..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Dinler, Ýnançlar ve Ateizm > Akakiy Akakiyeviç




17 Eylül 2012
Alevilik ve Kemalizm  
Akakiy Akakiyeviç
Osmanlý tarihi boyunca sürekli olarak asimilasyona maruz kalan Alevilerin, Kemalizm’le birlikte dinsel inançlarýný yaþama þansý bulduklarýný, kimliklerini serbestçe ifade ettiklerini iddia etmek zordur. Cumhuriyet, insanýný, etnik, dinsel ve kültürel zenginliðiyle kabul edip buna göre bir vatandaþ tanýmý yapmak yerine, belirli bir inanç sistemini ve etnik aidiyeti diðerlerine dayatma yolunu seçtiði için bu anlamda kapsayýcý olamamýþtýr. Alevi toplumu da Cumhuriyetin sýnýrlarýný çizdiði makbul vatandaþ tanýmýna uymadýðý için dýþlanmýþtýr. Günümüzde de Kemalizm’in ideolojik olarak deðiþime kapalý yapýsýný düþündüðümüz zaman, Alevilerin bu ideolojiden medet ummak yerine demokratik bir toplum tahayyülü yolunda çaba sarf etmekten baþka bir seçenekleri yoktur.


:BBHI:
Alevilik ve Kemalizm
Alevi toplumunun Kemalizm’le olan iliþkisinin sorunlu olduðunu iddia etmek yanlýþ olmaz. Her Alevi bireyin kendiliðinden Kemalist olmasý, Kemalizm’i bilmemesinden kaynaklandýðý gibi adeta bir kültürel unsur gibi nesilden nesile aktarýlmasýnýn da bu hususta önemli bir payý vardýr. Toplumun genel olarak siyasi tarihi bilmemesi ve eðitim sisteminden kaynaklanan ve maniple edilerek anlatýlan Türkiye tarihi, devlet merkezli bir bakýþ açýsýnýn hâkim olmasýna ve böyle bir mantalitenin ortaya çýkarmasýna sebep olmaktadýr. Bu baðlamda, okumayan, okumayý sevmeyen ve kendine dayatýlan resmi tarihten baþka bir bilgilenme, bilinçlenme kaynaðý olmayan toplum kesimleri ve özelde Aleviler Kemalizm’i soðukkanlý bir bakýþ açýsýyla deðerlendirmekten bile oldukça uzaktýrlar.
Alevilerin Kemalizm’e pozitif bakýþýnýn temelini oluþturan en önemli öðe, Osmanlý kurum ve kuruluþlarýnýn kaldýrýlmasýyla gerçekleþen bir dizi deðiþim ve dönüþüm hamlelerinin kendiliðinden modern bir topluma yol açtýðý yolundaki mitostur. Bu inanç, toplumsal deðiþme ve geliþmelerin büyük altüst oluþlarýn baþka bir deyiþle devrimlerin üretim biçimi ve üretim iliþkilerinin deðiþmesiyle gerçekleþebileceðini bilmemekle maluldür. Kemalist reformlar, Osmanlý’nýn üretim iliþkilerine dokunmadýðý gibi, Osmanlý’nýn son döneminde geliþen kapitalist üretim iliþkilerini aynýsýyla devam ettirmiþtir. Büyük Buhran’a kadar serbest piyasa iliþkilerine dayanan bir ekonomi politikasý sürdürmüþtür. Buhranla birlikte ise devletçi kalkýnma modeli benimsediyse de aslolan serbest giriþimdir baþka bir deyiþle kapitalizmdir. Bölüþüm iliþkilerine dokunulmayan toplumsal sýnýflarýn deðiþmeden kaldýðý, üretim araçlarýnýn el deðiþtirmediði bir toplumun gerçek anlamda yeni bir toplum olduðundan bahsetmek safdillik olur. Bu tespitle ulaþýlmak istenen sonuç, Kemalizm’in üstyapýsal kurumlarý deðiþtirmekle toplumsal deðiþimi gerçekleþtirmediði aslýnda böyle bir niyetin de olmadýðý ve dolayýsýyla Osmanlý toplum yapýsýnýn korunduðudur. Her mahallede bir milyoner hayal edilmesi, köylü toplumun kente göçüyle gerçekleþecek bir toplumsal karmaþadan ya da dinamikten korkulmasý, statükonun korunmasýnýn yegâne amaç olarak görülmesi nasýl bir toplum tahayyülünün hedeflendiðini göstermesi açýsýndan ilginçtir.
Alevi toplumunun Kemalizm’e sempati duymasýnýn diðer önemli bir nedeni de, halifeliðin kaldýrýlmasýyla, devletin din karþýsýnda tarafsýz bir konuma geldiði ve Alevilerin Sünni Ýslam dayatmasýndan kurtulduðu yolundaki inançtýr. Bu mitin de temelsiz olduðunu hemen belirtmek gerekir. Halifeliðin kaldýrýlmasýyla ve yerine konulan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’yla Kemalist devlet geliþimin önünde engel olarak gördüðü geleneksel Ýslam’ý devlet denetimi altýnda tutmak istiyordu. Burada atlanan husus, Diyanet’in Aleviliði ve hatta diðer Sünni mezheplerini bile dýþlayarak sadece Sünni Hanefi Ýslam’ý temsil etmesidir. Bu bilinçli bir seçimdir. Osmanlý’dan beri devam eden Sünni Hanefi “saltanatý “ kurulan yeni devletle meþrulaþtýrýlarak tahkim edilmiþtir. Alevilik ise Osmanlý’dan beri resmi anlamda tanýnmayan bir inanç biçimiydi. Cumhuriyetin eþit yurttaþ tanýmý idealden reele bir türlü geçemediði için, anayasal düzlemdeki bu durum gerçeðe hiçbir zaman yansýmamýþtýr. Devlet idaresinde görev almanýn gizli temel þartý Sünni Ýslam inancýna mensup olmayý þart koþtuðu için Aleviler sürekli dýþlanmýþlardýr. Diyanet bünyesinde sürekli olarak kadrolaþan Sünni Ýslam, inanç özgürlüðü ve laisizm ilkesini de sürekli olarak çiðneyerek Alevilere Ýslam’ýn Sünni yorumunu dayatmýþtýr. Ýnançlarýnýn gereðini gizli olarak gerçekleþtirmeye çalýþan Aleviler, dýþlandýklarý gibi inançlarýyla da alay edilmekten, aþaðýlanmaktan kurtulamamýþlardýr. Buradan hareketle ulaþýlmak istenen sonuç, halifeliðin kaldýrýlmasýnýn kendiliðinden inanç özgürlüðünü getirmediði, devlete hâkim olan Sünni Ýslam inancýna mensup olanlarýn daha ayrýcalýklý sayýldýðý ve Aleviler açýsýndan herhangi bir pozitif adýmýn atýlmadýðýdýr. Bu anlamda Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý da Cumhuriyet Kurumu olarak ileri bir adýmý mý yoksa düpedüz gerici bir adýmý mý niteler, bu soru ciddiyetle sorulmalýdýr.
Kemalizm ideolojisi þekillenirken, tekke ve zaviyelerin kapatýlmasý salt o zamanki algýyla gericiliðe karþý bir önlem olmayýp ayný zamanda Alevilerin maðduriyetine de sebep olmuþ bir adýmdýr. Toplumun geri kalmýþlýðýnýn müsebbibi olarak görülen geleneksel dini kurumlar kaldýrýlýrken, Aleviliðin inançlarýný serbestçe yaþamalarýný saðlayan Alevi-Bektaþi türbe ve tekkeleri de kapatýlmýþtýr. Bu durum Aleviler için hayal kýrýklýðý olmuþtur. Cumhuriyetin kuruluþuna büyük destek veren Aleviler, yeni rejimden umduklarýný bulamamýþlardýr. Sünni Ýslam yeni bir devlet kurumuyla temsil ve tahkim edilirken, Alevilerin ibadethaneleri kapatýlmýþ ve maðdur edilmiþlerdir.
Kemalizm’in Aleviler açýsýndan hayal kýrýklýðý olmasýnýn önemli bir eþiði de Dersim meselesidir. Devlet otoritesinin tam anlamýyla tesisi için, Kürt ve Alevi olan ve bu anlamda da makbul vatandaþ tanýmýna uymayan Dersimliler’in tedip edilmesi elzem olarak görülüyordu. Dersim ilinde kendi geleneksel yaþam biçimleriyle hayatlarýný idame ettiren Aleviler, üstelik Cumhuriyetin kuruluþuna sempatiyle baktýklarý da bilindiði halde, büyük bir katliama maruz kalmýþlardýr. Meselenin müzakere yoluyla çözümü mümkün olduðu halde, savaþ uçaklarý ve kimyasal silahlar kullanýlarak oldukça kanlý biçimde halledilen Dersim konusu Alevilerin Kemalizm’e bakýþýnýn menfileþmesinin önemli ayaklarýndan birisidir. Özellikle Cumhuriyet tarihinin aydýnlanmaya muhtaç konusu olan Dersim meselesi orta ve batý Anadolu Alevileri tarafýndan tam olarak bilinmediði gibi, meseleden bir þekilde haberdar olanlar da kabullenmekte oldukça zorlanmaktadýrlar. Bu durum oldukça düþündürücüdür.
Bütün bu anlatýlanlar yanýnda Alevilerin Kemalist ideolojiyi ancak 1960’lý yýllarda benimsediklerini de vurgulamak gerekir. Ondan önce klasik sað tandanslý partilere oy veren Aleviler,1961 Anayasa’nýn getirdiði göreli demokratik ortamda solla tanýþýp bu ideolojiyi benimsemeye baþladýlar. Solun güçlendiðini gören CHP’nin lideri Ýnönü’nün taban oluþturma kaygýsýyla “ortanýn solu ” tezini ileri sürmesi, Alevilerin bu partiyi benimsemeye baþlamasýna yol açtý. Siyasal Ýslam’ýn ve aþýrý saðcý milliyetçiliðin yükseliþi karþýsýnda sýðýnýlacak bir liman olarak görülen CHP, Alevilerden aldýðý kayýtsýz þartsýz desteðe raðmen Alevilerin temel hak ve özgürlüklerini, inançsal konulardaki taleplerini dile getirmekte ne yazýk ki oldukça duyarsýz kalmýþtýr. Muhtelif zamanlarda kurulan Alevi partilerinin de kalýcý olamamasý CHP ‘yi Aleviler için oy verilecek yegâne parti konumuna getirmiþtir. Bütün bu süreç boyunca CHP, Alevi partisi olarak lanse edilmekten rahatsýzlýk duymuþtur. Anakronik olan þudur: Zaman zaman sol sapmalar gösterse de özünde 1930’lu yýllarýn katý devletçi, otoriter, dýþlayýcý ideolojisini ýsrarla vurgulayan ve koruyan, Cumhuriyet tarihi boyunca da Aleviler lehine herhangi bir adým atmayan CHP, Alevilerin büyük çoðunluðundan hala oy almakta ve yine ýsrarla Alevilerin taleplerine kulak týkamakta ve temsilcisi olmayý açýkça olmasa da reddetmektedir. Þimdiki CHP’nin baþýnda Dersim’li bir Alevinin oluþu da ancak Stockholm sendromuyla açýklanabilir.
Kemalist devlet ideolojisinin, çoðulcu deðil çoðunlukçu, antidemokratik, azýnlýklarýn pozitif ayrýmcýða deðil dýþlamaya maruz kaldýðý, tek tipçi, militarist, Osmanlý gibi belirli bir mezhebe dayanan ayrýmcý yapýsýný düþündüðümüz zaman, Alevilerin neden sistem tarafýndan kabul görmediðini daha iyi idrak ederiz. Alevilerin bununla birlikte, azýnlýk konumlarý gereði ezilmiþlerin, sömürülenlerin, muhaliflerin ve sol düþüncenin yanýnda yer almasýyla Kemalist gelenek tarafýndan mimlenmesi bu çerçevede deðerlendirilmelidir. Sistem tarafýndan kabul görmenin tek þartýnýn ise, Türk, Sünni-Ýslam ideolojisini benimsemekle mümkün olabileceðini anlayan kimi Aleviler, kimliklerini kamusal alanda gizleyerek Sünni-Ýslam insan tipolojisi gibi görünür oldular. Bu da bir kaçýþ ya da gizlenme yolu deðildi. Zira Maraþ, Çorum, Sivas katliamlarý da Alevilerin Kemalist devletin periferisinde yer aldýklarýnýn ve aslýnda asli unsur olmadýklarýnýn kanýtýdýr.
Osmanlý tarihi boyunca sürekli olarak asimilasyona maruz kalan Alevilerin, Kemalizm’le birlikte dinsel inançlarýný yaþama þansý bulduklarýný, kimliklerini serbestçe ifade ettiklerini iddia etmek zordur. Cumhuriyet, insanýný, etnik, dinsel ve kültürel zenginliðiyle kabul edip buna göre bir vatandaþ tanýmý yapmak yerine, belirli bir inanç sistemini ve etnik aidiyeti diðerlerine dayatma yolunu seçtiði için bu anlamda kapsayýcý olamamýþtýr. Alevi toplumu da Cumhuriyetin sýnýrlarýný çizdiði makbul vatandaþ tanýmýna uymadýðý için dýþlanmýþtýr. Günümüzde de Kemalizm’in ideolojik olarak deðiþime kapalý yapýsýný düþündüðümüz zaman, Alevilerin bu ideolojiden medet ummak yerine demokratik bir toplum tahayyülü yolunda çaba sarf etmekten baþka bir seçenekleri yoktur.
12-17 Eylül 2012




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinler, Ýnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ramazan Bizim Neyimiz Oluyor?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhafazakar Tahayyülde Osmanlý Ýmgesi
12 Eylül,anayasa Tartýþmalarý ve 1960 - 1980 Dönemine Dair Bazý Deðerlendirmeler
Türkiye'nin Yeni Vesayeti: Muhafazakar Hegemonya
Dersim Meselesi,chp'nin Tutumu ve Cumhuriyet Politikalarý Üzerine
Otoriter Demokrasimizin Hal-i Pür Meali
Kýlýçdaroðlu'nun Mevkii Belli Oldu: Sað (A) Açýk Oynuyor!
Muhaliflikten Muktedirliðe,maðduriyetten Mütegallibeliðe
Açýlýmýn Mantýðý ve Ýslamcý Muhafazakârlarýn Toplum Tahayyülü Üzerine
"Yeni" Chp ve Sol Arayýþlar
Nuri Bilge Ceylan’ýn "Taþra Epiði" : Bir Zamanlar Anadolu’da…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Memurun Sabah Mesaisi Öncesi Gördükleri,düþündükleri [Öykü]
Alevilik Ýslam'ýn Dýþýndadýr..! [Deneme]
Askeri Vesayetten Sivil Otoriter Vesayete: Kýsýrdöngü,imkanlar ve Sýnýrlar [Deneme]
Futbol ve Ben [Deneme]
Türban ve Ýslami Kesim Üzerine Bazý Mülahazalar [Deneme]
Rus Edebiyatý'nda Gerçekçilik Akýmýnýn Öncüsü: Gogol'un Palto'su [Ýnceleme]
Son Otuz Yýlýn Ýdeolojisi Yeni Muhafazakarlýk [Ýnceleme]
Seçmen Davranýþlarýnýn Önemi ve Dp (Akp) 'Nin Nasýl Uzun Süre Ýktidarda Kaldýðý Üzerine Bazý Deðiniler [Ýnceleme]
Çoðunluk: Türk Kimliðinin Sýradan Halleri [Ýnceleme]
Son Ekonomik Krizin Düþündürdükleri [Ýnceleme]


Akakiy Akakiyeviç kimdir?

Özellikle eleþtirel yazmaya özen gösteren,Türkiye tarihi,politika,sinema ve hatta edebiyat üzerine kafa yoran ve yazmaya çalýþan ve yazmayý önemseyen bir amatör yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Gogol,Puþkin,Çehov,Ahmet Ýnsel,Murat Belge,Ömer Laçiner v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.