðinden, kendinden küçük çocuklardan bile dayak yerdi. Çünkü onlarýn babalarý vardý. Onlarý döver ve onlar da babalarýna söylerlerse?.. Baba, belki de çocuk yiyen bir canavardý. Babanýn nasýl olduðunu bilmiyordu ki...Annesinin demesine göre, babasý öldüðünde hâlâ meme emiyormuþ. Haklý olduðu ve rahat dövebileceði çocuklara bile el kaldýramazdý. Canavar babalarýndan korktuðu için...Bir baþka çocuktan dayak yiyen yumruk kadar çocuklar dahi öcünü ondan alýrlardý. Babasýnýn olmadýðýný bildikleri için... Onlardan kurtulmayý umarak, “Annem öðretmen,” derdi bazen. Çok az yararýný görürdü... “

Sokak köþesine geldiðinde oðlanýn, tek katlý bir evin kapýsýný açmaya çalýþtýðýný gördü.
     “Yusuf!”
Oðlan beriye baktý. Kapýyý açamayýnca kaçmaya baþladý. Ama Çise geliyordu arkasýndan.
Üniversite sýnavlarý nedeniyle ara verdiði koþularýna yeniden baþlamýþçasýna…

“Küçüklüðünde çelimsiz, çirkin ve çekingen bir kýzdý. Kendisiyle oyun oynayan olmazdý pek. Giden olursa oyuna alsýnlar diye oyun oynayan çocuklara görünecek bir yerde dururdu. Dýþlanma ve yetimliðin verdiði eziklikle boynu bükük beklerdi...Oyuna katýlmak isteyip de katýlamamak, oynayan çocuklarýn kýyýsýnda kalmak o kadar acý gelirdi ki...Buna raðmen onlarla birlikte oynuyormuþçasýna oyun oynayan çocuklarýn gülüþlerine gülerdi...Bazen eksik tamamlamak için oyuna alýndýðýnda pek sevinirdi...Hep yenilen olurdu. Ama aldatýlarak ama zorlan...Döverim ha deyip ellerini kaldýrdýklarýnda ne denilirse onu yapardý. Oyundaþlardan birisi geldiðinde hemen dýþarý alýnýrdý. Oynamak istediðini söylediðinde itilerek atýlýrdý oyundan...Hor görülmenin ve oyundan atýlmanýn verdiði zavallýlýkla için için aðlayýp, burnunu çekerek ve gözyaþlarýný silerek yine onlarý seyrederdi...”

Kaçmakta olan avýný yakalayacak kadar yaklaþtý.

“Ama bir gün, omzuna yumruk vurarak oyundan dýþarý atan bir kýza tokat attý. Kaçarken yüzünü
çevirip baktýðýnda dört kýzýn koþarak peþinden geldiklerini gördü. “Anne! Anne!” diye feryat eti. “Beni kurtarýn!” diyerek yardým istedi. Ne annesine de baþkalarýna duyurabildi sesini… Yakalandýðýnda, öldürülesiye dövülecekti. Kim bilir, öldürürlerdi de…Korkuyla kaçýyor, çýrpý bacaklarýyla bu denli hýzlý koþtuðuna kendisi de inanamýyordu. Bir ara baþýný çevirdiðinde kovalayanlarýn geride kaldýklarýný görünce yavaþladý. Sevinip, rahat bir soluk aldý. Ýþte o günden sonra pek çok kavgasý oldu. Bir vurana iki vurdu. Hakkýndan gelemediklerinden kaçýp kurtuldu. Bacak boyluydu. Adýmlarý uzundu. Kimse yakalayamýyordu. Ýyi koþtuðunu öðretmenleri de gördü. Okullar arasý yarýþmalara katýldý. Hep iyi dereceler aldý. Adý, Taykýz oldu.

Bu defa kaçmýyor, yakalayýp dövmek için tay gibi koþuyordu.

Topuklarýna kanat takmýþçasýna kaçýyordu oðlan. Ama, Taykýz çok hýzlý koþuyordu. Sanki bir yarýþta
derece elde etmek istercesine…Oðlan , arkadan yediði çelmeli tekmeyle un çuvalý gibi düþtü. Öptüðü yeri tozuttu. Kalçasýna inen ayak darbesiyle iyice yapýþtý yere. Canýný kurtarmak için emekleyerek kaçarken can havliyle, “Ana!..” diye baðýrdý. Kalkmaya çalýþýrken, “Kerem’i döversin ha?” diyen Çise’den yediði yumrukla, kurtuluþu yere yumulup yüzünü korumada ve aðlayarak kendini acýndýrmada buldu.

“Ýlkokul dördüncü sýnýftaydý. Bahçeli, üç katlý bir binanýn iki odalý çatý katýndan oturuyorlardý. Okuldan gelmiþ, çantasýný duvar dibine býraktýðý gibi bahçedeki dut aðacýna koþmuþtu. Eðdiði daldaki dutlarý yerden birinci katta oturan ev sahibinin oðlu gelmiþti. O, ilkokul beþinci sýnýfta okuyordu. Yaþýna göre baya büyük görünüyordu. Birlikte dut yerlerken, nasýl olduðunu anlayamadý, oðlanýn omuzlarýnda ve dallar arasýnda buluverdi kendini. “Ýndir beni!” diye baðýrdý. Oðlanýn aldýrmayýp, etek altýndan bacaklarýný okþamasýyla kafasýna yumruk vurdu. Dala yapýþýp kendini çekmek istedi, çekemedi. Oðlanýn, “Dut yemek için kendin istedin,” demesiyle çýldýracak gibi oldu. Oðlanýn saçlarýný yolarken, bir kolun belden sarýp oðlanýn omzundan aldýðýný fark etti. Yere indirildiðinde, “Manyak!” diye baðýrdý oðlana. Kendisini kurtaranýn, üçüncü katta oturanlarýn, liseye giden, uzun boylu, basketbol oynayan oðluydu. Utancýndan onun yanýnda kalmak istemedi. Çantasýný alýrken dönüp baktýðýnda kurtarýcýsýnýn; o oðlanýn kulaðýný çektiðini gördü.”

Çise, dut yemesini zehir eden o oðlaný da dövüyordu…

Evlerden çýkan kadýn erkek ve çocuklarla doluverdi sokak.

Kalçaya hâlâ tekme vuran Çise’yi çekerlerken oðlaný da kaldýrdýlar. Açýlmayan kapý karþýsýndaki evden çýkan orta yaþlý iki kadýn, baðrýþarak beriye yöneldiler. Oðlan, “Ana, aha bu kýz beni dövdü!” deyip iki kadýna doðru kaçarken bir tekme daha yedi Çise’den. Bu arada, Nedime, Kerem ile Aslý göründüler sokaðýn baþýnda. Oðlanýn anasý ve yanýndaki kadýn hýþýmla gelirlerken Çise, bir boksör gibi kollarýný gerip hýnçla beklemeye koyuldu onlarý. Sokaktakiler zor tutuyorlardý iki kadýnla Çise’yi. Koþarak gelen Nedime, yandaki evin çitinden bir tahta parçasý kýrdýðý gibi, Çise’nin baþýndakilerin üzerlerine yürüdü. Çise’yi tutanlar korkup kaçýþtýlar. Nedime, arkasýna aldýðý Çise’yi bir koluyla kavrayýp;. “Hele bir yaklaþýn!” diyerek haykýrdý. Öbür elindeki tahta parçasýný da kaldýrarak. Komþularýnca engellenen iki kadýnýn yaný sýra mahallelilere de meydan okuyordu âdeta. Kerem ile Aslý da, Çise’nin yanýnda yer aldýlar. Bu defa kadýnlarla ve Nedime arasýnda baþladý aðýz kavgasý.

Sokak daha da kalabalýklaþtý.

Evde divanda uzanan Nuray, deðnekle koþtururcasýna geliyordu. Kapý dibinde, yüzü çizilmiþ ve biraz kanlanmýþ oðlaný görünce deðneðini kaldýrýp, “Torunumu niye dövdün len!” deyip üzerine yürüdü. Oðlan, iki kadýna sýðýndý. Mahalleliler Nuray’ý engellediler bu defa. Oðlan, “Anama küfretti!” deyince bu defa Kerem;
     “Çise ablaný s*kem demeseydin ben de senin ananý s*kerim demezdim!” diye baðýrdý olanca sesiyle.
     Müthiþ bir kahkaha patladý sokakta. Çise de güldü. Olaylarýn etkisiyle birebir atýþtýðýný sanan Kerem, gülüþlerle insanlarýn olduðunu anlayýnca derin bir utanca girdi. Kolunu okþayan Çise’nin, “Aldýrma. Ýyi yaptýn,” demesine raðmen utancýndan sýyrýlamadý. “Yeðenime küfredersin ha?” diyen Nuray, yine oðlanýn üstüne yürüdü. Kerem de, yengesinin elindeki tahta parçasýný çektiði gibi fýrladý oðlana doðru. Çise, yakalayýp beriye getirdi. Nuray’la kadýnlar arasýnda aðýz dalaþý sürerken, adamýn birisi bir þeyler fýsýldayýnca çan çan öten kadýnlarýn sesleri kesiliverdi. Birisi, Nuray’dan özür dileyip oðlana yaklaþtý.
     “Elin kýzýna küfür ettin ha!” dediði gibi okkalý bir yumruk indirdi omzuna. Götürüp, anahtarla açtýðý kapýdan içeriye itekledi. Sokaðýn öbür tarafýndan siren çalmadan polis arabasýnýn geldiðini gören sokaktakilerin bir bölümü evlerine kaçýþtý. Nuray da yakýnlarýna ulaþtý hemen. Çise, arabandan inen üç polisten birisinin iyi tanýdýðý baþkomiser olduðunu anlayýnca halasýnýn siperine geçti. Aslý’nýn, elindeki büyükçe bir taþý usulca yere býrakýþýna sessizce güldü. Kerem’in sýký sýkýya tuttuðu tahta parçasýný alýp arkaya kaydýrdý. Daha önce çan çan öten kadýnlarla konuþan adam, polislere de bir þeyler söyledi. Çise, gizlense de baþkomiserin gözünden kaçamadý. Evlerin önündekilere, “Hadi evlerinize!” diyen baþkomiser beriye yöneldi. Utanan Çise’nin güleceði tuttu. Baþýný öne eðerek ve dudaðýný diþleyerek sessiz gülüþünü kesmeye çalýþtý. Korkuya kapýlarak kendine sýðýnan Aslý’ya, iþaretle güvence verdi. Nedime soðukkanlýlýðýný korurken endiþelenen Nuray öne geçti. Kollarýný arkaya gererek, yavrularýyla gelinini korumaya aldý.
     “Yeðenime küfretmiþ. Torunumu dövmüþ. Asýl suçlu onun oðlu,” diyerek savunma yaptý.
Baþkomiser, yana geçip ayrýlmasý için eliyle Çise’ye iþaret etti.
     Nuran kadýn, hemen önüne geçti.
     “Canlarýmý vermem! Beni götür! Yavrularýma dokunma!”
     Sokaktakiler taþ kesiliverdi.      
     Taþ kabuðunu çatlatan Baþkomiser hüzünle gülümsedi.
     “Anacýðým… Kimseyi götürecek deðilim. Çise’yle görüþeceðim.”
     Ýnanmadý Nuran kadýn. Deðnekli kolu ile Çise’yi daha bir kavradý arkada.
     “Polis efendi! Ýnat etme! Yeðenimi vermem sana!”
     “Halacýðým,,” dedi Çise. “Salih amcayý tanýyorum. Oðlu, lisede sýnýf arkadaþým. Rahat ol.”
     Nuran kadýn, birden uysallaþýverdi. Kollarýný ve deðneðini öne aldý. Az yana çekilirken
sendeledi. Çise, hemen koluna girdi.
     Baþkomiser Kerem’in yüzünü kontrol etti. Çise, “Yeðenimi böyle görünce dayanamadým Salih amca,” dedi haklýlýðýný vurgularcasýna. Baþkomiser, omzundan sardýðý Çise’yi Nuran kadýndan ayýrýp tenha yere doðru götürürken þaþkýn bakýþlarla herkes onlarý izlemeye koyuldu.
     Biraz gittikten sonra baþkomiser kolunu çekti.
     “Çocuk dövmek sana yakýþýr mý hiç?”
     ”Neyin çocuðu Salih amca?” diyerek yakýndý Çise. “Ana danasý bir oðlan. Görseniz, bu kýzdan nasýl dayak yersin diye bir tane de siz vurursunuz.” Gülmemek için kendini kasarken, baþkalarý duyacak düzeyde güldürdü baþkomiseri. “Boyu o kadar olmasa bile, kilosu oðlunuz Metin’den fazla.”
     “Ýyice dövdün mü bari?” diye sordu baþkomýser.
     “Yeðenlerime bir daha el kaldýracaðýný sanmam.”
     Gülüþleri, izleyenleri iyice þaþýrttý. Az öncesine kadar birbirlerini gýrtlaklamak isteyen kadýnlar canciðer olup, kahkahaya yakýn gülüyorlardý. Çise’yle baþkomiserin beriye geliþleriyle gülüþleri kesildi. Toplu olarak kenara çekilip, arabaya doðru giden Çise ve baþkomiseri izlediler. Onlarýn, baba kýz yakýnlýðýyla sarýlýp birbirlerini öpmeleri, sokaktakilere iyi bir gözdaðý oldu. Baþkomiser,“Sokakta gürültü duyarsam, hepinizi karakola alýrým!” diyerek ikinci bir gözdaðý verip arabaya bindi. Polisler de binince araba hareket etti. Çise, koþarak yakýnlarýnýn yanýna gelip halasýnýn koluna girdi. Öbür koluyla da Aslý’yý sardý. Onlarý yürüyüþe geçirdiðinde, Kerem ve Nedime de yana kaydýlar. Gururla giderlerken, Çise-baþkomiser yakýnlýðýndan etkilenen sokaktakiler bakýþlarýný, köþeden dönene kadar onlardan ayýrmadýlar…

     Nuray kadýnýn evi, akraba kadýn ve çocuklarýyla doluverdi kýsa zamanda. Nereden, nasýl haber alýp geldiklerini anlayamadý Çise. Kerem’in annesi, oðlunun þiþ yüzünü görünce deliye döndü. Gidip hesap sormak istediyse de býrakýlmadý. Nedime, “Çise, cezasýný fazlasýyla vermiþ,” deyince biraz sakinleþti. Çise, gönüllerde iyice taht kurdu. Bir teyzesi, gözlerimden öpüp, aferin çekti. Bir baþka halasý, sýrtýný sývazladý. “Bayburtlular kavgasý olurlar. Sen, Bayburtlunun hasý oldun,” diyerek övgüsünü sundu. Bir baþka teyzesi, “Peçeli efem,” deyip pazularýmý okþadý. Þirketin mali iþlerini yürüten yeni evli yeðen abla, “Dövdüðün oðlaný akþamleyin bir de babasý döver,” deyip açýklama yaptý. Meðer oðlanýn babasý, þirkete inþat malzemeleri taþýyan nakliyatçýlardan birisiymiþ.
     Muhabbetli bir hava sürüyordu salonda.
     Üçlü koltukta uzanan Nuran kadýn, gýrtlaktan çýkardýðý boðuntulu sesle birlikte saraya tutulmuþ gibi titredi ve yüzükoyun halýya düþtü. Salonu dolduran büyük küçük herkes þaþtý kaldý. Taze gelin, dizlerinin üzerine kaydýðý gibi þoku atlatanlarýn yardýmýyla sýrtüstü yaptý Nuran teyzesini. Ensesine küçük yastýk koydu. Uçlarý boyunda baðlý, iþlemeli yazmayý baþýndan çekti. Baþucunda toplananlara açýlmalarýný iþaret etti. Ellerine dökülen kolonyayý teyzesinin yüzüne sürüp koklattý. Sýkýlmýþ parmaklarý açtý. Az sonra, sesli soluk veren Nuran kadýn, yüzünü buruþturdu. Diliyle dudaklarýný ýsladý.

     Ýyice kendine gelen Nuran kadýn, bir tek Çise’yi yanýna alarak oturma odasýna geçti. Divana uzandý. Dizleri yanýna oturttuðu Çise’nin bir elini kavradý. Derinden sesli soluk verirken gözlerine dolan yaþ taþtý sonunda. Çise’nin bir eliyle silme giriþimini engelledi.
     “Annene ve sana karþý çok mahcubum yavrum,” dedi üzgün ve mahcup. “Sizin hakkýnýzda iyi þeyler demedim kardeþime. Ne yazýk ki güzel kýzým, bazý deðer yargýlarýna insanlardan daha fazla deðer veriyoruz. Anneni ve seni tanýdýktan sonra içime dert oldu o zaman söylediklerim.
Çýban oldu. Salondaki bayýlmam, o çýbanýn patlamasýydý…”
     Zorlanarak yutkunup, elinin tersiyle gözyaþlarýný sildi.
     “Hiç sorun deðil halacýðým…” dedi Çise, onu rahatlatmak için. “Benim de sizler hakkýnda olumsuz düþünce ve sözlerim oldu.”
     “Benim dediklerim içime pek fena dert oldu kuzum…”
     “Ne dediniz ise bir kez daha söyleyin. Rahatlarsýnýz. Dedikleriniz sýrrým olarak kalacak.”
     Nuran kadýn, yürek yakýcý soluk verdi.
     “Öz baba gibi sevdiðine inandýðým üvey baban, annenle evlenmek için benim iznimi istemeye gelmiþti. Elin kullandýðý ve bir de taygeldisi olan kadýný istemem dediðimde bana öyle bir kýzmýþtý ki…Gözlerinden þimþekler çaktý adeta. Bu sözleri bir baþkasýna söylediðini duyarsam sana abla demem dedi. Sana þimdi demem dýþýnda o sözler aðzýmdan hiç çýkmadý. Bundan sonra da benimle birlikte mezara giderler.”
     Çise’nin yüreði incindi ama babasýnýn verdiði tepkinin sevinci çabucak iyileþtiriverdi.
     Üvey babasýyla çatýþmalarý olmuþtu. Bunun öfkesini daha çok annesinden çýkarýyordu. Bir zaman sonra taze yüreðinden filizlenmeye baþlamýþtý baba sevgisi. Ýþte o gün tomurcuk tüm coþkusuyla açýlývermiþti. Yedi ay öncesiyle. Hastanede yakýnlarý olan bir hemþireye tahlil yaptýrmýþlardý. Annesi hamileydi. Annesi ve bazý akraba kadýnlarýyla hastaneden ayrýldýklarýnda ok gibi fýrlamýþtý. Ýnþaat mühendisi olan ve inþaat þirketini yöneten üvey babasý Cem amcasýna müjde vermek için, delicesine cadde boyu koþmuþtu. Babasýnýn yalnýz olduðunu öðrenip, odasýna dalmýþtý. Göremeyince yan taraftaki çalýþma odasýna geçmiþti. Bilgisayarda plan-proje çalýþmasý yapan üvey babasý Cem amcasýnýn boynuna sarýlmýþtý. “Babacýðým!.. Annem hamile!..” diyerek müjde vermiþti. Hep öz baba duyarlýlýðýnda bulunan Cem amcasýnýn, “Kýzým!..” demesi ve doðrulup sarmalamasý öyle yürektendi ki... Týpký kendinin “babacýðým” dediði gibiydi...O ne güzel yaklaþýmdý... Babasý, bir çocuðunun olmasýndan çok, “babacýðým” denmesine sevinmiþti... “Kýzým!..” derken ilk evladýnýn kendisi olduðunu öyle güzel belli etmiþti ki…O an baba sevgi ve þefkati gürül gürül akmýþtý yüreðine... Öylesine sýcak öylesine gönül okþayýcý sevgiydi ki bu…Binlerce babacýðým desen bile ödenemeyecek bir nimet hakkýydý... Üvey babasý güçlü ve tutarlý birisiydi. Candan ve anlayýþlýydý. Çýlgýn dönemlerinde bile istenmeyen üvey evlat gözüyle bakmamýþtý hiç. Sadece sýnýr noktalarýnda tepki vermiþti. Evladýný gözeten, koruyup kollayan bir babanýn vereceði en uygun tepkilerdi bunlar. Tatmin edilmiþ baba duygusuna ulaþmýþtý artýk... Babasýný çok…çok seviyordu....Bu öylesine yalýn bir sevgiydi ki, baba açlýðýnýn enfes bir lezzetle giderilmesiydi...Baba susuzluðunu gideren can suyu idi...Üvey olmasý hiç önemli deðildi. Baba olarak yüreðine yerleþmesi önemliydi. Baba sevgisi öyle bir duyguydu ki, eksikliði doldurulamayacak bir boþluktu...
     “Güzel kýzým, pek daldýn. Dediklerim çok mu gücüne gitti?” diye sordu Nuran kadýn mahzunca.
     “Hayýr halacýðým,” dedi Çise, güleç yüzle. “Ben bugün, kendimi bildim bileli akrabalarýmla berabermiþim gibi bir duyguya kapýldým...Ne kendimi onlarýn arasýna sonradan giren bir yabancý gibi hissettim...Ne de onlar beni taygeldi gördüler…Bu öylesine bir baðdý ki, kan baðý bile az gelirdi bu yürek baðýna...”
     “Bir daha o nalet sözü aðzýna alma,” dedi Nuran kadýn, yalvarýrcasýna.
     Güldü Çise. Nuran kadýn da güldü. Sonrasýnda sarýlýverdiler…

Veysel Baþer

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
30 Mayýs 2014
Merhaba Sevgili Veysel Baþer; Yorumunuzu alýnca, ben de sizin yazýlarýnýza bir göz atmak istedim.Sadece yukarýdaki yazýnýzý okudum. Diðerlerini, daha sonra okumaya çalýþacaðým. Tarzýnýzý, öykü dilinizi sevdim. Yazýlarýnýzýn devamýný dilerim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve arkadaþlýk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Koca Seyit

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çanakkale'nin Bir Baþka Yüzü
Çoban Lazým 1
Ece ve Törüngey
Alkarýsý
O Þey
Çise ve Sarýkýz
Sýndýrgýlý Emmi
Esma Kadýn
Bir Tutamlýk Bulut
Þövalyenin Gücü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dünyayý Sessize Al [Deneme]
Gelin Aðaçlar [Deneme]
Þah ve Mat [Deneme]
Kolay Gelsin [Deneme]
Elhamdülillah Müslümanýz [Eleþtiri]
Ana Bayram [Ýnceleme]


Veysel Baþer kimdir?

Yazmak kadar eleþtiri de önemlidir.

Etkilendiði Yazarlar:
Atatürk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Veysel Baþer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.