..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Müþerref ÖZDAÞ




16 Haziran 2012
4g : Gittim - Gördüm - Gezdim - Geldim (Eskiþehir’in Yeni Yüzü)  
Müþerref ÖZDAÞ
*Gittim, gördüm, gezdim geldim… 4G li 3 gün geçirdim. Bu þehir için Sevgi ve Barýþ kenti denilmesi tesadüf deðilmiþ, bunu öðrendim. Tarihmiþ, turizmmiþ, deðiþimmiþ, beyaz altýnmýþ, sanatmýþ. Evet, gittim, gördüm gezdim ve mutlu geldim… Yaslý gittim þen geldim derler ya… Öyle oldu… Mutlu geldim…


:BBAE:
TCDD Karesi Ekspresi- Eskiþehir-Ankara istikameti- Restoran… 9 Haziran 2012

Trenin beþik benzeri sallantýsý, týngýrtýsý eþliðinde kahvemi yudumlarken bir arka masada oturup bir þeyler yemek için bekleyen genç bir çiftin minik oðlunun tatlý gülüþleri ve anlamsýz fakat insanda býkmadan dinlemek isteði uyandýran agucuklarý ve çýkardýðý farklý sesleri ile bir süre de olsa neþelendi yolculuðum. Annesinin kucaðýnda geri, bana doðru uzanan minik ellerinin minik parmaklarý saçlarýmýn arasýnda dolanmakta ve ara sýra çekmekte iken ben de elimi geri uzattým ve o sýcak minik kadife tenli parmaklara dokundum. Enerjim yükseldi bu dokunuþla. Hasan bebek Ankara yolcusu idi. 4 veya 5 aylýktý ancak. Bir baþka uzun tren yolculuðum sýrasýnda da yine yolculuðumu tatlandýran 5 yaþýndaki Aybüke geldi aklýma o an. O yaþta kullandýðý mükemmel kelime telaffuzlarý ve nasýl yetiþtirildiðini ve yeteneðini ortaya koyan kurduðu cümleler ve nezaketi ile hafýzamda yer etmiþti o tatlý kýz, bir de resimlerde hatýra olmuþtu. Kendisinden 2 yaþ büyük abisi ile babalarýndan ayrý bir þehirde yeni yaþam çizgilerinde anneleriyle birlikte ilerliyorlardý…

Bunlarý düþünürken “ kýzýmýz olacaktý” þarkýsý geldi aklýma. Ayaklarý yumak yumak bir bebecik… Hayatýmda “ belki” leri çok fazla kullanmam ama bu defa “ belki.. olabilir mi?.. Evet, mümkün olabilir, neden olmasýn?..” sorularýný kendime sorup, umutlar büyütmüþtüm. Bu umutlarýmdan ne zaman vazgeçtim veya vazgeçirildim tam anýný bilemiyorum.

Trenle yapýlan nostaljik yolculuklarý seviyorum. Gecenin karanlýðýnda ilk kez göreceðim bir þehre doðru, içimdeki “ neden?”leri, “ öfkeleri” susturup çýktýðým bu demir raylar üstünde sarsýla sarsýla ilerliyoruz. Yeni bir þehirde yeni yaþýma girmeyi istedim. Hayal kýrýklýklarýmý, kýzgýnlýklarýmý, cevapsýzlýklarýmý biraz olsun unutmaktý niyetim. Unutabilecek miydim bilemiyorum ama en azýndan deniyordum.
Evet, kendimle yaptýðým iç sohbetim sýrasýnda yeni bir güne girdiðimizi gördüm saate baktýðýmda.
00:47 / 10.06.2012

Ara sýra saðýma, cama yasladýðým baþýmý kaldýrýp dýþarýdaki karanlýða, gelip geçtiðimiz köylerden, kasabalardan, þehirlerden görünen tek tük ýþýklara bakýp dalýp gidiyordum. Bir istasyona yaklaþýyor, duruyor, yeni yolcular alýyor veya indiriyoruz. Ýnenler hayatýn, kendi hayatlarýnýn; karanlýðýn, kendi karanlýklarýnýn içinde kaybolup gidiyorlardý.

Bir yol arkadaþým daha vardý, sevgili dostum, ablam Hediye ve ondan baþka, elimdeki kitap: o da iyi bir yol arkadaþý… Adý: “Saklanmýþ Mektuplar”. Bir bölümündeki okuduðum yazarýn bir baþka yerde okuyup aktarmýþ olduðu bir þiirin þu kýsmý benim son zamanlarda hissettiklerime çok uyuyordu. Fransýz þair Sully Prudhomme ( sf.110 ) þöyle diyordu:

“ Seven elde çok defa, sevdiðini okþarken,
Farkýnda olmayarak, kalbinde yara açar.
Kalp sessizce kýrýlýr, hiç mi hiç sezdirmeden
Sevgisinin çiçeði kýsa zamanda solar “…

Çiçeðim solmuþtu benim de, ýþýðým sönmüþtü, güneþim tutulmuþtu… Evet, yazar da kendi görüþünü eklemiþ bu alýntý þiirin sonuna: Ýnsanlar farkýnda olmadan bile, incitip yaralayabiliyorlar. (Gülbahar Ünlü). Bana da isabet etti bir ok ve yara aldým. Ýngilizler “ achilles heel (Aþil toðuðu) derler, bize “Yumuþak karýn” olarak geçmiþ bir deyim vardýr. Aþil toðuðu kafar olmasa da bir þeyin en zayýf noktasý anlamýna gelir bu deyim. Ben de en yumuþak yerimden, kalbimden yaralandým. Bu yaralý ceylan yaban ellere vurdu kendini. Acýsýný az da olsa dindirebilmek için…
Saat: 01:02 / 10.06. 2012
……
Yolculuk karanlýn içinde yolcularýn kiminin bir þeyler okumasý, kiminin uyumaya çalýþmasý, kiminin de kulaklýklarýný takýp müzik dinlemesi veya cep telefonlarýný kurcalamasýyla devam ediyordu.

Sabah 06:00’ya az kalmýþtý. Ýneceðimiz yere gelmiþtik.Ýndik ve sabahýn serinliðinde bizi bekleyen, indiðimizi görüp gelen bir dostun sýcak eliyle ilk kez göreceðim bu þehre merhaba dedik.

Eskiþehir’in yeni yüzü ile ilk karþýlaþmamýz böyle oldu. Ýlk sabah çayý içildi bir börekçide. Sonra ayýrttýðýmýz yere gidip yerleþmek istedik ama misafirhane olmasýna raðmen gelen misafire de memur zihniyeti ile davranan, memur gibi gören zatý muhteremler henüz teþrif etmedikleri için (Maliye misafirhanesi) zili ve telefonlarý uzun uzun çaldýrmamýza raðmen bizi karþýlayan açýlmayýnca bir süre kýsa tur yapýp birer sabah çayý daha içtik Porsuk çevresinde. Ýlk dikkatimizi çekenler park bahçe düzenlemeleri, rengarenk çiçekler ve hemen hemen her adým baþýnda zevkli bir elden ve beyinden çýktýðý belli olan heykelleri izledik.

Bizi karþýlayan Eskiþehir’li muhterem insan bizi kendi çalýþtýðý yere ait (Þeker fabrikasý sosyal tesisleri) dinlenme tesislerine götürdü. Ýþlemlerimizi yaptýrmadan önce kendimi bana Yeþilçam filmlerindeki köþkte hissettiren o güzel bahçesinde, kuþ sesleri eþliðinde bu defa sabah kahvelerimizi yudumladýk. Daha sonra eþyalarýmýzý odamýza býrakýp bakýmlý, temiz, insanýn içini ferahlatan korulukta yürüyüþe çýktýk. Atkestaneleri, ýhlamur aðaçlarý, þakayýklarýn arasýnda bu gönül gözüme de hitap eden yeþilliði ve serinliði doyasýya yaþarken, nemli toprak kokusu ve ýhlamurlarýn kokusunu içime çekmiþ, saksaðanlarýn zýplayarak yürüyüþünü izleyip doðanýn mükemmel uyumu ve enerjisi içinde kendimi yenilenmeye býrakmýþtým.
……
Birkaç saatlik uyku ve dinlenme sonrasýnda þehir tanýma turlarýmýz Cengiz Bey eþliðinde baþladý.

M.Ö birinci bin yýlda Porsuk Nehri kýyýlarýnda Frigyalýlar tarafýndan kurulmuþ Eskiþehir .Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kiþileri yetiþtirmiþ. Lületaþý, çeþitli hastalýklara iyi gelen sýcak su kaynaklarý ile de ünlüymüþ. Bir gün sonra o kaplýca-hamam’lardan birine gidip görevlinin verdiði bir terlikle içeri girip þöyle bir göz atýp çýkmýþtým hemen. Çok sayýda kadýn sere serpe, sadece iç çamaþýrlarýnýn altý ile saða sola, boþ bulduklarý yerlere serilmiþlerdi. Bazý bölümlerdeki kadýnlarýn yüzüne sanki kýrmýzý boya sürülmüþ gibiydi, üstelik çok sýcak bir gündeydik… Bu kadar kýsa süre bile ben zor dayanmýþken onlar sýcak havuza grip havuz baþýnda, etraftaki kurnalarda oyalanýyorlar, yýkanýyor, keseleniyorlardý. Ufak sohbetleri bile o ortamda yankýlanýp duruyordu.

Eskiþehir’in kültürel zenginliði kadar doðal güzellikleri, mutfaðý ve alýþveriþ olanaklarý ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayý hedeflemekte olduðunu görmemek mümkün deðildi.

Araþtýrmama göre tarihi çok eskilere uzanan Eskiþehir'in ilk yerleþim noktasý þimdiki yerleþimin 6 km. kuzeyindeki Þarhöyük (Dorylain) imiþ. Eski yerleþimindeki harabelerden dolayý þehre "Eskiþehir" adý verilmiþ.

Eskiþehir topraklarý, günümüze kadar pek çok uygarlýðý barýndýrmýþ. Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlý uygarlýklarýnýn önemli yerleþim merkezlerinden biri olan ve adýný da bu tarihi geçmiþinden almýþ olan bu þehirde bütün bu dönemlerin izlerini görmek mümkün.
Geliþen þehircilik anlayýþý ve uygulamalarýnýn yaný sýra iki üniversitesi, kültürel alt yapýsý ile sanat yapýlarý, havacýlýk merkezi, planlý sanayisi, yer altý zenginlikleri ve sosyal yaþam seçenekleriyle kenti geliþmiþ Avrupa kentleri seviyesine yaklaþtýrmýþ.
Eskiþehir ayný zamanda eðitim ve bilim kenti. 12 fakülte, 6 yüksek okul, 3 Meslek Yüksek Okulu, 1 devlet konservatuarý ve 7 enstitü ile Anadolu Üniversitesi ve 9 fakülte, 6 yüksekokul, 5 enstitü ve 1 devlet konservatuar ile Osmangazi Üniversitesi ile metropol kentlerin dýþýnda iki üniversitesi olan tek Anadolu kenti unvanýný almýþ.

Bereketin simgesi olan Ana Tanrýça Kibele kültü Eskiþehir'den Anadolu'ya ve Dünya'ya yayýlmýþ. Seyit Battal Gazi Eskiþehir'de iz býrakmýþ ünlü bir Türk kahraman. Büyük ozan Yunus Emre, insanlýðý sevgi ve hoþgörüye davet ederken,

“ Gelin tanýþ olalým
Ýþi kolay kýlalým
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz.”

diyerek tüm dünyaya Eskiþehir'den seslenmiþ. Fýkralarý dillerden düþmeyen mizah ustasý ve halk bilgesi Nasreddin Hoca, yaþamýnýn büyük bir bölümünü Eskiþehir'de geçirmiþ.

Eskiþehir, ayný zamanda önemli sanayi ve ticaret merkezleri, gezi ve mesire yerleri, kaplýcalarý ve tarihi kalýntýlarý ile Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri. Ayrýca "Beyaz Altýn" olarak bilinen Lületaþýnýn (Meerschaum) yurdumuzda çýkarýldýðý tek merkez. Bu maden, lületaþý ustalarýnca þehirde bulunan atölyelerde iþlenerek çeþitli hediyelik eþyalara dönüþtürülüyor. Eskiþehir'de ayrýca Bor ve Kalsedon madeni de bulunuyor.

Ýlin dörtte birini çam, meþe, gürgen, ardýç, katran ve köknar aðaçlarýnýn oluþturduðu ormanlar teþkil ediyor. Orman olmayan arazilerde, su kenarlarýnda söðüt, ahlat ve kavak aðaçlarýna rastlanmakta.

Þehrin içinde özellikle porsuk çevresinde bol bulunan ýhlamur aðaçlarýnýn çiçeklendiði mayýs-haziran aylarýnda geziyor iseniz o büyülü kokular eþliðinde gezmenin, o havayý teneffüs etmenin tadýna doyulmuyor. Reþadiye camii avlusunda çayýmý solumdan esen yelin burnuma getirdiði ýhlamur kokusu eþliðinde ve altýna oturduðum viþne aðacýnýn altýnda içmek de ayrý bir keyifti.
Þehirde ilk dikkatimizi çeken þeylerden biri ýhlamur aðaçlarýnýn bolluðu ve müthiþ baygýn ama hoþ kokularý ve büyükþehir belediyesinin çalýþmalarý sonucu gerçekleþmiþ harika þehir peyzajý, park bahçe düzenlemeleri, þehre ayrý bir güzellik katmýþ olan heykellerdi.

Eskiþehir Büyükþehir Belediye Baþkaný Prof. Dr. Yýlmaz Büyükerþen’in, heykel sanatý ile uðraþmakta ve Türkiye’de "Balmumu Mumya Heykel" yapýmýnda tek isim olduðunu, Anýtkabir Müzesi'nde sergilenen Atatürk mumya heykeli, II.TBMM binasýndaki mumya heykeller ve Makedonya Manastýr Askeri Ýdadi Müzesi'ndeki "17 yaþýnda Atatürk" mumyasý onun imzasýný taþýmakta olduðunu yeni öðrendim.

Gaziantep Vilayet Binasý önündeki bronz Atatürk heykeli, Atatürk'ün doðumunun 100. yýlýnýn kutlandýðý 1981 yýlýnda Eskiþehir'in 100 köyüne hediye ettiði büstler ve Mihallýççýk, Mahmudiye, Seyitgazi ilçeleri ve Gemlik'in Karacaali ve Kapaklý köylerindeki Atatürk heykelleri eserleri de onun eserleri arasýnda imiþ.

Kendisi de Eskiþehir’li olan Büyükerþen bu þehrin baþýna gelen en güzel þey olsa gerek diye düþündüm bunlarý öðredikçe. Þehirde her yerde imzasý görülen Büyükerþen’e gelip, görüp, gezip hayran kalarak geri gelen bir ziyaretçiden ve belki de ileriki bir zamanda buraya yerleþmeyi düþünecek olan birinden çok çok teþekkürler. Hayata geçirdiði çeþitli projelerle þehri yaþanýlýr ve seçkin kýlmýþ… Rektörlüðü döneminde de gerçekleþtirdiði kalýcý ve takdire þayan iþler onun belediyecilikte neden bu kadar baþarýlý olduðunu daha iyi ortaya koymakta.

Özellikle gece ýþýklandýrmalarý ile daha da büyülü görünüyordu þehir ve porsuk çevresi… Ýzmir’de çocukluðumda ve gençliðimde kalan troleybüsleri hatýrlatan tramvaylarla ulaþým da oldukça kolaylaþtýrýlmýþ bu þehirde.

Neler yapýlýr, nereleri görülür, ne yenir ne içilir, ne yapmadan dönülmez? Deðiþik þehirlerin tanýtýmýnda hep vardýr: “ Bunlarý yapmadan dönme”… Ben de yapmadan dönmemem gerekenlerin birçoðunu yaparak döndüm. Neler mi yaptým? Cevabý aþaðýdaki paragraflarda:
******************************************************************************
* Þehre hayat veren Porsuk Çayý etrafýndaki Adalar denilen mevkideki Cafe’lerde çayýmý yudumladým, Ankara’dan gelen misafirimle güzel birkaç saat geçidim, Þehrin en ünlü yemeði olan Çibörek yedim.

Bu arada sýcaklar aniden bastýrýnca normalde su içememe özürlü olan ben þiþe þiþe su içtim. Ne suyu?: Kalabak suyu… Kalabak Suyu, Eskiþehir'in 45 km. güneyinde yer alan Türkmen Daðý'nýn kuzey yamacýndaki Kalabak Köyü yakýnlarýndaki kaynaklardan toplanmaktadýr. Kalabak Suyu'nun Tarihçesi þöyle bu suyun:

Eskiþehir halký, yirminci asrýn baþlarýna kadar sýcak termal suyunu testilerde soðutarak içmeye çalýþýrken 1900 yýlýnda Asarcýklý Ali Efendi tarafýndan þehre 15 km. uzaklýktaki Sarýsungur Suyu, Odunpazarý semtine piþmiþ toprak künklerle getirilmiþ, kapaklý daðýtým yerlerinden, dirhem hesabýyla evlere ve mahalle çeþmelerine daðýtýlmýþ. Ancak bu su aþaðý mahallelere kadar götürülememiþ.

Atatürk'ün Talimatý
1930'lu yýllara kadar nüfusu 15 bini geçmeyen þehrin içme suyu ihtiyacý bu þekilde karþýlanmýþtýr. Cumhuriyetin ilanýndan sonra, Eskiþehir'den sýk sýk geçen Mustafa Kemal Atatürk yine bir seyahatinde, aþaðý mahallede bulunan tren garýnda mola vermiþ. Ýþte bu mola, Eskiþehir'in içme suyu ihtiyacýnda yeni bir dönemin baþlamasýna sebep olmuþ. Bir bardak su isteyen Atatürk'e testide soðutulmuþ termal suyu sunulmuþ. Deðiþik bir tadý olan su, Atatürk'ün hoþuna gitmemiþ, Eskiþehir'in içme suyu ile ilgili bilgi istemiþ. En kýsa sürede içme suyu ihtiyacýnýn karþýlanmasý için orada bulunan dönemin Belediye Baþkaný Kâmil Kaplanlý'dan (Kara Kâmil lakaplý) sorunun halledilmesini istemiþ. Sonuç olarak halledilmiþ.

*************************************************************************************
*Tepebaþýnda güvercinleri besledim, Reþadiye camii avlusundaki alçak taburelerde deðiþik saatlerde oturup soluklandým, çayýmý kahvemi içtim. Bir havuzun ortasýndaki kadýn heykelinin elindeki kaptan dökülen suyun damlacýklarý etrafa saçýlýrken çok sayýda güvercini de misafir ediyordu. Ýçlerinden birini simitçinin uyarýný ile gördüm. Tek bacaklý bir güvercindi. Simidimi yeken attýðým ufak lokmalarý kapýþmak için yarýþýyorlardý yakýnýmýza doluþan güvercinler. Ayaklarýmýn dibine gelip susamlarý tek tek alýp mideye indirmekten geri kalmadýlar. Tek bacaklý güvercin tek baþýna deðildi, sürüden ayrýlmamýþtý. En az onlar kadar baþarýlýydý her yaptýðýnda.

Köprübaþý Eskiþehir’in en önemli kavþak ve caddelerinin kesiþtiði bölgeye verilen isim. Eskiþehir’in en önemli bölgelerinden olan Köprübaþý, Ýki Eylül Caddesi, doktorlar Caddesi, Þair Fuzuli Caddesi, Cengiz Topel Caddesi , Sivrihisar Caddesi gibi önemli caddelerin kesiþiminde bulunuyor . Bölgede bulunan Eski Tepebaþý Belediyesi özellikle gece ýþýklandýrmalarý ile geceleri izlemeye deðer. Köprübaþý üzerindeki köprüler, heykeller ve çevrede bulunan ufak çeþmeler bölgeye çok ayrý bir hava katýyor.

*************************************************************************************
Eskiþehir Doktorlar Caddesi ya da gerçek adýyla Ýsmet Ýnönü Caddesi þehrin en turistik ve en hareketli caddelerinden biri. Caddenin asýl ismi Ýsmet Ýnönü Caddesi olmasýna karþýn cadde üzerinde bulunan iþ hanlarý üzerindeki onlarca doktor muayenehanelerinden dolayý zamanla halk tarafýndan Doktorlar Caddesi olarak adlanmýþ. Caddenin hemen paralelinde Eskiþehir’in ünlü Porsuk Çayý Porsuk bulunuyor. Hatta Doktorlar Caddesi‘nin Porsuk tarafýndaki binalarýn çoðunun Porsuk tarafýnda da giriþleri bulunuyor. Araç trafiðine kapalý olan cadde üzerinde birçok alýþveriþ yapabileceðiniz dükkan, restoran, cafe bulunuyor.

Doktorlar Caddesi’ne adým attýðýnýz ilk an caddenin Ýstanbul Ýstiklal Caddesi’ne olan benzerliði fark ediliyor. Doktorlar Caddesi’nin bir ucu þehrin diðer ünlü caddesi olan Kýzýlcýk Caddesi Kýzýlcýklý diðer ucu ise Köprübaþý ve Þair Fuzuli Caddesi. Caddenin Kýzýlcýklý kesiþimde Eskiþehir’in ilk alýþveriþ merkezi olan Kanatlý Avm bulunuyor. Doktorlar Caddesi özellikle Eskiþehir’de alýþveriþ merkezleri haricisinde güzel kýyafetler alabileceðiniz güzel bir adres. Cadde üzerinde bulunan Olgun, Orkun ve Oðuz gibi yerel markalarda farklý kýyafetler bulunabiliyor.

Ayrýca bölgeden geçen Porsuk Çayý üzerinde bahar ve yaz aylarýnda gondol ve bot turlarý yapýlýyormuþ ama orada bulunduðum tarihlerde henüz bu turlar baþlamadýðý için gerçekleþtiremedim.

Ýki köprü arasýnda Ordu Evi karþýsýnda ise Cengiz Topel’in heykeli bulunuyor. CengizTopel 1964 yýlýnda Kýbrýs’ta Türk Hava Kuvvetleri’nin gerçekleþtirdiði uçuþta Rumlar tarafýndan düþürülüp þehit olan pilot yüzbaþýdýr.

*************************************************************************************
* Kentpark’ta huzur dolu bir sabah kahvaltýsý yaparken gölette bulunan irili ufaklý balýklar herkesin büyük ilgisini çektiði gibi bizim de gözümüzden kaçmadý tabi ki ve atýlan ekmekleri çabucak tüketip iþtahla midelerine indirmelerini izlemek büyük keyifti.

Eskiþehir’lilerin deniz keyfini yaþadýklarý Akdeniz sahillerini anýmsatan Türkiye’nin ilk yapay plajýný da gördük. Porsuk Çayý’na bakan kýsýmda oluþturulan özel alanda inþa edilmiþ bu yapay plaj yaz aylarýnda denize gidemeyen kent halkýna deniz keyfini yaþatýyor. 350 metre uzunluðunda olan bu plajda biri çocuklara olmak üzere iki açýk yüzme havuzu da bulunuyor. Kentpark içinde bulunan yapay gölet üzerinde ise bir adet yapay ada bulunuyor.

*************************************************************************************
*Kütahya Yolu Sazova Mevkii'ndeki Bilim Sanat ve Kültür Park’ý (Sazova parký: 400 bin m2 lik alan ile Eskiþehir’in en büyük parký) da gezmeye deðer yerlerden. Eskiþehir’in bu en büyük parkýný trenle turlamak da mümkün ama biz yürüyerek, fotoðraflayarak, keyif alarak gezmeyi tercih ettik.

Park alanýndaki gölet içindeki denizcilik tarihinde çok önemli bir yeri olan Kalyonu (Korsan Gemisi) gezdim ve bol bol fotoðrafladým.( Kristof Kolomb'un Amerika'yý keþfettiði Santa Maria Gemisi'nin birebir kopyasý olarak inþa edilmiþ. Toplarýndan yatakhanelerine, kaptan köþkünden güvertesine her þeyi ile gerçek boyutlarýnda imiþ).

Sazova Parký Eskiþehir’deki en güzel parklar arasýnda yer aldýðýndan özellikle yaz aylarýnda parkta düðün resmi çektiren gelin damatlar görürseniz þaþýrmayýn ki biz bir tane gördük…

Ayný alanda bulunan Masal Þatosu’nu da hayranlýkla izledim ama kapalý bir saate denk geldiði için içine girip göremedim. Masal kahramanlarýnýn ve masal dünyasýnýn objeleri ile donatýlmýþ olduðunu, çocuklarýmýzýn hayal dünyalarýný geliþtirmelerine büyük katýk saðlamak amacýyla yapýldýðýný ve Türkiye'de bir ilk olma özelliðini de taþýdýðýný öðrendim.


Bilim Sanat ve Kültür Parký'nýn en önemli yapýlarýndan birini oluþturan ve Eskiþehir'de bir ilk olan Bilim Deney Merkezi’ni gezmeyi ise baþka bir zamana býraktým. Ýlköðretim ve lise çaðýndaki çocuklarýn çeþitli bilimsel deneyleri gerçek ortamlarýnda yapabilmelerine olanak saðladýðýný öðrendim. Ayrýca burada bir de planetaryum (gözlemevi) var ki Eskiþehirli çocuklar kadar yetiþkinlerin de uðrak yeri durumunda. Planetaryum ile gökyüzü ve uzayýn büyülü atmosferi izlenebiliyormuþ.
***********************************************************************************
*Atlýhan Çarþýsý ya da tam adýyla Atlýhan El Sanatlý Çarþýsý ; Eskiþehir Odunpazarý Bölgesi’nde bulunuyor ve turistik bölgelerinden biridir. 1850′li yýllarda Takattin Bey tarafýndan yaptýrýlan çarþý yapýldýðý dönemlerde han olarak kullanýlmýþ daha sonra geçen yýllarýn ardýndan bakýmsýzlýktan kullanýlamaz duruma gelmiþ. Daha sonra 2006 yýlýnda Odunpazarý Belediyesi tarafýnda Odunpazarý evleri Yaþatma Projesi kapsamýnda tekrar aslýna uygun olarak restore edilmiþ ve kullanýma açýlmýþ.
Kurþunlu Külliyesi’nin hemen karþýsýnda bulunan Atlýhan Çarþýsý‘nda lületaþý baþta olmak üzere Eskiþehir’in en ünlü hediyelik eþyalarý satýlýyor. Burasý Eskiþehir turlarý düzenleyen birçok tur operatörü tarafýndan da tercih ediliyor.

*Odunpazarý Evleri de görülmeye deðer.19. Yüzyýl mimarisinin en güzel örnekleri olan kývrýmlý yollarý, çýkmaz sokaklarý, ahþap süslemeli, bitiþik düzenli cumbalý evleri ile Odunpazarý evlerinde dolaþýrken tarihe tanýklýk edebiliyor diyebiliriz...

*Tarihi Odunpazarý Evlerinin içerisinde bulunan Çaðdaþ Cam Sanatlarý Müzesi de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri ve ben bu fýrsatý da kaçýrmadým.

*Odunpazarý semtinde, Paþa Mahallesi'nde yer alan Kurþunlu Camii’sine merdivenli kapýdan girildiðinde ortada þadýrvan, sað tarafta menzilhane, sol tarafta aþhane, karþýda cami görülür. Bu cami, Veziri-sanî Mustafa Paþa tarafýndan 1525 yýlýnda yaptýrýlmýþ. Cami 1961-1962 yýllarýnda yenilenmiþ. Caminin arkasýndaki büyük kubbeli semahane, medrese odalarý ve ön taraftaki sütunlu açýk mekân, buranýn bir Mevlevi tekkesi olduðunu kanýtlamakta. Mevlevihane kýsmýnda dünyada açýlan ilk Lületaþý müzesini görme fýrsatýný buldum.
***********************************************************************************************
* Þehr-i aþk adasý denilen yerde þehrin sevgi ve aþk þehri olduðunu simgelemek için Porsuk çayý üzerinde oluþturulan adaya konulan kütüklere, plakalara sevdiðiniz kiþinin ismini çakabiliyormuþ ve sevginizi ölümsüzleþtirmek için nikâh tazeleniliyormuþ ama burada da isim çakma ve tazelenme olayýný bir sonraki ziyaretime býraktým.
*************************************************************************************
* Met helvasýnýn tadýna bakmadým, sadece vitrinlerde gördüm. Bu helva piþmaniye tadýný andýran ünlü lifli helvasýymýþ. Ýsmini, met(çubuk) ve aþýk kemiði ile birlikte oynanan bir sokak oyunundan almýþ. Met Helvasý, met oyunu sonucunda yenilen tarafýn uzun kýþ gecelerinde helva çekmesiyle oluþan bir geleneðin ürünüymüþ.
Met helvasý un, yað, þeker, limon ve su kullanýlarak lif haline getirilen, 2-3 cm çapýnda ve 6 cm uzunluðunda yuvarlak olarak hazýrlanan, yatay kesilmiþ bir þekerleme cinsi.

**********************************************************************************
*Lületaþý ile süslü takýlar aldým. Taktým takýþtýrdým gezdim…

Orada olduðum 3 gün içinde elbette göremediðim ama görmeye deðer daha çok yer kaldý. Bir dahaki ziyaretime de bahane olsun kalanlar diyerek son günün gecesi geri dönüþ saatimizi beklerken tren garý karþýsýndaki meþhur köfteci Ali’de köftelerimizi yedikten sonra kalkýþ saatimizin gelmesini bekledik ve yaklaþýk 1.5 saat rötarla hareket edebildik ve bu güzel þehre yeniden gelebilmek umuduyla veda ettik.

*Gittim, gördüm, gezdim geldim… 4G li 3 gün geçirdim. Bu þehir için Sevgi ve Barýþ kenti denilmesi tesadüf deðilmiþ, bunu öðrendim. Tarihmiþ, turizmmiþ, deðiþimmiþ, beyaz altýnmýþ, sanatmýþ. Evet, gittim, gördüm gezdim ve mutlu geldim… Yaslý gittim þen geldim derler ya… Öyle oldu… Mutlu geldim…

Türkiye’min daha baþka kentlerini baþka zamanlarda tanýyabilmek umudundayým ancak görüp geriye döndüðüm bu kent bende çok güzel anýlar býraktý ve kendimi bir Avrupa kentinde hissettirdi. Bazý þeyleri yerinde görmek gerek. Bir insana ne kadar anlatýrsanýz anlatýn ya da görsellerine kaç kez bakarsanýz bakýn aslýný görmek, dokunmak, yaþamak gibi olamaz. Yaþamýn hýzlý akýþý içinde sizlerin de böylesi güzel kentlerimizi görebilmeniz, tanýyabilmeniz, yaþayabilmeniz umuduyla, hoþça kalýnýz… Sevgiyle, hoþgörüyle kalýnýz…

Müþerref ÖZDAÞ
15.06.2012




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aný Düne, Ümit Yarýna Aittir
Gideceði Yeri Bilen Mektup: E - Mektup (1 )
Öfkeyle Korku Kol Kola Gezer
Bir Kedi ve Bir Adam

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Umutlar Tükenirse
Çiçekleri Döken Bahar
Sevgi Sihirdir
Geceler Günahý Saklar
Hayvan Olmanýn Dayanýlmaz Aðýrlýðý
Muhteþem 8 Yýl
Sevgi Þehri Þehir Rehberi
Daðýlan Bulutlarým
Gelecek Daha Kaç Tecavüze Gebe?
Aldanmalar,aldatmalar ve Yalanlar Üzerine Düþüncelerim

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Olsaydým [Þiir]
Sevgi (Seni) Ektim Yüreðime [Þiir]
Ateþi Yakan Bilir [Þiir]
Sahtekarlar Balosu [Þiir]
Sualler (1 ) [Þiir]
Yaþam - Aþk - Tutku - Sevgili [Þiir]
Yaþam Akýyor Yaný Baþýmda [Þiir]
Hani Bir Þarký Var Ya [Þiir]
Zamanýn Kýyýsýnda [Þiir]
Yürekte Bir Ýmzadýr Sevdan [Þiir]


Müþerref ÖZDAÞ kimdir?

Biyoloji öðretmeniyim. 1978'li yýllardan beri edebiyat,þiir,resim ve geleneksel sanatlardan "ebru " ve "kaat'ý " ile uðraþýyorum. Sevgi yolu, Ortanca ve Mahzunice adlý dergilerde yazýlarým yayýnlanmaktadýr. Turkhaber ve Cbhaber internet gazetelerinde de köþe yazarlýðý yapmaktayým. Edirne-Uzunköprü SES gazetesinde de yazmaktayým. Yaþamýn en iyi öðretmen olduðunu biliyorum. . . Ve sýnavýný en hazýrlýksýz zamanlarda yaptýðýný . YAÞAM BÝR ÞÝÝRDÝR. . . ÞÝÝR DE SEVDAM. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilememeye çalýþýyorum..Herkesin de ne olursa olsun bir süre sonra kendine bir tarz oluþturduðunu düþünüyorum...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Müþerref ÖZDAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.