..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > sonsuz travma




16 Aðustos 2012
Býdýk Oðlan'a (Verilememiþ) Mektup  
sonsuz travma
Bu mektubu yazdýðýmda yeni yuvana yola çýkmýþtýn... Yanýna geldiðimde kulaðýna fýsýldayacaktým yazdýklarýmý, ama sen beni bekleyemeden uçup gittin. Mektubun sonunda da söylediðim gibi, gittiðin yerde mutlu ol, melekler okþasýn baþýný...


:ADGF:

Doðduðun gecenin yaðmuruna ve soðuna dayandýn. Sabah seni bulduðumda altý kardeþin melek olmuþlardý, annen üþüyor, titriyor ve seni ýsýtmaya çalýþýyordu. O küçük çalýlýðýn bu kadar korumasýz olacaðýný bilemezdi ki... Ümran teyzenle kocaman bir kutuyu kalýn poþetlerle kapladýk annenin olduðu çalýnýn altýna yerleþtirdik ve annenin girmesi için dil döktük. Ýki gün sonra seni ve anneni orada kutuya girmiþ görmek öyle güzeldi ki... Her sabah ilk iþim yanýnýza gelip annene süt ve su vermekti. Ve yaþadýðýný görmek. Rüzgar ve yaðmur kutunuzu yýpratýnca yenisini yaptýk. Ama fýrtýnalý bir gecede gözüme uyku girmedi, sabah olunca seni bulamamaktan korkuyordum. Sabah oldu, kutunuzun yanýna gittim, uçmuþtu... Ama annen seni bir kez daha kurtarmýþ, bir kenarýya çýkarmýþtý. Bu kez demirbaþa kayýtlý bir masa çaldýk, ondan destek alarak daha saðlam bir yuva yaptýk. Sen onun içinde büyüdün. Yirmi günlük yoktun içinden hýrrrr havvv sesleri çýkardýðýnda. Bir aylýk olmana yakýn çýkmaya baþladýn kutudan. Kantinden sizin içi yalvar yakar aldýðým yemek artýklarýndan da yemeðe baþladýn. Korkut ve Asal amcalarýn da hemen kabullendiler seni, yemeðine dokunmadýlar, bir kenarda beklediler yemeni... Annen de çok iyi bakýyordu sana. Ben hayatýmda anneliðin bu kadar yakýþtýðý bir canlý daha görmedim. Hýzla büyüyordun, paytak paytak yürüyor, köpek amcalarýnla, oradaki küçük çocuklarla oynuyordun. Parazit hapýný da yutturmuþtum. Fotoðraflarýný çekip facebook a koydum, yuva arýyor diye. Bir ay daha annesini emecek sonra yuva bulmamýz lazým dedim. Yüzlerce insan beðendi fotoðraflarýný. Yorumlar yaptýlar, ne güzelsin, ne þirinsin dediler. Ama tek birisi ben ona ihtiyacý olan yuvayý veririm demedi. Büyümeye devam ettin. Ýki aylýktýn, tüylerin dökülmeye baþladý, kaþýnýyordun ve ufak yaralar açýlmaya baþlamýþtý, týpký korkut ve asal amcan gibi. Uyuz baþlangýcýydý. Ümran teyzenle hepinize ilaç yaptýk, önce canýn yandý, baðýrdýn, içimizi parçaladýn. Ama hýzla iyileþince çok sevindik. Bir kaç dakikada pati vermeyi öðrendin, çok akýllý olduðunu gösterdin. Hani o malum gecenin öncesi, size aldýðým mamalarý getirince konuþmuþtum senle hatýrlýyor musun ? Yemek yüzünden annene hýrlayýnca da kýzmýþtým. Gece yarýsýný yeni geçmiþti telefonuma senin adýnla kaydettiðim Rezzan ablan aradýðýnda. Seni birinin ezdiðini söylüyordu, alýp bir veterinere götürmüþler, yüz lira almýþ veteriner ve yediyüz lira verirseniz ameliyat ederim, karar verip yarýn sabah gelin demiþ. Yine sabahý nasýl ettim bilmiyorum, üstelik günlerdir de uykusuzdum. Rezzan ablanla buluþtuk, taksiye atladýk, senin olduðun veterinere gittik. Sözde bahçe olan küçük beton bir yerde, sýrt üstü, duvara dayalý yatýyordun, acý çektiðin ve korktuðun belli oluyordu. Ýlk kez yanlýzdýn üstelik canýn yanýyordu. Yanýna gelice eðildim, beni tanýdýn ve beni her gördüðünde yaptýðýn gibi çiþ kaçýrdýn. Sana orada geçecek, seni býrakmayacaðým dedim hatýrlýyor musun. Ve kucakladýðým gibi çýkardým oradan, sana hiç bir þey yapmayan, iç kanaman olabileceði halde tek baþýna betona atan paragöz veterinerden kurtardým ve sen iyi olunca onunla da ilgileneceðimi söyledim. Önceliðim sendin. Murat amcana götürdüm, muayene etti, bacaðýndaki kýrýk için röntgen istedi, baþka bir veterinere gidip çektirdik röntgenini, canýn çok yanýyor ve aðlýyordun, tek yapabildiðim sarýlmak , burnundan öpmek ve geçecek demekti. Murat amcan röntgene bakýnca kýrýðýnýn ameliyatsýz düzelmeyeceðini söyledi. Günlerden cumartesiydi. Bir kaç arkadaþýmý aradým, belediyenin hastanesine götürmemi söylediler. Yine Ümran teyzen yetiþti imdadýmýza, bizi alýp hastaneye götürdü. Hafta sonu kos koca hastanede kimse olmuyormuþ. Seni güvenlikçi abinin yardýmýyla bir kafese yerleþtirdik, önüne mama ve su koyduk. Murat amcanýn yaptýðý aðrý kesici biraz rahatlatmýþtý, bir gün kadar etkisi sürer demiþti. Yine burnundan öptüm, iyileþeceksin ve ben gelip seni alacaðým dedim, yanýndan ayrýldým. Hem fiziksel hem ruhen tükenmiþtim, Ümran teyzenin taktýðý serumla toparlanmaya çalýþtým, aklým hep sendeydi. Pazartesi hastanedeki doktorlarla görüþtüm ameliyat olacaðýný söylediler. Çarþamba günü senin olduðun yere yakýn sayýlacak bir hastanedeyim, annem de yanýmdaydý, kan vereceðim için açtým, iþlemlerle uðraþýp iþim bitesiye öðlen olmuþtu ve benim tek istediðim çýkýp yanýna gelmek ve iyi olduðunu görmekti. Annem aceleciliðime kýzdý, aç ve hasta halimle kendimi zorlamamý istemiyordu. Anneler hep ayný anlayacaðýn býdýk, seninki nasýl seni düþünüp koruyorsa benimki de beni düþünüyor. Ama o da beni iyi hissettirecek olanýn seni iyi görmek olduðunu bildiðinden engel olmadý. Onunla beraber geldik yanýna hatýrlýyorsun deðil mi ? Ameliyatýnýn ertesi günüyü, bacaðýn tamamen alçýlýydý. Kulaðýnda küpe vardý. Kýsýraþtýrmýþlardý ayný zamanda. Yine öptüm seni ve iyileþeceksin, ben gelip alacaðým seni dedim yanýndan ayrýlýrken. Sürünerek benimle çýkmaya çalýþman içimi parçalasa da orada kalýp iyileþmen gerekiyordu. Doktorunla konuþtum, ne zaman alabiliriz, sahip bulmaya çalýþacaðým dedim. Ne dese beðenirsin, iyileþeceðini nerden biliyorsun dedi, ben de biliyorum, ne kadar azimli bir çocuk olduðunu görmüyormusunuz diye yanýtladým. Seni tanýmýyordu. Neredeyse bir aya yakýn o kafeste kaldýn, her gün arayýp durumunu soruyor, sokaða býrakmamalarýný, gelip alacaðýmý söylüyordum. Sanýrým epeyce býktýrdým oradakileri. Oraya giden dostlardan da iyi haberlerini aldýkça seviniyordum. Sahip aramak için yeni bir ilan hazýrladým. Tüm hikayeni, doðduðun günden beri çektiðim fotoðraflarýný ekledim, mümkün olduðunca çok insana ulaþtýrmaya çalýþtým. Hiç tanýmadýðým bir sürü insan yardýmcý oldu ilanýný paylaþarak. Bir çok insan iyi dileklerini yazdý yorumlara. Ama kimse aramýyordu. Sonra bir bayan aradý, defalarca uzun uzun konuþtuk. Kýzýyla yaþýyordu, kýzý da hayvan severmiþ. Beþ yaþýnda bir boxerlarý varmýþ. Sana da seve seve bakacaðýný söyledi. Öyle iyi þeyler söylüyordu ki, sana güzel bir yuva vereceðine emin olmuþtum, çok sevinçliydim. Sonra bir kaç telefon daha geldi seni almak isteyenlerden, ben sahiplenildi, iyi bir ailesi olacak deyice de sevindiler. Hastaneden çýkma zamanýn gelmiþti, sabahtan yanýndaydým, seni sokaða býrakacaklarýndan korkuyordum, çünkü öyle demiþlerdi. Beni görünce çok sevindin ama seni ayakta görünce ben daha çok sevindim. Hemen yanýmda getirdiðim tasmayý taktým, çýkardým seni o kafesten. Hüseyin abinin gelip bizi almasýný beklerken çimlerin üstünde oturduk, sen sevinçten yuvarlanýyordun, ben de çok mutluydum, hem iyileþmiþ hem de güzel bir yuva bulmuþtun. Hüseyin abin gelip bizi aldý ve yeni evine gittik. Evin köpeði seni çok iyi karþýladý, sen de sanki kýrk yýldýr o evde yaþýyormuþsun gibiydin. Hemen bir oyuncak buldun, yatýp oynamaya baþladýn. Müstakbel annen ve ablanla konuþtuk, onlar da çok mutlulardý, onlara gece gündüz arayabilirsiniz dedim, içim rahat bir þekilde sana öpücük kondurup ve görmeye geleceðime söz verip ayrýldým yanýndan. Seninle ilgili bu güzel haberi de herkesle paylaþtým, insanlar çok sevindiler, alan aileye dualar ettiler. Bir iki saat sonra telefon geldi annenden, banyo yaptýrmýþlardý, mis gibi olmuþtun, kasaptan kemik almýþlar kaynatýp vermiþlerdi. Çok uslu olduðunu, çok güzel olduðunu hiç bir sorun olmadýðýný söylediler. Ertesi gün aradýðýmda ishal olduðunu söylediler, zaten seni aldýðýmda görmüþtüm, biraz yiyeceklerine dikkat edin düzelir dedim. Bu arada tuvaletini balkondaki gazeteye yapmayý hemen öðrenmiþsin. Her þey yolunda gidiyordu. Ertesi gün telefon ettiðimde iþtahýnýn çok iyi olduðunu, bol su içtiðini, sanki o aile ile yýllardýr berabermiþsin gibi hissettiklerini söylediler. Aradan bir iki saat geçtiðinde onlardan telefon geldi. Annen ishalinin devam ettiðini ve kan olduðunu, kanlý ishal olabileceðini söyledi. Beynimden vurulmuþa döndüm. Hemen veterinere götürün dedim. Ne dese beðenirsin kendi köpeðini bile götüremediðini yirmi gün sonra maaþ alýnca götüreceðini söyledi. Durumu yokmuþ. Bir tek karma aþýn yapýlacaktý, bana onu da yaptýrýp verseydin dedi. Ben de seni onlara zorla vermediðimi, köpek besleyen biri olarak bir köpeðin ihtiyaçlarýný bildiklerini ve bunu karþýlayabilecekleri için seni sahiplendiklerini düþündüðümü söyledim, ama faydasý yoktu. Oraya yakýn bir veterineri aradým, bilgi verdim ve gerekeni yapmasýný istedim, ailenin þu an için durumunun olmadýðýný ama gerekirse ben yardýmcý olacaðýmý söyledim. Saat daha akþam yediydi bu görüþmeler olduðunda. Tekrar anneni aradým, veterineri söyledim götürün dedim, ablasý yorgun þimdi götüremez yarýn götürür dedi. Ne arabam vardý, ne param gelip seni alýp doktora götürecek , üstelik de hastaydým. Beklemekten baþka çarem yoktu. Yine senin boþluðunla dolu bitmeyen bir gece... Ertesi gün sabahtan aradým ablaný, iþi varmýþ, öðleden sonra götürecekmiþ seni. Gidince veterinerden aramasýný istedim. Veterinerle konuþtum, kan tahlilinde deðerler kötü, ateþi var ve lenf bezleri þiþmiþ dedi, kene ýsýrýðýndan geçen bir enfeksiyonun yaygýn olduðunu, o olabileceðini ama kanlý ishali de elemediðini söyledi. Ýki iðne yapmýþ ve bir antibiyotik yazmýþ. Sonraki iki üç gün ishalin düzelmeye baþlayýnca ve genel durumun da iyi olunca derin bir oh çektim. Sonra annen(!) aradý, þehir dýþýna çalýþmaya gitmiþti, seni de kendi köpeðiyle ablana býrakmýþtý. Ablanýn da yazlýk bir yerde iþ bulduðunu, gideceðini, kendi köpeklerini annanesine býrakacaklarýný seni gelip almamý söyledi. Bunun oyuncak olmadýðýný, senin baþka bir yuva bulmana engel olduklarýný söyledim, ama kimin umurundaydý. Veteriner masrafýný da ödemeyeceklermiþ. Bir de üste çýkýp sokakta kalmasýn diye aldým demezler mi... Neyse onlarla ilgili sýkma canýný, insanlar böyledir. Ertesi gün seni almaya gideceðimde yine hastaydým, Ümran teyzen acile götürdü beni, sonrasýnda toparlandým, çünkü seni bir an önce almam lazýmdý. Yine Ümran teyzen yardým etti, arabasýyla gittik aldýk seni. Önce onlarýn eve uðradýk, ev sahibimden gizli sokmam gerekiyordu seni eve, köpek istemediðini söylemiþti, halden anlayacak bir insan da deðildi. Bu arada ilanýný yeniledim. Saðolsun Nida ablan da hayvansever gazetesinden geçti ilanýný. Kedilerimle çok iyi anlaþmýþtýn, kediþ zaten köpekleri çok sever. Xanax baþta biraz týsladý ama sonra kabullendi seni. Herkül de dört aylýk, týpký senin gibi. Ýlk iki gün çekinse de senden sonra oynamaya baþladýnýz. Sizi izlemek öyle keyifliydi ki... Sonra bir bayan aradý, beþ yaþýnda kýzý varmýþ, hafta sonu seni alýp nasýl geçineceðinize bakmak ve olursa da seni temelli evlat edinmek istediðini söyledi. Daha önce on yedi yaþýna kadar yaþayan bir köpeði olduðunu söyleyince ve dolaylý da olsa tanýdýðým, takibini yapabileceðim biri olduðundan, olur dedim, ertesi sabah seni ona götürecek kiþiyi de bulunca bir kez daha sevindim. Sonra sana gittiðin yerde buradaki gibi uslu olmaný tembihledim. Akþam telefon geldi seni alacak bayandan. Kýzýn babasý yavru golden almýþ, yazlýða gidince görmüþ, çocuk köpeði sevmiþ, çok istemesine raðmen seni alamayacakmýþ. Bu arada hastaneye yatmak için haber bekliyordum, seni sahiplendirmeden haber gelecek diye ödüm kopuyordu. Ev sahibi kapýya dayandý, köpek almýþsýnýz diye, “almadýk, iki gün kalacak” dedim ama kedilerime de laf söyleyince, “çýkacaðým” deyip kapýyý yüzüne çarptým. Bu senin yüzünden kaçýncý kavga ettiðim insan oluyor sayýsýný unuttum. Olsun, yeter ki sen iyi ol.
Zaman tükeniyordu, ve hiç kimse aramýyordu. Umudum da tükenmeye baþlamýþtý, ama sana belli etmemeye çalýþýyordum. Pazar gecesi, yani seni aldýðým yere, annenin ve dayýlarýnýn yanýna býrakacaðým sabahtan önceki gece geç saatlerde telefonum çalmaya baþladý. Defne ablan ilanýný haysev’in sayfalarýnda geçmiþ bir kez daha. Ýstanbul’dan arayanlar oldu, hatta Antakya’dan. “Gönderemem” dedim, “bir hafta sonra bakamýyorum, þu problemim çýktý, bu oldu, derseniz naparým, nasýl gelip alýrým” dedim. Ýlanýnýn altýla bilen bilmeyen yorumlar yazmýþ, beni suçlayanlar, bana hakaret edenler, seni býrakacaðým için söylemediklerini býrakmamýþlar, umurumda deðil, çünkü senin de umurunda olmadýðýný biliyorum. Senin, senin için ne hissettiðimi ve neler yaptýðýmý bilmen yetiyor bana. Bu süreçte sürekli Defne ablanla telefonlaþtýk. Ýzmir’den seni isteyen ama sonradan aslýnda tek derdinin insanlara kendini göstermek olduðunu anladýðýmýz kiþiye vermek istemedik seni. Ýnsanlarla uðraþmak öyle zor ki, bir sürü mesajdan sonra artýk bu durumu sürdüremeyeceðime karar verdim, ne suçlamalarý kaldýracak, ne cevap verecek, ne de seni kullanýp popüler olmaya çalýþan insanlarla uðraþacak gücüm kalmamýþtý. Defne ablana “ilaný kaldýralým, annesinin yanýna götüreyim, orada diðerleriyle ilgilendiðim kadar onunla da ilgilenirim, insanlarýn elinde oyuncak olacaðýna böylesi daha iyi olur” dedim. Sonra Defne abla’nýn aklýna bir fikir geldi, seni ona verip veremeyeceðimi sordu, güzel bir çiftlikte bir sürü kedi ve köpek arkadaþýnla yaþayacaktýn. “Ýçine siner mi?” diye sordu, “tabi ki…” dedim. Tek sorun senin Ýzmir’den Ankara’ya nasýl gideceðindi. Savaþ abi’ne ulaþtým, þansýn ilk kez yaver gitmiþti, pazartesi gecesi Ýzmir’de olacak ve sonra da Ankara’ya geçecekti. Anlaþtýk, gelip seni alacaktý. Ancak aracý sorun çýkarýnca gece 2:00’de aradý ve sabah gelebileceðini söyledi. Sabah hastaneye yetiþmem gerektiði için gecikmemesini rica ettim. Seninle son gecemizdi, ve umarým seni düþünerek uykusuz geçirdiðim son gece. Sabah Savaþ abin geldi, seni arabada bir kafese yerleþtirdim kendi ellerimle, girmek istemedin önce, sonra öpücük kondurdum her zamanki gibi burnunun ucuna, sevdiðin pelüþ eþþeði de yanýna koydum, uslu olmaný tembihledim, “seni yine göreceðim, kendine iyi bak” dedim. Ayný arabaya bindim annemle birlikte, Savaþ abin söz verdiði gibi beni hastaneye yetiþtirdi. Arabanýn arkasýndan el salladým, “yolun açýk olsun oðlum”. Yolculuðun biraz uzun sürdü, Antalya’da Jale ablanla tanýþmýþsýn, yolda da hiç yaramazlýk yapmamýþsýn. Cuma gecesi ulaþtýðýnýn haberini alýnca derin bir oh çektim. Sonra eski ablan, yeni annen Defne haným’la telefonlaþtýk, ilk görüþte birbirinizi ne kadar çok sevdiðinizi anlattý, tüm tüylerim diken diken, gözlerim biraz buðulanmýþ bir þekilde dinledim onu. Birkaç gün veterinerde kalýp kontrollerin yapýlacak oradan da bir sürü arkadaþýnýn olduðu yeni evine gidecektin. Fotoðraflarýný ekledi Defne annen. Artýk senin büyümeni fotoðraflardan izleyeceðim, mutluluðunu fotoðraflardan göreceðim, ama belli mi olur, bakarsýn bir gün çýkýp yanýna gelirim seni görmeye, yine çiþ kaçýrýþýn belki sevinçten, sahi hatýrlar mýsýn beni ? Yoksa hayatýnýn zor geçen ilk dört ayý ile birlikte beni de unutmuþ olur musun ? Varsýn unutmuþ ol beni, yaþadýðýn tüm kötü þeyleri unut, uyurken rüyanda seni çocuklar gibi aðlatan her þeyi unut, yeni ve güzel bir hayata baþlýyorsun, sadece hatýrla, sen çok inatçý bir çocuksun, her þeye raðmen hayata tutunan. Þimdi o tutunduðun hayatýn nimetlerini toplama zamaný. Çok çok sev, çok çok sevil ve hep iyi ol…


ve gittiðin yerde sevdin, sevildin. Ama kalbin bir yýlý tamamlayamayacak kadar hastaymýþ, yanýna gelip seni bir kez daha burnundan öpmeme izin vermedi. Seni yine göreceðime söz vermiþtim, sözüm duruyor... Gittiðin yerde bekle beni, çok uzatmaz gelirim yanýna...


Bu mektubu yazdýðýmda yeni yuvana yola çýkmýþtýn... Yanýna geldiðimde kulaðýna fýsýldayacaktým yazdýklarýmý, ama sen beni bekleyemeden uçup gittin. Mektubun sonunda da söylediðim gibi, gittiðin yerde mutlu ol, melekler okþasýn baþýný...





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dýþarýdakilerden misiniz ?
Cehennemim ve Hiçliðe Yolculuk

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Umut(suzluk) Üzerine
Noktayý Koymak

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Travmalar -1 [Þiir]
Travmalar -5 [Þiir]
Ölüm Yaþamdan Ehven [Þiir]
Travmalar -3 [Þiir]
Travmalar -2 [Þiir]
Travmalar -4 [Þiir]
Olmayacak Olan [Öykü]
Kýsa Bir Hikaye [Öykü]


sonsuz travma kimdir?

Sonsuz bir travma halinden baska ne açýklayabilir, hayatý(mý) bilmiyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sonsuz travma, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.