Þubat 2007’de ‘‘Roma‘nýn sonu ve Amerika‘nýn akibeti‘‘ baþlýklý makalemizde dönemin Büyük Roma imparatorluðu‘nu hangi etkenler yýkmýþtý konusunda yoðunlaþmýþtýk. Aradan geçen zaman, benzer bir yazý yazmamýzý istediyse de biz burada tarihin yasalarýna deðinmeden, yasalarýn yansýmasýndan doðan köleliði deðerlendirelim.

Büyük devletler(imparatorluklar)‘in kendilerini en güçlü kabul ettikleri dönemde, en fazla düþmanlarýnýn olduðu dönemlerdir. Eþitlik ve adaletten uzaklaþtýklarýnýn zirvesidir bir anlamda. Böyle olmakla birlikte, nedeni çoðu zaman gerektiði gibi doðru bir þekilde açýklanmaz! Ne yazýk ki, miad‘ýný doldurup tarih sayfalarýnda yerini aldýktan sonra tarihciler tarafýndan mercek altýna tutulur, genellikle sonuç olarak sudan gerkçeler bulunur. Belki de politik sebeplerden dolayý yeterli açýklanmadan geçiþtirilmek zorunlu olur. Neticede yeterli ders ve saðlýklý sonuçlar çýkartýlmaz. Nitekim Büyük Roma Ýmparatorluðu’nun çöküþüne neden olan Þerefli isevilik direniþi, çoðu tarihciler tarafýndan gündeme alýnmadan diðer etkenlere deðinilmiþ…

Tarihe gömülen bütün imparatorluklar, kölelik sistemini meþru görmüþ. Bunlarýn en belirgin ve ortak özellikleri; baþka ülkelere ekonomik, siyasal, kültürel ve askeri egemenlikler kurmasýdýr. Hiçbir imparatorluk, zevaline kadar ulaþmak istediði deðerlere kendi iradesi ile vazgeçmiþte deðil.

Gerçekten Köleliðin tarihi serüveni ne zaman baþladý? Kölelik düþünce ve sistemi kime ve hangi zamana ulaþýr? Bu sorulara net cevaplar bulacak saðlýklý tarihi bilgilere de ulaþamýyoruz.

Modern dünyada, hukuki olarak köleliðin yasaklandýðý söyleniyorsa da kölelik sisteminin günümüze yansýmasý evrim geçirdi. Sözkonusu kölelik; bedensel esaretten öte, zihinsel algýyada dönüþtü. Bu algýyý empoze edenler, büyük insanlýk ailesine çeþitli ’’izm’’leri çok ustaca ve yeni metodlar üreterek sunduklarý da biliniyor…

Köleliði; bir insanýn diðerine ‘‘mutlak‘‘ otorite saðlamasý olarak tanýmlar ve adaletin olmadýðý yerde gizli kölelik ruhunun gezindiðinide eklersek, köleyi de; karþýnýn hakimiyetini kabul ederek, kendi hak ve hürriyetinden vazgeçeni olarak tanýmlaya biliriz.

Modern zamanlarýn kölelik furyalýðý; Önce milletlerin fikren mustazaflaþtýrlmasý, akabinde yönetimde nihayi söz sahibi olan gücün, kendi politik kariyer ve çeþitli kiþisel çýkarlar uðruna halkýn kollektif gücünü baþka ülkelere sembolik deðerler karþýlýðýnda peþkeþ çekmesi…

Ve halk nasýl köleleþtiðini anlamadan, modern köleliðin Lokomotif‘ine kömür yetiþtirmek için yarýþýr, yarýþýr…

Aslýnda ’’Mekanizma’’nýn iþlevsel olarak nasýllýðýný anlamak çok zor deðil. Ne var ki, Modern zamanlarýn köle Partonlarý; bütün kölelerin anlayacaðý basitliðe indirgememek için azami dikkat göstermeyi de ihmal etmezler.

Modern dünyanýn partonlarý, kendilerine kusursuz formüller geliþtirmiþ olmalýlar ki, Finans kaynaðý IMF, askeri gücü NATO ve siyasi dehalar ile desteklenen Lokomotif, istenmeyen durumlarda taktik deðiþimi ve…!

Bir kez daha kýsmi deðiþime ihtiyaç duyan ama eskisinden farklý amaç taþýmayan sistemin lokomotifi görevini üstlenen…

Varlýðýný ve görevini sürdürmek için zihinlere ve ruhlara demokrasi, hürriyet ve globalizm þeklinde sirayet ettirmeyi de ihmal etmeden, sorunun nereden kaynaklandýðýný gördüðü halde görmezden gelerek, ‘‘Büyük Roma Ýmparatorluðu‘‘nun ibretlik akibetinden ders çýkartmaya hiç de istekli olmayanlar, bakalým daha ne kadar ýsrar edecek? Kim kazanacak, kim kaybedecek? Modern Efendiler mi, köleler mi?

Peki ‘‘modern kölelik sistemi‘‘ hastalýðýna karþý çözüm var mý, yoksa bulunamaz mý? Bu sorunun cevabýný Bilal‘e ve Hürr’de aramak gerekir. O mümtazlar hürriyete nasýl kavuþtular, Hekimleri kimdi? Ne tür tedavi uygulanmýþtý?...

Diyebiliriz ki,tarihin bütün dönemlerinde kölelere verilen yegane rol; son nefese kadar aksatmadan sürdürmek zorunda kaldýklarý üretim. Üretim, üretim…

’’Onlara: Yeryüzünde bozgunculuk yapmayýn denildiði zaman, ’Biz ancak ýslah edicileriz’ derler’’ 2/11

10-04-2009